ÇOCUKLARA TEHLİKEYİ ÖĞRETMEK! AMA NASIL?
Doç. Dr. Esin Özatalay (Akdeniz Üniversitesi Çocuk
Psikiyatrisi Anabilim Dalı Başkanı): “EBEVEYN KEDİ GİBİ
OLMALI!” “Çocuğu dışarıda karşılaşacağı kötülüklerden korumak söz konusu
olduğunda, anne babalar sınırları belirlemede zorluk çekiyor. Çünkü çocuğu korumazsanız zarar görür,
çok fazla korursanız da bu sefer büyümesi, olgunlaşması engellenir. Eğitmek ve korumak adına çocuğu
bilgilendirirken çok abartırsak, konunun altını çok çizersek, merakını kamçılar, aklına düşürürüz.
Çoğu zaman çocuğu koruyacağız derken kendi korku ve kaygılarımızı ona aktarırız. Gözümüz üstünde
olacak, her an yardımına yetişmeye hazır olacağız ama onu engellemeyeceğiz. ‘Aman kızım
dışarıda sapıklar var’ deyip sokağa çıkarmaz, dışarıda oynamasına izin vermezsek bu korumak
olmaz, zarar vermek olur. Çocuğun sosyal ve bedensel gelişimi için yararlı olan her türlü aktiviteye
katılmasını sağlamalı; ama korunaklı ortamlar ve uygun kişiler seçmeliyiz.
Anne kedi sürekli
yavrularını gözler. Bir tanesi düşeceği zaman atlar tutar, bir tanesi zarara uğrayacak gibiyse
yetişir, ama baştan onları engellemez. Ebeveynlerin de gözünün çocuğun üzerinde olması önemlidir.
Engelleme ve kısıtlamaları ölçülü yapmak, ama tehlike anında yetişecek mesafede durmak gerekir.
‘Bana ihtiyacın olduğunda buradayım, sorun ne olursa olsun seni korurum’ mesajını vermek
lazım. Buna yüzme öğretmek gibi de diyebiliriz; çocuğu çok sıkı tutarsanız asla yüzmeyi öğrenemez,
yeterli deneyim kazanmadan önce suya bırakırsanız da boğulur.”
Uzman Pedagog Nilçin
Doyran Bengisu: “YAŞAM ALANINI ÇOCUĞA GÖRE DÜZENLEMEK ÖNEMLİ!” Anne
babalar bebekleri olana kadar alıştıkları düzende yaşarken, aileye yeni katılan bebeğe göre çevreyi
yeniden düzenlemek çoğu zaman göz ardı edilir. Özellikle çocuk hareketlenip ayaklandığında çevrenin
çocuğa uygun olarak yeniden düzenlenmesi çok önemlidir. Çocuk etrafı keşfetmek ister ve bu durum
çocuğun gelişimi için son derece sağlıklı bir tepkidir. Çocuk ilk önce etrafını her şeyi ağzına
alarak keşfeder. Motor gelişimi ile birlikte emeklemeye ve yürümeye de başladığında evin her
köşesine merakla açıp bakmak ister.
Burada ailelere çok büyük sorumluluklar düşüyor.
Çocuk en az 3 yaşına gelene kadar tehlike yaratacak her şeyi ondan uzak bir yerde saklamak
gerekir. 3 yaşına gelen çocuğa nelerin tehlikeli olabileceğini anlatabilirsiniz ve çocuk bunu
anlayabilir. Alınması gereken önlemlerden belki de en önemlisi; sık karşılaştığımız ilaç, deterjan
ya da tarım ilaçları gibi malzemelerin çocuk tarafından içilmesidir. Bunun için bu malzemeleri
çocuğun ulaşamayacağı yerlere koymak gerekir. Elektrikli veya pilli aletlerin açma-kapama
düğmelerinin sıkıca kapatılması; yüksek yerlere tırmanabileceği yerlere sandalye-sehpa koyulmaması;
ayrıca keskin sayılabilecek aletlerin kapalı yerlerde tutulması; oyuncaklarda bile küçük
yutabileceği oyuncak parçaları ya da kuruyemiş gibi yiyecekleri ortadan kaldırmak
önemlidir.
Daha büyük çocuklara anlayabileceği şekilde yaptığı şeylerin sonuçlarını
anlatmak ya da başına gelen bir olaydan sonra ders çıkarması çocuğun tehlikelerden uzak
durmasını sağlar. Bazı çocuklar karıştırmaya yani keşfetmeye çok meraklı oldukları için her yere
girmek ya da her şeyi ağzına götürmek isteyebilir. Bu durumda yasaklamak ya da cezalandırmak yerine
güvenli olduğunu düşündüğünüz yerlerde sizin kontrolünüzde çocuğunuzun keşfetmesini
destekleyebilirsiniz. Çocuğunuzu göz ucuyla takip ederken tehlikeli bir davranışında müdahale
etmek ve onu uyarmak daha doğrudur.
Bazen her şeyin ortadan kaldırılması, her yerin
kapatılması çocuğun daha fazla merak etmesine sebep olurken, bazen de pasif kalma keşfetme
davranışını olumsuz etkiler. Bunun için önce önlemlerimizi almalıyız, sonra da çocuğun
anlayabileceği dilde ona yaptığı davranışın sonuçlarını anlatmalıyız. Böylece çok sık karşılaşılan
ev kazalarından kaçınabilir ve çocuğumuzu tehlikelerden koruyabiliriz.”
|
Klinik Psikolog Cemre
Soysal: “ÇOCUK BAZI ŞEYLERİN YASAK OLDUĞUNU
ÖĞRENMELİ” “Tehlikeyi çocuğa öğretmenin en önemli etkenlerinden biri,
çocuğun ‘kural’ tanıyor olmasıdır. Çünkü çocuğu tehlikeden korumak için ona bazı
şeylerin yasak olduğu öğretilmelidir. Günlük hayatta kuralları olan çocukları tehlikelere karşı
korumak daha kolay olur. Bu nedenle anne babalar çocuklarına kural koymakta yapılabilir ve
yapılamazları oluşturmakta çekinmemelidir. Bir diğer önemli nokta ise, tehlikelere karşı
çocukları korumak adına, onları cam kavanozda yetiştirmemek gerektiğidir. Problem çözme becerisi ve
sosyal muhakeme gelişimi adına çocuğun bazı zor durumlarla karşılaşması onun adına öğretici
olacaktır.
Çocuğa yapmaması gereken şeyleri tekrar tekrar hatırlatmak, onu tehlikeden
uzak tutar. Örneğin; balkondayken demirlere tırmanmanın, bıçakla oynamanın, havuza simit veya
kolluksuz girmenin kesinlikle yasak olduğu belirtilmelidir.
Kendi başına hareket etme
kabiliyeti artan çocukların, fiziksel aktiviteye dayalı kazalar geçirme olasılıkları fazladır.
Örneğin; anne baba 3-4 yaşındaki çocuğunu bir arkadaşıyla oynaması için bahçede yalnız bıraktığında,
anne babanın önleyemediği ufak kazalar yaşanabilir. Bu dönemlerde kazaları önlemek yerine, olay
sonrası ağlamaları dindirmek için çözüm aranması sık gözlemlediğimiz bir durumdur ki, uygun olan
bunun tam tersi bir uygulamadır.
KORUMA DUVARI ÖRMEYİN, ÖNLEM
ALIN! Çocuklar bazı tehlikelere açık olsalar da anne babalar, onların adına adeta
hareket etmelerini engelleyen bir koruma duvarı örmekten kaçınmalıdır. Çünkü bu tarz aşırı korumacı
tavır, çocukların tehlikeyi öğrenmelerini de geciktirir. Alınacak önlemlerin başında çocuğun
kendine veya bir başkasına ağır bir hasar vermesini önlemek gelir. Örneğin; freni çalışmayan bir
bisiklete bindirmemek, koruyucu kaskını taktırmadan bisiklet kullandırmamak gibi temel önlemler
alınabilir. Yemek yerken olabilecek kazaları önlemek için ise çocuğun yemeğini ufak parçalara
bölmek, kılçık ve kemikleri ayıklamak, riski azaltır.
ÇOCUĞU
BİLGİLENDİRİN Çocuğu tehlikelere karşı korumak, tehlikeleri onun adına ortadan
kaldırmak anlamına gelmez. Bunu yapan anne babalar çocuğun tehlikeyi tanımasını engellemiş
olur. Çocukların ufak kazalar atlatmaları deneysel öğrenme özelliği taşır ve yaşantısal örnekler
çocuğun kendi kendine tehlikeden uzak durmayı öğrenmesine katkı sağlar. Ufak hareket alanları
bırakmanın yanı sıra, tehlikelerin neler olabileceği hakkında çocuk önceden
bilgilendirilmelidir. Ayrıca kesinlikle yapmaması gereken şeyleri de tekrar tekrar hatırlatmak,
çocuğu tehlikeden uzak tutacaktır.” |
Uzman Danışman
Psikolog-Pedagog Yıldız Çakar: “ZOR DURUMLAR ÇOCUKLAR İÇİN
FIRSATTIR” “Birçok anne babanın bilmediği, tehlikenin kaçınılmaz olan
olumsuz yaşam koşullarından gelmediğidir. Bilakis bu zor koşullar çocuk için gelişimsel fırsatlar
yaratırlar. Asıl tehlike çocuğun zor durumlarla baş edememesidir. Baş etme becerisi gelişmemiş
çocuk giderek kötümser olacak ve kendine olan güvenini kaybedecektir. Kötümser çocuk sağlık ve okul
başarısı bakımından da negatif etkilenecektir. Beklentisi olumsuz olan çocuk, psikolojik bir olgu
olan ‘kendini gerçekleştiren kehanet durumu’ ile karşı karşıya kalacak ve olaylar
beklediği gibi olumsuz gelişecektir.
“İyimserlik ya da kötümserlik bir karakter
özelliği mi?” sorusu ebeveynler tarafından çok sorulur. Bir yatkınlıktan tabii ki söz
edilebilir, ama kötümserlik özelliğinin ne kadar yerleşmiş olduğu çocuğun aldığı eğitimle
belirlenir. Aileler çocuklarını tüm kötülüklerden koruyamazlar ama onların ruhlarını
güçlendirebilir, dayanıklılıklarını geliştirebilirler.
Çocuklarda pozitif düşünceyi
geliştirmek için dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır: Olayları belli bir zaman çerçevesi
içinde değerlendirin. Örneğin; çocuğunuz arkadaşının onunla oynamak istemediğini anlattığında
genelleme yapmasına fırsat vermeyin. Bugün arkadaşın seninle oynamak istememiş, yarın göreceksin,
tekrar oynamak isteyecek. Bu şekilde olayı bir defalık olarak değerlendirmiş olup genelleme
yapılmasını önlemiş olursunuz. Aynı şekilde çocuğunuz bir eşyayı kırdığında da aynı şekilde
genellemelerden kaçınıp ‘Hep bir şeyler kırıyorsun’ yerine, ‘Dalgındın herhalde
gelecek defa daha dikkatli olursun’ diyebilirsiniz.
Bir de çocuğa olayın nedeni sadece
kendisiymiş gibi düşünmemesi için çeşitli olasılıkları gösterebilirsiniz. Örneğin; partiye davet
edilmeyen çocuğunuza arkadaşının belki diğer çocuklarla daha uzun zamandır arkadaş olduğunu,
annelerinin tanıştığını ya da komşu olduklarını gösterebilirsiniz.
Bu arada, her akşam
uykudan önce çocuğunuzla günlük olayların bir değerlendirmesini yapın ve mümkün olan tüm olumlu
olasılıkları ve ALTERnatif düşünceleri gözden geçirin. Bu şekilde çocuklarınız her olayın
birden fazla açıklaması olduğunu ve bir olay hakkında ne düşüneceğimize karar vermenin sadece bizim
elimizde olduğunu anlarlar.”
|
|