NE GİYECEĞİMİZE BİZ KARAR VERİRİZ!
Kadın bedeninin kadından çok toplumun olduğu fikrini destekleyen bir karar geçen haftaya damgasını vurdu. Balık tutarken giydiği tişört ve tayt bir kadına “hayasızca hareketten”  beş ay hapis cezasına mal oldu. Karar kadın kuruluşlarının oluşturduğu “Bedenimiz Bizimdir İnsiyatifi” tarafından tepkiyle karşılandı. Galata Köprüsü’nde yürüyüş yapan kadınlar, kadın bedenine yapılan müdehaleleri protesto ettiler.

Gülcan Köse’yi mağdur eden kararın altında yatan TCK’nın kadınlara karşı ayrımcılık yapan 225. maddesi. “Bedenimiz Bizimdir İnsiyatifi” yaptığı basın açıklamasında söz konusu bu maddeden “Hayasızca Hareketler” ifadesinin kaldırılmasını istedi.

“DEVLET, BEDENİMDEN ELİNİ ÇEK!”
Devletin bu konudaki düzenlemelerini acilen yeniden yapılandırmasını talep eden kadınların sloganı ise, “Devlet, bedenimden elini çek” şeklinde…  Geçtiğimiz yılbaşında Taksim’deki çirkin taciz olayının sorumlularına sadece 57 YTL ceza biçilmiş olmasını da hatırlatan kadınlar, hazırladıkları metni Meclis’e göndereceklerini ve yasa kalkmadığı sürece eylemlerine devam edeceklerini de açıkladılar.

KADIN BEDENİNDEN NEDEN KORKULUYOR?
Bir kadının tercihlerine göre giyinmesinin hayasızlık olarak algılanıp bir de ceza kesilmesi çoğumuzun aklına rejimin dönüşümü ile ilgili ciddi sorular getiriyor. Bir yanda başını açma kapama özgürlüğü tartışılıyor, diğer yanda modern giyinmeyi tercih etmiş bir kadına teşhircilik damgası vuruluyor. Bedeni ile ilgili karar almanın en doğal insan hakkı olduğu ortadayken, devlet tarafından çizilen sınırların insan hakkı ihlali olduğu da açıktır.  Kadın bedeni üzerinde oynanan bu oyun akıllara “Kadın bedeninden neden bu kadar korkuluyor?” sorusunu da getiriyor. Sanatın ve estetiğin vazgeçilmezi olan kadın bedeni kimler ve ne için bir tehlike unsuru acaba?

Yasemin Yılmaz

anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE