Bebeklerde kanlı-sümüksü kaka ve alerji (2)
Bu konuya kaldığımız yerden devam edecek
olursak, değerlendirme ve tedavi sürecini anlatmamız gerekir...
Bebekler 1
haftalık bile olsa alerji testi yapılabilir. Belli bir yaşa kadar bekleniyormuş, diye gecikmek
olmaz. Bebeğin durumuna ve annenin gözlemlerine göre, yaşı da göz önüne alınarak nelerle test
yapılacağına doktoru karar verir. Deri testi veya kan testi ile "Süt alerjisi var" şeklinde bir
sonuç çıkarsa; işler daha kolay. Emziren anneyi ve ek gıda başlamışsa bebeği alerji yapan süt ve
ürünlerini içeren gıdadan mutlak uzak tutmak gerekir. Beslenmeyi ve büyümeyi bozmamak için, mutlaka
doktor ve bazen diyetisyen yardımı ile hareket etmek esastır. Çünkü, süt alerjisinden
sakınayım derken çocuğun büyüme-beslenmesi bozulup büyüme geriliğine neden olunabilir. Süt ve
ürünlerini alamayan bebeklere ek olarak kalsiyum takviyesi de yapılmalıdır. Anne sütü alan
bebeklere, anne sütü vermeye devam edilir. Ancak, anne diyete sokulur. Bebeğe yaptığı
alerjinin derecesine göre anne diyeti ayarlanır. Hiç süt ve süt ürünü; hatta içine sütün, yoğurdun,
peynirin, tereyağının çok az bir miktarı girmiş olan gıdaları bile alamayabilir. Bazen sadece sütü
direkt süt olarak içmeyip, süt ürünlerini alabilir. Burada genelleme yapmayıp, bebeğe özgü
yaklaşım esastır.
BEBEK İLK 6 AY İÇİNDE (EK GIDA ALAMAYACAK YAŞTA) AMA ANNE SÜTÜ BİR
NEDENLE YOKSA NE YAPILACAK? Bu durumda inek sütünün alerjik yapısını gideren ama besleyici
değerini bozmayan özel mamalar kullanılır. Normal mamaların hepsi süt bazlı olup, direkt süt içirmek
kadar alerji riski taşırlar. Bu mamaların avantajları;
-Alerji riski olmadan bebeğin tüm
beslenme ihtiyacını karşılar.
-Hazırlaması kolaydır.
Dezavantajları:
-Pahalıdır
(süt alerjisini kanıtlayan test sonuçları ile devletin sağlık kurumlarından 2 yaşına kadar bu mamayı
ücretsiz alabilmek için rapor düzenlenebilir).
-Tadı kötüdür. Maalesef alerjik özelliği
ortadan kaldırmak için mecburen yapılan işlemler, mamanın tadını bozmaktadır. Henüz çok küçük bir
bebekse, bu mamanın tadına alışıp rahatça alabilir. Ama daha önce başka mama tadını alan bebekler
genellikle bunu reddeder. O zaman anneler mamaya vanilya şurubu, az şeker vs. bazı aromalar katarak
yedirmeye çalışır.
Süt alerjisi olan bebeklere beslenmeyi tamamen mamaya bırakmadan
desteklemek için ek gıdalar da mümkün olduğunca erken başlanır. 4. aydan itibaren ek gıda başlanması
doğrudur. Ancak başlanacak her ek gıdanın da alerji yapma riski olduğundan, her yeni gıdayı en az 3
gün ara ile, gündüz vaktinde, azdan başlayarak verip, izleyen doktorla işbirliği içinde olmak
gerekir. Verilen bir gıda sonrası oluşacak döküntü, kaşıntı, hırıltı gibi olağan dışı durumda ne
yapılacağına doktorun yönlendirmesi ile karar verilir.
KEÇİ SÜTÜ VERİLEBİLİR
Mİ? İnek sütü alerjisi olan bir bebekte keçi sütü alerjisi riski yüzde 90 civarındadır. O
anda yoksa bile birkaç kez verdikten sonra alerjik belirtiler gelişebilir. Nadiren inek sütüne
alerji olup keçi sütü verilebilen bebekler vardır. Bu nedenle ezbere değil, çocuk değerlendirilerek
karara vermek gerekir.
SOYA MAMASI VERİLEBİLİR Mİ? Keçi sütünde olduğu gibi soyada
da inek sütüne benzer çapraz reaksiyon riski vardır. Bu yüzde 65 civarındadır. Yine doktor
kontrolünde denenebilir.
VERİLEBİLECEK BAŞKA BİR SÜT VAR MI? Evet; pirinç sütü
verilebilir. Bazı marketlerde aynı kutudaki pastörize süt gibi ambalajlı pirinç sütü vardır. Pirinç
unu değildir. Direkt süt gibi sıvı bir içecektir. İçine koyulan ek maddeler sonucu besleyici değeri
süt gibidir. Bunu vermekle süt vermiş gibi beslenme sağlanabilir. Ama bu da hem pahalı, hem de
görünümü yarı şeffaf, tadı süte benzemez. Mama yapmakta kullanılabilir.
Bu arada
meyve, sebze, et, tahıl, kurubaklagil gibi gıdaları bir program dahilinde başlayarak süt dışı
besleyici gıdalara alışması da sağlanmalıdır. Beslenme tamamen süte bağımlı olmamalıdır.
İLAÇLARIN YERİ NEDİR? Besin alerjisinin tedavisinde ilaçların direkt yeri yoktur.
Ancak alerjinin şekline göre oluşan rahatsızlıklara yönelik ilaçlar kullanılır. Şöyle ki; kaşıntılı
cilt sorunu oluşuyorsa, yani egzama ise; cilt nemlendiricisi, gerektiğinde lokal kortizonlu kremler,
bazen destek amaçlı antihistamin şuruplar verilebilir. Solunum yolu problemlerinde nefes açıcı sprey
veya şuruplar kullanılabilir. Çok ciddi alerjik reaksiyonlarda zaman zaman kortizon iğnesi, hapı
kullanılabilir.
BESİN ALERJİSİ GEÇER Mİ? Büyük oranda geçer. Uzun sürenlerde bile
hayatın ilk yılarında, özellikle 2 yaş civarında çoğu geçer. Başka besinlere karşı da alerji
gelişirse; örneğin çerezler, balık gibi; bunların tamamen geçmeyip uzun sürebilme riski daha
fazladır. Süt alerjisi genellikle geçicidir. Ama ne yazık ki çocuğun ileriki yaşlarında solunum yolu
alerjisi, yani astım olma riski, başka çocuklara göre daha yüksektir. Bu nedenle de solunum yoluna
yönelik korunma önlemleri erkenden başlanmalıdır. Bunlar içinde de en önemlisi çocuğun sigara
dumanından korunmasıdır. Çocuğun yaşadığı evin hiçbir odasında, hiçbir koşulda, çocuk evde yokken
dahi sigara içilmemeli ve içirilmemelidir. Hatta evin balkonunda bile içilmese daha iyi olur.
İYİLEŞİP İYİLEŞMEDİĞİNİ NASIL ANLARIZ? "Acaba düzeldi mi? Hadi bir süt içirip
deneyelim" şeklinde yanlış yapılmamalıdır. Minimum 2-3 aylık bir kesin yasaklamanın ardından
doktorun değerlendirmesine göre, hem dozu hem içeriği ayarlanarak deneme yapılabilir. Bazen direkt
sütle, bazen önce yoğurt veya peynirle deneme yapılabilir. Ama bundan önce; eğer başlangıçta
kanda veya deri testi yaparak süt alerjisi saptanmışsa, yine kan veya deri testi ile şu anki durum
değerlendirilebilir. Özellikle kandaki alerjinin düzeyinde düşmeler çok değerlidir. Doktoru
yönlendirebilir. Kan değeri ne olursa olsun, çocuğun besine tepkisi farklı olabilir. Kan değeri çok
düşmüş bile olsa yine de şiddetli alerjik reaksiyon görülebilir; bu nedenle bu denemeler mutlaka
doktor kontrolünde olmalıdır.
Başlangıçta kan testi ile saptanamayan ama kakada mukus veya
kanamaya yol açan grupta ise; süt veya süt ürününü verdikten sonra 48-72 saat gözlenir; kakada
oluşan gelişmelere, çocuğun huzursuzluğuna göre karar verilir.
|