EKİM: KENDİMİZLE İLGİLENDİĞİMİZ BİR AY OLACAK

3 Ekim’de Aslan burcundaki Venüs ile Yay’da bulunan Plüto uyumlu açı içerisinde olacaklar. Özellikle ateş gruplarında çok sayıda gezegeni olanlar bu olumlu etkiden bir hayli yararlanacaklar. Venüs, son aylarda geri hareketini yaparken ilişkileri derinleştirmiş, sorgulatmış, değer duygumuz ve finansal kaynaklarımızı gözden geçirmemize neden olmuştu. Şimdi tam da Terazi dönemine girmişken Plüto ile tekrar üçgen açı içersinde olması bu konularda gereken değişim ve dönüşümleri gerçekleştirebileceğimize işaret ediyor. Karizmamız yükselirken, romantik ilişkilerde derin, tutkulu yakınlıklar oluşabilecek. Ayrıca, kendimizi iyi ifade edebileceğimiz güçlü bir gün olduğundan, yaşamımızı geliştirecek kişisel girişimler, iş görüşmeleri ve anlaşmalar için oldukça elverişli bir gün.

DENGE VE BARIŞ ZAMANI
8 Ekim 09.53’de Venüs yeniden Başak burcuna girecek. 15 Temmuz 2007’de Başak burcuna girmiş ve 27 Temmuz itibariyle geri hareketine başlamış olan Venüs, 10 Ağustos’ta Aslan burcunda transit hareketine başlamıştı. Temel işlevleri karşıtları denge yaratarak uyum içersinde biraraya getirmek, barışı sağlamak ve diğer insanlarla, çevreyle birbirine bağlı ilişkiler geliştirmek olan sevginin gezegeni, eleştirel Başak’ta düşük olduğu burçtadır. Doğrular, yanlışlar, yapılması gerekenler veya gerekmeyenler olarak sürekli planlama yapmaya yönelimli Başak sistemi, ilişkiler arenasında da kendini hissettirmeye başlayacaktır. Ayrıntılara takılıp fazla didikleyen veya endişelenip kuruntu eden bir tavır yakınlıkları soldurabilir. Kişinin kendini sevebilmesi, bir ilişkide kendini değerli ve özel hissedebilmesi her şeyin doğru ve kusursuz olmasına bağlanabilir. Bu da bir ilişkide olması gereken sıcaklığı, samimiyeti engelleyecek bir durumdur. Bu enerjiyi günlük rutinimizi ve alışkanlıklarımızı gözden geçirip sağlığımızı düzene koymak ve kendi kaynaklarımız konusunda düzenlemeler yapmak için kullanmakta yarar var. Ayrıca, 15 Temmuz’da başladığımız Venüsyen konulardaki girişimlerin getirilerini değerlendirebiliriz. 8 Ekim, Yengeç’te devinimini sürdüren Mars’ın Başak’taki Satürn’e uyumlu bir açı verdiği bir gün, aynı zamanda. Mars’ın Yengeç burcunda rahat bir konumda olmadığını hatırlayacak olursak, bugünü yaşam hedeflerimizi besleyip geliştirebilmek için kullanmak iyi bir fikir olabilir. 

9 Ekim 19.48’de, Yay’daki Jüpiter, Balık’ta geri hareketini yapmakta olan Uranüs’e gerilimli bir açı verecek. Din ve inançlar, insan hakları, toplumsal olaylar ile ilgili olan bu enerjiyi, Ocak ve Mayıs aylarında da deneyimlemiştik. Şimdi bu farkındalıkla geçmişteki hatalarımızı görüp yaşamımızdaki önemli değişimleri yapabileceğimiz bir döngüde olacağız. Söz konusu açının gerilimli olması bir miktar stres yaratacak elbette. Başkalarına sevgi, şefkat ve anlayış gösterirken kendi bireyliğimizden ödün vermemeye çalışacağız. Teknolojinin nimetlerinden, yeniliklerden yararlanmaya açık olmamız da söz konusu.


GERÇEKÇİ YENİLİKLER…
11 Ekim’de 17 derece ile Terazi’de yaşayacağımız Yeniay, ilişkiler açısından önem taşıyor. Çok önemli kararlar alabilir, ani bir kararla radikal değişiklikler yapabiliriz. Yeniay artık hepinizin bildiği gibi, yenilikler-yeni başlangıçlar demek. Ancak bu salt yeni bir ilişkiye değil, durumumuzla ilgili bir yeniliğe de işaret ediyor olabilir. Yeniay’ın Neptün, Uranüs ve Jüpiter’e vereceği açıları değerlendirdiğimizde, boş hayallere kapılıp sonradan düş kırıklığına uğramamak için gerçekçi adımlar atmamız gerektiği görülüyor.

12 Ekim 07.00’de Merkür 2 Kasım’a kadar sürecek olan bu yıldaki son geri gidişine başlayacak. Merkür’ün geri gidişi sırasında yeni bir projeye başlamak pek de verimli bir sonuç vermeyeceğinden, bu süreci yine süregelen işlerimiz üzerinde yoğunlaşarak geçirmek yararlı olur. Merkür, kişisel doğum haritalarımızda hangi alanda bulunuyor, ya da hangi evi yönetiyorsa o yaşam alanında gecikme, engellenme, yavaşlama görülebilir. Merkür doğal haritada üçüncü ve altıncı evlerin yöneticisidir. Dolayısıyla iletişimin yanı sıra, günlük trafiğin, ticaretin, komşu, kardeş, akraba, yakın çevre ile olan ilişkilerimizle birlikte çalışma, sağlık, hizmet kapasitemizin de bu geri gidişten etkileneceğini söyleyebiliriz. Konuşmak kadar dinlemenin de önemli olduğunun farkındalığıyla, iletişimde karşımızdaki kişiye kulak vermek, hatta öncelikle kendi iç sesimizin neler söylediğini duymaya çalışmak için en uygun zaman başlıyor. Bu geri hareket Akrep gibi bir şeyi derinlemesine sorgulayan, araştıran bir burçta gerçekleşeceği için, kendi düşüncelerimizin derinliklerine nüfuz etmemiz kolaylaşacaktır.  Hayatımızı iyileştirecek, geliştirecek konulara kafa yorabilir, analiz yaparak sentezlere ulaşabiliriz. Aklımız derinlere sondaj yapıp, olumsuz diye gördüğümüz yönlerimizi algılayıp onları dönüştürmemize neden olabilir. Algılama ve sezgisellik artacağından, söylenenlerin ardındakileri keşfedebilir, konuların özüne ulaşabiliriz. Öte yandan, sabit fikirlilik, entrikalı düşünceler veya başkalarının yaşamlarını merak etme gibi eğilimlerin iletişimde sıkıntı yaratabileceğini de hatırda tutmak gerekli.

14 Ekim’de Başak burcunda Venüs, Satürn ile yan yana gelerek kavuşum yapacaklar. Bu duyguların kontrolü anlamına geldiği gibi, iş ve maddi kaynaklar bağlamında kalıcı, ciddi çabalar sonucu ilerlemeyi getiren fırsatlara da işaret ediyor. Uzun süreli yatırımlarımızdan iyi sonuçlar alabilir, mali durumumuzu düzeltebilecek sağlam, kalıcı adımlar atabiliriz. Ekim ayı bu konularla ilgili gelişmeler için güzel ve elverişli bir zeminle başlamıştı. Şimdi bunları nasıl değerlendirdiğimizi görebilir, umduğumuzu bulamamışsak nedenlerini kavrayabilir, hatta düzeltilmesi gereken konular varsa girişimde bulunabiliriz. Terazi süreci ile başlayan ilişkileri sorgulama döneminde bu enerji, sevme kapasitemiz ve ilişkilere bakışımızın olgunlaşmasını da açığa çıkaracaktır. Sevme kapasitemizin önce kendimizi sevmekten başladığını hatırlamak gerekiyor. Bu olgunluk ve bütünlük duygusuyla yakınlıklar kurmaya ilişkin görüşlerimizi yeniden yapılandırabiliriz. Birine ciddi anlamda bağlanmanın sonuçlarıyla yüzleşmek durumunda kalmamız da söz konusudur.

YENİDEN DOĞUM GİBİ…
23 Ekim 22.15 itibariyle Güneş artık su gruplarından, sabit ve dişil Akrep burcunda. Yoğun, tutkulu, azimli olan Akrep kaynaşmayı, bütünleşmeyi, derin değişim ve dönüşümleri, bu anlamda yeniden doğmayı temsil eden bir burç. Bir konunun çekirdeğine inip, bütün sahteciliği yok ederek dipte, en kuytularda saklananları gün ışığına çıkarmak için bilincin derinliklerine dalan, keskin, nüfuz edici insanların burcu. Ancak bu muazzam güçlerini kendisini tanımak için kullanmak yerine, başkalarının hayatlarını değiştirmek, manipüle etmek üzere kullandıklarında boşa emek ve çaba harcamış, kendilerini gerçekleştirmemiş olurlar. Oysa kendi gölgeleriyle yüzleşip, karanlık yönlerini ıslah edebildiklerinde ancak ruhları özgürleşebilir. Kendilerine, kendi kötücül özelliklerine kabul gösterebildikleri oranda diğer insanları da aynı şekilde oldukları gibi kabul edebileceklerdir. İçgüdüsel olarak her şeyden kuşku duyabildikleri için sürekli bir kontrol etme ihtiyacı içersinde etrafındakileri kendi hallerine bırakmakta zorluk çekebilirler. “Ya hep ya hiç”çi bir tutumları vardır. Direkttirler; adeta “doğruyla öldürürler!” Zihinleri dedektif gibi çalışır, sürekli bir bilmeceyi tamamlar dururlar. Halbuki bu hayata teslim olmaya, yani kontrol ve dayatmayı, başkalarının üzerinde güçlerini denemeyi bırakmaya gelmişlerdir. Ancak bu şekilde dönüşerek kendilerini korkusuzca ortaya koyabilirler. Çöplüğe atılmış şeyleri eleyerek hayata katacakları alıp kullanılır hale getirmek, arıtmak Akrepler’in işidir. Bu kadar güçlü ve yoğun olan Akrep insanları ne ilginçtir ki, bu özelliklerini dış dünyadan ustalıkla saklayabilirler. Öfkelendiklerinde içten içe bir volkan gibi kaynamalarına karşın, duygularını adeta bir maske altına gizleyip hiç reaksiyon vermeyebilirler. Kendilerine yapılanları unutmazlar. Kin, nefret, sahiplenicilik, kıskançlık ve intikam duyguları taşıyabilirler. Kontrol merakı yüzünden kendisini evrenin doğal akışına bırakamayan Akrep insanı, birini kafaya taktığında onu çeşitli taktik ve manevralarla kendi yoluna çekmeye çalışır. Sürekli o insanın ihtiyaçlarını, ne istediğini, neler düşündüğünü keşfetmeye çalışarak yakınlık kurar. Karşısındaki kişiyi kendisine bağımlı kılar. Ancak bu durumda da kendi ihtiyaçları giderilmemiş, aç kalmış olur. Hayatına çekmeye çalıştığı kişilerin gerçekten de hayatın doğal akışı içerisinde kendisiyle yollarının kesişip kesişmediğini görebilecek bir tarafsızlıkla bakabilmesi gereklidir. Sonuç olarak, bir Akrep burcu insanıyla ilişkiye girildiğinde kimsenin olduğu gibi kalması beklenemez, onlar da değişime uğrarlar.

Akrep burcu ölümü, yeniden doğumu, kaynakların birleştirilmesini mirası, hisseli paraları ve en derin, mahrem ilişkileri ifade eden sekizinci evin yöneticisidir.


ÖZGÜRLEŞME ZAMANI
25 Ekim’de Venüs ile Uranüs’ün birbirlerine verdikleri gerilimli bir açı, Venüsyen konularda beklenmedik, sürpriz gelişmelere işaret ediyor. İlişkiler ve parasal konularda bilinen eski modellerden özgürleşme zamanı gelmiş olabilir. İlginç yeni arkadaşlıklar kurulabilir veya duygusal heyecan isteği ile ilişkilerde dalgalanmalar yaşanabilir. Duyguların denetiminde yaşanın zorluklarla yakın ilişkilerde gerilim veya mesafe ortaya çıkabilir. Aynı gün Terazi burcuna geçecek olan Merkür, yaşanan karışıklıklar veya ilişki sorunları karşısında meselenin iki yüzünü de anlamaya yönelik, adil bir şekilde düşünebilmemizi sağlayabilir. 

26 Ekim’de Boğa burcunda gerçekleşecek bir başka Dolunay bizi bekliyor. Aynı gün Merkür ile Plüton’un birbirlerine uyumlu bir açı vereceğini görüyoruz. İlişkilerde sadakat ve maddi manevi güvenlik konuları ön plana çıkması beklenebilir. 

27 Ekim 18.27’de 26 derece 57,5 dakika ile Yay burcunda Plüto ile Galaktik Merkez kavuşumu yaşanacak. Yay burcunda transit hareketini yapan Plüto, galaksimizin merkezi, yani Güneş’in etrafında döndüğü merkez ile birleşecek. Plüto, her 250 yılda bir Yay burcundaki Galaktik Merkez ile kavuşum yapıyor. Bilim adamlarına göre Galaktik Merkez Yay burcunda olup, kütlesel olarak çok büyük, yoğunluğu birkaç milyar güneşe eşit, güçlü radyo dalgaları veren bir kara deliktir. Bu kara deliğin güçlü çekim merkezinin içine çektiği materyaller değişik frekanslarda enerji yayıyorlar. O nedenle kişisel doğum haritalarımızda Güneş kadar önemli bir yerleri olduğu düşünülüyor. Bu kavuşum Yay burcunun temsil ettiği din ve inançlar, felsefe konularını gündeme getirebilir. Bu konuda daha ayrıntılı bir şekilde bilgilenmek isteyenler için, astrolog Barış İlhan’ın geçen yılsonunda Radikal gazetesinde yayınlanmış makalesi oldukça açıklayıcı.

İYİMSER VEHEVESLİ
28 Ekim Pazar günü saat 04.00 itibariyle kış saati uygulamasına geçileceğini hemen hatırlatalım. Saatler bir saat ileriye alınacak. Aynı gün Jüpiter ile Neptün’ün birbirlerine uyumlu açı verdikleri görülüyor. Bir şeyleri başarabilmek için yeterince iyimser ve hevesli olabiliriz. Yaratıcı yönlerimiz varsa, her şeyi daha farklı bir açıdan görüp hayal ettiklerimizi ortaya koyabiliriz.


31 Ekim 22.07’de Kova burcundaki transit Neptün 19 derece ile doğrularak yoluna devam ederken, Yay’da bulunan Jüpiter’e uyumlu açı verecek. Ekim ayı, geçmişteki hatalarımızın farkına varıp düzelttiğimiz, adeta kendimizi temize çekmek için verilen yepyeni bir fırsatla sona erecek.

anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE