YILDIZ ÇAKAR
yildiz@anneoluncaanladim.com
Küçük çocuklar ve televizyon

Ülkemizde çok geniş bir kitle televizyon izlemekten asla vazgeçemiyor. Televizyonun aileler üzerinde tartışılmayacak denli güçlü bir etkisi var.

Çocuklar doğar doğmaz televizyonun sürekli açık olduğu evlerde hayata başlıyorlar. Sabahları uyanıyorlar ve akşam tekrar yatıncaya kadar televizyon hiç kapanmıyor. Anneler de bu durumu kabullenmiş, hatta çocuğu oyaladığı için bir anlamda televizyonu yardımcı olarak kullanıyorlar. Saatlerce televizyonun açık olduğu ortamdan çocukların olumsuz etkilenmemesi mümkün değil.

 Bu konuda çok geniş araştırmalar yapılıyor. Amerikan Çocuk Doktorları Derneği’nin yaptığı araştırmalara göre, özellikle 2 yaş altı çocuklar televizyondan zarar görüyor. Çocukların dokunarak görerek yakın temasta bulunarak karşısındaki kişiyi bedensel olarak ve yüz mimikleri ile algılaması gerekiyor. Bebeğin realite ile sanal olanı ayırması, ancak onunla gerçek bir ilişki kurulması ile gerçekleşebilir. Hızlı görüntüler, hele reklamlar çocuklarda ciddi düşünce ve algı bozukluklarına neden olabiliyor. 2 yaşına kadar bebeklerin bulunduğu odada hiç televizyon açılmaması gerekiyor.

BEBEKLERE ÖZEL VİDEOLAR BİLE…
Bu arada, 7-9 ay arası bebekler için özel olarak hazırlanmış olan videoların bile yarar getirmediği; tam tersi çocukların dil gelişiminde gecikmeye neden olduğu anlaşılmıştır. Çocuklar büyüdükçe “çocuk filmi” adı altında hazırlanmış olan ürünlerin bile şiddet içerdiği ve denetimsiz izleyen çocuklarda saldırgan davranışlara neden olabildiği biliniyor. Yine, uzun süre televizyon izlemek, genel gelişimi; dil gelişimi,  bilişsel, bedensel ve sosyal gelişimi olumsuz olarak etkiliyor.

 Şiddet içerikli programlar, şiddete karşı duyarsızlaşma, zararlı davranışları öğrenme, uygunsuz modellerle özdeşim, saldırgan ve suça eğilimli davranışlarda artmaya neden oluyor. Sosyal öğrenme teorisini geliştiren Bandura’ ya (1986) göre, kişinin şiddet sahnelerini izlemesi şiddet davranışının taklidine neden oluyor. Saldırganlıkla ilgili alışkanlıklar oluşuyor ve yaşam boyu sürebilecek iç uyaranlar başka bir deyişle öfke yartabiliyor. Kısacası, uzun yıllar boyunca uzun saatler denetimsiz şiddet içerikli televizyon, film veya video izlemek çocuklarda ve daha sonra yetişkinlerde bilişsel süreçte gözlemsel öğrenme, yani model alarak öğrenme;  duygusal süreçte ise duyarsızlaşma sonuçlarını doğurur.

 

VE BİLGİSAYAR OYUNLARI
Bu arada, televizyonda şiddet sahneleri çok sakıncalı derken şiddet içeren bilgisayar oyunlarının da zararını hatırlamak gerekir. Çocuk,  bilgisayar oyunlarında oyunun bizzat içinde olduğu için, yaşayarak öğrenme olacağından çok daha fazla zarara uğrayacaktır. Bu durumda bu tür oyunların daha da sakıncalı olacağını bilmek gerekir.

 Ayrıca cinsel içerikli filmler de ruh sağlığı açısından tehlike oluşturuyor. Çocukların hazır olmadıkları dönemde erken uyarılmaları ve istenmeyen davranışlar geliştirdikleri görülüyor.

TV’NİN HİÇ Mİ YARARI YOK?
Yukarıda sayılan tüm zararlı etkilerini saydığımız çağımızın en önemli iletişim aracının olumlu etkileri yok mu?


Biz yetişkinler kendi deneyimlerimize bakarsak, aslında televizyonla ilgili çok güzel anılarımız, edindiğimiz bilgiler veya unutamadığımız kahramanlarımız olduğunu söyleyebiliriz. Uygun zamanda ve sürede izlendiği durumda eğitici, eğlendirici hatta kültür ve sözcük dağarcığımızı arttırıcı bir etkisi olduğunu düşünebiliriz. Pek de haksız sayılmayız.

Yetişkinlerin televizyondan vazgeçememelerinin en önemli nedenlerinden biri tüm dünyayı önümüze getirebilmesidir.

Bazı psikologlar, doğru bir zaman ve içerik seçimi ile televizyonun öğretici işlevini kabul eder ve televizyonun çocuğun ilgi alanını genişlettiğini, sözcük dağarcığını zenginleştirdiğini düşünürler.

Tüm bu olumlu özelliğe rağmen bebeklerin 2 yaşına kadar kesin olarak televizyondan uzak tutulması ve daha sonra çocukların bir yetişkinin eşliğinde çok denetimli ve sınırlı bir şekilde televizyon izlemesi gerekmektedir ki, ilerdeki yetişkinlik yaşamlarında televizyonun ve medya araçlarının olumlu özelliklerinden yararlanabilsinler.

ANNE BABALAR NELER YAPABİLİR?
Çocuğunuzun yaşına mizacına ve uyku saatine göre belli bir televizyon izleme kuralı belirleyebilirsiniz.

Televizyonu bakıcı gibi kullanmaz; yemek yeme, avutma, uyutma aracı olarak görmezsiniz.
Nasılsa bakmıyor, diye yaşına uygun olmayan programları çocuğunuzun yanında seyretmezsiniz.

Çocuğunuzun uyuduğundan emin olduktan sonra içeriği bir çocuğa uygun olmayan programları seyredersiniz.

Çocuğunuzu asla televizyonla baş başa bırakmaz ve olayları birlikte yorumlayabilirsiniz.
Kendi tavır ve tutumunuzla çocuğunuza model olabilirsiniz. Sadece belli saatlerde televizyon izler ve televizyonsuz saatler yaratabilirsiniz.

Televizyonsuz saatlerde de eğlendirici faaliyetler olduğunu fark ettirirsiniz.

Televizyon karşısında oturmak, iskelet sistemi için zararlı olduğundan ve obeziteye zemin hazırladığından dolayı her gün mutlaka bedensel aktiviteye yer verebilirsiniz.

Televizyonu asla çocuk odalarına koymaz, birlikte seyredebileceğiniz salonda bulundurabilirsiniz.

Televizyonda gördüğü şiddet sahneleri ilgili konuşabilirsiniz. Şiddetin gerçek hayatta nasıl acı verici olduğunu anlatabilirsiniz.

Çocuklar her zaman hayal ve gerçeği ayıramadıklarından ve anlamadıkları konularda hayal güçlerini devreye soktuklarından onlara uygun bir dille açıklama yapabilirsiniz.

SONUÇ
Televizyonun ve diğer medya araçlarının nasıl kullanıldıkları konusunda ailelerin önemli bir rol oynadığı açıktır. Denetimsiz kullanılan bu araçların risklerini bilmeleri ve belli bir denetim getirmeleri çok önemlidir. Bunun için henüz yasal önlemler getirilmediği için çocuk doktorları başta olmak üzere tüm eğitim kurumları, aileleri riskler konusunda bilgilendirmeli ve onları alacakları tedbirler konusunda yüreklendirmelidir.


Yazarın Diğer Yazıları
- Babanın çocuk için önemi ve değeri!
- Çocuğun yaratıcı düşünmesi ve davranması nasıl desteklenir?
- Çocuğun benlik gelişimi
- Özgürce oynayan çocuğun farkı
- Anne karnından itibaren müzik
- Hareket etme özgürlüğü olan çocuklar
- Büyükanne ve dedelerin önemi
- Erken çocukluk çağında sosyal ilişkiler
- Çocuk duygusal kriz yaşadığında ne yapmalı?
- Dil gelişimi ve okuryazarlığa geçiş
- Etkin öğrenmenin önemi
- Okul öncesi çocuklarda düşünme
- Etkin öğrenme üzerine temel düşünceler
- Tüm duyularla öğrenmenin önemi
- Bebeklerde Aktif Öğrenme
- Mutlu olmak için ne gerekir?
- Bebek beyninin yapısı
- Stresin bebek gelişimi üzerindeki etkileri
- Beyinde değişim nasıl sağlanabilir?
- Öğrenme kolaylaştırılabilir mi? “Değişmez olan tek şey değişimdir”
- Öğrenme aceleye getirilemez!
- Çocukları yuvaya nasıl hazırlayalım?
- Anaokulu nasıl olmalıdır?
- Çocuklar zor durumlarla nasıl baş edebilir?
- Babalar çok önemlidir!
- Anne giyinmek istemiyorum!
- Çocuklar neden öykü ve masallara bayılırlar?
- Küçük çocuklar ve televizyon
- Çocuklar ve çizgi kahramanlar…
- Çocuklarda sembolik düşünce ve hayali oyun
- Çocuğum yuvada nasıl oyun oynuyor?
- Çocuklar ve oyun
- İlk yıllar: Bebeğiniz gelişiyor
- Küçük çocuklarda bağlanma süreci:
- Erken çocukluk çağı karakterimizi ne kadar belirliyor?
- “Anne Olunca Anladım” ailesine merhaba!
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE