YEMEK SAATLERİNİ EZİYETE DÖNÜŞTÜRMEMEK İÇİN…
- Çocuklarda beslenme sorunları ne zaman ve nasıl
başlıyor? Bu sorunlar genelde 1 yaşından sonra görülüyor. Özellikle 1-2 yaş arası
yemeye direnç ve inatçılık başlıyor. Bu, anne sütünden ek gıdalara geçişte rastlanan bir sorun.
Sofrada aile düzenine uyum sağlama konusunda sorunlar yaşanıyor ve bu durum bütün aileyi perişan
ediyor. Anne ya da bakıcı yeme konusunda ısrarcıysa, tüm aile için odak noktası çocuğun yemek
yememesi olduysa, çocukta daha fazla tepkisel davranış gelişebiliyor. Böyle bir durumda çocuk yemek
konusunu aileye karşı kullanmaya başlıyor, ciddi bir çatışma ve gerilim olabiliyor.
-
İştahsızlığa ne tür hastalıklar sebep oluyor? Kronik hastalıklar, sessiz idrar yolu
enfeksiyonları, çocuğun beslenmesini engelleyen sindirim sistemine ait kusma ve ishal gibi
hastalıklar ile üst solunum yolları enfeksiyonları, iştahsızlığın sebebi olabiliyor. Demir eksikliği
anemisi de bu duruma yol açabiliyor. Çocuk iştahsız oldukça alması gereken demiri alamıyor ve sorun
daha da büyüyor. Çocuk beslendiği halde kilo alamayabiliyor. Bu durumda iştahsızlıktan çok,
besinlerin emilimine ait bir bozukluk olabileceğinden şüphelenmek gerekiyor. O zaman da,
bağırsaklarda herhangi bir emilim kusuru olup olmadığına bakılıyor.
-
Çocuklarda iştah artışı neden oluşuyor? Çocuklarda genetik kaynaklı şişmanlık eğilimi
olabiliyor. Anne ve baba kiloluysa çocuğun da kilolu olma riski artıyor. Yeme davranış biçimindeki
yanlışlıklar da çocuğu zaman içerisinde kilo almaya ve çok aşırı yemek yeme isteğine
yönlendirebiliyor. Özellikle son yıllarda gıdalardaki değişiklikler, hareketsizliğin artması, hazır
yiyecek tüketimi, fast food tarzı beslenme, gazlı ve şekerli içeceklerin tüketilmesi gibi nedenler,
birçok çocukta aşırı iştah ve doymama sorununa yol açıyor. Bu çocuklarda kilonun yarattığı metabolik
problemler ortaya çıkabiliyor. Diyabete eğilim, kan yağlarındaki yükseklik, hipertansiyon gibi
sorunlar da görülebiliyor.
- Yemek konusunda ısrarcılık çocuğu nasıl
etkiliyor? Israrcı olmak çocuğun kusmasına neden olabiliyor. Aşırı ısrar ve yedirme
isteği daha sonraki yaşamda, tam tersine çocuğun doyma eşiğiyle ilgili birtakım sorunlara yol
açabiliyor. İleri yaşlarda bu çocuklarda aşırı yeme isteği görülebiliyor.
Gülcan Ok Düker
(Diyetisyen): “ÇOCUĞUNUZA SAĞLIKLI BESLENME ALIŞKANLIĞI KAZANDIRIN”
“Sağlıklı beslenme alışkanlığının yerleştirilebilmesi için bebeklik çağından
itibaren yapılması gerekenlerin yerine getirilmesi çok önemli. Bebekler ilk 6 ay sadece anne sütü
ile beslenmeli. 6. aydan sonra yavaş yavaş ek gıdalara başlanmalı. Ek gıdalara başlarken
kullanılabilecek ilk yiyecekler ise; yoğurt, sebze, meyve suları ve yumurta sarısı. Sebzeleri
robottan geçirip püre halinde verme süreci uzun tutulmamalı. Eğer bu süreç uzarsa, diş ve çene
gelişimi sekteye uğruyor. Bağırsaklar, bütün olarak hazmedebilecekleri yiyecekler püre halinde
gelince, gelişemiyor. Karışımlardan kaçınılmalı. Yumurta, pekmez, bal, peynir, bir karışım olarak
verilirse, çocuk hiçbirinin lezzetini bilmediği için ilerleyen dönemde bunları yemeyebiliyor. Çocuk
1 yaşından itibaren sofrada olmalı. Yemeğini kendi yemeye çalışmalı. “Ben de çocukken bazı
yemekleri yerken zorlanıyordum” gibi sözler söyleyerek, çocukla empati kurulmalı. Okul hayatı
başlayınca sabah kahvaltıları ihmal edilmemeli. Akşam yemeği geç saatte yendiği için çocuklar,
yatmadan önce almaları gereken meyve öğününü atlıyor. Bunu önlemek için akşam yemeğinin ağırlığı,
ikindi ve akşam arasında bölünmeli.
Demirin bağırsaklardan emilinini kolaylaştırmak için,
demir içeriği zengin gıdalarla beraber, C vitamini içeren gıdaların kullanılması gerekiyor. Etin
veya kurubakliyatların yanında limonlu salatalar veya meyveler tercih edilebilir. Özellikle iştahsız
çocuklarda porsiyon miktarına dikkat edilmeli. Bir kepçe yerine, yarım kepçe çorba vermek çocuğun
doymasını engellediği için, diğer yemekleri yemesini de sağlıyor. Eve abur cubur alınmamalı. Anne
baba, beslenme alışkanlıkları ile çocuklarına örnek olmalı.
BESLENME BOZUKLUĞU
HER DÖNEMDE GÖRÜLEBİLİYOR Çocuklarda görülen beslenme bozuklukları dönemlere
ayrılabiliyor. Okul öncesi, okul çağı ve ergenlik döneminde farklı beslenme bozuklukları söz konusu.
Okul öncesi dönemde, çocuklarda tatlı ve şekere eğilim oluyor. Çocukların karbonhidrattan zengin
basit şeker grubundaki gıdaları almaları da sağlıklı beslenmelerini engelliyor.
Okul
döneminde ise özellikle kantinlerden alınan sağlıksız gıdalar, beslenmede sorunlara yol açıyor. Yine
şekerden zengin yiyecekler ve fast food tarzı beslenme bu dönemde çocuklarda aşırı kiloya yol
açabildiği gibi, iştahsızlık yaratarak zayıflığa da neden olabiliyor. Okuldan eve aç gelen çocuklar,
çikolata ya da hazır kek gibi yiyeceklerle beslenirse, sorun daha da büyüyor. Ergenlik döneminde ise
özellikle cep harçlıklarıyla istediklerini alan gençler, beslenmelerine özen göstermiyor. Bu da
özellikle gençlerde obezitenin görülme sıklığını arttırıyor. Çocuğun gelişimi için rutin kontrolleri
atlamamak çok önemli. Çocuğun sağlıklı gelişip gelişmediğini takip etmek için en doğru davranış,
rutin sağlık kontrollerini ihmal
etmemek...” |
|