DOĞUM YÖNTEMLERİ

Dokuz ayın sonuna doğru stres katsayıları iyice artan anne adayları, hem dinledikleri korku dolu hikayeler ve olumsuz anılar, hem de doğum yöntemlerinin çeşitliliği sözkonusu olunca tam bir kaos yaşar. Aslında, kulaktan dolma doğum hikayelerini fazla ciddiye almadan, doğum yöntemleriyle ilgili bilgi sahibi olmak; güvenle doğuma girmenizi sağlayacak en önemli adımdır. Normal (vajinal) doğum, sezaryenle (genel anestezi ile) doğum, epidural anestezi ile doğum, spinal anestezi ile doğum ve suda doğum yöntemlerine dair kararınızı etkileyecek bilgileri bu yazıda okuyabilirsiniz.


NORMAL DOĞUM
Normal doğum, son adet tarihinden itibaren hamileliğin 38. ve 42. haftaları arasında, anne rahminin kasılmasıyla birlikte bebeğin dışarı doğru itilerek, vajinal yoldan doğmasıdır. Bu doğum, ilk hamileliği olan kadınlarda yaklaşık 12 saat, daha önce doğum yapmış kadınlarda ise yaklaşık 8 saat kadar sürer. Normal doğumda öncelikle doğum sürecinin başlayıp başlamadığı saptanır.  Şöyle ki;

- Düzenli ve ritmik gelen doğum ağrılarının (rahim kasılmalarının) sıklığı ve şiddeti giderek artar. Ayakta veya yatarken ağrının şiddeti değişmez.
- Kanlı, sümüksü bir akıntı gelir. Genellikle bu işaretten 12 ila 24 saat sonra doğum ağrıları başlar.
- Suyun gelmesi bazen doğum ağrıları başlamadan oncedir. Ardından da, genellikle 24 saat içerisinde doğum ağrıları gerçekleşir.

Doğumun başladığını gösteren bu belirtilerden herhangi birinin ardından, hastanede anne adayının muayenesi yapılır. Tansiyonu, nabzı ve ateşi ölçülür. Ayrıca, bebeğin doğum kanalına geliş pozisyonu, rahim ağzı açıklığı, su kesesinin ve bebeğin sağlık durumu değerlendirilir. Bebeğin doğum kanalına giriş şekli saptanır. Bebekler genellikle baş kısımlarıyla doğum kanalına girerler. Doğum başladığında yapılan bu ilk muayene ve doğum öncesi dönemde saptanan bulgularla, doğum şeklinin sezaryen mi normal doğum mu olacağına karar verilir.

Normal doğumun avantajları

- Doğal ve ucuz bir yöntemdir.
- Ameliyata bağlı riskler taşımaz.
- Kan kaybı sezaryene oranla çok azdır.
- Doğum sancılarının bebeğin akciğer olgunlaşması üzerinde olumlu etkileri vardır.
- Doğum sonrası iyileşme daha çabuk olur.
- Normal doğumda annenin ölüm oranı sezaryene göre daha düşüktür.
- Normal doğumdan sonra vücudun (özellikle karın bölgesinin) normal şekline dönmesi sezaryene oranla daha hızlı olur.
- Normal doğumda dikiş gerkmişse (epizyo) biraz ağrı olması normaldir. Fakat. genelde tamamen ağrısız bir lohusalık dönemi yaşanır.

Normal doğumun dezavantajları     
- Her şeyin yolunda gittiği bir doğumda bile her an bir problem gelişebilir.
- Normal doğum sırasında çıkabilecek en basit bir sorun bile, bebeğin oksijensiz kalmasına ya da  bebeğin doğum kanalı içerisinde ilerlemesinin durmasına neden olabilir.
- Sonuçta, bebeğin çıkışta sıkışıp kalması ve vajinada yırtıkların meydana gelmesi olasılıklar içindedir.
- Normal doğum karın bağlarının sarkmasına zemin hazırlar.
- Karın bağlarının ve de yırtıkların iyileşme sürecinde cinsel hayat olumsuz etkilenebilir.
- Annenin kan veya şeker hastası olması durumunda, ağrı sonucu anne ve bebek arasındaki oksijen alışverişi azaldığından, bebek için tehlike söz konusu olabilir.
- Doğum ağrılarının uzun sürmesi annenin fiziksel ve psikolojik olarak yorulmasına neden olur. Anne adaylarının normal doğumdan korkma nedenlerinin başında, 12 saate kadar uzayabilen doğum sancıları gelir. Fakat, gelişmiş anestezi teknikleri sayesinde ağrısız doğumlar söz konusudur.
- Ikınma dönemi uzun sürerse, iki ve daha fazla sayıda doğum yapmış annelerde, ileri yaşlarda idrar kaçırma ve büyük abdesti yapmada  zorluklar yaşama gibi sıkıntılar olabilir.


SEZARYENLE  DOĞUM
Sezaryenle doğum, bir anlamda ameliyatla doğumdur. Genel anestezi kullanılır. Anne adayının koluna serum takılır. Göbek altına kesik yapılarak sıvı boşaltılır ve rahme ulaşılarak bebek çıkartılır. Ardından da kesik dikilir. Toplamda 1 saat kadar süren bir işlemdir. 
Bebeğin ters gelmesi durumunda, pelvis (cinsel organların yerleştiği bölge) yapısının vajinal doğuma uygun olmadığı durumlarda, çoğul hamileliklerde,  bebeğin hayatının riske girmesi durumunda (kordon dolanması, plasentanın doğumdan önce ayrılması vb. sebeplerle), anne adayının yaşının 35’ten büyük olduğu durumlarda, anne adayına daha önceki doğumunda sezaryen uygulanmış ise, hamilelik kanamalı ve tehlikeli geçmişse, bebeğin başının ya da kilosunun normalden büyük olması halinde; genellikle sezaryen en güvenilir doğum yöntemi olarak karşımıza çıkar. 

Sezaryenle doğumun avantajları

- Günümüzde tıbbın geldiği nokta, cerrahi operasyonların yarattığı riskleri en aza indirdiğinden, sezaryen, apandisit ameliyatı kadar kolaydır. Bu nedenle, çeşitli sebeplerle normal doğum yapmak istemeyen anneler için, sezaryen adeta bir can simiti özelliği taşır.
- Anne adayı anestezi olduğu için normal doğumdaki gibi acı çekmez.
- Normal doğumlarda sıklıkla karşılaşılan perine (vajinanın dışında kalan deri) yırtıkları sezaryenle doğumda olmaz.
- Sezaryenle doğumda, bebek, doğum kanalı travmalarına maruz kalmazken, anne de bazen 10 ila 20 saat sürebilen yıpratıcı durumu yaşamamış olur.

Sezaryenle doğumun dezavantajları

- Sezaryenle doğumda anne ölüm oranı, normal doğuma göre daha yüksektir.
- Sezaryenle doğum, normal doğum yapmadıkları için bazı kadınlarda bebeğiyle yeterli yakınlığı kuramamasına neden olabilir. Bu, hem psikolojik, hem de ağrılar sonucu oluşan fiziksel bir süreçtir.
- Sezaryenle yapılan doğumlarda bebeğin doğuma hazır olduğunu gösteren işaretler (kasılmalar, suyun gelmesi gibi) beklenmediğinden erken doğum (prematürelik) vardır.
- Akciğerlerde bulunan sıvının sezaryenle atılamaması doğumdan sonra bebeklerde solunum sıkıntısı yaşanmasına neden olabilir.
- Sezaryen ameliyatı sonrası annelerde ameliyat bölgesindeki ağrının yanı sıra, genelde bağırsaklarda da gaz sancısı olur.
- Sezaryenle doğumda, normal doğuma oranla annenin ağrıları daha yoğundur. Ve iyileşmesi daha uzun sürer. Özellikle ilk gün, kuvvetli ağrı kesiciler alınmasını gerektirir.
- Sezaryende hastanede kalma süresi normal doğuma oranla daha uzundur ve ücreti de daha yüksektir.

                                                                                      
EPİDURAL (AĞRISIZ) DOĞUM
Normal doğumun yaratacağı sancıyı çekmek istemeyen ya da sezaryenle doğumun her aşamasını izlemek isteyen anne adaylarının tercih ettiği bir yöntemdir. Epidural anestezide, kadın doğuma çok rahat bir şekilde girer, çünkü acı ve ağrı çekmeyeceğini bilir. Bele yapılan bir iğne ile uyuşturulan sinirler, rahat bir doğum sağlar. Genel anesteziden farkı, anne adayının doğum sırasında uyanık olmasıdır. Böylece doğum olayını fazla acı çekmeden izleyebilir ve bebeğini  hemen kucağına alabilir.

Bu işlem sırasında, anestezi uzmanı tarafından, anne adayının bel bölgesine, lokal anestezi ile tükenmez kalem içinin 10-15’te biri kalınlığındaki katater (vücutta bir boşluğa yerleştirilen araç) takılır. Kataterden ağrı kesici ilaç verildikten 10-15 dakika sonra rahmin kasılmasına bağlı ağrılar tamamen geçer.


Epidural anestezinin  avantajları

- Genel anestesi değil bölgesel anestezi sözkonusu olduğundan, narkoz riski yoktur.
- Anne adayı hem ağrı çekmez, hem de doğumu izleme şansını elde eder, stresi azalır.
- Anne ağrı çekmediğinden nefes alışverişi daha düzenlidir.
- Uygulama belden aşağı yapıldığı için, bu yöntemin felç yapabileceği söylentiler arasıdadır. Fakat, böyle bir risk kesinlikle yoktur. Çünkü, yapılan işlem, sadece sinirlerin etrafına verilen bir ilaçtan ibaret, sanıldığı gibi sinirlere dokunulmuyor.

Epidural anestezinin dezavantajları

- Epidural anestezi sonrasında hasta, özellikle ayağa kalktığı zamanlarda enseden başlayan bir baş ağrısından şikayet edebilir. Bu ağrılar, genelde doğumdan 1 gün sonra başlayıp, 3-4 gün sürebilir. 2 haftaya kadar uzadığı vakalar da vardır.
- Epidural anestezide anne belden aşağısına da hakimdir, fakat hissetmez.  Dolayısıyla anne, doğum sancısını hissetmez. Rahim ağzı 3-4 santim açılmadan, ilaç verilirse, doğum sancıları etkilenebilir. Ve bu durum, doğum eylemini yavaşlatır.
- Tansiyonun düşmesi, bulantı, baş dönmesi, nabızda yavaşlama, ısı düşmesi, titreme ve bel ağrısı gibi şikayetler görülebilir.
- Epidural anesteziyi aşırı kilolu hamilelere uygulamak zor olabilir.


SPİNAL  ANESTEZİ  İLE DOĞUM

Sezaryende kullanılan üç anestezi yönteminin sonuncusu spinal anestezidir. (Diğerleri yukarıda bahsetmiş olduğumuz genel anestezi ve epidural anestezidir.) Spinal anestezide, yine belden aşağısının uyuşması için omuriliğin hemen dışından ağrı kesici bir iğne yapılır. Ve iğnenin etkisi 1 saat içinde geçer. Sezaryen bir ameliyat olduğundan, cerrahi ve ameliyat komplikasyonlarının, spinal anestezide de ortaya çıkabileceği gözönünde bulundurulmalıdır.

SUDA DOĞUM

Suda doğum, ilk olarak Rusya’da gündeme gelmiş ve daha sonra Avrupa’da (özellikle İngitere’de) yayılmış; 2-3 yıldır ülkemizde de ender de olsa uygulanan bir yöntem. Suda doğumun gerçekleştiği yer, çocuk havuzundan çok da farklı değil. Anne adayı bütün ağrısını dışarıda çekip, bebeğini havuzda doğuruyor. Ya da tüm ağrıyı havuzda çekip, bebeği dışarıda doğurabiliyor. Tabii, annenin eğer isterse hem sancıyı, hem de doğumu suda yaşaması mümkün. Suda doğumun normal doğumdan farkı, suyun kaldırma kuvvetinin ve suyun ısısının (38 derece) anneye verdiği rahatlıktır. Bu rahatlığın aynı zamanda  havuzun içinde kolay hareket edebilme özgürlüğüyle de birleşmesi gerekir.

Bir anne adayının suda doğum yapabilmesi için, bebeğinin çok büyük olmaması, dünyaya gelişiyle ilgili herhangi bir problemle karşılaşılmamış olması, sıvısının iyi olması, kan akımında bir problem olmaması, hamileliğe eşlik eden herhangi bir hastalığın (kalp, şeker, astım gibi) olmaması ve en önemlisi bebeğin başının doğum kanalında olması gerekir.

Sonuçta, gerekli şartlar oluşturulduğunda ve önlemler alındığında, suda doğumun aslında çok doğal bir yöntem olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü normal doğumda, bebek dünyaya geldiğinde direkt olarak ışıkla, hastane ortamının yoğunluğuyla vb. karşılaşır. Suda doğumda ise, çok daha rahat ve yumuşak bir ortam, en önemlisi de anne karnındaki ortama benzeyen bir ortam söz konusu. Böylece, hem annenin hem de bebeğin yaşadığı travmalar en aza iniyor. Fakat, suda doğum yönteminin ölümcül  komplikasyonlara yol açabileceği endişesini taşıyan uzmanlar da yok değil.

anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE