HÜSEYİN MUTLU
huseyin@anneoluncaanladim.com
Mol gebelikleri

 

Halk arasında “üzüm gebeliği” olarak bilinen “Mol Hidatiform” olarak adlandırılan gebelikler anormal gebeliklerden biridir. Aslına bakılırsa mol bir grup hastalığın üyesidir ve genel adı “Gestasyonel Trofoblastik Hastalık”dır. Mol dışında Koryokarsinom, Parsiyel Mol, İnvazif Mol ve Plasental Site Tümör gibi değişik formlar da mevcuttur. En bilineni ve en sık olanı Mol olduğundan üzüm gebeliği dendiğinde Mol akla gelmektedir.

Oluşum mekanizması ise tek spermle ve iki spermle döllenme şeklinde ayrılır. Tek sperm ile döllenen yumurtanın hücre çekirdeği yoktur. Bu nedenle kromozomları ikiye katlanır. Böylece normalde Kız 46 XX, Erkek 46 XY olan kromozom yapıları Mol’de 46 XX veya 46 YY olarak karşımıza çıkmaktadır. İki spermle döllenen yumurtada ise yine çekirdek yoktur ve sonuçta 46 XX veya 46 XY kromozom yapıları ortaya çıkabilmektedir. Burada da kromozom materyali tamamen spermlerden gelmektedir. Pratikte sıklıkla ilk mekanizma ile oluşan Mol gebelikleri karşımıza çıkmaktadır. Total Mol’de bebek yoktur ve sadece plasenta dokularının çoğalması söz konusudur. Kaba gözle bakıldığında şişmiş ve üzüm benzeri yapılarından dolayı “üzüm gebeliği” diye de adlandırılır. Parsiyel mol’de ise bebek de vardır, ayrıca plasenta dokuları moldeki gibi kısmen üzüm görünümündedir. Mekanizma olarak tek yumurtayı iki sperm dölleyerek meydana gelmektedir. Parsiyel molde kromozom yapısı 69 XXX, 69 XXY ve 69 XYY şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Parsiyel molde bebek genelde ölüdür, ağır sakatlıklar mevcuttur.

Mol gebeliklerin sıklığı yaklaşık bin-iki bin’de 1 olarak karşımıza çıkmaktadır. Uzakdoğu (Tayland, Endonezya) sıklık binde 8-9’a kadar yükselmektedir. Sebep olarak ırk, diyet ve sosyoekonomik seviye ileri sürülmektedir. Mol gebeliklerinin yüde 15-20’sinin kanser formu olan koryokarsinoma dönüşmesi nedeniyle önem kazanmaktadır.

HANGİ YAŞTA DAHA SIK GÖRÜLÜR?
Hamile kadınların hastalığı olan Mol gebelikleri 20 yaştan önce ve 40 yaş sonrası olan gebeliklerde saha sık görülmektedir. 40 yaştan sonraki gebeliklerde 5 kat daha sık görülmektedir.

Mol gebelikleri kendini vaginal kanama, aşırı bulantı ve kusma, kansızlık, rahmin beklenenden hızlı büyümesi ile kendini belli eder. Hamile bir kadın üzüm tanesine benzer bir doku düşürdüğünü ifade ederse, bu muhtemel moldür. Erken tanı ultrasonografi ile yapılabilmektedir. Kanda gebelik testi yapılırsa, normalin yaklaşık 100 katı daha yüksek düzeylerde olabilmektedir.

Mol gebeliği tanısı konulan hastaların tam teşekküllü bir hastaneye yatması, tüm tetkikleri tamamlandıktan sonra operasyonla gebeliğin sonlandırılması önemlidir. İşlem çok önemlidir,  rahmin delinmesi ve işlem esnasında ve sonrasında kanama riski mevcuttur. Bu nedenle taze kanın hazır bulunması gerekir. İşlem sonrası ise hastanın takibi en az operasyon kadar önemlidir.

OPERASYON SONRASI...
Öncelikle haftalık olarak kanda B-HCG adı verilen gebelik hormonun düşmesi izlenir. Düştükten sonra 3 test negatif olarak saptanırsa, 3 ve sonra 6 ay aralıklarla kontroller yapılır. Bu kontrollerde akciğer filmi, ultrasonografi ile rahim ve yumurtalıklar kontrol edilir. Kanda gebelik testi de mutlaka bakılır. Mol gebeliği geçiren kadınların mutlaka en az 1 yıl gebelikten korunmaları önerilir. İstemsiz gebelikler hem takipte sıkıntılara neden olur, hem de  Mol gebeliğin tekrarı olasılığını yükseltir.

Mol gebeliklerinin takibinde kanda B-HCG yeterli düzeylerde düşmez veya yükselmeye devam ederse, akla invazif mol ve koryokarsinom adı verilen mol gebeliğine göre ağır seyreden hastalıklar akla gelmektedir. İnvazif molde, anormal plasenta dokluları rahim iç tabakalarına doğru ilerlemekte ve yerleşmektedir. Koryokarsinom ise, etraf organlara kan yoluyla akciğer ve beyne kadar yayılabilmektedir. Koryokarsinomun davranışı kanser gibidir, ciddi sonuçlara neden olabilir.

KEMOTERAPİ GEREKEBİLİR
Bu durumda rahim içinden parça alıp tanı tekrar gözden geçirilir ve hastanın kemoterapi tedavisi olması gerekebilmektedir. Sonrası takipte yine moldeki gibi kanda B-HCG düzeyleri izlenmektedir.

Bazı çiftlerde mol gebelikleri maalesef sıklıkla tekrarlar ve sağlıklı çocuk sahibi olmaları zorlaşır. 2 ardı ardına Mol gebeliği geçiren kadınlarda, sonraki gebeliklerde Mol olasılığı yüksektir. Bazen hiç bebek sahibi olamayanlar da olabiliyor. Mikroenjeksiyon ve beraberinde PGD (preimplantasyon genetik tanı) yöntemi bu çiftler için iyi bir alternatiftir.

Bu durumda sağlıklı bebek sahibi olmaları için tek yöntem, Mikroenjeksiyon yöntemi ile gebe kalmalarıdır. Genel olarak mekanizmada çekirdeği olmayan yumurta rol oynadığından 46XY yani erkek bebekleri PGD (preimplantasyon genetik tanı) tekniği ile seçip, sadece erkek embriyoların transferi çözüm olabilmektedir.

Sağlıklı ve mutlu bir hamilelik geçirmeniz dileğiyle…


 

Yazarın Diğer Yazıları
- Hamileler Omega 3 kullanmalı mı?
- Yaz mevsiminde hamileleri bekleyen problemler
- Hamilelikte suyun erken gelmesi
- Noninvazif Prenatal Test nedir?
- Hamilelikte ne yememeli?
- Hamilelik ve migren
- Doğumda Epidural Anestezi
- Hamilelikte travma
- Hamilelikte mide reflüsü
- Hamilelik ve astım
- Hamilelikte sırt ve bel ağrıları
- Hamilelikte miad geçmesi
- Hamilelik ve rahim ağzı kanseri
- Hamilelikte baş ağrıları
- Gebelik ve epilepsi (sara hastalığı)
- Böbrek nakli geçiren kadınlarda gebelik
- Hamilelikteki cilt değişiklikleri ve problemleri
- Doğumda kullanılan anestezi uygulamaları
- Hangi doğum şekli?
- İkiz bebeklerden birinin anne karnında kaybedilmesi
- Hamilelikte saç bakımı nasıl olmalı, saç boyamak doğru mu?
- Bebeğin suyunda azalma (Oligohidramnios)
- Hamilelik ve idrar yolları taşları
- Hamilelikte miyom ne kadar zararlı?
- Doğum sonrası kanamalar
- Hamilelikte cinsellik
- Hamilelikte varis, hemoroit ve damar hastalıkları
- Gebelikte acil cerrahi hastalıklar
- Kısırlık stresi tüp bebekte başarıyı nasıl etkiler?
- Tüp bebekte başarıyı arttıran uygulamalar
- Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen faktörler
- Kısırlık tedavisi
- Kısırlık testleri
- Neden hamile kalamıyorum?
- Hamile kalmak için evde neler yapılabilir?
- "Tüp Bebek" deyince...
- Mol gebelikleri
- RH uyuşmazlığı nedir?
- İri bebek (Makrozomi) deyince...
- Hamilelikte cinsellik
- Maya Su ve ben
- Hamilelikte spora dikkat!
- Depresyon mu, yoksa antidepresanlar mı daha zararlı?
- Hamilelikte toxoplazma enfeksiyonu
- Annedeki stres erken doğuma sebep olur mu?
- Hamilelikte deri kaşıntıları ve gebelik kolestazı
- Ne zaman doktorumu aramalıyım?
- Hamilelikte beslenme
- Hepatit enfeksiyonları ve hamilelik
- Yüzde yüz sağlıklı bebek mümkün mü?
- Çoğul hamilelikler ve getirdiği riskler
- Hamilelik ve myomlar
- Hamilelikte ilaç kullanımı
- Hamilelikte alkol kullanımı
- Hamilelikte seyahat
- Hamilelik zehirlenmesi veya hamilelikte hipertansiyon
- Hamilelikte rahim ağzı yetersizliği ve serklaj
- Dış gebelik nedir?
- Doğum sonrası depresyon
- Hamilelik ve kansızlık
- Anne karnındaki bebekte gelişme duraklaması
- Hamilelik ve kalp hastalıkları
- Hamilelik ve tiroit hastalıkları
- Hamilelikte şeker hastalığı (Gestasyonel diyabet)
- Anne karnındaki bebeğin kromozom testleri
- Bebeğin iyi olup olmadığını gösteren testler
- Maya erken gelmeye mi karar verdi?
- Hamilelikte ultrasonografi ve Maya kime benziyor?
- Test zamanı
- Çilekeş aylar
- Gebelik Bulantıları
- Maya yola çıktı…
- Ben de baba oluyorum!
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE