Küçük çocuklar ve televizyon
Ülkemizde çok geniş bir kitle televizyon
izlemekten asla vazgeçemiyor. Televizyonun aileler üzerinde tartışılmayacak denli güçlü bir etkisi
var.
Çocuklar doğar doğmaz televizyonun sürekli açık olduğu evlerde hayata
başlıyorlar. Sabahları uyanıyorlar ve akşam tekrar yatıncaya kadar televizyon hiç kapanmıyor.
Anneler de bu durumu kabullenmiş, hatta çocuğu oyaladığı için bir anlamda televizyonu yardımcı
olarak kullanıyorlar. Saatlerce televizyonun açık olduğu ortamdan çocukların olumsuz etkilenmemesi
mümkün değil.
Bu konuda çok geniş araştırmalar yapılıyor. Amerikan Çocuk Doktorları
Derneği’nin yaptığı araştırmalara göre, özellikle 2 yaş altı çocuklar televizyondan zarar görüyor.
Çocukların dokunarak görerek yakın temasta bulunarak karşısındaki kişiyi bedensel olarak ve yüz
mimikleri ile algılaması gerekiyor. Bebeğin realite ile sanal olanı ayırması, ancak onunla gerçek
bir ilişki kurulması ile gerçekleşebilir. Hızlı görüntüler, hele reklamlar çocuklarda ciddi düşünce
ve algı bozukluklarına neden olabiliyor. 2 yaşına kadar bebeklerin bulunduğu odada hiç televizyon
açılmaması gerekiyor.
BEBEKLERE ÖZEL VİDEOLAR BİLE… Bu arada, 7-9
ay arası bebekler için özel olarak hazırlanmış olan videoların bile yarar getirmediği; tam tersi
çocukların dil gelişiminde gecikmeye neden olduğu anlaşılmıştır. Çocuklar büyüdükçe “çocuk filmi”
adı altında hazırlanmış olan ürünlerin bile şiddet içerdiği ve denetimsiz izleyen çocuklarda
saldırgan davranışlara neden olabildiği biliniyor. Yine, uzun süre televizyon izlemek, genel
gelişimi; dil gelişimi, bilişsel, bedensel ve sosyal gelişimi olumsuz olarak
etkiliyor.
Şiddet içerikli programlar, şiddete karşı duyarsızlaşma, zararlı
davranışları öğrenme, uygunsuz modellerle özdeşim, saldırgan ve suça eğilimli davranışlarda artmaya
neden oluyor. Sosyal öğrenme teorisini geliştiren Bandura’ ya (1986) göre, kişinin şiddet
sahnelerini izlemesi şiddet davranışının taklidine neden oluyor. Saldırganlıkla ilgili alışkanlıklar
oluşuyor ve yaşam boyu sürebilecek iç uyaranlar başka bir deyişle öfke yartabiliyor. Kısacası, uzun
yıllar boyunca uzun saatler denetimsiz şiddet içerikli televizyon, film veya video izlemek
çocuklarda ve daha sonra yetişkinlerde bilişsel süreçte gözlemsel öğrenme, yani model alarak
öğrenme; duygusal süreçte ise duyarsızlaşma sonuçlarını doğurur. VE
BİLGİSAYAR OYUNLARI Bu arada, televizyonda şiddet sahneleri çok sakıncalı derken şiddet
içeren bilgisayar oyunlarının da zararını hatırlamak gerekir. Çocuk, bilgisayar oyunlarında
oyunun bizzat içinde olduğu için, yaşayarak öğrenme olacağından çok daha fazla zarara uğrayacaktır.
Bu durumda bu tür oyunların daha da sakıncalı olacağını bilmek gerekir.
Ayrıca cinsel
içerikli filmler de ruh sağlığı açısından tehlike oluşturuyor. Çocukların hazır olmadıkları
dönemde erken uyarılmaları ve istenmeyen davranışlar geliştirdikleri
görülüyor.
TV’NİN HİÇ Mİ YARARI YOK? Yukarıda sayılan tüm zararlı
etkilerini saydığımız çağımızın en önemli iletişim aracının olumlu etkileri yok mu? Biz
yetişkinler kendi deneyimlerimize bakarsak, aslında televizyonla ilgili çok güzel anılarımız,
edindiğimiz bilgiler veya unutamadığımız kahramanlarımız olduğunu söyleyebiliriz. Uygun zamanda ve
sürede izlendiği durumda eğitici, eğlendirici hatta kültür ve sözcük dağarcığımızı arttırıcı bir
etkisi olduğunu düşünebiliriz. Pek de haksız sayılmayız.
Yetişkinlerin televizyondan
vazgeçememelerinin en önemli nedenlerinden biri tüm dünyayı önümüze getirebilmesidir.
Bazı
psikologlar, doğru bir zaman ve içerik seçimi ile televizyonun öğretici işlevini kabul eder ve
televizyonun çocuğun ilgi alanını genişlettiğini, sözcük dağarcığını zenginleştirdiğini
düşünürler.
Tüm bu olumlu özelliğe rağmen bebeklerin 2 yaşına kadar kesin olarak
televizyondan uzak tutulması ve daha sonra çocukların bir yetişkinin eşliğinde çok denetimli ve
sınırlı bir şekilde televizyon izlemesi gerekmektedir ki, ilerdeki yetişkinlik yaşamlarında
televizyonun ve medya araçlarının olumlu özelliklerinden
yararlanabilsinler.
ANNE BABALAR NELER YAPABİLİR? Çocuğunuzun
yaşına mizacına ve uyku saatine göre belli bir televizyon izleme kuralı
belirleyebilirsiniz.
Televizyonu bakıcı gibi kullanmaz; yemek yeme, avutma, uyutma aracı
olarak görmezsiniz. Nasılsa bakmıyor, diye yaşına uygun olmayan programları çocuğunuzun yanında
seyretmezsiniz.
Çocuğunuzun uyuduğundan emin olduktan sonra içeriği bir çocuğa uygun olmayan
programları seyredersiniz.
Çocuğunuzu asla televizyonla baş başa bırakmaz ve olayları
birlikte yorumlayabilirsiniz. Kendi tavır ve tutumunuzla çocuğunuza model olabilirsiniz. Sadece
belli saatlerde televizyon izler ve televizyonsuz saatler yaratabilirsiniz.
Televizyonsuz
saatlerde de eğlendirici faaliyetler olduğunu fark ettirirsiniz.
Televizyon karşısında
oturmak, iskelet sistemi için zararlı olduğundan ve obeziteye zemin hazırladığından dolayı her gün
mutlaka bedensel aktiviteye yer verebilirsiniz.
Televizyonu asla çocuk odalarına koymaz,
birlikte seyredebileceğiniz salonda bulundurabilirsiniz.
Televizyonda gördüğü şiddet
sahneleri ilgili konuşabilirsiniz. Şiddetin gerçek hayatta nasıl acı verici olduğunu
anlatabilirsiniz.
Çocuklar her zaman hayal ve gerçeği ayıramadıklarından ve anlamadıkları
konularda hayal güçlerini devreye soktuklarından onlara uygun bir dille açıklama
yapabilirsiniz.
SONUÇ Televizyonun ve diğer medya araçlarının
nasıl kullanıldıkları konusunda ailelerin önemli bir rol oynadığı açıktır. Denetimsiz kullanılan bu
araçların risklerini bilmeleri ve belli bir denetim getirmeleri çok önemlidir. Bunun için henüz
yasal önlemler getirilmediği için çocuk doktorları başta olmak üzere tüm eğitim kurumları, aileleri
riskler konusunda bilgilendirmeli ve onları alacakları tedbirler konusunda yüreklendirmelidir.
|