Günümüzde sadece gerçek yaşamda güzel, fit ya da yakışıklı olmak yetmiyor. Fotoğraflarda da iyi görünmek, yani fotojenik olmak bir gereklilik gibi. Fotojenik olmak  terimi fotoğraflarda iyi ve çekici görünmeyi açıklıyor.

Fotojenik olmak, aslında sanıldığından çok daha önemli bir kavram ve gelişen iletişim dünyasında önemi daha da artıyor.

İyi görünmediğiniz bir fotoğrafın anısı değer kaybeder. Bu bir gerçek, üstelik rahatsız edici bir gerçek.

Kötü göründüğünüz fotoğraflar arasında çok uzun süre görmek zorunda olduğunuz ya da yaşam boyu karşılaşacağınız türden olanları da var. Diploma fotoğrafları ya da kimlik fotoğrafları gibi. Evlilik albümü bir başka konu. Yaşam boyu keyifle bakacağınız bir albüm bir anda unutmak istediğiniz pozlar albümüne dönüşebiliyor.

Ya başkalarının sizi değerlendirdiği fotoğraflar. Facebook fotoğraflarınız, CV fotoğrafları, dergi ya da gazete fotoğraflarınız. İmajın çok önemli olduğu bazı alanlarda konu çok daha önemli bir hale geliyor.  

Pek çok kişi fotoğrafını gördüğü zaman “Bu ben değilim”, refleks tepkisini vermiştir ya da “Fotoğraflarda kötü çıkıyorum”,  yakınmasının dile getiren çok sayı da kişi vardır. Hatta bu yakınma doğrudan estetik talebi doğuran türden…

GERÇEK YAŞAMDAKİ GÖRÜNTÜMÜZ
Öncelikle gerçek yaşamdaki görüntünüzün fotoğraftan farklı olduğu gereğini bilerek fotojenik olma çabasına girmek gerekir. Bu konuyu çözmek adına iyi bir başlangıç olur. Hatta, ayna görüntünüz ile başkalarının size yargılama görüntünüz bile farklıdır. Gerçek yaşamdaki değerlendirme farklı açılardan yüzü ve bedeni görüp, buna ses, koku, tavırlar ve karizma dahil, pek çok soyut ya da görsel olmayan veriler ile varılan sonucu içerir.

Bir başka önemli nokta gerçek yaşamdaki görüntünün üç boyutlu olmasına karşın, günümüzde yaşamın rutin bir parçası haline gelmiş olan dijital fotoğraf makinaları ile üç boyutlu görüntünün iki boyuta indirgenerek kaydediliyor olmasıdır. Üstelik, bir de bunların otomatik modda olduğunu düşünürsek, fotoğrafta iyi çıkmanın kuralı sadece güzel ya da yakışıklı olmaktan geçmiyor. Fotoğraf duruşu, fotoğraf gülümseyişi ve fotoğraf makyajı ve hatta fotoğraf giysisi gibi kavramların da çok büyük önemi var.

FOTOĞRAF DURUŞU NEDİR?
Size bakan kamera ile yüzleşme şeklindeki duruşlar ile iyi görünmeniz mümkün değil. Bedeninizin bir bölümünü kameraya çevirmeniz gerekiyor. Bayanların bir bacağa ağırlık verme duruşu gibi.

Fotoğraf gülümseyişine gelince…

Öncelikle bu kritik bir konu ve özellikle otuzlu yaşlardan sonra daha da önemli oluyor. Gülümseme ile yüzdeki altın oranlar maksimum düzeye varıyor. Ancak fotoğraf gülümsemesinin olabildiğince rahat ve samimi olması gerekli. Bu nasıl yapılabilir? Komik bir şey düşünmek iyi bir çözüm. Beyninizden mimic kaslarına giden sinyaller hemen harekete geçer. Kendiliğinden bir gülümseme ve altın oranların ortaya çıkışı çok etkileyici olur.

Fotoğraf makinasının özellikle lensi ile ilgili fotojeniklik paralel bir konu. Pek çok lenste yüzünüzün deforme olması kaçınılmaz. Örneğin, 350 mm lensle yüzünüz oldukça geniş ve basık çıkar. Günümüzün en çok kullanılan mobil telefonların kamerasında ise karenin ortasında olmak ve uzaktan çektirmek en iyi yol.

Fotoğraf makinasının durduğu düzlem bile önemli. Göz seviyesinden aşağıda olursa çift çene görüntüsü riski oluşuyor. Başı hafifce yana eğmek bu soruna karşı iyi bir önlem.
Parlayan T bölgesini kapatmak, makyaj tonlarını abartmamak gibi kozmetisyenlerin önerileri de var.

Bütün bu ayrıntılar, fotoğraf makinasının esiri olmayıp, biraz olsun kontrolü elde tutmayı sağlar.

MODELLER NEDEN DAHA FOTOJENİK?
Günlük yaşamda karşılaştığımız zaman neden o kadar güzel görünmüyorlar? Kusur gizleyici ışık teknikleri ve photoshop efektleri işin bir boyutu. Yine de özellikle fotomodellerin özel bir avantajı var.  Fotojenik olmalarını sağlayan ve yüzlerine net, keskin hatlar oluşturan iskelet yapısı. Bu yapı onları gerçek yaşamda ortalama yaparken fotoğraf boyutunda zirveye çıkartıyor.

Bütün önlemlere rağmen istediğiniz gibi çıkmıyorsanız, estetiğe ihtiyacınız var demektir. Bu açıdan fotoğraf makinaları bir  tomografi cihazı gibidir.  Fotoğraf makinası henüz gerçek yaşamda algılanmayan sarkma başlangıcını yakalar. Bu yüzler fotoğraflarda daha yorgun, mutsuz  ya da  daha çizgili çıkmaya başlar. Orta yaş estetiği zamanı gelmiştir.

Görünen herkes tarafından zaten farkedilen estetik kusurlar ise fotoğrafta bazen daha kötü çıkar. Bu da ayrı bir konu…

Fotojenik olmak, dijital çağın estetik değeri gibi görünüyor.