Çocuğum kaşınıyor!
Kaşıntı; hayatı zehir eden bir şikayet.
Yaşayan bilir! Dışarıdan baktığınızda “Ne olacak sanki; kaşırsın geçer” gibi düşünülür. İşin
aslı ise hiç öyle değil. Hayatı zehir eden bir şikayettir. Hele bir bebekte veya küçük çocukta
olursa; sadece kendisi değil, tüm çevresi ile birlikte ne huzur kalır ne de
uyku.
Çocuğun kaşıntısı karşısında ailelerin tutumu genellikle; “Bunun alerjisi
çıktı” biçiminde olup; hemen yumurta, çilek başta olmak üzere bazı yiyecek ve içeceklerin kesilmesi,
dışarıdan cilde ilaç veya ilaç amaçlı değişik maddelerin sürülmesi yoluna gidilir.
Oysa,
kaşıntıyı tedaviye geçmeden önce nedeni mutlaka araştırılmalıdır. Bazen ardından gelen çok daha
ciddi bir problemin erken belirtisi olabilir. Bazen çok basit bir dış etkenden ve bir enfeksiyona
bağlı veya alerjik olabilir.
Bahar aylarında kıra, pikniğe gitmeler, orada yeşilliklerle
yakın temas bazen kaşıntı etkeni olabilir. Isırgan otu veya benzeri kaşındırıcı otlarla temas sonucu
ortaya çıkan kaşıntıda; hemen o bölgeyi yıkamak, lokal olarak kaşıntı giderici veya rahatlatıcı tür
krem, losyon gibi ilaçları sürmek yardımcı olabilir.
Özellikle çam ağacı altında oynarken
veya otururken rüzgarın da etkisi ile ağaçtan dökülen tırtıl yumurtaları boyundan içeri girip, en
kapalı bölgelere bile ulaşarak kaşıntı yapabilir. Duş yapmak, giysi değiştirmek ve yine lokal
ilaçlarla tedavi yararlı olur.
VİRÜSLERE DİKKAT! Bazı virüs hastalıkları, döküntü
ile seyreder. Bunların bir kısmı da kaşıntılıdır. Zaten adı konmuş olan suçiçeği, kızamık,
kızamıkçık gibi tam belli olanların yanı sıra, her kişide farklı döküntü ve kaşıntı yapabilen çok
farklı virüs enfeksiyonları vardır. Bu durumda genelleme yapmak yerine o hastalığa özel tedavi
yöntemlerine başvurmak gerekir.
İlaç alerjileri; her türlü cilt döküntüsü ve kaşıntısı
yapabilir. Bu nedenle de belli bir döküntü tipine göre ilaç alerjisi teşhisi konmaz. Burada mutlaka
ayrıntılı öykü, alınan ilaçla bağlantı ve nedene yönelik tedavi şarttır.
Egzema, başlı
başına bir alerjik hastalık olup en çok kaşıntıya yol açan hastalıklardandır. Sadece deri hastalığı
gibi görünmekle birlikte, sistemik bir hastalığın ilk ortaya çıkan kısmıdır. Bu nedenle sadece cilde
bazı kremler verip geçiştirmek doğru değildir. Mutlaka sebebe yönelik araştırma yapılmalı, astım
veya alerjik nezle açısından da dikkatle değerlendirilip gerekli tetkikler ve takipler yapılmalıdır.
Altta yatan bir alerji, bağışıklık sistemi hastalığı varsa da araştırmak
şarttır.
ÜRTİKER… Ürtiker; diğer adıyla kurdeşen de sık rastlanan bir alerjik deri
bulgusudur. Bunu açıklamak için en iyi örnek; sivrisinek soktuğunda oluşan kızarıklık,
kabarıklık ve kaşıntıdır. Bu durum çok farklı etkenlerle de olabilir. Bazen bunun neden olduğunu
bilmek mümkün olmaz. Genelde yapılan 1 doz antialerjik (antihistaminik) şurup vermektir. Özelliği,
kısa sürelerle batıp çıkmasıdır. Bir yerde çıkar, birkaç saat içinde o kaybolur, başka yerde çıkar.
Böylelikle bazen günlerce devam edebilir. 6 haftadan uzun sürmesi halinde “kronik ürtiker” adını
alır ki, bu durumda mutlaka ileri tetkik yapmak gerekir. Kısa sürenlerde de etken olabilecek faktörü
saptamada ayrıntılı konuşmak, muayene ile ek ipuçları yakalamak yardımcı olur. Bulunabilirse, sebebi
ortadan kaldırmak esastır. Bu arada da rahatlatmak amacı ile alerji ilaçları verilebilir. Ürtiker
tedavisinde dıştan sürülen ilaçların yararı olmadığı gibi, bu ilaçlara karşı da alerji gelişme riski
taşır; kullanmamak gerekir.
Sistemik hastalıkların doğal seyrinde veya bu hastalıkların
tedavisi sırasında kullanılan ilaçlar da kaşıntı yapabilir. En bilineni; sarılık hastalığıdır. Bağ
dokusu hastalıkları denilen ve halk arasında romatizma olarak bilinen grupta da kaşıntı görülebilir.
Bazı daha kötü hastalıkların seyrinde de kaşıntı görülebilir; bu nedenle uzun süren kaşıntılarda,
mutlaka doktor tarafından değerlendirilmesi gerekir.
Hepinize kaşıntısız günler
diliyorum.
|