HÜSEYİN AKDAĞ
huseyinakdag@anneoluncaanladim.com
Gökyüzü ve yeryüzü

01 Ocak - 07 Aralık 2018 haftası

Yıla durağan konuma geçerek ileri hareketi için kemerlerimizi bağladığımız Uranüs gündemi ile başlıyoruz. Uranüs, 12 Mart 2011 tarihinde balık burcundaki yolculuğunu tamamlayarak yine yedi yıl kadar sürecek koç burcundaki yolculuğuna başlamıştı. Selma Mine’nin "Dünya ve Evrenimiz" kitabını incelediğimizde Uranüs, "görünmeyeni görmek, duymak ve sezmek ile ilgili (gizli bilgi)" olarak karşımıza çıkar. "Devrimler ve sosyal değişimler" onun kapsamındadır. "Sevginin, ustaca/parlak düşünmenin, buluşların, teorilerin makamı" olarak geçer.

Koç burcunda Uranüs, "savaşçı" arketipini canlandırdı ve içimizdeki savaşçıyı uyandırdı. Koç, döngünün başladığı yerdir. Koç burcu Yunan mitolojisinde "Zeus (akıl) tarafından gökyüzüne yerleştirilen altın postlu koç" sembolizmiyle karşımıza çıkar. Selma Mine, buradaki "altın post"un "nefsaniyette saflaşmış, merhametli, salih görevli varlık" anlamına geldiğinden bahseder. Demek ki içimizdeki "savaşçı"nın "savaş"ında; yaktığı ateş (başlayan döngü) içinde saflaşması, merhamet etmesi ve görevinin ne olduğunu hatırlayarak onun için harekete geçmesi gerekiyor. Bu yolculuğun sonuna doğru ilerliyoruz.

16 Mayıs 2018 tarihinde Uranüs boğa burcuna geçiyor. Boğa "benimseme ve vazgeçme" aşamasıdır. Sahip ol, ona dokun, onu hisset ve yeni bir boyuta ilerleyebilmek için ona teşekkür ederek onu bırak. Aksi halde sahip olma gerçeğin, sahip olduğun şeyin sana sahip olması halini alır.  Selma Mine, boğanın Latince karşılığının "taurus" olduğundan ve "kılık değiştirmiş zeus" anlamına geldiğinden bahseder. Zeus, güzelliğinden etkilendiği Europa’ya sahip olmak için beyaz bir boğa kılığına girer. Dikkatleri üzerine çeken beyaz boğa, Europa’nın önünde diz çöker. Europa’nın üzerine çıkmasını sağlar ve beyaz boğa (taurus, kılık değiştirmiş Zeus, akıl) onu kaçırarak onunla birlikte olur. Akıl aklın harı, akıl aklın tuzağı... Aklın "ukl" kökünden geldiğinden bahsetmiştik. Ukl, kervanlarda develerin birbirine bağlanmasını sağlayan halkadır. Bu durumda akıl, "bağlantı kuran" oluyor ya da "bağlantıda tutan"? Bu bağlantı ne olabilir?

Ateşten toprağa geçiyoruz. Boğanın arketipi "çiftçi"dir. Uranüs’ün deha, zeka olduğunu düşünürsek bizim bu ışığa daha hakim olmamız ve ondan ürün almamızı sağlayacak yolculuğu başlatmamız gerekiyor. Yerleşik hayata geçilen aşamadır "boğa", artık avcılık ve toplayıcılık dönemi (koç) geride kalmıştır. Uranüs’ün "gizli bilgi" olduğundan bahsetmiştik. Toprak elementine geçişi, toprağın altındaki sırların uyanışı olabilir mi?

Akrep burcundaki Jüpiter (geniş ufuklar) ile sekstil yaparken yöneticisi konumunda olduğu oğlak burcundaki Satürn (zaman, karma) ile üçgen yapacak. Hem de Satürn, Pluto (ölüm, dönüşüm, küllerinden doğma, en değerli özün tüm kıyafetlerinden soyunarak ortaya çıkışı) ile kavuşum halindeyken! Buna benzer bir etkileşim, en son milattan önce yaşanmış gibi gözüküyor. Göbeklitepe gibi dünya tarihini değiştirecek keşiflerden bahsetmek mümkün olabilir mi? Bu sadece gelecek olanın ayak sesleri miydi?

Uranüs, "gökyüzü"yse ve "uzaylılar" diye bir şey söz konusu ise, toprağın altında saklı bir kitabın açılışıyla önemli sırlar açığa çıkacak olabilir mi? Şu kesin ki birileri toprak altında kalmaya, ölü olmaya devam edecek yani saf bilgi akışının dışında kalarak buradan beslenme ve bu alana katkı sağlama gerçeğinden uzak kalacak. Birileriyse yıldız sırrını uyandıracak (Bu sır ne olabilir?) ve bunun somut hayata, fiziksel bedene (toprak) büyük etkisi olacak.

Satürn yay transitinde "içsel bilgi" uyandı. Teorik değil yaşanmış, açılmış ve kişisel bir boyut kazanmış bilgi! Şimdi herkes açtığı kendi kapısında, kendi bilgeliğinin tohumlarını, kendi minerallerince zengin/ zenginleşmiş topraklara ekecek. Bakın ayetlerde ne deniyor:
29.Ne zaman ki tek bir çığlık attılar (idrak ederek yeniden doğdular), o zaman hamd eden oldular (gerçeği gördüler). (Ya.Sin Sûresi) (Dünya ve Evrenimiz, Selma Mine)

Satürn mitolojide Pan’a karşılık gelir. Pan’ın attığı çığlık ile insanlar "panik" içinde kalırlar. Buradaki yeniden doğma, bu paniğin ötesine geçip daha derin bir gerçeği fark etmektir. O zaman belki Kehf Sûresi’nde geçen bu ayet çok daha anlaşılır olur:

31.Onların önderleri; altın bileziklerle süslenerek, ince ve kalın ipekliden yeşil elbiseler giyerek, ırmakların altlarından yudumlanan Adn cennetlerindeki tahtlarına kurulacaklar, o ne güzel doğruluk ve ne güzel kalma yeridir. (Kehf Sûresi)

Altın bilezik nedir? Sizin yaşam programındaki hizmetiniz, göreviniz! İnce ve kalın ipekli? Saflaşışınız! Saflaştığınız, geliştiğiniz, ustalaştığınız bir yolculukta karmalarınızı eriterek bütünleşişiniz. Neden yeşil? Yeşil, kalp çakrasının rengi değil midir? Kalbe erişmek, kalpte buluşmak; sevgi! Irmakların altlarından yudumlanan? Irmağın yatağı mıdır bu? Su bilgi midir? Bilgi nereden gelir? Ona açtığınız yoldan... Satürn’ün temsil ettiği "ilham ve vahiy" boyutu bu olabilir mi?

Adn cenneti, Satürn’dür. Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Marifetname’sinde "cennet’ül-adn" olarak geçer. Taht, kaynaktır. Oraya kurulmak, o kaynağın kendisi olan parçayı uyandırmaktır. Öğrenme basamaklarında "bilinçsizlik yeterlilik" aşamasına denk gelir bu! Ustalığımızı konuşturmamız isteniyor, bunun bugüne kadar hangi alanda sağlamış, hangi alanda buna en çok yaklaşmışsak... Doğruluk ve kalma yeri? Dürüstlük, açıklık, samimiyet, gerçeklik ve çabanın ötesine geçmek, içinde büyümek, demlenmek; ürün, hizmet vermek.
2 Ocak Salı günü yengeç dolunayı gerçekleşiyor. İkinci (benim dediklerimiz, sahip olduklarımız, potansiyeller, değerler) ve sekizinci (dönüşüm, vazgeçilenler, krizler, kabukların kırılışı) ev aksında gerçekleşen dolunay sırasında yay burcu yükseliyor. Bir rota belirlememiz isteniyor. Düzenleyici Jüpiter on ikinci evde (ruhsal büyüme, teslimiyet, altı üstüne gelenlerle açılan yeni kapılar) Mars ile kavuşum, içimizdeki "savaşçı", aklın ve deneyimin süzgecinden geçiyor, sezgiler güçleniyor. Gerçeklikten kopmadan, kendimizi duygu denizinde boğmadan, süreci iyi yöneterek en değerli öze ulaşmamız! Giden ve kalanın ötesinde bir yer var. Cevap orada! Venüs yanık! "Sevgi neydi? Sevgi emekti." Hatta sevgi, bizi bir araya getiren programın, onun sayfalarının, basamaklarının, aşamalarının kendisiydi.

Neptün devrede! Neptün koruyucu bir etkidir; bununla birlikte fazla kaçtığında uyuşturabilir, hissizleştirebilir. Alkol kötü değildir. Bir kısmı faydalıdır; bununla birlikte aşırıya kaçtığında insanı karanlık bir odaya kilitleyebilir. Orada hayaller ve gerçekler birbirine karışır. İnsan nerede olduğunu ve ne için burada olduğunu unutur. Bir de bir söz vardır: "Biz üzüm icat edilmeden önce de sarhoştuk." İşte buraya geldiğimizde açar Neptün kanatlarını ve o kanatlar, kanatlarımız olur. Uyanış ve canlı kalış burada başlar. Canlılık, bu kanatların çırpılmaya devam edişidir yani "düşünce okyanusu"nda birbirini tetikleyen fark edişlerdir.

1 Ocak Pazartesi (Ay günü)
Ay: Yengeç (10:10 itibariyle) (01:37 boşlukta)
Güneş: Oğlak

Ay yengeç burcuna geçiyor, yoğun duygularla uyanıyoruz 2018’e, daha yakın hissettiklerimizle birlikte olmak istiyoruz. Yuvada olma duygusu... Nedir yuva? İnsanın hayata gözlerini açtığı, en savunmasız zamanında korunduğu, yaşam savaşına kanat açmak için güç kazandığı yerdir. Demek ki bizi güçlendirecek olanlarla buluşuyoruz. Onlarla bir aradayız. Kimi uzakta kimi yakında... Yaşam yolu ya bu! O yolculukta her bir kanatlı (görevli) dostumuz bizimle, o yolda... Bu yolculuk uzun bir yolculuk... Zamanın ötesinde... Bugünü hatırlamamız gerekiyor yıl boyunca, bugün neler olduğunu, nelere gülümsediğimizi, nelere gözlerimizin dolduğunu, neyin bizi heyecanlandırdığını, neyin içimizde bir şeyleri kıpırdattığını, bu kıpırdanışın bizi nereye hazırladığını, neyin önünü açtığını, neyi daha görünür kıldığını... Hayata doğru uzanıyor dallarımız ve ancak köklerimizden aldığımız güçle ürün verme şansı kazanırız. O kökler, sevgi ile buluşarak ruhumuzu açtıklarımız...

2 Ocak Salı (Mars günü)
Ay: Yengeç (04:29 dolunay)
Güneş: Oğlak

Dolunay zamanı! Dolunayın çarpışmasıyla uyanıyoruz güne! Duyguların dalgalı suları ve yaşamın katı kuralları... İkisi de birbirinin içinden genişlemedikçe, hiçbir şey yerini bulmayacaktı. İlişkiler cephesi hareketli! Olması gerekenler ile olanlar arasında gelgitler... Git desen olmaz kal desen olmaz gibi... Yaşam bize ne der? Yaşamı değerli kılan nedir? Bunu anlama arzusu! Neptün büyük resmi görmemizi ve bizi bu resimdeki o temadan koparan ile ona yakınlaştıranı birbirinden ayırabilmemizi istiyor. Enerji yüksek! Bunu akıtabilecek bir alan lazım! Bizi o özlediğimiz yere götürecek bir yol! Jüpiter devrede! Geniş ufuklar... Abartısız, yalın ve sade... O basitlikte gülümseyen bir cevap... Onunla buluşmak... Pluto ile kapanıyor gün ve bize bazı şeyleri değiştirmeyeceğimizi; bununla birlikte onun içinde değişip dönüşerek çok daha yüce bir gerçeklikle buluşabileceğimizi anlatıyor. Olmuyorsa bırakın ellerinizi, düştüğünüz yerin düşünüzün gerçekleşeceği yer olmayacağını kim söyleyebilir? Düşmenin iyi bir şey olmadığına, hayatın her zıplayışta, kendinizi bıraktığınızda, daha da yükseğe sıçratmayacağına kim inandırdı bizi? Nereye yükselmek istediğinizden emin olun yeter ki...

3 Ocak Çarşamba (Merkür günü)
Ay:  Aslan (09:22 itibariyle) (00:44 boşlukta)
Güneş: Oğlak

Ateş yanıyor! Ortalık aydınlanıyor. Karanlığın içinden etrafını aydınlatarak yükselen güneş! O güneş ben! Her birimizin yaşama kattıklarının kaynağı olan içsel güneş! Bizi biz yapan! Varlığımızı anlamlandıran! Orada bir şeyler ortaya çıkmak istiyor! Kıpır kıpır! İzin verin! Doğumuna izin verin içinizdeki güneşin! Ne tutuyorsunuz ki! Onun sorumluluğunu almak, yokmuş gibi davranmaktan inanın daha kolaydır. Çılgınlık gibi mi geliyor? Ortalık bir sürü normalliğine inandırılmış çılgınlıklarla dolu... Bir çılgınlık da siz yapın! Kime ne zararınız var? Kendi çapınızda takılıyorsunuz nihayet! Belki birilerinin de tam sizin gibi çılgınca bir şey için kalbi çarpan bir yol arkadaşına ihtiyacı vardır. Varoluşunun sorumluluğunu aldığı kadar özgürdür insan! Bugün aşk ve sevgi, doruk noktalarında geziniyor. Sesleri daha iyi duyun, kokuyu daha yoğun içinize çekin. Yaşamın gülümseyişine yüzünüzü çevirmeyin. Onun umudu hiç bitmedi ve bitmiyor. Örnek alın güneşi, ağacı, toprağı, yıldızları; zamanı aşanları...

4 Ocak Perşembe (Jüpiter günü)
Ay: Aslan
Güneş: Oğlak
Aslan enerjisiyle uyandığımız bir gün daha! "Ben buradayım!" diyor. Varlığımızı hatırlamamız için belki! Egoların kabarması iyidir, yaratıcılığı tetikler. İnsan alkış almayı neden sevmesin? Onu hak etmek için niye daha çok çalışmasın? Orada kalbini açabilmek ve o kalpten döküleni hayata akıtabilmek nasıl iyi olmasın? Enerji yüksek! Bizden onu yönetebileceğimiz bir bilinç ister. Aklımızı kullanma zamanı! Hem eğlenelim hem öğrenelim! Fark ettiklerimizi yaşam zenginliğimize katabilelim! Zenginlik bu değildi de neydi? Her günün armağanı, o günün uyandırdıkları...

5 Ocak Cuma (Venüs günü)
Ay: Başak (10:11 itibariyle) (01:08 boşlukta)
Güneş: Oğlak

Çarşamba günü sınırlarımızı zorlayan sürprizler şimdi anlamını buluyor. Bazen bir şey olur ve siz "Nereden çıktı şimdi bu!" dersiniz. Orada yaşamın bir armağanı saklıdır aslında, biz ilk bakışta bunu fark edemeyiz. Biraz zaman geçer, telaşa kapılıp ortalığı karıştırmak yerine anlamaya çalışmayı denemişsek birçok şey daha anlaşılır olur. Gün bizi Uranüs’ün desteğinden Satürn’ün desteğine götürüyor. O yaptığımız çılgınlık (çarşambayı hatırlayın) bugün bize yeni bir başlangıç için zemin hazırlıyor. Çılgınlık kontrolden çıkmak demek değildir, rutini kırıp kendimizde bize öğretilenin dışına çıkacak cesareti uyandırmaktır ki idrak orada genişler ve yaşamda büyümenin başka yolu yok gibi! Toprak enerjisine geçiyoruz. Verimlilik zamanı! Zaman su gibi akıp gitmemeli!

6 Ocak Cumartesi (Satürn günü)
Ay: Başak
Güneş: Oğlak

Toprak enerjisiyle uyanıyoruz güne! Güçlü köklerden yükseliyoruz. Ayağımızı yere sağlam basma zamanı! Neptün karşıtlığı bizi uç noktalara sürükleyebilir. Abartmamakta fayda var. Her şeyi boş verip hepsini bir kenara fırlatmamakta da! Venüs üçgeni bugünü biraz daha anlamlı kılıyor. Sevgi zamanı aştığında gerçektir. Güneş bize ışık tutuyor. Soğuk ve karanlık sizi ürkütmesin. Bu tohumun filizlenmesi için tam da ihtiyaç duyulandır. Enerji yüksek! Tatlı tatlı yükseliyor içimizden, sırtımızı sıvazlaya sıvazlaya... Derin ve yoğun... Yeni keşiflere çağrılıyoruz. Pluto, salı günü bizi zorlayışının aksine seni aşağı çeken ne varsa bırak diyor, artık onlara ihtiyacın kalmadı. Her şey bizi bir şeylere hazırlar. İşte o şey, bugünde parlıyor. Puslu ve güçlü...

7 Ocak Pazar ( Güneş günü )
Ay: Terazi (14:14 itibariyle) (04:49 boşlukta)
Güneş: Oğlak

Ay boşluktayken uyanıyoruz güne! Bir içimizde içimizdeyiz! Derin nefesler alın. Saflaşmanın devam etmesine izin verin! Ay başaktayken insan, tüm fazlalıklardan özgürleşme şansı kazanır. Ya da onlara tutunarak derin sancılar içinde bulur kendini... Taşıyabileceğimizden, hele buna hiç gerek yokken, fazlasını yüklenmeye ne gerek var? Çılgın fikirler zamanı! Beyin fırtınası yapmalı! Biraz doğaçlama takılmalı! Mars, uzun zamandır bu kadar güçlü olmamıştı! En son on- on iki yıl önce! Bu yükselen doruk enerji, çok iyi kullanılmalı! Galeyana gelme değil, kontrolü kurma ve gücü zamana yayma zamanı! Şu an değil, her an güçlü hissettirecek olan değerlidir ki bu da "akıl" gerektirir. Perşembenin geleceği çarşambadan bellidir. Kime? Akla sahip olana; çünkü akıl parçaları bir araya getirir ve o parçalar, her anda gizlidir. Kehanet, paranormal bir varlık değil, akıl gerektirir. O akıl, zamanın ruhuna dokunduğunda, bilgi o sırda uyanarak bizimle buluşabilir. İnsan, zamanı yenen tek güçtür. Tıpkı Satürn’ü (karma, zaman) alaşağı eden Zeus gibi! Zeus, akıldır. Şimşeği, dehadır. Yolu görmek mümkün, yeter ki yolun siz olduğunuzu bilerek kendinizde yürüyün. Ay teraziye geçtiğinde hava enerjisi aktive oluyor. Herkes kendi tartısına konur, tartan kendini tartar ve hak ediş, yolu buluştur. Her şey o yolda bizimle buluşur, yeter ki yolda olun.

Yüreğe selam olsun,

Hüseyin Akdağ

Kaynak: www.anneoluncaanladim.com

Bireysel Doğum Haritası Analiziniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz:

0212 274 08 47 / 0544 798 52 07
www.heraakademi.com

Doğum haritası analizimiz ile kim olduğunuzu, dışarıdaki kişinin sizi nasıl gördüğünü, neyin size iyi geldiğini, bunların bir araya geldiklerinde birbirlerini nasıl etkilediğini, sahip olduğunuz potansiyelleri, yakın çevrenizi, ailenizi, iç dünyanızı, aşkın sizin için ne olduğunu, yaşama nasıl hizmet edebileceğinizi, partnerinizden aslında ne beklediğinizi, onunla olmanın size sağladığı fırsatları ve bu durumun sizi karşı karşıya bıraktığı sınavları, yaşamda sizi neye çağırdığını, neyin sizin ufkunuzu genişletebileceğini, iş ve kariyer hayatınızın önemli sırlarını, arkadaşlık ilişkilerinizi, neye teslim olmanız gerektiğini ve ruhsal olarak nereden nereye ilerlemenin önemini bulabilirsiniz.


Yazarın Diğer Yazıları
- Peri tozu attım zamana
- Kanatlarımı seviyorum
- Tarih yeniye açılan kapıdır
- Bir kepçe daldır kalbine, şifa niyetine
- Hesap kapanıyor
- Dökülen yapraklar baharın ışığıdır
- Dünya sınavım
- Hatırlama zamanı
- Göklerin sırları
- Duyguların ötesindeki şehir
- Sırrı bilmek
- "Hayaller kurardık biz yıllar önce"
- Kendini anlamak
- Karanlık sokakların aydınlığı
- Nereye gidiyoruz?
- Güç kazanmak için
- Değişimin matematiği
- Büyümek istemiyorum anne
- Cesaret ve onur
- Yol almak
- Adalet, Karanlık ve Aydınlık
- Kaplumbağanın kazandığı bir yarış
- Kalbine dokunmak yaşamın
- El ele kutlanır hayat
- Bilinçaltı okyanusu
- Karanlıktan aydınlanmaya
- Sorumluluğunu almak düşlerin
- Mülkün temeli olan adalet
- Kalan sağlar
- Kafada çakan şimşek
- Aklın yolu
- Özgürlüğün basamakları
- Yol seni çağırıyor
- Yıldızlar yeryüzene iniyor
- Dünyada olmak
- Masallarda buluşuruz
- Aklın kervanı
- Güneşi hatırlatan
- Kalbin bereketi
- Yolun sırrı
- Sevgi ve sadakat
- Yılanın dansı
- Gümüş anahtar, altın anahtar
- Yeni yollar yeni zamanlar
- Hayalleri kadar zengindir insan
- Eskiden yeniye
- Kader programı
- Kalbin yolu
- Ben seni seçtim
- Savaşlar ve barışlar
- Sapla samanı ayırmak
- Ruhların rehberi
- Kanat çırpmak
- Aşk ve sevgi
- Özgürlük ve canlılık
- Doğan günün sırrı
- Düşler gerçeklere yürürler
- Kutsal ateşi yakma
- Gücün sırrı
- Hayaller ve gerçekler
- Zamanın ruhu
- Ruhun derin sularına doğru
- Tanrının kalemi
- Yaşamın büyüten yokuşları
- Kadersel bir eşik
- Ruhun saf ışığı
- Geleceğin ruhu
- Bugünde atılan tohumlar
- Eskinin değeri yeniye açtırdığı kanatta saklıdır
- Hakikate uyanmak
- Büyük Dönüşüm
- Tanrının tartısı
- Kalbin zaferi
- Zamana karşı kazandığımız zafer
- Suç yok, suçlu yok
- Arınma zamanı
- Yarının şarkıları
- Özgürlük seçim hakkıdır
- İnsanın en büyük keşfi aşktır
- Çocuk yarındır
- Sessizliğin çığlığı
- Yenilenen döngüler
- Gökyüzü ve yeryüzü
- Zamanı aşan öz
- Yeni zamanın yeni yolcuları
- Bilgeliğin kalbine doğru
- Savaşçı uyanıyor
- Sorular ve cevaplar
- Derin sulardan geniş ufuklara
- Sırrın berrak ışığı
- Aklımız biraz "düzenbaz ve yalancı"
- Karanlıktan doğan ışık
- Bir ben var bende, benden içeri...
- Derin suların sessizliği
- Şarkı söylemek lazım
- Yol ve değişim
- Çözülme ve saflaşma
- Akıl ve idrak
- Yol açılıyor
- Yolculuk başlasın
- Bir gün bir de bakmışsın... Hayat!
- Canlı olmak
- Fırtına sonrası doğan güneş
- Büyümenin sancısı
- Canlılık
- Yeni zamanın sırrıdır
- Ruh ve zaman
- Zamanın sırrı
- Ölüden diriye
- İçsel uyanış
- Asılı kalmak
- Savaşın anlamı
- Barışa doğru
- Yeni bir bilinç
- Sorumluluk, özgürlük ve teslimiyet
- Kalbin zaferi
- Kalpten akıla
- Söz büyüdür
- Yolun sırrı
- Yeninin doğumu
- Duygusal arınma
- Barışın yolu
- Baharın şarkısı
- Arınma ve yeniye hazırlık
- Büyük değişime hoşgeldiniz!
- Su akar, yatağını bulur!
- Ruhun diliyle konuşmak
- Yürümeye devam
- Biraz oyun zamanı
- İpleri ele almak
- Sevgiyi anlamak...
- Biraz esneyin!
- Yeni yılın ilk Dolunay’ı...
- Yeni yılın ilk haftası içimize dönmek isteyebiliriz!..
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE