Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Kadir Tuğcu: “KANGURU APARATININ KULLANIMI” “Daha henüz yürüyemeyen bebeklerin sorunlarından biri de kucakta taşınmalarıdır. Kucak işi hem anneye ilave yük hem de bir veya iki elini serbest kullanamama güçlüğü getirir. Bu annelerin, işlerini biraz olsun hafifletebilmek için, ebeveyn (babalar da pekala taşıyabilir) gövdesine monte edilebilen bebek taşıma aparatları geliştirilmiştir.
Gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılan bu cihazlar maalesef ülkemizde pek benimsenmemiştir. Bunda da en büyük sebep, 6 aydan evvel bebeklerin oturtulamayacağı inancıdır. Bu inanış yanlış olup, eski doktorların ‘Raşitizm’ hastalığını bilmemelerinden dolayıdır. Eskiden ne D vitamini ne de Raşitizm biliniyordu, ama doktorların gözlemlediği bir husus vardı, çocuklar oturmaya veya basmaya başladıktan sonra bazı kemiklerde eğrilmeler oluyordu. Bu yanlış gözlem sonucunda, bunun, erken oturtma veya bastırma ile ilgili olduğunu ve ‘geğreğinin’ (ne demekse) battığını söylerlerdi. Tamamen hurafe olan bu bilgi maalesef hala bazı doktorlar tarafından ailelere söylenmekte ve aileler doktor ve satıcı arasında çelişkiye düşmektedirler. Oysa, hiçbir tıp kitabında böyle bir durum yazılı değildir ve hiçbir anatomi kitabında da ‘geğrek’ diye bir oluşum yoktur. Böyle bir eğitim almadıkları halde sanki varmış gibi aileye yanlış bilgi veren, ‘Çoğunluk böyle söylüyor, sürüden ayrılmayalım’ zihniyetindeki doktorların artık bu işleri öğrenmeleri şarttır.
Artık günümüzde her bebeğe iyi kötü bir D vitamini verildiğinden, Raşitizm önlenmekte ve bu ‘batma’ (!) olayına da rastlanmamaktadır. Yoksa bebekler doğdukları günden itibaren oturtulabilir veya bastırılabilir, hiç de bir şey olmaz. Tabii bebeğin tek başına oturabilmesi için de, denge merkezinin gelişmesi gereklidir. Tek başına oturamayan bebekler dahi destekli bir şekilde oturtulduklarında bir zarar olmaz. (Araba koltuklarına da rahatlıkla oturtulabilirler.)
BEBEĞİN RAHAT NEFES ALDIĞINDAN EMİN OLUN Bebekler doğdukları ilk günden itibaren bu aparatları kullanabilirler. Burada en önemli husus, bebeğin rahat nefes alıp almadığından emin olmaktır. Bilhassa, kundak şeklinde, tek parça deliksiz, tek omuza asılan aparatlarda, bebeğin suratının örtülmediğinden emin olmak gerekir. Bebeğin kol ve bacaklarının sarkabildiği aparatlarda zaten böyle bir tehlike yoktur.
Bu aparatlar, hem göğse, hem sırta takılabildiği gibi, bebek hem ebeveyne, hem dışarı bakar vaziyette de kullanılabilir. Ebeveyn, her iki eli serbest kaldığından, isterse çarşı-pazarda, isterse evde işini rahatlıkla yapabilir. Bebeğin ağırlığı dengeli bir şekilde ebeveyne aktarıldığı için, aile bebeği kucakta taşırkenki kadar yorulmaz.
HİPOTERMİ VE KANGURU TEDAVİSİ Bebeklerde, bilhassa prematüre denilen erken doğmuş bebeklerde en korkulan durumlardan biri de, bebeğin vücut ısısının düşmesi (hipotermi) durumudur. Bu durumdaki bir bebek gerekli müdahaleler yapılmazsa, kaybedilebilir.
Hipotermi; vücut ısısının normal değerlerinin altına düşmesi durumudur. Beden derecesi olan 36,5° C alt sınır değil, ortalama beden derecesidir. Üst sınır; makattan 39°C, koltuk altından 38,5°C’dir. (Çocuklarda üst sınır; makattan 38°C ve koltuk altından 37,5°C olarak da kullanılabilir. Alt sınır; makattan 35,5°C, koltuk altından 35,5°C’nin altındaki değerlerdir. Bu değerlerin altı, ‘hipotermi’ olarak kabul edilir.
Hipotermi, iç veya dış sebeplerle olabilir. Dış sebepler daha ziyade erişkinlerde, spor veya savaşlar sırasında görülebilir. Burada soğuğa maruz kalmak esas sebeptir. Bizim konumuz, iç sebeplerle olan hipotermidir.
İç sebeplerle olan hipotermi: Prematürelik, enfeksiyonlar, beyin harabiyetleri, anoksi, hipoglisemi, hipotiroidi, bazı ilaçlar, kimyasal maddeler, zehirlenmeler ve şok ile olan ısı düşmeleridir.
Prematüreler, gerekli yağ dokusuna sahip olamadıklarından iç ısılarını yükseltmekte zorlanırlar. Bu sebeple, hastanelerde kuvöz denilen cihazlarla bu tip bebeklerin ısıları sabit derecelerde tutulmaya çalışılır. Bu cihazların hem kendileri çok pahalıdır, hem elektrik sarfiyatları çok yüksektir. Fakir ülkelerde, bu durumdaki bebekler, annelerinin çıplak göğüslerine, çıplak olarak yatırılır ve sarılırlar. Anne ısısı sabit olduğundan, bu sistem hem daha etkili, hem daha ucuzdur. Ayrıca annenin hareketli olması, bebekteki gazı da önler. (Bebek gazının sebebi, hareketsizliktir.)
Hipotermideki bir bebeğe, 36,5°C’den daha yüksek ısılarda sıcak tatbik edilmesi, daha kan dolaşımı düzelmeden hücre içi ısısını yükselteceği için, oluşan metabolizma ürünleri hücreye zarar verebilmektedir. Sıcak tatbiki, asla vücut ısısı olan 36,5°C den yüksek olmamalıdır.”
|