YILBAŞI GECESİNDE ERKEK TERÖRÜNE SON! En son örneklerini hala unutamadığımız “yılbaşı olayları”nı düşünün. Bir turist grubuna saldıran onlarca erkeğe müdahale etmeyen polisler, bir şehir magandasının silahından çıkan bir kurşun ve cansız genç bir beden ve tacizcilere biçilen komik bir para cezası... Bu, saldırıların sadece görünen yüzü üstelik... Daha nice kadın başka yerlerde ve başka zamanlarda cinsel tacizin soğuk yüzü ile karşılaşıyor. Yılbaşı gecesi Taksim, Kadıköy, Kızılay ya da Nişantaşı gibi merkezlerde düzenlenen partiler adeta taciz yapmak için pusuda bekleyenlerin boy gösterilerine ev sahipliği yapıyor. Özellikle kalabalıkta yaşanan curcunayı fırsat bilen “tacizciler” neşe ve paylaşımla sonlanması gereken geceye, korku ve üzüntü damgası vuruyorlar. Tacizciler ve silahlı şehir magandaları elbette sadece yılbaşı gecelerinde değil; bir maç çıkışı, bir konser alanı ya da bayram kutlamalarındaki kalabalıktan da istifade edebiliyorlar. Burada sorulması gereken esas soru şu olmalı: Güvenlik güçleri bu konuda nasıl bir önlem almayı düşünüyor? Artık, neredeyse sokağa çıkmaya korkan kadının kendini eve hapsetmesi çözüm mü acaba? EĞLENMEK BİZİM DE HAKKIMIZ! “Taciz” eyleminin bir suç olduğunu ve cezasının hiç de caydırıcı olmadığını görüyoruz. Daha önceki yılbaşı gecelerinde kadınları taciz edenler genelde ifadelerinin alınmasının ardından küçük para cezalarına çarptırılarak serbest bırakıldı. Ortada şikayet olmadığı için böyle cezalar verildi genellikle. Yani kadınlar kendilerine yapılan böyle bir çirkinliğe karşı, adeta ders verecek bir kararla tacizcilerden şikayetçi olmadılar. Peki, ya şikayetçi olsalardı? Burada da işler karışabilirdi. Mağdurlar bakireyse ayrı, değillerse ayrı ceza veriliyor çünkü. Geçtiğimiz yıllarda sonuçlanan iki davadan örnek verebiliriz:
|
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın |
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE |