GEBELİKTE BEL VE KALÇA AĞRINIZ VARSA...
Gebelikte en sık görülen rahatsızlıklardan biri de bel
ağrıları. Özellikle hamileliğin son aylarında görülen bu ağrılar zaten zorlu bir süreç olan
hamileliği daha da zorlaştırabiliyor. Hamilelikte görülen bel ağrılarını, nedenlerini ve nasıl daha
kolay atlatılabileceğini Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Lütfiye
Müslümanoğlu’na sorduk...
-Gebelik döneminde bel ağrısı görülmesi normal midir?
Gebeliğin genellikle 5-7. aylarında gebelerin büyük çoğunluğunda görülen bel ağrıları,
doğum sonrası büyük oranda geçtiği için; kadın doğum uzmanları tarafından gebeliğin kaçınılmaz bir
şikayeti olarak görülür. Bu bel ağrıları genellikle doğumdan 1-3 ay sonra kaybolur. Ancak bazı
özellikler gebelikteki bel ağrısını önemli kılar. Bel ağrılı vakaların üçte birinde, ağrı yaşam
kalitesini etkiler, daha sonraki gebeliklerde ağrıya yatkınlığını artırabilir ve yüzde 10-15 vakada
kronik hale gelebilir.
-Gebelikte görülen bel ağrılarının nedenleri
nelerdir? Gebelikte en sık karşılaşılan leğen kemiği çevresinde veya bel bölgesinde olan kas
ve eklemlerin gerilimi veya gevşemesine bağlı ağrılardır. Bunların ikisi bir arada da olabilir. Bu
dönemde görülen bel ağrıları biyomekanik, hormonal, damarsal veya diğer nedenlerle oluşan
ağrılardır.
Yapılan araştırmalar, gebelikte görülen bel ağrısının kilo alımı ve göbeğin
büyümesinin sonucu oluşan vücut duruş şekli değişikliğine bağlı olmadığını; gebelik öncesinde bel
çukuru fazla olanların gebelikte bel ağrısına yatkın olduğunu göstermektedir. Kısa zamanda fazla
kilo artışı bel ağrısı oluşumuna neden olabilir. Gebelikte rahimdeki büyüme karın ve sırt kasları
arasında kuvvet yönünden dengesizliğe veya büyümüş rahmin ağırlığı direkt olarak basıya sebep olarak
ağrı yapabilir.
Gebelikte relaksin, östrojen ve progesteron serum düzeylerinde artış
gözlenir. Yüksek relaksin seviyesi eklem gevşemesine, östrojen de relaksinin etkisinin artmasına
neden olarak bel ağrısının gelişmesine katkıda bulunabilir. Büyüyen rahim, aort gibi büyük
damarlarda basıya neden olup, iskemi ve metabolik bozukluk bel ağrısı yaratabilir.
Bunların
yanı sıra iş ve psikolojik faktörler de belde ağrıya neden olabilir. Kalça veya çevre kemiklerde
geçici osteoporoz (özelikle D vitamini eksikliği olan gebelerde eksikliğin artmasına bağlı olarak
kemiklerde yumuşama ve kırılmalar), kas zorlanmaları da ağrı nedeni olabilir.
BU ÖNLEMLERİ
ALARAK BEL AĞRINIZI AZALTABİLİRSİNİZ! Gebelik öncesi fit durumda olmak, karın ve sırt
kaslarının kuvvetli olması bel ağrısı olasılığını azaltsa da; kalça ve pelvis çevresindeki ağrıyı
azaltmaz. Relaksin hormon salgılanması bazı kişilerde daha fazladır. Bu hormon bu bölgelerdeki
ağrıyı arttırır. Hamilelik dönemini daha rahat geçirmek için: •
Gereğinden fazla kilo almamaya çalışın. • Yeterli D vitamini ve
kalsiyum alın. • Sık sık yürüyün. •
Kaslarınızdaki gerilimi ve zorlanmayı azaltmak için vücudunuzun düzgün duruş şeklini koruyun.
• Otururken sık sık pozisyon değiştirin. •
Sandalyede otururken bel yastığı kullanın. • Beliniz geceleri daha
çok ağrıyorsa sırt üstü yatmaktan kaçının. Yan yatın ve karnınızı yastıkla
destekleyin. • Kalça ve belinizi yoracak hareketlerden
kaçının. • Uzun süre ayakta hareketsiz kalmayın. •
Uzun oturma ve ayakta durma sırasında bir ayağınızın altına basamak koyarak kaslarınızı
gevşetmeye çalışın. • Solunum ve gevşeme egzersizleri yapın.
• Yüksek topuklu ayakkabılar giymekten kaçının. •
Gün içerisinde sık sık istirahat edin. • Günde birkaç defa, 1-2
saat arayla 20 dakikayı geçmeyecek şekilde, soğuk veya sıcak uygulamalar yapın.
• Masaj yaptırın. • Çok ağrınız olduğunda
hekiminizin kontrolünde ağrı kesici kullanın. |
D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ GEBELİK DÖNEMİNDE
ARTARSA ERKEN YAŞTA KEMİK ERİMESİNE NEDEN OLABİLİR! Gebelikte D vitamini eksikliğine bağlı
olarak bel ağrısından çok; leğen kemiği ve kalça bölgesinde ağrılar gelişebilir. D vitamini
eksikliği: • Vücuttaki kalsiyum dengesini bozarak kemiklerdeki
kalsiyumun kana geçmesine neden olur ve kemikleri zayıflatır. • Kırık
oluşma riskini artırır. • Kas gücü azalır. •
Yürüme, merdiven inip-çıkma gibi hareketleri zorlaştırır. •
Dengede bozulmaya neden olarak düşme riskini arttırır. • Yorgunluk
oluşturur. • Yaygın vücut ağrılarına neden olur. •
Depresyona eğilimi artırır. • Unutkanlığa neden olabilir.
• Kemikte yumuşama, erime ve kemiklerde kırılmaya yol açarak sakatlığa
neden olabilir.
|
|