Sıkı durun! Size bir çocuğun, yaşamındaki bütün sıkıntıların çaresi olacak bir reçete vermek üzereyim. Şu an telefonunuzu sessize alın. Bu yazıyı okuduğunuz odada yalnız kalın ve kapısını kapatın. Çocukları ve eğer varsa ocaktaki yemeği eşinize devredin.

Kapı çalsın, elbet içeridekiler bakacak. Sizden istediğim tüm dikkatinizi bu satırlara vermeniz. Az sonra okuyacaklarınız, çocuğunuzun önce sizinle sonra tüm dünya ile ilişkilerini değiştirecek olan formül. Bunun bilinciyle tüm merakınızı, ilginizi ve dikkatinizi buraya verdiyseniz reçeteniz geliyor:

Şu içinde bulunduğunuz koşulları her gün 1 saatliğine sağlayarak onunla oyun oynayın.

OYUNUN KURALLARI:
1)    Çocuğunuz, siz ve diğer tüm aile bireyleri her gün saat kaçta anne-çocuk oyun saati yapıyor olacağınızı bilmelisiniz: Eğer zamanı bilirse, çocuğunuz ona göre iç hazırlığını yapacak ve o gün sizinle neyi paylaşmak istediğini önceden bilecektir. Ailedeki diğer bireyler de o saatte, oyununuzun bölünmemesi için gereken sorumlulukları alabileceklerdir.
2)    Oyun saatinde anne-çocuğun oyun alanının sınırları çizilmiş olmalıdır. Hangi odada, hangi oyuncaklarla, ne kadar süre sorularının cevabı önceden bilinmeli ve anne tarafından bu sınırlar korunmalıdır.
3)    Oyun saatinde ne oynanacağına çocuk karar verir. O gün çocuğun gündeminde ne olduğunu, ancak ona özgür oyun seçme fırsatı verirseniz bilebilirsiniz.
4)    Oyun saatinde, birbirinize veya çevreye zarar vermemek temel koşuldur. Eğer bu kural çiğnenirse, o günkü oyun saati sonlandırılır.
5)    Zarar vermeme kuralı dışındaki diğer oyun kuralları çocuk tarafından konulur. Kimin hangi rolü alacağını, sıranın kimden başlayacağını çocuk belirler.
6)    Oyunda anne, çocuğa eşlik eder. Oyunu yönlendirmez. Oyun esnasında çocuğun dygularını yansıtır. Heyecanını, mutluluğunu, kaygısını ve hüznünü paylaşır. Ders vermeye çalışmaz. Yeni şeyler öğretmek, iyileştirici oyunun işlevi değildir. Bu oyun gerçek bir ilginin, merakın ve eşlik etmenin oyunudur. Anne sorular sormaz. Yorumlar yapmaz. Dahil olur.
7)    Oyun sırasında anne bir duyguyu çok yoğun yaşamaya başlarsa bunu yorumlamadan paylaşır. Örneğin: Bu çocuk evin çatısından düşünce ona bir şey olacak diye çok korktum. Eve hırsız girince kalbim çok hızlı çarpmaya başladı.
8)    Oyun saatinin bitimine 5 dakika kala anne bunu çocuğa bildirir. “Oyun saatimizin bitmesine beş dakika kaldı.”. 3-2-1 gibi uyarılarda bulunmaz.
9)    Son 5 dakika da tamamlandıktan sonra, anne oyun saatinin tamamlandığını söyler ve anne-çocuk birlikte oyuncakları toplarlar. Eğer çocuk oyuncakları toplamaya eşlik etmiyorsa, o oyuncaklar bu haftanın diğer oyun saatlerine katılamazlar.

İşte, size bir çocuğun bütün dertlerine iyi gelen, gerçek duygu dünyasını sizinle paylaşabilmesine olanak tanıyan, iyileştiren oyunun reçetesi.

ORADA OLMAK!
Bu satırları okurken, “Günün tamamını onunla oyun oynayarak geçiriyorum ben zaten” diye düşünüyor olabilirsiniz. Ama telefonunuz çaldıkça, aklınız başka yerde oldukça, duygulara eşlik etmeyi bilemedikçe, oyunun iyileştirici özelliklerini kaybetmeye başlarsınız. Bu oyunun yaşı yok, başka kuralları yok. Orada olmanız ve eşlik etmeniz iyileştirmeye yeter.