BEBEKLERDE ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI

ÜSYE SEBEPLERİ NELERDİR?
Değişik mikroplar; virüsler ve bakteriler bu hastalıklara sebep olurlar. Bütün dünyada yapılan araştırmalarda etkenlerin yüzde 70-80 vakada değişik virüslerin olduğu saptanmıştır (200’den fazla değişik virüs). Virüsler çok küçük mikroplardır, normal mikroskoplarla görülemezler ve virüsleri öldüren bir antibiyotik henüz bulunamamıştır. Vakaların yüzde 20-30’unda etkenlerin bakteriler (en sık A gurubu beta hemolitik streptokok) olduğu saptanmıştır. Bakteriler virüslerden daha büyük mikroplardır, normal mikroskoplarla görülebilirler ve antibiyotiklerle öldürülebilirler.

NEDEN KIŞ AYLARINDA DAHA SIK GÖRÜLÜRLER?
Kış aylarında bu mikropların doğada görülme sıklığı artar. Kapalı yerlerde (okul, kreş, kışla, işyeri vb.) uzun süre kalınması, buraların iyi havalandırılmamaları, soğuğun vücut direncini düşürmesi, sigara dumanı, yetersiz-dengesiz beslenme ve bazı çok iyi bilinmeyen mekanizmalarla kış aylarında ÜSYE görülme sıklığı artmaktadır.

ÜSYE ÇOCUKLARDA NİÇİN DAHA SIK GÖRÜLÜR?
Bunun temel sebebi vücudun bağışıklık sistemidir. Vücudumuza giren mikropları, kanımızdaki bazı hücreler tanır ve hafızasına yerleştirirler. Bu mikroplar tekrar vücudumuza girdiğinde bu koruyucu hücrelerin salgıladıkları antikor denilen maddeler tarafından etkisiz hale getirilirler. (Bazı mikropların yaptıkları bu koruyucu etki ömür boyudur: Kızamık, Suçiçeği, Hepatit A, Hepatit B, Kabakulak gibi.) Bazı mikroplara karşı ise koruyucu etki daha kısa sürelidir (ÜSYE’yi 200 den fazla virüs yaptığından her birine karşı uzun süreli bağışıklık olmayabilir). İşte 20 yaşlarına gelen ve birçok mikroba karşı vücudunda antikorlar (bağışıklık maddeleri) oluşmuş bir kadın, doğum yaptığında bu koruyucu maddeler, kan yoluyla bebeğe geçer ve bebek de annesi gibi, ilk 6-9 ayda sık hastalanmaz. Ancak bu koruyucu maddeler 6-9. aylardan itibaren azalmaya başlar. Bebek hastalandıkça koruyucu maddeleri kendisi yapmaya başlar. Bu temel sebebin yanında anne sütünün de koruyucu etkisinin kalkmasıyla, bebekler 1 yaşından itibaren 5-6 yaşlarına kadar yılda 3-8 kez ÜSYE’ye yakalanabilirler.

SOĞUK ALGINLIĞI
Çocuklarda en sık rastlanan enfeksiyon hastalığı soğuk algınlığıdır. Yutak ve burunda bazen de sinüslerde ve orta kulakta iltihaplanma olur. En sık virüsler olmakla beraber bakteriler de soğuk algınlığına neden olur. Her mevsim görülebilir, ancak kış aylarında daha sıktır. Özellikle kapalı alanlarda ve kalabalık ortamlarda yayılması daha kolaydır. Havalandırmanın iyi olmaması ve sigara içilen ortamlar çocuğun soğuk algınlığına yakalanması açısından risk oluşturur. Soğuk ortamda vücut direncinin düşmesi, yetersiz beslenme, el hijyenine dikkat edilmemesi de enfeksiyon gelişimini kolaylaştırır. Genellikle çocuklarda 3. aydan itibaren soğuk algınlığı daha fazla görülür.
Belirtileri: Soğuk algınlığı süt çocuklarında burun akıntısı, ateş, hapşırma, huzursuzluk, keyifsizlik ve halsizlik yakınmalarıyla başlar. Ateş, birkaç saatten 3 güne kadar sürebilir. Burun akıntısı önce şeffaf renkte ve suludur, daha sonra sarı-yeşil renk olup koyulaşır. Burun akıntısı burunda kuruyarak burun tıkanıklığına neden olur. Bu durum da çocuğun emmesine engel olabilir. Ayrıca burun arkasında toplanan akıntıyı çocuğun yutmasıyla kusma, ishal ve iştahsızlık da olabilir. Ateşin 3 günden tazla devam etmesi durumunda viral enfeksiyona, bakterinin eşlik etmeye başladığı düşünülür. Soğuk algınlığından sonra yüzde 25 oranında orta kulak iltihabı görülür. Bu nedenle ateşin 3 günden sonra da ısrarla devam etmesi halinde orta kulak iltihabı mutlaka araştırılmalıdır. Soğuk algınlığı sırasında boyun çevresindeki lenf bezlerinde şişme, ses tellerinde iltihap ve alt solunum yolu enfeksiyonları da ortaya çıkabilir.

Tedavisi: Soğuk algınlığının özellikli bir tedavisi yoktur. Eğer çocuğun ateşi varsa ateş düşürücü ilaçlar verilir, burun tıkanıklığı varsa burun tıkanıklığını gidermeye yönelik burun damlaları (fizyolojik serum) veya spreyler kullanılır. Burun damlası çocuğun beslenmesinden 15-20 dakika önce, burun deliklerine temas ettirmeden uygulanmalıdır. Ayrıca, aynı damla birden fazla kişi tarafından kullanılmamalıdır. Mümkün olduğunca çocuk yatakta tutulmalı, istirahat etmesi sağlanmalı, bulunduğu ortamın havası temiz olmalıdır. Çocuğun bulunduğu ortamda asla sigara içilmemeli ve oda havası nemlendirilmelidir. Ayrıca bol miktarda sıvı tüketmesi de hastalığın çabuk atlatılması için önemlidir. Anne sütü alan bebeklerin bol bol emzirilmesi ise yeterli olacaktır. Balgam ve salgıları yumuşatan en doğal madde sudur. Bu nedenle ek gıdayla beslenen ve su içmeye başlayan çocuğa verilecek en uygun sıvı sudur. Antibiyotik içeren ilaçların kullanılması, sadece bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlarda uygundur.
Önlemler: Üst solunum yolu enfeksiyonları öksürük ve hapşırıkla havaya yayılan mikropların solunarak alınması ve ellere bulaşan salgılarla temas sonucu oluştuğundan, hasta kişilerle çocuğun temas ettirilmemesi ve aynı ortamda bulunmaması sağlanmalıdır. El temizliği çok önemlidir, çocuğa temas etmeden önce mutlaka eller yıkanmalıdır. Çocuğun bulunduğu ortamlarda, öksüren ve hapşıran bireylerin, ağzını mutlaka kağıt mendille kapatması gerekir. Hatta hasta kişilerin çocuğa mikropları bulaştırmasını önlemek için kağıt maske kullanması ve kullanılan kağıt mendil, peçete gibi eşyaların ortalıkta bırakılmaması gerekir.


AKUT FARENJİT
1 yaşından küçük çocuklarda nadiren görülür. Yutakta meydana gelen iltihabi durumdur. En sık virüslerle olmakla beraber, daha az olarak bakteriler de hastalığın meydana gelmesine neden olur.
Belirtileri: Ateş, halsizlik iştahsızlık ve boğaz ağrısıyla başlar. Ardından öksürük ve ses kısıklığı ortaya çıkar. Boyun, lenf bezlerinde şişme görülebilir. Virüslerin neden olduğu durumda enfeksiyon 1-5 gün devam eder ve genellikle herhangi bir sorun olmadan düzelme olur. Bazen bakteriler enfeksiyona eklenebilir. Bu durumda orta kulak iltihabı, bademcikte apse, sinüzit ve çok nadiren de olsa menenjit gelişebilir.
Tedavisi: Ateş ve boğaz ağrısı için ateş düşürücü ilaçlar kullanılabilir. Çocuğun yatması ve yatarak dinlenmesi, bol sıvı tüketmesi ve zorlanmadan beslenmesi sağlanmalıdır. Eğer çocukta bakterinin neden olduğu enfeksiyon düşünülüyorsa antibiyotik tedavisi verilmeli, aksi halde antibiyotik tedavisi kullanılmamalıdır. Zaten bu tedaviye doktor karar verir.


BADEMCİK İLTİHABI (AKUT TONSİLLİT)
Vücudumuzu enfeksiyonlara karşı koruyan organımız olan bademciğin iltihaplanmasıdır. Bademcik iltihabı genellikle 2 yaşından büyük çocuklarda görülür. 1 yaş altında pek görülmez.
Belirtileri: Ateş, kusma, halsizlik, boğaz ağrısı ve baş ağrısı yakınmalarıyla başlar. Bademcikler kırmızı ve şiştir. Boyun, lenf bezlerinde şişme olabilir.
Tedavisi: Yatak istirahati, bol sıvı tüketiminin sağlanması uygulanmalıdır. Gerekli ise antibiyotik tedavisi yapılmalıdır.


SİNÜZİT
Kafatasının içinde yer alan, solunan havayı nemlendirme ve ısıtma, partikülleri tutma, salgı üreterek mikropların yapışmasını ve çoğalmasını önleme görevleri olan boşluklara sinüs denir. Bu boşlukların iltihabi durumuna sinüzit denir. Genellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarını takiben ortaya çıkar.
Belirtileri: Ateş, burun akıntısı, geniz akıntısı, baş ağrısı göz çevresinde şişlik ve iştahsızlık gibi belirtilerle başlar.

Tedavisi: Antibiyotikler kullanılmalıdır. Tedaviye en az 2 hafta devam edilmelidir. Bunun dışında çocuğun ateşi varsa ateş düşürücü ilaçlar, burun tıkanıklığı varsa burun damlaları, yatak istirahatı ve bol sıvı tüketmesi uygundur.


LARENJİT
Ses tellerinin ve gırtlağın iltihaplanmasıdır. Hem virüsler hem de bakteriler larenjlte neden olabilir.
Belirtileri: Ses kısıklığıyla başlar. Ses kısıklığına öksürük de eşlik edebilir. Eğer öksürük varsa çocuk boğuk boğuk öksürür. Ateş de görülebilir. Bazen iltihap alt solunum yoluna ilerleyerek çocukta solunum güçlüğüne neden olabilir. Bu önemli ve acil bir durumdur. Tedavisi: Antibiyotik ve soğuk buhar kullanılır.


anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE