Sibel Arna

Tatilde yanında götürdüğü çocuğunun dadısı hakkında yazdıklarını okuduğumuz Sibel Arna şunları kaleme aldı: “Tekne tatilinin bana tatil olmamasının bir nedeni de dadımız Hanife Hanım. Tekneye binince, Göcek, Rodos, Simi gezince ona bir şeyler oldu. Resmen aklı uçtu. Yoksa neden Rüzgar’a tarhana çorbası yapalım dediğimde yayla çorbası pişirsin? Bunu yaptığı gün Rüzgar sabah kahvaltıda yumurta yemişti üstelik. E yayla çorbasının içinde de yumurta var. Bir gün içinde iki yumurta veremeyeceğimizi ezbere biliyor. Yüzme bilmemesine rağmen her gün beş posta denize giremediği için hayıflanmaya başladı. ‘Sibel Hanım keşke kocamla çocuklarım da burada olsaydı’  sayıklamalarının ardı arkası gelmedi...”

Arna, yazının kalanında da dadısını yerin dibine sokmakla yetinmiyor ve şunları ekliyor yazısının sonuna; “Arkadaşım Tülin’in bakıcısının Antalya’daki tatil köyünde bir saat ortadan kaybolmasına, işini gücünü bırakıp gidip göbek dansı kursu almasına kaç puan verirsiniz? Kardeşim dadı mısın, dansöz mü? Bu hareketleri yapabildiğine göre iyi kıvırdığın bir gerçek, niye bir de üstüne kursa yazılıyorsun, anlamadım. Aynı kıvrak insan, ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi dalış kursuna da gitmek istemiş. Neymiş su altında nasıl nefes alınıyor çok merak ediyormuş. Büyük konuşmayayım ama ben o kadının kafasını dalış tüpü olmadan suya gömerim!”

Medya da birçok yazarın eleştirisi ile karşılaşan Arna’ya yanında çalışanların esir değil kendisi gibi birer insan olduğunu hatırlatıyor, bebeğinin bakıcısını bu tür nedenlerle değiştirmemesini öneriyoruz. Zira bu durumda bakıcıdan çok bebeğine zarar verebilir, çünkü ilk 3 yıl bebebeklere aynı kişi-kişilerin bakım vermesi çok önemlidir. Hem dadının tatil boyunca ailesini özlemesinde şaşıracak ne var?..

 

 

 


anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE