O... ÇOCUKLARININ AĞZINDA BİR MUTLULUK ŞARKISI Hayatınız tehlikede olsa, hatta hem sizin hem de yavrunuzun. Çocuğunuzun iyiliği için onu Türkiye’de bırakabilir ve İtalya’ya gidebilir miydiniz? Üstelik kızınızı eski bir hayat kadını ve tek işi hayat kadınlarının çocuklarına bakmak olan bir kadına emanet ederek yapabilir miydiniz bunu? Yıl 1981. Meryem kızı Hazal’a masallar anlatıyor izbe bir batakhanede. Polis Meryem’i, Meryem ise kaçmanın yollarını ararken, eski bir hayat kadını olan Mehtap’ın hayat kadınlarının çocuklarına bakıcılık yaptığı evine sığınıyor. İtalya’ya gitmesi ama kızını ardında bırakması gerekiyor. Üstelik onu bir tek Mehtap’a ve evde kalan diğer hayat kadını Hatçe’ye emanet edebilir. Ve yapıyor. Kızını bu iki kadına gözü kapalı emanet edebileceğini anlıyor. Ne kadar farklı ne kadar bize göre sıradışı yaşasalar da orospuların da en az diğer kadınlar kadar anne olduklarını görüyor. Başrollerini Demet Akbağ, İpek Tuzcuoğlu, Özgü Namal, Sarp Apak ve Sezin Akbaşoğulları’nın paylaştığı filmin yönetmeni Murat Saraçoğlu. Senaryo ise Sırrı Süreyya Önder’in kaleminden çıkmış. YAVRUSUNUN KATİLİ OLMASINA SESİNİ ÇIKARAMIYOR! Hatçe 14’ünde başkasına sevdalıyken görücü usulü hiç tanımadığı bir adamla evlendirilmiş, üstüne kaynının ve kayınpederinin tecavüzlerini siğneye çekemeyerek İstanbul’a kaçmış. Sonra o kirpikleri kapkara sevdalısına rastlamış... Ama ondan da başka bir darbe alıp hayat kadını olarak bulmuştur kendini. Siz hikayeyi bir de o anlatıken dinleyin. “Olur mu? Babaya böyle şey denir mi?”, “Töredir! Oğlum beni vuracak, namusumuzu temizleyecek.”... Daha nice cümlelerle aslında kadının yazgısını kabul etmiş tavrını ve bir annenin katili olan oğlunu izlerken tekrar tekrar düşüneceksiniz “Neden?” diye. -Neden, bu kadınlar bu hayatları yaşamak zorunda bırakılıyor? -Neden, namus ölümle, kanla temizleniyor? -Neden tecavüz edenler değil, mağdurlar “leke” olarak görülüyor? -Neden bu toplumda hala en büyük küfür “O.. çocuğu” oluyor? Neden, neden, neden... ERKEĞİN KURDUĞU, YİNE ERKEĞİN LANETLEDİĞİ BİR DÜZEN BU! Kısacası bu filmde babasının kim olduğu bilinmeyen bir kız çocuğundan, İtalya’dan Türkiye’ye küçük bir kızı annesine kavuşturmak için gelmiş ve babasını hiç tanımamış Dona’nın hikayelerine tanıklık edeceksiniz. Yine de İtalyanca mutluluk anlamına gelen “felicita” şarkısı dolanacak o... çocuklarının diline. Çünkü çocuk nerede ve nasıl olursa olsun mutluluk ve umuttur aslında. Yasemin Yılmaz |
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın |
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE |