YILDIZ ÇAKAR
yildiz@anneoluncaanladim.com
Çocuğum yuvada nasıl oyun oynuyor?

Oyun oynamakla geçirilen ilk yıllar çocuğu yaşama nasıl hazırlar? Sosyal yetkinlik nasıl kazanılır? Arkadaşlık ilişkisi en iyi nasıl desteklenir? Çocuk yuvaları sosyalleşme merkezkeridir. Bu soruların ışığında okul öncesi kurumların oyun oynamayı desteklemesi gerçeği her geçen gün önem kazanıyor.

Sadece bilişsel gelişim için değil;  psiko-sosyal gelişim ve akranlarla yapılan etkileşim için de yuvaların sağladığı olanaklar sınırsızdır. 

Bu sayede çocuk sosyal olarak yetkin olma özelliği kazanır. Sosyal yetkinlik kavramına  iki yönden bakılabilir: Yardımseverlik ve arkadaşlık davranışının artması olarak veya hakkını arama, itiraz etme,  atılgan olma ve kendini savunma olarak.

Çocuklarda kendi isteklerini savunma en fazla görülen sosyalleşmedir. Oyuncaklarını, faaliyetlerini sıralarını veya konumlarını sıkı sıkı savunurlar. Bu süreç ilk kez işbirliğine dayanan oyunlarla başlar. Topu sıra ile atma ya da yakalama veya ileride saklanmak ve arkadaşını bulmak gibi. Sosyalleşme süreci oyuna girme ve kendini kabul ettirme becerisi, çatışmalarla hiciv kullanarak baş edebilme, şakaya vurma gibi daha karmaşık becerilerle gelişir. Yaşıtları ile etkileşimde, çocuklar yetişkinlerle olduklarından daha eşit konumda olduklarından oyun başlatma ve yürütmede daha çok sorumluluk alırlar. Yetişkinlere her bakımdan yaslanıp tüm inisiyatifi onlardan beklerken akranları ile karşılıklılığa daha kolay yanaşırlar. Akranlarla etkileşimde karşılıklılık, işbirliği, adil davranma yetişkinlerle yaşanan deneyimlerden çok daha kolay içselleştirilebilir. Akranlarla arkadaşlıklar gelişir; oyuncaklar paylaşılır ve karakterler belirginleşir; beğenilme-beğenilmeme, kabul etme ve kabul görme ayırımı yapılır.

ÇOCUK ARKADAŞLARI TARAFINDAN KABUL GÖRÜYOR MU?
Araştırmalara göre ebeveyn-çocuk ilişkisi evde ne kadar destekleyici ise çocukların da dış dünyada akranları tarafından kabul görmeleri o kadar daha rahat oluyor. Disiplin anlayışları daha çok mantıksal açıklamalara dayanan ebeveynlerin çocukları daha az saldırgan ve daha uyumlu davranıyorlar. Ayrıca destekleyici ebeveynler çocuklarına çok erken dönemde küçük gruplar oluşturup başka çocuklarla nasıl iletişim kuracağını bire bir öğretiyor, kendileri model oluyorlar. Okul öncesi ortamda bu çocuklar daha dostane, daha yardımsever oldukları için daha çok seviliyorlar. (Denham&Holt,1993)

Arkadaşlıklar geliştikçe eli açıklık, saldırganlık, yardımseverlik gibi karakter özellikleri fark ediliyor. Bu şekilde sabit oyun arkadaşlıkları kuruluyor ve çok özel bir paylaşım ve giderek sırdaşlıklar yaşanıyor.


Görüldüğü gibi psiko-sosyal gelişimin temel unsuru olan oyun, çocuk yaşamında yeri doldurulamayacak bir önemdedir. Gerek ailelerin gerekse okulların bu olguyu gözönünde bulundurması gerekir.

OYUN ÇEŞİTLERİ
Birçok gelişim uzmanı oyunu erken çocukluğun işi olarak tanımlıyor. Gerçekten de oyun dört yönlü gelişime ve kendini keşfe yani bilişsel, sosyal, duygusal ve motor gelişime eşsiz bir destek oluşturmakta.

Oyun çeşitleri farklı kriterlere göre çeşitli başlıklar altında incelenebilir. Şöyle ki:            
1. Duyusal-motor oyun.
2. Beceriye dayanan oyun.
3. Fiziki aktiviteye, boğuşmaya güreşmeye dayanan oyun.
4. Sosyo-dramatik  oyun.

Duyusal-motor oyun: Duyuların ve hareketlerin yarattığı mutluluk ve keyfi içeren oyundur. Doğumdan itibaren tüm çocukluk çağı boyunca devam eder. Tüm duyuları harekete geçiren aktiviteler küçük çocuklara eşsiz deneyimler kazandırır. Kil, su, kum oyunları çeşitli tatlar, sesler, ısılar, ışıklar yukarıda bahsedilen tüm duyuları harekete geçiren faaliyetlerdir.


Beceriye dayanan oyun:
Motor, dil ve bilişsel alanlarda yeni becerilerin edinildiği her türlü oyunu kapsar. Yaşamın her anı çocuk için becerilerini geliştirebileceği oyuna dönüşebilir. Yürüyüşler, kek yapma, su birikintisinden atlama, kendi paltosunu giyme, ayakkabısını bağlama, kediye su verme. Her gelişim alanında bu faaliyetler beceri geliştirici rol oynarlar. Daha sonra kelimeler ve fikirler devreye girer. Doğal hayatta var olan her şeyi oyuna çevirmeleri desteklenen çocuklar kısıtlanan çocuklara göre çok daha zengin bir beceri dağarcığına sahip olurlar.

Fiziksel aktiviteye; boğuşmaya, güreşmeye dayanan oyunlar: Tırmanmak, koşmak, sürünmek, atlamak, bisiklete binmek gibi aktiviteler bu gruba girer. Ayrıca çocuklar, sürekli hareket halinde olmak isterler ve birbirleri ile şakacıktan boğuşurlar. Yavru kedilerde görülen hafif bir agresyon çağrıştıran oyunlardır bunlar. İlk bakışta kavga gibi görünebilen bu oyunlarda izlenen ruh hali ve yüz ifadeleri saldırgan davranıştan çok farklı bir durumu sergiler. Bu farkın ayırımında olmak çok önemlidir. Bu şekilde hareketli ve sert oynamak çocuklara sadece keyif vermekle kalmaz, onların etkileşim becerileri ve kaba motor gelişimleri için de yapıcı bir etki sağlar. (Pellegrini,1987) Araştırmalar bu çeşit oyunun evrensel olduğunu  ve hemen tüm dünya çocuklarında (Amerika, Japonya, Kenya,  Avustralya, Avrupa, Meksika’da) gözlendiğini ortaya çıkarmıştır. (Boulton&Smith, 1989) Tabii ki kültürel ve durumsal farklar; özellikle alanı kullanmaları ve yetişkin denetimi açısından görülmüştür. Çocuklar geniş bir alanda oynama olanağı varsa ve yetişkin denetimi de yoksa bu çeşit oyunları daha sık tercih ediyorlar. Ayrıca, yuvaya yeni gelen çocuklardan çok birbirine kaynaşmış çocuklar boğuşmalı oyunları daha çok oynuyorlar. Ayrıca kız çocukları bu tür oyunlara genelde kültürel farklılıklara göre daha uzak kalabiliyorlar. Genelde erkek çocukların sert oyunlara kızlara göre çok daha sık katıldığı biliniyor.   
                            

Sosyo-dramatik oyun: Çocuklar bu tür oyunlarda kendi yarattıkları role bürünürler ve çok keyif alırlar. Keyif almanın yanı sıra çevrelerindeki olayları ve rolleri keşfeder, irdeler ve kendi hayatlarına prova ederek katarlar. Kişisel kaygılarını daha güvenli bir şekilde ele alırlar. Anne-baba hikayeleri veya ölüm-hastalık senaryoları ya da yaratık ve süper kahraman oyunlarının nasıl emosyonel sorunlarla baş etmeye yaradığı görülür.
İlk sosyo dramatik oyun emekleyen çocuğun bebeğini doyurduğu veya oyuncak ayısını cezalandırdığı oyunda görülür. Çocuklar diğer insanları anlamaya başladıkça ve bilişsel olarak geliştikçe oyunları çok daha sıklaşır ve karmaşıklaşır.

En kısa tarifi ile sosyo dramatik oyun ilk duygusal gelişimin deneyimlendiği bir ortamdır. Ortalığı karartıp korkutucu bir senaryoyu oynamak korku ile başa çıkabilmek için bir alıştırma niteliğini taşıyabilir. Bu şekilde oynayan çocuklar korkularının ve fantezilerini açıkça dışa vurabilirler. Ayrıca cinsiyet farklılıkları ve cinsel kimlikler sosyo daramatik oyunlarda ön plana çıkarlar.

Sosyo-dramatik oyunlar için çocuğun temsil etme ve dil ve konuşma yeteneğinin gelişmiş olması gerekir; bu konunun açılımı da başka bir yazının konusu olacak.

Sevgi ve sağlıkla kalın.

 

Yazarın Diğer Yazıları
- Babanın çocuk için önemi ve değeri!
- Çocuğun yaratıcı düşünmesi ve davranması nasıl desteklenir?
- Çocuğun benlik gelişimi
- Özgürce oynayan çocuğun farkı
- Anne karnından itibaren müzik
- Hareket etme özgürlüğü olan çocuklar
- Büyükanne ve dedelerin önemi
- Erken çocukluk çağında sosyal ilişkiler
- Çocuk duygusal kriz yaşadığında ne yapmalı?
- Dil gelişimi ve okuryazarlığa geçiş
- Etkin öğrenmenin önemi
- Okul öncesi çocuklarda düşünme
- Etkin öğrenme üzerine temel düşünceler
- Tüm duyularla öğrenmenin önemi
- Bebeklerde Aktif Öğrenme
- Mutlu olmak için ne gerekir?
- Bebek beyninin yapısı
- Stresin bebek gelişimi üzerindeki etkileri
- Beyinde değişim nasıl sağlanabilir?
- Öğrenme kolaylaştırılabilir mi? “Değişmez olan tek şey değişimdir”
- Öğrenme aceleye getirilemez!
- Çocukları yuvaya nasıl hazırlayalım?
- Anaokulu nasıl olmalıdır?
- Çocuklar zor durumlarla nasıl baş edebilir?
- Babalar çok önemlidir!
- Anne giyinmek istemiyorum!
- Çocuklar neden öykü ve masallara bayılırlar?
- Küçük çocuklar ve televizyon
- Çocuklar ve çizgi kahramanlar…
- Çocuklarda sembolik düşünce ve hayali oyun
- Çocuğum yuvada nasıl oyun oynuyor?
- Çocuklar ve oyun
- İlk yıllar: Bebeğiniz gelişiyor
- Küçük çocuklarda bağlanma süreci:
- Erken çocukluk çağı karakterimizi ne kadar belirliyor?
- “Anne Olunca Anladım” ailesine merhaba!
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE