ÇOCUĞUN OYNADIĞI HER OYUNUN BİR GÖREVİ VAR!
EVCİLİK OYUNU Çocukluğunda evcilik oyunu
oynamayan var mıdır acaba? Hepimizin vazgeçilmezi olan bu oyun aslında bize bir çok şeyi anlama,
yargılama ve tanıma fırsatı veriyor.
Uzmanlar evcilik oyunu hakkında şunları söylüyor:
“Çocuklar oyunu oynarken çevrelerinde gördükleri yetişkin rollerini canlandırır ve onlar gibi
davranırlar. Bu oyunlar çocukların kendilerini tanımalarını sağlamakta ve onları ilerideki yetişkin
rollerine hazırlamaktadır. Oyunda çocuklar hem günlük yaşantılarında karşılaştıkları, deneyim
edindikleri olayları kullanırken, hem de hayal dünyalarını, duygularını oyuna aktarırlar. Oyun
içinde çocuklar hayallerini diledikleri gibi kullanırlar. Bazen anne, bazen çocuk, komşu vb.
olurlar, duygularını istedikleri gibi kullanarak rahatlarlar. Böylelikle kendilerini başkasının
yerine koymayı (empati duygusu), sorumluluk almayı, duygularını başkasına anlatmayı, aile içindeki
sıkıntıları anlatarak rahatlamayı öğrenirler. Rollerini canlandırırken kendini ifade etme, akıcı
konuşma yetenekleri gelişir ve kelime hazneleri artar.”
Çocuklar evcilik oyununu tek
başlarına da arkadaşlarıyla da oynayabilirler. Birlikte oynarlarken kurallara uymayı, işbirliği
içinde çalışmayı, güvenmeyi, iletişimde bulunmayı ve sosyal olaylara çözüm bulmayı
öğrenirler.
Anneler ve babalar evcilik oynayan çocuklarının seçtikleri rollerden kimi
zaman rahatsız olurlar. Kız çocuklarının erkek, erkek çocuklarının asker olmak yerine aşçı olmayı
tercih etmeleri gibi... Oysa, duygusal olarak bunları yapmak isteyen bir çocuğun üzerinde baskı
kurulmamalı ve seçimlerinde özgür bırakılmalıdır. Evcilik oyunu çocukların zihinsel ve sosyal
gelişimini destekleyen en önemli oyunlardan biridir. Anne-baba olarak bu oyunu oynayan çocuğunuza
her türlü fırsatı ve desteği sağlamalı, hatta arkadaşı yoksa siz de ona eşlik
etmelisiniz.
DOKTORCULUK Özellikle 3-5 yaşlarında oynanan bu oyun
aslında çocukların karşı cinsin bedenine duyduğu meraktan ortaya çıkmıştır. Karşı cinsin kendi
bedeninden ne gibi farkları olduğunu bilmek istemek, son derece doğal bir süreçtir. Çocuklar
birbirlerinin bedenlerini en rahat bu oyunla görebileceklerinin farkındadırlar, çünkü onlar da
doktora gitmiş ve muayene olmuşlardır. Böyle bir durumda çocuklara kızmak ve bağırmak yerine ona
öğrenmek istediklerini uygun bir şekilde anlatacak yaşlarına uygun resimler göstermelisiniz.
Doktorculuk da tıpkı evcilik oyunu gibi yetişkin hareketlerinin taklidine dayalı ve fantezi ve
keşfetmeye yönelik bir oyundur.
SEK SEK YA DA TOP
OYUNLARI Çocuğun sosyalleşmesini sağlar; kuralları, cezaları ve ödülü öğrenmesine sebep
olur. Çocuk, hem arkadaşlarıyla uyumlu olmak zorundadır, hem de oyunu kurallara bağlı olarak
oynaması gerektiğini öğrenir. Sek sek ve top oyunları çocukların bedensel gelişimlerine de katkı
sağlar.
Kazanan ve kaybeden üzerine kurulu bu oyunlar, çocuğa başarının zevkini yaşatır.
Başarının ödüllendirildiğini ilk olarak bu oyunlarla içselleştirir. Sırasını beklemeyi, paylaşmayı
ve rekabeti de bu oyunlarla öğrenir.
YAP-BOZ Özellikle 5-8 yaş
arası çocukların oynadığı, daha sonraki yaşlarda da oynamaya devam edilen bu oyun bilişsel yetenek
ve algısal hareketleri geliştirir. Daha çok sorunu çözmeye, algılamaya ve toparlamaya yönelik bu
oyun aslında bir çeşit organizasyondur. Ve daha çok organize etme, olan şeyleri başka bir şekilde
sunma yeteneğini geliştirir.
LEGO Legolar yap-bozlardan farklı
olarak parçalardan farklı birşeyler yapmaya yarar. Dolayısı ile legolarla oynamak organize etmekten
çok, yeni bir şey ortaya koymak, yani “yaratmak” demektir. Çocukların el becerilerini,
algılamalarını, yorumlamalarını ve yaratıcılıklarını geliştirmeye yarayan legolar aynı zamanda
çocuğu psikolojik olarak da tatmin eden oyuncaklardır. O kadar ki, lego düşkünü yetişkinlerin sayısı
da azımsanmayacak kadar çoktur.
UZMAN KLİNİK PSİKOLOG ÇİĞDEM BİLGEN: “ÇOCUKLAR
KELİMELERLE DEĞİL, OYUNLARLA KONUŞUR” Her insan oyun oynamayı sever, yaşımız ne
olursa olsun, oyun hepimiz için eğlencedir. Ancak çocukların yaşamında oyun, çok özel bir role
sahiptir. Biz yetişkinler sevincimizi, sıkıntımızı, üzüntümüzü, kaygımızı, heyecanımızı,
düşüncelerimizi konuşarak belli ederiz; biz kelimelerle konuşuruz. Oysa çocuklar, duygularını
anlatmak için bizimkiler gibi şık kelimelere henüz sahip olmadıkları için, iletişim kurabilmede
başka bir araca ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden çocuklar çoğu zaman kelimelerle değil, oyunlarla
konuşurlar. Çocuklar oyunla dünyayı keşfederler, diğer kişilerle kuracakları ilişkileri öğrenirler,
kendi yeteneklerini ve güçlerini test ederler, yeni fikirleri denerler ve farklı aktiviteleri
deneyecek kadar yetkin bir hale gelirler. Merak, benlik değeri, dil, çeşitli alanlarda problem çözme
yetileri, işbirliği, matematik, oyun sayesinde öğrenilen konulardan sadece birkaçıdır.
OYUNUN
YARARLARI Fiziksel ve Biyolojik Yararları: Oyun, çocuğun temel becerileri öğrenmesine
olanak tanır. Bir bebek ilk olarak, çevresini oyunla tanırken, istediği bir objeyi elde etmek için,
el ve göz hareketlerini koordine etmeyi öğrenir. Oyun çocuğun enerji harcamasını ve böylece
rahatlamasını sağlar. Çocuğun kaslarının gelişimini destekler. Oyun içinde koşma, uzanma, çömelme,
zıplama gibi hareketler çocuğun kol ve bacak kaslarının gelişimine, el faaliyetleri de ince motor
denilen parmak kaslarının gelişimine yardımcı olur. Örneğin, kas gelişiminin yetersizliği nedeniyle
yazı yazmada zorluk yaşayan bir çocuk, yazı için gerekli olan ince motor gelişime, oyun hamuruyla
oynayarak, boyama, resim yaparak ulaşabilir.
Eğitimsel Yararları: Çocukların öğrenme
süresince oyun gerekli bir koşuldur. Çeşitli şekil, boyut ve renkteki oyuncaklarla oynamak çocuğun
kavram gelişimine faydalıdır. Ayrıca bu farklı özellikteki materyaller kendi başlarına da, çocuğun
sinir sistemi ve beyni için gerekli olan uyarımları sağlarlar. Rol oynama özellikle çocukların
sonraki akademik yaşantıları için çok önemlidir. Çocuklar rol oynarken geçmiş tecrübelerini hatırlar
ve onları yeniden yaratırlar. Örneğin, bir çocuk doktor rolünü oynarken doktorun kullandığı
gereçleri, bir doktorun hastasını nasıl muayene ettiğini, neler dediğini ve neler yaptığını
hatırlar. Toplumsal Yararları: Çocuklar rol oynarken pek çok yeni beceri geliştirirler. Diğer
çocuklarla birlikte oynamak çocuğa işbirliği yapmayı, paylaşmayı, toplum kurallarını öğretir.
Çocuklar oyun yoluyla, kendileri, aileleri ve toplum hakkında yeni şeyler öğrenirler,
“ben” ve “diğeri” kavramlarını kazanırlar.
Duygusal Yararları:
Oyun oynarken çocuklar hayal dünyalarının gizli içeriklerini ortaya koyarlar; düşüncelerini,
korkularını, kaygılarını duygularını dolaylı yoldan ifade ederler. Stres yaratan olayların bu
şekilde ortaya konması, çocuğun kendi acılarını dışsallaştırmasına ve bu şekilde onlarla daha kolay
baş etmesine izin verir. Böylece oyun, çocukların kaygılarını azaltma ve iç çatışmalarını çözme
işleviyle kullanılabilir. Çocuk oyunla, saldırgan duygularını kabul edilebilir bir yolla ortaya
koyma imkanı bulur. Bu tarz oyun çocuğa, günlük gerçeklik içinde izin verilmeyen içsel dürtülerinin
boşalım imkanını sağlar. Örneğin, çocuk, küçük kardeşine olan kıskançlığını, bebeğini cezalandırma
veya öldürme yoluyla ortaya koyabilir ve bu yolla, bu dürtünün tatmini mümkün
olur.
OYUN DEYİNCE... - Çocuğa, duygularını ifade etme olanağı tanır.
- Çocuğun yaşamındaki travmatik olaylarla ilgili kaygısını azaltır. - Özgüven ve yeterlilik
duygusunun gelişimini destekler. - Kendine ve diğer kişilere olan güven duygusunu geliştirir.
- Sağlıklı sınırlar belirler. - Yaratıcılığı destekler. - Çocuğun uygun davranışlar
kazanmasını sağlar.
OYUNUN AŞAMALARI Oyunun niteliği, çocuğun
gelişimsel evrelerine göre farklılaşma gösterir. 0-2 yaş arasındaki çocuklarda oyun işlevsel bir
yapıya sahiptir ve bu oyunda tekrarlama ve keşfetme vardır. Bu basamaktaki çocuklar objeleri
inceler, onları çevirir, birbirine vurur, kısaca her şeyini keşfetmeye çalışır. 2 yaş itibariyle
dramatik oyun gelişmeye başlar. Bu oyuna, rol oynama (öğretmen, polis, doktor,anne olma),
kişileştirme (bebekleri konuşturma), objeleri kullanma (boş bardaktan su içme) faaliyetleri
hakimdir. Dramatik oyunlarda çocuk rol oynarken, toplumdaki farklı sosyal kimlikleri öğrenir,
kendini tanır, sınırları öğrenir, kendini başkalarından ayıran özellikleri öğrenir. 6-7 yaş civarı,
kurallı oyunlar gelişmeye başlar. Bu oyunda kazanan, kaybeden, kurallar ve cezalar vardır.
EBEVEYNLERE NOTLAR: • Çocuğunuzun oyun için zaman
harcamasına izin verin. • Resim yapma, kule yapma gibi, pek çok faydası olan ve
çeşitli şekillerde kullanılabilecek el faaliyetlerini destekleyin. • Çocuklarınıza,
oyuncaklarını koyacak kendilerine ait, bir yer ayırın. Raflar bunun için idealdir ve çocuklara oyun
bittiğinde yerine kaldırma sorumluluğunu kazandırır. • Çocuklarınızın güvenliğine
zarar vermeyecek oyunlar temin edin.
|
|