ÇOCUKLA ALIŞVERİŞİN KOLAYI VAR!
Alışveriş merkezlerinde anne babasının elinden tutup çekiştire
çekiştire, hatta bağıra çağıra istediklerini aldırmaya çalışan çocuklara hepimiz rastlarız. Hatta
belki siz de bu anne babalardan birisiniz. Konu çocukla alışveriş olunca, ne yapacağınızı bilemiyor,
kendinizi çaresiz hatta suçlu hissediyorsanız, alışveriş sırasında yaşananlar çocukla ilişkinizi
bozacak raddeye geliyorsa, yalnız değilsiniz… Bu bir… İkincisi ise, çocukla alışveriş
öncesinde, sırasında ve sonrasında yaşanan krizlerin bir disiplin sorunu olduğu… En iyisi mi,
çocukla alışverişin kabusa dönmemesi için; konunun püf noktalarını öğrenmek ve disiplin hatalarınızı
görmek üzere uzmanların görüşlerini dinleyin…
Uzman Pedagog Nilçin Doyran
Bengisu: “ÇOCUKLA ALIŞVERİŞE ÇIKMANIN PÜF NOKTALARI” “Alışveriş
yapmak ya da alışveriş merkezine gitmek tüm aile bireylerinin birlikte yaptığı ortak zaman
etkinliğidir. Çoğu zaman çocuk ile alışverişe çıkmak, aileler için kabusa dönüşür. Çocuklar
özellikle ilgisini çekmeyen yerlerde çok çabuk sıkılırlar ve huzursuzluk çıkarırlar. Ya da tam tersi
alışveriş merkezlerinde veya oyuncakçılarda istediklerini aldırmak için tuttururlar, ağlayıp
kendilerini yerlere atarlar. Çocuklarla alışverişe çıkmak aileler için oldukça zordur. Alışveriş
yerlerindeki uyaran fazlalığı da çocukların davranışlarını tetikleyebilir. Çocukla alışverişin
kabusa dönüşmemesi için ailelerin önceden bilmeleri gereken püf noktaları ile krizler sona
erecektir.
ÇOCUKLA ALIŞVERİŞE ÇIKMADAN ÖNCE YAPILMASI
GEREKENLER: • Çocuk ile alışverişe çıkmadan önce mutlaka konuşulmalı. Çocuğa
nereye, ne amaçla gidileceği, orada nasıl davranması gerektiği mutlaka anlatılmalı. Aileler çocuğun
alışveriş merkezinde istediği her şeyi alamayacağını, bunun için yanlarında fazla paralarının
olmadığını, sadece çocuğun seçeceği bir şeyi alabileceklerini belirtmeliler. • Çocuğun
uyması gereken kurallar yaşına göre anlatılmalı. Alışveriş yaparken yanınızdan uzaklaşmaması,
etrafta koşturmaması gerektiği, her istediğinin alınamayacağı, eğer koşturur, yanınızdan uzaklaşırsa
o zaman kaybolabileceği, alacağı şeyden mahrum kalacağı önceden belirtilmelidir. • Çocukla
alışverişe uygun zamanda çıkılmalı. Alışverişe çıkarken çocuğun uyku ve açlık durumu göz önüne
alınmalı. Unutmamak gerekir ki, uykusuz ya da aç bir çocuk daha fazla huzursuzluk
çıkaracaktır. • Çocuğun ihtiyaçlarını yanınıza almayı unutmayın. Yolda veya alışverişte
çocuğun anlık ihtiyaçlarına karşılık yanınızda ona anında müdahale edebileceğiniz şeyleri taşıyın.
0-2 yaş çocukları için su, bez, mama olabilirken; daha büyük çocuklar için kitap, oyuncak, yiyecek,
içecek çocuğunuzu belirli bir süre oyalayacaktır. • Alışveriş için önceden liste
oluşturulmalı veya alışveriş merkezinde programlı hareket edilmeli. Böylece hedefe yönelik
davranmak; sürenin uzamasını ve çocuğun giderek huysuzlaşmasını engelleyecektir.
ÇOCUKLA ALIŞVERİŞTE YAPILMASI GEREKENLER: • Çocuk alışveriş
esnasında huzursuzlanmaya başladığı anda yanınızda taşıdığınız yiyecek, içecek, oyuncak ile
oyalamak, dikkatini başka yöne çekmek gerekir. Açlık ve susuzluk durumu sürekli
desteklenmelidir. • Çocuklar fazla ışık, ses ve objelerin olduğu yerlerde daha fazla
hareketlenip huzursuzlaşabilirler. Bunun için stres düzeyini azaltmak için fazla uyaranların olduğu
yerlerden uzaklaşmak gerekir. • Çocuk da alışveriş etkinliğine katılmalıdır. Özellikle 3
yaşından büyük çocuklar ile alışveriş listesinden alınacakların raflardan bulunması, sepete
yerleştirilmesi ve meyve-sebzelerin tanıtılması ile çocuğun işe katılması sağlanabilir. Ayrıca çocuk
sorumluluk aldığını düşünerek bir sonraki alışveriş için merakla bekleyecektir. • Çocuğun
size alışverişe yardım etmesini ödüllendirin. Sizi alışveriş esnasında sabırla beklediği için ve
yardım ettiği için çocuğa mutlaka geri bildirimde bulunun ve çocuğu
ödüllendirin.
“HAYIR” KELİMESİNDEN SONRA OLCAKLARA HAZIR
OLUN Çocuk ile her ne kadar önceden konuşulmuş, kurallar açıkça anlatılmış olsa da
çocuklar sınırları zorlamayı severler. Onun için alışveriş sırasında çocuğun tutturmalarına karşı
sakin olun. Kararlı bir şekilde “hayır” denilmeli ve arkasından gerekçesi anlatılmalı.
“Hayır” kelimesi ağzınızdan bir kez çıktığında, tüm ağlamalara ya da kendini yerlere
atmalara karşı sabırla göğüs germek gerekir. Eğer çocuğun tutturmalarına bir kez yenilirseniz, çocuk
bunu her zaman kullanacaktır, çünkü bu öğrenilmiş bir davranıştır. Her seferinde atılan bir geri
adım ile ağlamaların ve tutturmaların dozu giderek artacaktır. Ama çocuk sizin kararlı tutumunuzu
gördüğünde bunu denemekten vazgeçecektir.
Unutmamak gerekir ki, çocuklar dürtülerini kontrol
etmekte zorlanırlar. Onun için ebeveynin çocuğun dikkatini dağıtmak için yanında bulunduracağı
yiyecek ya da içecekler hayat kurtarır nitelikte olacaktır. Zaman zaman çocuğun istenmeyen
davranışlarını görmezden gelmek de davranışın pekişmesini engelleyip, davranışın azalmasını
sağlayacaktır. Davranışlarının devam etmesi durumunda ise ortam terk edilmeli ve çocuğun sevdiği ya
da istediği bir şeyden mahrum kalması sağlanmalıdır. Eve gidince odasında yaşına uygun zaman
süresince sessizce durması sağlanmalı ve ardından özür dilemesi istenmelidir. Yaşanan kriz anlarının
ardından ebeveyn ile geçirilen kaliteli ve etkili bir zaman, çocuğun stres düzeyini azaltırken doğru
davranışları için de motivasyon sağlayacaktır.” |
Psikiyatri Uzmanı Dr. Özlem Mestçioğlu
“ÇOCUĞUN HER İSTEDİĞİNİ ALMAK YA DA ALMAMAK?” “Çocuklarla
alışverişe çıkmak çoğu zaman anne babaların kabusu haline dönüşebiliyor. Evden güle oynaya çıkılır,
başlangıçta her şey iyi gider. Bir süre sonra çocuğunuzun canı sıkılabilir, çişi gelir, karnı
acıkır. Tüm bunlara bir şekilde çözümler üretebilirsiniz. Ama en büyük sorun; istediği bir şey
yapılmadığı ya da alınmadığı zaman başlar. Yüksek sesle ağlama, kendini yerlere atma, tepinme,
mızmızlanma, sürüklenme, tutturma, inatlaşma, pazarlık yapma gibi çocuğunuzun yaşına ve o günün
koşullarına göre değişen davranışlarla karşılaştığınızda anne baba olarak kendinizi çaresiz, öfkeli
gergin, kızgın hissedebilirsiniz. Bazen pes eder, istediğini yaparsınız. Bu davranışınızla o günü
kurtarmış olsanız da çocuğunuza çok yanlış bir şeyi de beraberinde öğretmiş olursunuz: Bir şeyi
yaptırmak ya da aldırmak istiyorsan yapacağın tek şey; yeterince ağlamak, tutturmak, ısrar etmektir.
Pes edene kadar geçen sürede hem sizin hem de çocuğunuz sinirleri iyice yıpranmış olduğundan sorun
halledilmiş gibi görünse bile herkesin keyfi kaçmıştır, artık, çok güzel başlayan gün tatsız bir hal
almıştır. Diyelim pes etmediniz ve istediği şeyi yapmadınız, ancak karşılıklı bağrışmalar, ağlamalar
uzun sürdü ve yıpratıcı oldu. Bu durumda da günün eski tadı kalmamıştır. Ailecek geçirilecek güzel
bir gün gergin geçmiş; herkes mutsuz olmuş, ilişkiler gerilmiş, belki de alınması gerekli şeylerin
bir kısmı da alınamamıştır.
ANNE BABALAR -ALIŞVERİŞ YERİNE- NE
YAPMALI? - Öncelikle, alışverişin bir hobi, alışveriş merkezlerinin de ailelerin
eğlenme, gezme, vakit geçirme yerleri olma şeklindeki düşüncenin değişmesi çok gerekli. Bu konuda
anne babaların tutumları ve kararlılıkları çok önemli. - Hiçbir oyuncak, hediye anne babayla
geçirilen zaman kadar değerli değildir. Çocuğunuza verebileceğiniz en büyük hediye ona ayıracağınız
zamandır aslında. - Çocuklarınızın gerçek duygularını, gereksinimlerini anlamaya çalışın. Bazen
yakınlık, sevgi konusundaki doyumsuzluklarını sürekli bir şeyler alarak ve aldıklarını da hemen bir
kenara atıp yeni şeyler isteyerek ifade etmeye çalışabilirler. - Çocuklarınız reklamlardan
fazlasıyla etkilenir. Aslında hangimiz etkilenmiyor ki. Bu nedenle onların reklamları izlemelerini
olabildiğince sınırlandırmanızda yarar var.
TÜM BUNLARA DİKKAT ETTİKTEN SONRA,
ALIŞVERİŞE ÇIKMA ZAMANI GELDİ VE… • O gün alınacakların listesini
çocuğunuzla birlikte evden çıkmadan önce yapın. • Listede öncelikli olarak neler
alınacağına beraberce karar verin, gerekli şeyler kadar çocuğunuzun isteklerini de göz önünde
bulundurun. • Para durumunuzu çocuğunuzun yaşına uygun anlayabileceği bir dille anlatmaya
çalışın. • İstediği her şeyi alamayacağınızı, tutturmanın veya ağlamanın hiçbir işe
yaramayacağını daha evden çıkmadan net bir dille anlatın. • Evde planlanan dışında bir şey
alınmayacağı konusunda net olduğunuzu ifade edin, beğendiği bir şey olursa, onu ancak bir sonraki
alışveriş listesine ekleyebileceğinizi söyleyebilirsiniz. Yapılan tüm anlaşmalara rağmen,
çocuğunuz bir şeyi çok beğenip tutturmaya başlayabilir, bağırıp çağırabilir, etraftaki insanların
rahatsız olacağı endişesi sizi kaygılandırabilir, çok gerilirsiniz, etraftaki bazı insanlar
yargılayıcı gözlerle bakmaya başlayabilirler. Bu durumda nasıl bir tutum almanız gerekir: •
Öncelikle, çok zor olmasına rağmen, sakinliğinizi korumaya çalışın. • Olayı birazdan
uzaktan izleyin. Verdiğiniz bu kısa ara soğukkanlı olmanıza ve olayı daha net ve nesnel olarak
değerlendirmenize yardımcı olur. Çocuğunuzun ne kadar kontrolsüz davrandığını, aslında çaresiz
olanın siz değil de o olduğunu ve sınırlanmaya ne kadar gereksinim duyduğunu
anlayabilirsiniz. • Etrafa toplanan kalabalığın eleştirel, anlayışsız, yargılayıcı
bakışlarına aldırmamaya çalışın, tartışmaya girmeyin. Sadece çocuğunuzu nasıl yatıştırabileceğinize
yoğunlaşın. • Uygulayamayacağınız cezalar-tehditler savurmayın. Sakin olmak için tüm
gücünüzü toplayın. • İşi güç gösterisine, inatlaşmaya döndürmeyin. • Tutarlı ve
kararlı olun ve davranışınızın arkasında durun ve sürekliliğini sağlayın. •
“Almayacağım” dediyseniz çocuğunuz ne kadar ağlarsa ağlasın ya da tepinirse tepinsin
almayın. Pes edip de almanız halinde çocuğunuza “Yeterince ağlarsam istediğimi
yaptırabilirim” mesajını vermiş olursunuz. • Çocuğunuzla pazarlığa girişmeyin ve
konuşmayı uzatmayın. “Neden ama” tarzı soruları o sırada yanıtsız bırakın. •
Hiçbir şekilde sonuç alamıyorsanız, sakin ama güçlü bir şekilde çocuğunuzu kucaklayın ve oradan
ayrılın, yeterince büyükse siz oradan uzaklaşın. • Olayı hemen konuşmaya
çalışmayın. • Bir süre sonra neden olmadığını açıklarsınız.
ÇOCUĞA HER
İSTEDİĞİNİ ALMAK ZARARLI! Her istediğini almanın çocuğunuza faydadan çok zarar
getireceğini hiç unutmayın. İsteklerini ertelemeyi öğrenmek, hayal kırıklığıyla baş etme yolları
keşfetmek ve hayır karşısında direnç kazanabilmek için en uygun yaşlar çocukluk çağlarıdır. Yaşama
hazır, mücadele etmeyi bilen çocuklar yetiştirmek istemez
misiniz?” |
Uzman Klinik Psikolog Merve Soysal
Başa: “BİRKAÇ ETKİLİ YÖNTEMLE ÇOCUKTA YENİ DAVRANIŞLARA ‘MERHABA’
DEYİN!” “Alışveriş alışkanlıklarının üzerinde model alarak öğrenmenin etkisi
büyüktür. Çocuklarımızın her dışarı çıktıklarında ellerinde bir şeyle dönmek istemesini engellemek
için öncelikle bizlerin onlara örnek olmamız gerekir. Anne baba olarak, biz alışverişe giderken
ihtiyaçlarımızı belirlemeden çıkıyorsak, aklımıza eseni o an canımız istiyor diye alıyorsak,
çocuğumuzdan da farklı bir davranış bekleyemeyiz. Bunların yanı sıra, çocuğumuzu şimdiye kadar yerli
yersiz hediyelere boğduysak, onun bu süreci devam ettirmek istemesine de kızmamalıyız. Böyle bir
durumla karşı karşıyaysanız ve değiştirmeye kararlıysanız unutmayın ki, çocuklar, çabuk öğrenen bir
yapıda oldukları için alınabilecek birkaç etkili yöntemle yeni davranış biçimleri
oluşturabilirsiniz. Öncelikle, gezme programlarınızı alışveriş merkezlerine yapmayı bırakın. Açık
hava aktivitelerine veya evde oynayabilecek kutu oyunları gibi oyunlara yönelin. (Çocukla geçirilen
en iyi vakit sadece ona odaklandığınız kaliteli zamanlardır). Oyuncak, bilgisayar oyunu gibi para
ile alınabilen nesneler ile ödüllendirmekten kaçının. Bunlar yerine istediği bir arkadaşını eve
çağırmak, uzun zamandır yapmadığınız en sevdiği yemeği yapmak daha etkili bir ödül olacaktır.
Alışveriş merkezine gitmeden neleri alacağınızı beraber belirleyin. Bunların dışına çıkmak ister ve
tutturursa kararlı olun ve ekstra bir şey satın almayın. Bunu birkaç hafta verdiği tepkiler ne
olursa olsun tekrarlayın. Siz tutarlı oldukça o da değişim göstermeye
başlayacaktır.” |
Uzman Psikolog Şeyda
Özdalga: “ÇOCUKLA ALIŞVERİŞTE DOĞRU DİSİPLİN ANLAYIŞI
ŞART!” “Çocuğun davranışları birer sonuçtur. Çocuğun mizacı, gelişim
özellikleri, anne baba ve yakın çevre tutumları, istek ve ihtiyaçlarının yeterince ve doğru bir
şekilde karşılanmaması, iletişim yanlışları nedeniyle istenmeyen davranışlar gelişebilir. Disiplin
çocuğun eğitimindeki sağlıklı tutum ve kuralları oluşturur. Bu kuralları oluştururken olumsuzları
değil olumlu davranışları pekiştirmek, olumsuz olanları değiştirmek ve düzeltmek hedeflenir.
Alışveriş merkezinde ağlayarak oyuncak isteyen çocuğun istediğini almak, önce ‘hayır’
deyip sonra almak bu davranışını sürdürmesine, bir daha sefer aynı davranışları göstermesine neden
olur. Çocuk, ağlayınca, tutturunca (bıktırınca) sonunda istediğime kavuşabilirim, diye düşünür. Bu
nedenle disiplinde dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıralayabiliriz.
1. KURALLARI
ÇOCUĞUN YAŞINA, KİŞİLİĞİNE VE ÖZEL DURUMLARINA GÖRE AYARLAYIN 2-4 yaşındaki benmerkezci
dönemde olan bir çocuğun isteklerini diretmesiyle, 6 yaşındaki bir çocuğun diretmesi arasındaki fark
değerlendirilmelidir. Ya da hasta olan çocuğun davranışları, o an ki durumuna göre düzenlenmelidir.
2. ÇOCUĞA KURALLARIN NEDENİNİ AÇIKLAYIN ‘Sofrada hep beraber
yemek yemek istiyoruz’, ‘Dişlerini fırçaladığında daha sağlıklı ve güzel dişlerin
olacak’, ‘Her dışarı çıktığımızda bir oyuncak alamam’, ‘Yeterli param
yok’, ‘Benzer bir çok oyuncağın, eşyan var’, ‘Alınan oyuncak çok kısa sürede
değerini kaybediyor. Hemen bir kenara atıyorsun’, ‘Yemeğe çağırdığımda geç gelince
yemeğin soğuyor, lezzeti değişiyor’, ‘Odan dağınık olunca aradıklarını bulmakta
zorlanıyorsun’, ‘Önce sokakta oynayıp, sonra ders çalışırsan çalışmaya istek ve enerjin
azalır’ gibi yaklaşımlarla kuralın nedenleri açıklanır.
3. KENDİSİNDEN
BEKLENEN DAVRANIŞI AÇIK BİR DİLLE AYRINTILI OLARAK ÇOCUĞA ANLATIN ‘Benden
ağlayarak bir şey istediğinde yapmayacağım’, ‘Arkadaşın hediye verince, hemen yanında
açıp, teşekkür edilir’ gibi beklenen davranışın tanımı yapılır.
4. ÇOCUĞA
KURALLARIN UYGULANMASINDA AKTİF ROL VE SORUMLULUK VERİN Önce beceriyi öğretip sonra
uygulamasına fırsat verilmelidir. ‘Bak dişlerini, yemekten sonra, aşağıdan yukarıya en az 60
saniye, 60’a kadar içinden sayarak fırçalayacaksın. Haydi bakayım, nasıl yapacaksın’,
‘Sofrayı kurmama yardım için bekliyorum’ gibi uygulama fırsatları yaratın.
5. ÇOCUK BEKLENEN DAVRANIŞI GÖSTERDİĞİ ZAMAN HEMEN TAKDİR EDİP MEMNUN OLDUĞUNUZU
BELİRTİN ‘Bugün sokakta bir şey tutturmadığın (ağlamadığın) için teşekkür
ederim’, ‘Zamanında yatınca bak dinlenmiş olarak kalktın’ gibi olumlu geri
bildirimler o davranışın devamını sağlar.
SORUN OLAN DAVRANIŞTAN ÖNCE: -
Önleyici açıklamada bulunun, beklentilerinizi açık dille önceden çocuğa söyleyin. - Çevreyi
değiştirin, çevreyi çocuğa uygun hale getirin. Ağlayarak oyuncak tutturursa, oyuncakçıdan çıkarmak
gibi. - Beklenen davranışlara anne ve baba olarak örnek olun. Bağıran bir model varsa o da
bağıracaktır. - Çocuğunuzun iyi alışkanlıklar geliştirmesine yardımcı olmak için yol gösterin ve
yaptığı zaman takdir edin.
SORUN OLAN DAVRANIŞ SIRASINDA: - Sorun olan
davranışın nedenini düşününüz. Gerçek bir istek ve ihtiyaçtan kaynaklanıyorsa öncelikle bunları
karşılamalısınız. Kardeşini kıskandığı için tırnağını yiyen bir çocuğun bu davranışının düzelmesi
için sevgi ve ilgi ihtiyacı öncelikle değerlendirilmelidir. - Yapıcı bir çözüm yolu ve
ALTERnatif gösteriniz. ‘Yemeğini yedikten sonra dondurma yiyebilirsin’,
‘Ödevlerine önce bildiklerinden başlayabilirsin. Bilmediklerinde beraber bakarız.’ -
Ailenin bireyi olarak duygularınızı ve kabul edilmez davranışın kendi üzerinizdeki etkilerini,
duygunuzu açıklayın. ‘Eşyalarını etrafa attığında, toplamak için çok zaman
harcıyorum.’
SORUN OLAN DAVRANIŞTAN SONRA: 1. Kabul edilmez
davranışın etkilerini göstererek pişmanlık duymasını sağlayın. ‘Ödevini unuttuğun için, okula
ödevsiz gideceksin demektir.’ 2. Çocuğun kabul edilmez davranışın sonuçlarını yaşamasına
müsaade edin. ‘Döktüğün boyaları, temizlemeni bekliyorum.’
GÜNÜMÜZDE
DİSİPLİN ANLAYIŞI Geçmişte babaerkil disiplin anlayışında baba otorite simgesi olarak
katı , mesafeli, tutum ve kurallarla yaklaşırdı. Günümüz ailelerine baktığımızda ise daha esnek,
geçirgen, sevgi paylaşımı daha çok ancak hiyerarşiyi tam tersine çeviren çocukerkil yaklaşımlar
içermeye başladı. Karar veren çocuklar, isteklerine kolay ulaşan çocuklar, tatmin edilemeyen
çocuklar, izin alınan çocuklar haline gelmekteler. İki uçlu durumun daha kontrol edilebilir düzeye
gelmesi için çocuğun ihtiyaç duyduğu sınırları olmalıdır. Sınır koymak aslında onun için güvenli bir
ortam yaratmaktır. Yetişkinlerin yaşamında da sınırlar vardır. Trafikte kırmızı ışıkta geçmeyiz,
geçersek kaza olabilir, ceza alabiliriz. Yani bu bu kural emniyetimiz ve güvenliğimiz içindir.
Çocuklara konan kurallarda onların fiziksel, ruhsal, sosyal sağlıkları ve gelişimleri içindir.
Ancak bazı anne babalar içinde bulundukları koşullar ve yaşantıları nedeniyle uygun disiplin
yaklaşımlarında bulunamazlar. Çocuklarının davranışları konusunda birçok yol deneyip, başarılı
olamayanlar, yoğun çalışma hayatları ya da kendi yaşadıkları olumsuzluklar nedeniyle çocuklarını
rahat bırakanlar, kendilerini yaptıkları hatalarla suçlayıp telafi etme çabasıyla sınır koymayanlar,
sorumluluklarından dolayı yorgun anne babalar, öfkelerini kontrol edemeyenler, koydukları kuralların
aile büyükleri tarafından bozulmasından disiplin uygulamakta zorlanırlar. Uzmanlar olarak
devamlı olumsuz davranışa odaklanmak yerine, istenen davranışın ödüllendirilip desteklenmesinin
olumlu disiplin anlayışı olarak öneririz. Olumsuzu bir süre görmezden gelerek veya davranışa uygun
yaptırım ile söndürmek ise destekleyicidir.
İSTENEN DAVRANIŞLARA
ÖDÜL Olumlu davranışı sık sık ve davranışın hemen ardından ödüllendirin. Ödüller
çoğunlukla sarılmak, öpmek, okşamak, kucaklamak, övmek, alkışlamak gibi sosyal ödüller; arkadaşına,
sinemaya, bilgisayar oynamak, televizyonu yarım saat daha fazla izlemek, sevdiği yemeği ısmarlamak
gibi haklar olmalıdır. Maddi ödüllerde de bedeli yüksek olmayan yiyecek, kitap, okul malzemesi gibi
rüşvete dönüşmeyecek ödüller olmalıdır. Yoksa ‘Dişimi fırçalarsam bana ne
alacaksın?’pazarlığına dönebilir.
Olumsuz davranışı ‘farkında olmadan’
ödüllendirmeyin. Daha geç yatmak isteyen çocuğunuza ‘Hayır şimdi yatıyorsun’ deyip sonra
oyalanmasına göz yummak, ısrarlarına teslim olmak ona daha sonrada bu şekilde davranmayı
öğretecektir. ‘Hayır’ lar ‘Havet’e yani ‘Evet’e dönerse istenen
davranış yerleşmez. Bu konuda eşlerin de ortak, kararlı yaklaşımı olmalıdır. Aile büyüklerinin bu
kuralı bozmalarına izin verilmemelidir.
Olumsuz davranışa dikkat gösterin, yaptırımlar
uygulayın. Yaptırımlarda dozu aşmamalı ve yapılan olumsuz davranışın şiddetine ve niteliğine uygun
bir yaptırım uygulanmalıdır. Televizyon izleme süresini aştı diye tüm hafta sonu televizyondan
mahrum etmek, arkadaşıyla kavga eden çocuğa bilgisayar oynamama cezası vermek şiddet ve niteliğine
uygun değildir. Yaptırım uygunsuz davranışın hemen ardından gelmelidir. Yaptırımın nedeni çocuğa
anlatılmalıdır ve kesinlikle fiziksel şiddet
uygulanmamalıdır.” |
|