|
|||
Doğum korkusunun hikayesi
Günümüze gelene kadar doğumun neden bu kadar ağrılı olduğunu anlamak için doğumun tarihine bakmamız gerekiyor. Helen Wessel yazdığı “Doğal Doğumun Coşkusu” isimli kitabında doğum ve dinin aile düzenleri üzerindeki etkilerini anlatırken M.Ö.3000 yıllarına kadar gittiğimizde komplikasyon olmadığı sürece kadınların doğal ve çok az bir rahatsızlıkla doğumlarını yaptığını anlatıyor. O dönemlerden yüzyılın başına kadar geçen bu sürede annelik kutsanır, anneler toplumda korunurdu. Bebeğin oluşumu hakkında yeterli bilgiler yokken, kadınların istemleri sonucu hamile kaldıklarına inanılırdı. Bu yüzden bir kadın doğum yaptığında tapınaklarda toplanılır, doğum ve anne kutsanırdı. Doğumda ağrı ve komplikasyonlar akla bile gelmez, doğumun ve bebeğin kutsallığı yaşanırdı. Doğum yapacak kadınlar bölgenin bilge kadınları tarafından şefkat ve güvenle yönlendirilirlerdi. Kadınlar hayat veren ve iyileştirenlerdi. Erkekler yiyecek bulur, ağır işleri yaparlardı. Görevleri farklıydı ama eşittiler. İLK BELGELERE GÖRE... M.Ö. son yüzyıla doğru Yunan tıbbının önemli isimlerinden Soranus Hipokrat ve Aristoteles’in bilgilerini kitaplaştırdı. Soranus bu kitapta doğumda kadının istek ve duygularını dinlemenin önemininden bahsetti, kolay bir doğum için gerekli gevşemenin zihin gücüyle sağlanabileceğini vurguladı. Diğerleri gibi komplikasyon olmadığı sürece ağrıdan bahsetmemiştir. Bu dönemde de kadınlara doğum yaparken sevgi, nezaket ve saygıyla yaklaşılmıştır. Bu yüzden gerek hamilelik sırasında gerekse doğumda kadınlar kendilerini güven ve sevgi dolu bir ortamda buluyorlardı. Doğumla ilgili en ufak bir korkuları yoktu. Bu durum binlerce yıl devam etti. NE OLDU DA DOĞUMLA KORKU VE AĞRI BİR ANILMAYA BAŞLANDI? Artık yasalar hamilelerin ve doğum yapan kadınların izole edilmelerini emrediyordu. Doğumlar artık papaz ve keşişlerin yönetimindeydi. Doktorların izin almadan günah tohumu olarak görülen bu gebelere müdahale etmeleri yasaktı. Doğumla ilgili korkular bu dönemde oluşmaya başladı. Yaşamın başlangıcı olan doğumu coşkuyla yaşayan kadınlar için artık doğum acı, korku ve yanlızlık getiren bir olay haline gelmişti. Kadınlar hamile kalınca kendilerini güvensiz hissediyorlardı. Doğum denince akla sadece ağrı, acılar ve sefalet geliyordu.
ACININ ANNELERİ Rönasans ile birlikte tüm Avrupa’da başlayan yeniden yapılanma sürecinde, kadınlar daha iyi koşullara kavuşmaya başladılar. Ancak bu çok yavaş oluyordu. Kloroform’un bulunmasına rağmen bunun kadınlarda ağrı kesici olarak kullanılması uzun süre yasaklandı. Ağrı doğumda kadınların günahlarından arınması için vardı ve ağrıyı kesmek Tanrı’nın emirlerine karşı gelmekti. KADINI KORKUTAN DOĞUM DEĞİL 1800’lü yılların ortalarına doğru doktorların doğumla ilgilenmelerine izin verilmeye başlandı, ancak erkek olan bu doktorların birçoğu doğumla ilgilenme konusunda isteksizdi. Hatta daha çok yeteneksiz ve alkolik olanlar doğumla ilgilenmek zorunda bırakılıyorlardı. Ama bunun bir önemi yoktu, çünkü o dönemlerde tıp dünyası doğum yapan bir kadının ihmal edilmesini hala normal karşılıyordu. ANESTEZİ KEŞFEDİLDİ VE... ENFEKSİYON KAPMA RİSKİ! GERGİNLİK VE KORKUNUN DOĞURDUKLARI!.. Doğumun bu kötü kaderini yine bir kadın değiştirmeye başladı-Florence Nightingale. Nightingale yeni ebelik okulları oluşturdu. Tüm doğum servislerinin temizlik ve hijyen açısından aynı yükseltilmiş standartlara kavuşmasını sağladı. Hastane enfeksiyonları ortadan kalktı. Meydana gelen değişimler doktorları da etkiledi. Beceriksiz ve alkolik doktorlar doğumlardan uzaklaştırıldı. Artık kadınlar doğumda hakettikleri saygı ve sevgi ortamına kavuşmuştu. Ama artık çok geçti. Anestezinin doğumda kullanılmasıyla birlikte tüm doğumlara gerekli-gereksiz müdahale edilmeye başlandı. Doğumda ağrının kaçınılmaz olduğu düşüncesiyle ağrıyı kesmek için açılma döneminde yüksek doz ağrı kesiciler verilirken, doğum anında da genel anestezi uygulanmaya başlandı. Uyuşturulmuş bebeklerin genel anestezi almış annelerden aletlerle çekilip çıkarılması bir kural olmuştu. Bütün amaç ağrıyı yok etmekti, gerisi önemli değildi. DOĞUMDA AĞRININ KAÇINILMAZ OLDUĞU İNANIŞI ÇOK YAYGIN Birçok hastane kanıta dayalı ispatlanmış sonuçları olmayan müdahaleleri rutin olarak kullanmaktadır. Yapılan bu müdahalelerin birçoğu ağrının artmasını tetiklemekte, bu da daha sonra yapılacak müdahalelere zemin hazırlamaktadır. Müdahaleler bir şeylerin ters gitmesi demekti. Bu yüzden kadınlar doğum hikayelerini hayal kırıklıkları ve nelerin ters gittiğinin açıklamaları şeklinde anlatmaktadırlar. Bahsettikleri genellikle uzun süre çekilen ağrılar, ilaçlarla müdahaleler, suni sancılar, ilerlemeyen doğumlar, yorgunluklar ve en önemlisi yardıma muhtaç olma duygularıdır. Bu tür bir travma anneleri ve bebeklerini derinden etkilemektedir. Doğumun coşkusunu hissetmeleri imkansız hale gelmekte, doğum kurtulunması ve yardım edilmesi gereken bir prosedür halini almaktadır. Peki kadınlar neden bu kötü tecrübeleri yaşamaktadırlar? Neden doğum için yaratılmış kadın bedeni doğumun başlamasıyla birlikte kendini kapatmaktadır? Neden diğer kaslar normal görevlerini yaparken ağrı hissedilmezken, doğum yapmak için yaratılmış rahim kasları çalışırken ağrı olmaktadır? Neden kadınlar yıllar önce bir kurtarma operasyonu olan sezaryeni doğumun yeni şekli olarak benimsemektedir? Cevap tek bir kelimede gizlidir: KORKU!.. KORKUNUN SONUÇLARI
|
|||
Yazarın Diğer Yazıları | |||
- Çatı darlığı doğumu etkiler mi? - Doğumda şiddeti konuşma zamanı geldi - Anne adayının doğumdaki destekçisi: Doula - Doğum ekip işidir - Keşkesiz doğumun hikayesi - Doktor aramayın! - Doğum uzmanının yeni rolü - Doğumla ilgili merak edilen her şey - Sezaryene zorlanan anneler! - Sağlıklı bir doğum için - Doğuma hazırlık eğitimleri - Doğumda babanın rolü - Anne ve bebek dostu sezaryen - Çatı darlığı nedir? - İsteğe bağlı sezaryen! - Suda doğum ve psikolojisi - Suyun hamilelik ve doğuma etkisi - Doğum yapan kadınlara destek verilmeli - Doğumda maymunu oynamak - Doğal doğum nedir ve nasıl hazırlanılır? - Bebeğiniz anne karnında her şeyi kaydediyor! - Bir doğuma hazırlık yöntemi: Hypnobirthing - Doğumda ağrı kesici teknikler - Doğru nefes almanın önemi - Korkuyla beslenmiş doğumlar - Doğumda yenilikler - Anne dostu hastane - Doğum sonrası bağ kurma - Doktorunuza güven verin! - Doğumda abartılan risklerle kaygıya sürüklenen anneler… - Ters gelen bebeğin başarı öyküsü - Doğumda egzersiz ve yoganın yararları - Katıldığınız hamile eğitimi ne kadar anne dostu? - Doğumda bebekler ağlamalı mı? - Baba olmak ve hamile eğitimi - Doğumda mahremiyet ve güven... - Doğumu kolaylaştıran 30 uygulama - İlk gece korkusu ve doğum ilişkisi - Doğum korkusunun hikayesi - Sezaryen sonrası vajinal doğum olur!.. - Anne ve bebeğine saygılı sezaryen - Aklımızdaki doğum imajı değişiyor... - Doğum kendi başlamalıdır! - İnsan çocuğundan öğrenir mi? - Anneliğe doğmak - Doğum sanatına ne oldu? - Bir başlangıçtır doğum - Merhaba |
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın |
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE |