NEDEN ANAYASAMIZ “KADIN ERKEK EŞİT HAKLARA SAHİPTİR” DİYEMİYOR?!

Erkek egemenliğine dayalı sorunlarının çözümünü, eşit, özgür ve güvenli gelecek beklentilerini anayasal güvence altına almak isteyen kadınlar, kadın ve erkeklerin fiili eşitliğine dayalı anayasal demokrasinin kurulması yönündeki taleplerini açıkladılar.  

Anayasa Kadın Platformu adına konuşan KA.DER Genel Başkanı Hülya Gülbahar, “Kadın erkek eşit haklara sahiptir” ifadesinin olmadığı bir Anayasa’nın, kadınları çağdışı bir anlayışla, korunmaya muhtaç kesim olarak damgalayacağına dikkat çekti. AKP hükümetinin taslağında, kadınların özgür bir birey olarak değil, ailenin bakıma muhtaç bireylerinin bakıcısı olarak tanımlandığını dile getirerek, “200’ü aşkın kadın örgütü bir araya gelerek geleceğimizi karartacak bu düzenlemeye itiraz ettik. Anayasa’daki eski maddenin korunacağı yönünde söylentiler var. Ama bize yapılmış herhangi bir açıklama yok” dedi.


MECLİS’İN SADECE YÜZDE 9’U KADIN
Gülbahar, Anayasa’nın eşitlik başlıklı 9. maddesinde, “Devlet, kadınların ve erkeklerin eşit haklara sahip olmasının fiili olarak gerçekleştirilmesi, kadınların önündeki mevcut engellerin kaldırılması, hayatın tüm alanlarında gerçek bir fırsat ve uygulama eşitliği yaratılması, atamayla ve seçimle oluşan tüm karar organlarında kadınların eşit temsil ve katılımını sağlamak dahil hukuksal ve kurumsal tüm geçici özel önlemleri almakla yükümlüdür” ifadesinin yer almasını istediklerini belirtti. Kadınların “seçme ve seçilme hakkı” kazanmalarının üzerinden 73 yıl geçmesine karşın TBMM’de yüzde 9, belediyelerde ise yüzde 0.5 oranında temsil edildiklerine dikkat çekerek, “Yalnızca ‘kadın erkek eşittir’ demek de yetmiyor. Kadınlar, anayasa ve yasalarla zorunlu kılınan özel önlemlerle desteklenip güçlendirilmedikçe sonuçlarda eşitlik sağlayamıyor. Toplumun yarısını oluşturan kadınların kendi sözleriyle katılmadığı, taleplerinin dikkate alınmadığı bir anayasada, toplumsal uzlaşmadan söz edilemez” diye konuştu.

SORUNLAR TÜRBANA İNDİRGENİYOR
Kadınların acil, yakıcı sorunlarının türbana indirgenmek istenmesinden rahatsız olduklarını, türbanın anayasal bir düzenlemede yer almasını istemediklerini de dile getiren Gülbahar, temel hak ve özgürlüklerin genel ahlak bahanesiyle sınırlandırılmadığı, insan odaklı, insan ve kadın hakları, laiklik temelinde bir demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir anayasa istediklerini ifade etti. TCK Kadın Platformu adına konuşan Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Vakfı kurucusu Pınar İlkkaracan ise, Anayasa’daki eşitlik maddesine “fiili” sözcüğünün konulması için kampanya yürütürken, böyle bir taslakla karşılaşınca şok olduklarını belirtti.

UGANDA’DAN BİLE GERİYİZ!
Uganda, Hindistan, Bangladeş’in de aralarında bulunduğu çok sayıda gelişmekte olan ülkenin anayasasında,  kadının erkek karşısındaki fiili eşitsizliğinin giderilmesi yönünde maddeleri bulunduğuna dikkat çeken İlkkaracan, Mozambik, Etiyopya, Birundi gibi birçok Afrika ülkesinin anayasasında, hiçbir kadının töre ve gelenekler nedeniyle ayrımcılığa uğratılamayacağının belirtildiğini vurguladı. Medeni Yasa Kadın Platformu’ndan Habibe Yılmaz Kayar, Türkiye’nin BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ni (CEDAW) 1985 yılında imzaladığını anımsatarak, uluslararası  anlaşmaya aykırı bir anayasa yapılamayacağına dikkat çekti. Kayar, kadınların bu sözleşmenin hükümlerinin yerine getirilmesini istediğini vurguladı.


anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE