YILDIZ ÇAKAR
yildiz@anneoluncaanladim.com
Stresin bebek gelişimi üzerindeki etkileri

Bu yazımda beyin gelişimi, öğrenme ve stres arasındaki kuvvetli ilişkinin önemini, bebeğin henüz anne karnındaki gelişiminden yola çıkarak ele alacağım.

Önce "Stres nedir?" sorusuna cevap arayalım.

Tehdit olarak algılanan bir uyarana karşı organizmanın verdiği içsel, duygusal ve fiziksel reaksiyona stres denir.

Strese organizmanın tepkisi iki aşamada gerçekleşir.

İlk önce stres hormonu salgılanır ve buna bağlı olarak dikkat ve uyanıklık artar. Beyin hücreleri arasındaki bağlantı güçlenir; yeni hatıraların oluşumu kolaylaşır.

İkinci aşamada, strese maruz kalma süresi uzadıkça dikkati arttırmak yerine kortizol hormonu artık hatıraları silikleştirmeye başlar.

Yani stres hormonu önce hafızayı kuvvetlendirir, sonra tersi etki yaratır; genel olarak bilindiği gibi stresin azı yarar çoğu zarar getirir.

Bebeğin anne karnında uğradığı etkiler yıllar sonraki zihinsel, duygusal ve fiziksel yapısını belirliyor. Araştırmalar, bebek gelişiminin bebeğin genlerinin ve anne karnında, anneden ve çevreden aldığı mesajların bir düeti sonucu ortaya çıktığını gösteriyor. Bebek bu işaretler eşliğinde bir yolu diğerine tercih ediyor ve uzun soluklu sonuçları bu seçim belirliyor. Bebek beyni "dopamin" denilen organizma için çok önemli olan stres hormonuna karşı çok duyarlıdır. Buna bağlı olarak mizaç, motivasyon ve ödüle duyarlılık çeşitli şekillerde etkilenir.

ANNENİN UYKUSU
Bebeğin oluşumu bilindiği gibi sadece 270 gün sürmekte ve bu dönemde tek bir hücre trilyon kadar farklı hücreye bölünmektedir; hem de müthiş bir düzen ve yapılanma ile. Her bir hücre hem kendi işlevini görmekte, hem de komşu hücreleri harekete geçirmektedir. Bu hücrelerin bir kısmı kendini yok ederken, bir kısmı da çılgın gibi çoğalmaktadır. Bu farklı gelişimin bir sonucu olarak beyin hücreleri doğru bağlantıları yapar ya da yapamaz. Bebek daha doğmadan birçok gelişim evrelerini başarı ile tamamlamalı, aksi takdirde gelişim tamamlanamaz ve yaşam boyu sürecek sorunlar ortaya çıkar. Hamilelik çok dinamik bir süreçtir. Annenin gece gündüz döngüsünü bebek özümser ve uyku düzeni buna bağlı olarak gelişir. Uyku ise zihin gelişimi için çok önemlidir.

ANNENİN SESİ
Bebek annesinin sesini doğumdan çok önce öğrenmiştir. Henüz anne karnındayken annesinin yediği yemekleri tercih etmeye başlar; tat alma duyusu annesininkine benzer. Eğer bebeğin annesi hamilelik döneminde stresliyse ve stres hormonu çok yüksekse bebek de kendini çok zorlu bir dış dünyaya hazırlar. Başka bir anlatımla bebeğin beyni ve sinir sistemi potansiyel tehditlere karşı yüksek alarm düzeyinde yeniden ayarlanır. Yıllar içinde anne karnında maruz kalınan bu gibi değişimler, eğer genetik yatkınlık ve uygun olmayan çevre şartları da varsa çeşitli sorunlara neden olabilir. Otizm, öğrenme güçlüğü, depresyon gibi.

Bir örnek daha verilirse kaygılı ve kortizol (stres hormonu) seviyesi yüksek olan annelerin bebekleri anne karnında bu hormona duyarlı reseptörleri geliştirmezler. Böylece kendi stres hormonu düzeyleri düşük kalır. Doğumsal olarak kortizol reseptörlerinin az olması onların hayatta zor durumlarla baş edebilme yetilerini düşürür. Zaman içinde beyin yapısal olarak depresyona da yatkın olur.

ANNENİN MİZACI DA BEBEĞİ ETKİLİYOR
Amerika'da yapılmış bir araştırmaya göre, 11 Eylül stresi sonrası travma yaşamış annelerin bebekleri yüksek seslerden irkilme ve yabancılardan korkma gibi davranışlar sergilemişlerdir. Colombia Üniversitesi'nden bazı psikologlar bu araştırmaya da dayanarak mizacın sadece genetik özelliklere bağlı olmayıp; annenin stres düzeyi ve mizacına da bağlı olduğu sonucuna varmışlardır. Yine aynı şekilde İngiltere'de yapılmış bir araştırma da kaygılı annelerin bebeklerinin hayatlarının ilk 10 yılında belirgin bir duygu durumu ve davranış sorunu yaşadıklarını göstermiştir.

Bir de çok şaşılacak şekilde anne karnındaki stresin yukarıdakinin tam tersi etki yarattığı görülmüştür. Annelerinin orta derecede kaygılı ve stresli olduğu bilinen 2 yaşlarındaki bir grup çocuğun, küpleri üst üste yerleştirme ve genel el becerileri gibi ince motor koordinasyonları anneleri strese maruz kalmamış çocuklara göre çok daha yüksek çıkmıştır. Bu da anne karnında farklı uyaranların beyin gelişimini tetiklemiş olabileceğini düşündürmektedir. Öte yandan, dünyanın çeşitli yerlerinden gelen veriler savaş, yakınının ölümü gibi çok yüksek düzeydeki anne stresinin bebek beyninin kimyasını ağır bir şekilde değiştirebileceğini ve bazı zihin hastalıklarına neden olabileceğini göstermektedir.

ANNE VE BABANIN İLİŞKİSİ DE BEBEĞİ ETKİLİYOR
Her zaman akılda tutulması gereken ise olumlu bir anne baba ilişkisi ve uygun zihinsel uyaranların bazı etkileri tersine çevirebildiğidir.

Bir araştırma sonucunda anneleri hamileliklerinde çok stresli ve kaygılı olan ve doğum sonrası da ilgi görmemiş olan bebeklerin tükürüklerindeki stres hormonu seviyesinin yükselmiş olduğu görülmüştür. Doğum sonrası ilgi görmüş bebeklerde ise stres hormonu seviyesi normal düzeyde bulunmuştur. Gene aynı şekilde kendileri ile ilgilenilen, sevilen ve uygun davranışlar öğretilen çocuklar çok daha az öğrenme ve davranış sorunu göstermişlerdir. Hatta zengin çevresel uyaranlar ve sevgi dolu bir yaklaşım, anne karnında uğranılan stresi avantaja bile dönüştürebilir. Örneğin; çok ağlayan ve çok hassas, en ufak bir uyarana duyarlı olan bir bebekte farkındalık ve empati çok üst düzeyde gelişebilir.

STRESSİZ BİR HAMİLELİK
Annelerin hamilelik dönemlerini olabildiğince stressiz geçirmeleri için gereken ortamın sağlanması çok büyük bir önem taşır. Doğum sonrası annelerin kendi duygu durumlarının farkına varmaları önemlidir. Eğer doğum sonrası sorunlar yaşar ve bebeklerine ve kendilerine yeterince bakamazlarsa, mutlaka dış destek almayı düşünmelidirler.
Bu konuda babalara ve diğer aile bireylerine de çok önemli bir görevler düşüyor.

Yazarın Diğer Yazıları
- Babanın çocuk için önemi ve değeri!
- Çocuğun yaratıcı düşünmesi ve davranması nasıl desteklenir?
- Çocuğun benlik gelişimi
- Özgürce oynayan çocuğun farkı
- Anne karnından itibaren müzik
- Hareket etme özgürlüğü olan çocuklar
- Büyükanne ve dedelerin önemi
- Erken çocukluk çağında sosyal ilişkiler
- Çocuk duygusal kriz yaşadığında ne yapmalı?
- Dil gelişimi ve okuryazarlığa geçiş
- Etkin öğrenmenin önemi
- Okul öncesi çocuklarda düşünme
- Etkin öğrenme üzerine temel düşünceler
- Tüm duyularla öğrenmenin önemi
- Bebeklerde Aktif Öğrenme
- Mutlu olmak için ne gerekir?
- Bebek beyninin yapısı
- Stresin bebek gelişimi üzerindeki etkileri
- Beyinde değişim nasıl sağlanabilir?
- Öğrenme kolaylaştırılabilir mi? “Değişmez olan tek şey değişimdir”
- Öğrenme aceleye getirilemez!
- Çocukları yuvaya nasıl hazırlayalım?
- Anaokulu nasıl olmalıdır?
- Çocuklar zor durumlarla nasıl baş edebilir?
- Babalar çok önemlidir!
- Anne giyinmek istemiyorum!
- Çocuklar neden öykü ve masallara bayılırlar?
- Küçük çocuklar ve televizyon
- Çocuklar ve çizgi kahramanlar…
- Çocuklarda sembolik düşünce ve hayali oyun
- Çocuğum yuvada nasıl oyun oynuyor?
- Çocuklar ve oyun
- İlk yıllar: Bebeğiniz gelişiyor
- Küçük çocuklarda bağlanma süreci:
- Erken çocukluk çağı karakterimizi ne kadar belirliyor?
- “Anne Olunca Anladım” ailesine merhaba!
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE