Astım tedavisinde yapılan yanlışlar
Dün bir hasta gördüm. Çocuğun çok yoğun
öksürüğü ve nefes darlığı vardı. Aileye çocuğun bulguları ve kullanması gereken ilaçlar ile ilgili
bilgi verdim. Ve…
Aile, "Bu şikayetleri ilaçsız yok edemez misiniz?" diye
sordu. Ben de "Mümkün değil" dedim ve hastayı tedavisini almak üzere acile gönderdim.
Kalabalık bir gündü, yarım saat sonra, "Acile gönderdiğim hasta nerede?" diye sorunca hastanın acile
hiç gitmediğini ve hastaneden ayrıldığını öğrendim.
ÇOCUĞUMU İLAÇSIZ İYİLEŞTİREBİLİR
MİSİNİZ? Bu hastayı ilaçlar olmadan iyileştirebilir miydim?
Aslında, "Nefesi kuvvetli
bir hocayım. :)" Ama, modern tıbbın bize sunduğu bazı ilaçlardan faydalanmadan bu hastayı
iyileştiremezdim.
Şaka bir yana, ne çok keşke var hayatımızda... Keşke çocuklar hiç hasta
olmasa, basit ateş düşürücüler dahil hiçbir ilaca ihtiyaçları olmasa, savaşlar olmasa, her gün
okuduğumuz onlarca şiddet haberi olmasa, herkes dürüst olsa, çocuklarımız sabah evden çıkarken
"İnşallah sağ salim dönerler eve, başlarına bir iş gelmeden" diye düşünmek zorunda
kalmasak...
ÇOCUKLUK ÇAĞI ASTIMI Çocukluk çağı astımı dünyada ve ülkemizde
çocuklarda en sık rastlanılan kronik hastalıklardan biridir. Hem çocuğun hem de ailenin yaşam
kalitesini olumsuz olarak etkiler ve sıklıkla okul kaybına neden olur. Astım ile ilgili
olarak, anne babaların doğru bilgilerden daha fazla yanlış bilgilere sahip olduğunu düşünüyorum.
Artık bilgiye ulaşmak kolay belki, ama her zaman doğru bilgiye mi ulaşıyoruz?
Bazen
doktorumuzun bize söylediklerini yapmak yerine, komşu teyzenin söylediklerini mi yapmayı tercih
ediyoruz?
Astım tedavisinde kullanılan ilaçlardan neden bu kadar
korkuyoruz?
Çocuğumuzu korumak adına bazen onun hayat kalitesini gereksiz yere olumsuz
etkiliyor, hatta hayatını tehlikeye atıyor muyuz? Çünkü, şunu da unutmamak gerekiyor, çok hafif
astımı olan hastalarda bile bazen araya giren şiddetli ataklar hayati tehlikelere yol açabilir.
Bir tane nefes borumuz var ve tıkanmasını istemeyiz.
Çocukluk çağı astımı ve onun tedavisinde
kullanılan ilaçlar ile ilgili sahip olduğumuz yanlış bilgilerden söz etmek istiyorum
bugün...
Önce iyi birkaç haber ile başlayayım...
ÇOCUKLUK ÇAĞI ASTIMININ ÖNEMLİ BİR
KISMI BÜYÜMEK İLE İYİLEŞİR Astım bulguları olan çocukların önemli bir kısmı, özellikle risk
grubunda olmayan çocuklar (anne ve babasında astım hikayesi olmayan, alerjisi olmayan çok sık ve
şiddetli ataklar geçirmeyen ve enfeksiyonlar dışında günlük aktivite ile şikayetleri olmayan
çocuklar) büyümekle iyileşirler. Bu neden ile aslında turp-bal karışımı ya da bıldırcın yumurtası
ile iyileştiği düşünülen çocukların önemli bir kısmı muhtemelen zaten bu uygulamalar olmasa da
iyileşecek hastalardır.
ASTIM TEDAVİSİNDE KULLANILAN ÇOK SAYIDA GÜVENİLİR İLAÇ
VAR! Biz çocukları ulusal ve uluslararası tedavi rehberlerinin önerilerine uygun olarak
tedavi ediyoruz. Çocuklarda kullanılan astım ilaçları, rahatlatıcı ilaçlar ve tedavi edici ilaçlar
olmak üzere ikiye ayrılır. Rahatlatıcı ilaçlar çocukların öksürük, balgam hırıltı gibi şikayetleri
olduğunda kullanılır. Tedavi edici olan ilaçlar ise ya ağız yolundan çiğneme tableti-granül ya da
nefes yolundan verilen ilaçları içerir ve düzenli olarak kullanılmaları gereklidir. Bu ilaçların
çocuklarda kullanımına ilişkin etkinliklerini ve güvenilirliğini araştıran çok sayıda çalışma
yapılmıştır. Kimsenin çekmecesinde sihirli bir ilaç yok. Ama her yiğidin bir yoğurt yiyişi var
tabii…
İşte, bildiğimiz ve sık yaptığımız yanlışlar...
TEDAVİ SÜRESİ İLE
İLGİLİ YANLIŞLIKLAR “Bu ilaçları ne kadar süre kullanacak?!”
Çocuk
iyileşti, ben de ilaçları hemen kestim!”
İşte, bunlar bizim en çok duyduğumuz cümleler.
Çocukluk çağı astımının tedavi süresi hastanın şikayetlerinin sıklığına ve şiddetine bağlıdır. Yılda
bir kez şikayeti olan, onun dışında hiç bir şikayeti olmayan bir çocuğun her gün ilaç kullanmasına
gerek olmayabilir.
Ama şikayetleri bir sezonda üçten fazla tekrarlayan, günlük aktivite ile
solunum şikayetleri olan, şiddetli atakları olan hastaların şikayetler kontrol altına alınıncaya
kadar düzenli tedavi kullanması gerekir.
UYUM ÖNEMLİ BİR SORUN: HASTALAR VE AİLELERİ UZUN
SÜRELİ TEDAVİLERİ DÜZENLİ KULLANMIYORLAR! Aslında uzun süreli tedavileri kullanmak hiç kolay
bir iş değil. Bu konu ile ilgili çok sayıda çalışma yapılmış. Hastaların tedaviye uyumunun
incelendiği çalışmalarda bile tedaviye başlandıktan bir süre sonra hastaların nerede ise yüzde
50’sinin ilaçlarını kullanması gerektiği gibi kullanmadığı gösterilmiş. Uyumu arttırabilmek
için mutlaka aile ve çocuk ile bu konuyu konuşmak, uyumu arttırabilecek yöntemleri bulmak
gerekir.
İLAÇLARIN YANLIŞ KULLANIMI: Astım tedavisinde kullanılan ilaçların çoğu
direkt nefes yoluna verilen ve çok az (mikrogram dozunda) etken madde içeren ilaçlardır, bunun da
ancak yüzde 10 kadarı akciğerlere ulaşır. Eğer bu ilaçlar ile kullanılan ara cihazlar ya da nefes
tekniği ile ilgili sorun var ise, çocuklar yeterli miktarda ilaç alamaz ve bir türlü iyileşmez.
Bazen bana gelen hastalarda tek yaptığım şey hastanın ilacı doğru kullanmasını sağlamak
oluyor.
İLAÇLARIN YAN ETKİLERİNDEN OLAN KORKULAR... Bu korkular nedeni
ile çoğu kez hastalar ilaçlarını almaları gerektiği gibi almıyor. İşte, korktuğunuz sorular ve
bilimsel cevapları:
-Astımlı çocuklar yaşıtlarından daha mı kısa olur? Öncelikle
şunu unutmamak gerekir. İyi kontrol edimeyen uzun süreli bir hastalık çocuğunuzun
büyümesini-gelişmesini olumsuz etkiler. Ülkemizdeki astımlı hastaların çoğu hafif orta ağırlıktaki
hastalar, bu nedenle çok yüksek dozda ilaçlar ya da ağızdan kortizon kullanması gerekecek hastalar
nerede ise yok denecek kadar az. Astımlı çocuklar genellikle ergenliğe yaşıtlarından biraz daha geç
girerler ama erişkin boylarında anlamlı bir azalma olmaz. Özetle şunu söyleyebiliriz, boy
kısalığından korkmayın ve bu neden ile çocuğunuza eziyet çektirmeyin.
-Astım tedavisinde
kullanılan ilaçların kemikler üzerine olumsuz etkileri var mıdır? Çocuklarda kalsiyum ve D
vitamini içeren gıdalardan zengin beslenmenin öneminden hep bahsediyorum. Astım tedavisinde
kullanılan ilaçları uzun dönem kullanan çocuklarda kemik yoğunluğu ya da kemik kırıkları
üzerine olumsuz bir etki saptanmamıştır. Bu ilaçlar çok düşük dozlarda ve direkt olarak hava
yollarına verildikleri için, oradan emilip tüm vücut ile ilgili olarak kortizon içeren ilaçlar ile
ilgili duyduğunuz korkutucu yan etkilere yol açması mümkün değildir.
-Bu ilaçları
kullanmaya başladık, çocuk kilo aldı. Bu durum tedavinin yan etkisi midir? Çocuğunuzun kilo
almasının nedeni muhtemelen artık öksürüğünün balgamının olmaması ve yaptığınız güzel börekler,
pilavlardır. Çocuklar çoğu kez balgamlarını çıkaramadıkları için yutarlar ve öksürükle birlikte
kusarak bu balgamları çıkarırlar. Midesi balgamla dolu bir çocuğun iştahının çok iyi olmaması, bütün
bu sıkıntılardan kurtulunca da kilo alması normaldir.
-Bu ilaçların çocuğumun gözlerine
bir zararı olur mu? Bu sorunun cevabı da hayır. Yapılan çalışmalar, inhaler ya da nebül
ilaçların göz ile ilgili önemli bir yan etkiye yol açmadığını göstermiştir. Ama ilçları uygularken,
maskenin iyi oturması hem ilacın iyi alınması hem de gözün rahatsız olmaması için
önemli.
-Bizim çocuk bu ilaçları aldıktan sonra çok huysuz oldu? Bu da mı tedavinin yan
etkisi acaba? Benzer gözlemler nedeni ile uzun dönemde bu etkileri takip eden çalışmalar,
inhaler steroid dediğimiz astım tedavisinde en yaygın kullanılan ilaçlar ile hiperaktif
davranış, saldırganlık, uykusuzluk, konsantrasyon bozukluğu arasında bir ilişki
olmadığını göstermiştir.
-Nefes yolundan kullanılan bu ilaçlar ağızda mantar yapar mı?
Bu nadir rastlanan bir sorundur. Genellikle ilacın uygun bir ara parça ile kullanmayan
direkt ağıza sıkan ya da beraberinde antibiyotik kullanan hastalarda rastlanır. İlacın uygun
kullanılması, ilaç kullanımı sonrası ağzın çalkalanması daha da iyisi dişlerin fırçalanması önemli.
Eğer mantar oluşumu söz konusu ile aynı bebeklerde olduğu gibi bikarbonatlı su le ağız temizliği
öneriyoruz hastalarımıza.
-Nefes yolundan kullanılan ilaçlar diş çürüklerini arttırıyormuş
doğru mu? Bu konu ile ilgili olarak Marmara Üniversitesi’nde Diş Hekimliği
Fakültesi ile birlikte yaptığımız bir çalışma en önemli uluslararası tedavi rehberlerinde referans
olarak kullanılan az sayıda çalışmadan biri. Bu ilaçlar ağız pH’ında azalmaya yol açabilir. Bu
yemek sonrası dişleriniz fırçalamadan yatmak gibi bir şey. Bu nedenle hastalarımıza, mümkünse
ilaçları kullandıktan sonra sabah ve akşam dişlerin fırçalamalarını öneriyoruz.
-Acaba,
çocuğa aşı tedavisi mi yaptırsak? Uluslararası tedavi rehberleri, bakı bu konuda ne diyor:
Beş yaşın altındaki çocuklarda astım tedavisinde immunoterapi ile ilgili yapılmış çalışma
yoktur. Özellikle beş yaşın altındaki çocuklarda İmmunoterapi astım tedavisinde tavsiye edilmez.
|
ASTIMLI HASTALARDA YAYGIN OLARAK KULLANILAN alterNATİF
TEDAVİLER... Astımlı çocuklarda hem ülkemizde hem de dünyada başta bitkisel bazı ilaçlar
olmak üzere çok sayıda alternatif tedavi yöntemi yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu konu ile
ilgili bir yazı yazmıştım zaten
(http://www.anneoluncaanladim.com/yazarlar/45/fazilet-karakoc/1568/astim-hastaliginda-alternatif-tedavilerin-yeri)
özetle şunu söyleyebilirim.
Astım tedavisinde kullanılan birçok alternatif tedavi
yöntemi mevcut: Bitkisel tedaviler, homeopati, yoga ve nefes teknikleri, akupunktur, vitaminler ya
da diğer besin desteklerinin kullanımı. Bu tedavilerin etkinliğini araştıran çalışmaların bir çoğu
bilimsel olarak yeterince güvenilir değildir ve genellikle az sayıda hastayı içerir. Bu nedenle de
astım tedavisinde tek seçenek olarak ya da diğer ilaçlara ek olarak kullanılmasını destekleyecek
yeterli veri yoktur.
Bu yazıyı, konu ile ilgili olduğunu düşündüğüm için Orhan Veli’nin
“Dedikodu” şiiri ile bitirmek istiyorum.
Her duyduğunuza inanmayın, dedikodulara
itibar etmeyin.
Sevgi ve selamlarımla…
DEDİKODU Kim söylemiş
beni Süheyla’ya vurulmuşum diye? Kim görmüş, ama kim, Eleni’yi
öptüğümü, Yüksek kaldırımda, güpe gündüz? Melahat’i almışım da sonra Alemdara
gitmişim, öyle mi? Onu sonra anlatırım, fakat Kimin bacağını sıkmışım tramvayda? Güya bir
de Galataya dadanmışız; Kafaları çekip çekip Orada alıyormuşuz soluğu; Geç bunları, anam
babam, geç; Geç bunları bir kalem; Bilirim ben yaptığımı. Ya o, Mualla’yı sandala
atıp, Ruhumda hicranını söyletme hikayesi?
Orhan Veli Kanık
|