NİLÇİN DOYRAN BENGİSU
nilcin@anneoluncaanladim.com
Otizmin farkındayım...

Nisan ayına girdiğimiz şu günlerde “otizm farkındalık ayı” olarak toplumu fark etmeye davet etmek için yeni yazımı bu konuya ayırmak istedim. Toplum olarak gerçekten otizmi ne kadar tanıyoruz ve ne kadar farkındayız? Acaba toplum olarak fark ettiğimizde de ne kadar onların yanındayız?

Otizm, temel olarak iletişimde ve sosyal ilişkilerdeki zorluk ya da kısıtlılık olarak tanımlanan gelişimsel bir bozukluktur. Aslında çevrenizde yalnız kalmak isteyen ve bundan mutlu olan, tek başına oynamayı tercih eden, göz kontağı kurmayan ya da kısıtlı göz kontağı kuran çocukları çoğunuz fark etmişsinizdir. Bu çocuklar sanki çevreleriyle arasında bir sis perdesi varmış gibi ilgisiz davranırlar; orada birilerinin olduğunu fark ederler ama yoklarmış gibi davranırlar. Bazen iletişim kurmak isteseler de bunu gerçekleştirebilecek yeterli sözel beceriye sahip değildirler.

Otizm, sıklıkla çevreye karşı ilgisiz oluyor olması ve konuşma problemi ile ailenin dikkatini çeker. Genellikle bu dönem bizim erken çocukluk dönemi olarak nitelediğimiz 1,5 yaş ile 2 yaş civarında fark edilir. Günümüzde hala çocuğun zamanla konuşacağı inancıyla ya da kreşe/yuvaya başladığında yaşıtlarıyla oynayacağı düşünülerek çocuğa zaman kaybettiriliyor. Her şeyden önce unutmamak gerekir ki, erken teşhis ve erken dönemde eğitim ile bu çocuklar yaşıtlarına yaklaşabilirler ya da yaşıtları gibi olabilirler. Tabii çocuğun otizmden etkilenme derecesine göre bu durum farklılıklar gösterebilir.

OTİSTİK ÇOCUĞUN ÖZELLİKLERİ
Her çocuğun otizmden etkilenme derecesi farklı olsa da birtakım ortak özellikleri vardır. Sık olarak karşılaştığımız belirtiler; çevreye karşı ilgisizlik, yaşıtlarıyla oynamama, göz kontağı kurmama ya da kısıtlı göz kontağı kurma, adına seslenince bakmama, kısıtlı ilgi alanı, nesneleri çevirme ya da sallama şeklinde tekrarlayıcı davranışlar, dil gelişimindeki gecikmeler, tekrar şeklinde konuşma, değişikliklerden hoşlanmama, uygun olmayan yüz ifadesi ve davranış problemleri olarak sıralanabilir.

Aileler çocuktaki belirtileri erken dönemde fark ederek; erken tanı ve yaşam boyu süren eğitim ile çocuklarının yaşamlarında kalıcı farklılıklar yaratırlar. Çocuğa uygulanacak olan uygun eğitim programı ile hem bilişsel işlevleri geliştirilir, hem de davranışsal problemleri ortadan kalkar ve çevresiyle iletişimi sağlanmış olur.

 “Nisan ayı otizm farkındalık ayı” hepimizde bir farkındalık yaratsın, böylece çevremizdeki farklılıkları da toplumumuzun renkleri olarak kabul etmeye çalışalım. Toplum olarak biz otizmin farkına varırsak ve vardırırsak o zaman bu çocuklar için farklılık yaratmış oluruz. Biz onları anlarsak, o zaman fark yaratmış oluruz...


 

Yazarın Diğer Yazıları
- Tek çocuk olmak
- Çocukla alışverişe çıkmanın püf noktaları
- Solak çocuğa nasıl davranılmalı?
- Çocuklara diş fırçalama alışkanlığı kazandırmanın yolları
- Montessori Yöntemi
- Teknoloji ve çocuk üzerindeki etkileri
- Anne baba tutumlarının çocuğa etkileri
- Çocuklarda gelişim geriliği
- 2 yaş dönemi
- Otizmi fark etmek
- İyi bir bebek bakıcısı nasıl olmalı?
- Öğrenme Güçlüğü nedir?
- Çocuklarda İnce Motor Beceriler
- Oyun grupları nedir?
- Tuvalet eğitimi
- Anaokulu seçerken nelere dikkat etmek gerekir?
- Çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu
- Çocuk sol elini kullanıyorsa?
- Çocuklarda istenmeyen davranışlar
- Çocukta yaratıcılığın geliştirilmesi
- Zayıf karne
- Yaramaz çocuk
- Otizmin farkındayım...
- Çocuğum matematiği öğrenemiyor!
- “Uslu” çocuk!
- Çocuğum okula hazır mı?
- Merhaba
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE