KENDİNE GÜVENEN ÇOCUK YETİŞTİRMENİN PÜF NOKTALARI “Çocuklarımızı zorluklarla baş edebilecek yeterlilikte yetiştirebiliyor muyuz?” Zorluklarla baş etmenin en önemli yolu kendine güvenmek. Çünkü, sürekli korkan, kendini yetersiz hisseden bir çocuk her tür kötü duruma boyun eğmek durumunda kalabilir. Oysa çocukların ilk önce kendilerine güvenmeye ve kendi değerlerinin bilincinde olmaya ihtiyaçları var. Kendine güven duygusu bir çocuğa verilebilecek en değerli armağan. Öyle ki bu duygunun eksikliği çocuğun sosyal ilişkilerini ve davranışlarını da olumsuz yönde etkileyebiliyor. Kendine güvenen çocuklar yetiştirmek için anne babaya düşen görevleri ve diğer tüm ayrıntıları Psikolog Cem Gümüş’ten aldık. Çocuk çevresindeki ilişkiler alanından aldığı verilerden (kullanılan sözler, tutumlar, ses tonu, sevgi ifadesinin derecesi, sarılınırken sıkma derecesi, beden dilleri, üst düzey beklentileri vb.) hareketle kendi değerlilik algısını yaratır, inşa eder. Bu öğrenilen bir şeydir. Sürekli kendisine bencil, sakar, düşüncesiz ve yaramaz denilen bir çocuk kendine güvenini geliştiremez. Çocuk bu süreçte kendine hep şu soruyu sorar: “Ben kimim?” Kendine güven algısı esnektir, yani zamanla iyileştirilebilir. Toprağın otları ayıklanıp gübre verilirse o zaman bitki daha da güçlenecektir. “KENDİM OLDUĞUM İÇİN MUTLUYUM” ÖNCE KOŞULSUZ SEVGİ... KENDİNİ YETERSİZ HİSSEDEN ÇOCUK ÇABALAMAZ ANNE BABALARA ÖNERİLER Güven sağlamak: Her çocuk anne babaya güvenme hissini yaşamalıdır. Anne babayı adil ve makul görmelidir. Bir yere gittiğinizde haber vermeli, ne zaman geleceğinizi söylemelisiniz. Bu yüzden verilen sözleri tutmak önemlidir. Çifte mesajlar verilmemeli, açık ve net olunmalıdır. Rol yapılmamalıdır. Gerektiğinde de özür dilenmelidir. Güven sağlayan anne babalar “hayır” demek istediklerinde “hayır” diyebilirler, ama aynı zamanda da anlayışlı ve eğlenceli olabilirler. Kendi ihtiyaçlarının olduğunu, bazen kendi içinde bunları yaşamak istediğini, yetişkin problemleri hakkında tartışmak istemediğini anlatırlarsa, çocuklar da anlarlar ve saygı gösterirler. Odaklanmış dikkat: Çocuğun varlığının değerli olduğunu hissetmesi için çocuğa bakılması değil, çocuğun görülmesi gerekir. Çoğu zaman çocuk sadece yaramazlık yaptığında görülür. O zaman yetişkinin tüm dikkati çocuğa yönelir. Çocuklar olumsuz da olsa dikkatin kendisine yönelmesi karşısında, hiç yoktan iyidir diye düşünmeye başlarlar. Bu şuna benzer: Market kuyruğunda tezgahtarın sizinle ilgilenmediğini, temas kurmadığını düşünün. Bazıları bakıp gülümserse, ilgilenirse bu kişileri unutmayız. O tezgahtarı severiz. Diğerini ise tercih etmeyiz. Aynı şey çocuklarınız için de geçerli. Hangi tezgahtar olmak istersiniz? Bunu yapmak daha fazla zaman almaz, sadece dikkatin çevrilmesini gerektirir. Canlı gözlerle temas kurmayı gerektirir. Odaklanmış dikkat çocuğun öznelliğini gördüğünüzü hissettirmektir. “Dikkatimi sana yönlendirmek isteyeceğim kadar önemlisin.” O zaman çocuk: “Temas kurulmaya değer birisiyim” der. İşkolik ebeveynler bunu yapmakta zaman zaman zorlanabilir. Ama bu alışkanlıklar değiştirilebilir. Zaman ayırmak: Çocuklar, ebevenleri nadiren etraflarında olduğunda ya da meşgul şekilde başka şeylerle ilgilendiklerinde sevildiklerini hissetmezler. Gezmek, sohbet etmek, paylaşmak isterler. Arkadaşlarla yapılan bu tür aktiviteleri çocuklarla da yapmak gerekir. Kişiliği eleştirmemek: Kendine güveni en çok zedeleyen faktörlerin başında kişiliği eleştirmek gelir. Sınır koymak, kuralları öğretmek tabii ki önemlidir. Bu başka bir şeydir. Önemli olan sınırları koyarken de arkadaşça yaklaşmaktır. Çocuğu kesinlikle etiketlememek, aşağılamamak lazım. Yoksa çocuk kendi kendini de eleştirmeye başlar. Bunu başarabilmek için de çocuğun kişiliğini değil, yapılan olumsuz davranışı eleştirmek gerekir. Örneğin, “kaba birisisin” yerine; “Araya girmelerinden rahatsız oluyorum ve sözümü kesmemeni istiyorum” gibi. Kucakta durmak isteyen çocuğa, “Bebek gibi davranma” demek yerine; “Şimdi şunu bitirmem lazım. O yüzden seni daha fazla kucağımda tutmayacağım” gibi… Bu şekilde anne baba kendi ihtiyacını ifade etmiş ve çocuğun özgüvenini zedelemeden, kişiliğini eleştirmeden sınır koymuş olur. ONU DEĞİL, DAVRANIŞINI ÖVÜN Saygılı tutum: Çocukla, çok abartılı, küçümseyici, alaycı konuşmamak lazım. “Lütfen, üzgünüm, afedersin, teşekkürler” gibi ifadeler kullanılması da aradaki saygıyı arttırır. Çocuklar bu konuda çok hassastır. Anne babalar çocuklarına yetişkinlere gösterdikleri tarzda bir saygı göstermeye önem vermelidirler. Göz hizasında konuşmak da faydalıdır. Ne yapılması gerektiğini söylemek (ne yapılmaması gerektiği değil) ve gerekçelerini zaman bulunan her an ifade etmek en iyisidir. Biraz daha yavaş, anlayabileceği tonda konuşmak faydalıdır. Çocuğa saygı gösterildiğinde çocuk da ebeveyne saygı göstermeyi öğrenir. Almadığı şeyi çocuk da geri veremez. Diğerlerine karşı saygılı olması da beklenmelidir. Bazı davranışların kabul edilebilir, bazılarının da kabul edilemez olduğu öğretilmelidir. Sosyal kuralları öğretmek sabır ve emek ister. Doğru-yanlışa değil, güçlü yanlara odaklanmak: Neyin yanlış olduğuna değil de neyin doğru olduğuna her zaman odaklanmak sevgiyi de beraberinde getirir. Çocuğun ne kadar çok güçlü yanını görürsek o kadar çok olumlu yanı ortaya çıkıp gelişir. İyi yanları her zaman desteklemek gerekir. Bu yanları görünce heyecan tepkisiyle sevinmek iyi, sessiz kalmak yanlıştır. Eksiklikler fazlaysa: “Yakında bunu öğreneceğinden eminim, bunu hatırlamakta zorlanıyorsun ama yakında biliyorum ki haledeceksin” denilebilir. Beden diliniz de tutarlı olmalıdır. Çocuktaki pozitifleri gören bir filtre ve zihin alışkanlığı geliştirmek önemlidir. Gerçekçi beklentiler: Çoğu zaman ebeveynler çok şeyi az sürede istemek gibi yüksek baskılı beklentiler içine girebiliyorlar. Çocuklar da özellikle küçük olduklarında bu beklentileri pek sorgulamazlar. Durumu kendi yetersizliklerine yormaya başlarlar. Çocuğun düzeyini iyi takip edip kapasitesine uygun beklentiler içinde olmak önemlidir. Özellikle ilk çocukta beklentiler yüksek olur, çünkü deneyimsizlik vardır. Aile prestijini, gururunu taşımak zorunda bırakılırlar. O yüzden sonraki çocukların yetiştirilmesi süreci genellikle daha keyifli olur. Çocuk gelişiminde çocuğun her dönemde hangi noktaların gelişmesi gerektiğini bilmek faydalıdır. En önemlisi de sevginin yaşanmasıdır. Empatik anlama: Karşıdakinin nadiren anladığını hisseden birisi sevildiğini düşünmez. Çocuğun dünyasına girip onun “biricik”liğiyle ilgili anlayışı ona göstermek gerekir. Ağladığında “Bebek olma” yerine, “Şu anda çıkmak zorunda olmamız senin için çok üzücü galiba” demek yerinde olur. Sadece duyulmak insanlığın çektiği en büyük susuzluk. Duyulmanın kendisi bile iyileştiricidir. ÇOCUĞUN DUYGULARINI ÖNEMSEYİN Ebeveynlerin kendine güveni: Çocuklar ebeveynlerin kullandığı psikolojik sözcüklere dikkat eder. Ebeveynin kendi kendisine söylediği ifadeleri öğrenir. Ebeveynin özgüveni çocuğa model olur. Çocuğun nasıl bir iletişim ortamına tanık olduğu önemlidir. Bu yüzden anne ve babanın kendi içinde problemleri varsa, bunları özel olarak çözmeye başlamaları gerekir. Özel yaşam durumlarında bir uzmandan destek almak faydalı olabilir. Ebeveynler kusursuz olmak zorunda değildir. Zaten çocuklar da çok esnektirler. Önemli olan kaynaklar doğrultusunda ve bilinçli olarak yapılabilenin en iyisini yapmaktır. KİMSE KUSURSUZ DEĞİL
|
|
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın |
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE |