ATİLLA BÜYÜKGEBİZ
atilla@anneoluncaanladim.com
Hayatımızı etkileyen çevresel faktörler

 

1990 ‘lardan itibaren bazı olumsuz çevresel faktörlerin etkileri dikkat çekmeye başladı. Bilimsel yayın olarak özellikle erkeklerde oluşan bazı değişiklikler 1996 tarihinden itibaren Danimarka’da neşredilmeye başlandı. Erkek nüfusun yüzde 1’inde testis kanseri görülmesi, okul çocuklarının yüzde 5-6’sında inmemiş testis saptanması, yeni doğan çocukların yüzde  1’inde peygamber sünneti olarak bilinen hipospadias’ın gözlenmesi bu ülkede tedirginliğe yol açtı ve ard arda bilimsel makaleler yayınlanmaya başladı. Erişkin erkeklerin yüzde 40’ında sperm sayılarında düşüklük gözlenmesi ve tüp bebek denilen yardımcı üreme teknikleri ile olan doğum oranının yüzde 6’ya çıkması ülkede yaşam tarzının ve çevresel faktörlerin irdelenmesini gündeme getirdi.

Her ne kadar ispatlanması zorsa da, sentetik bazı kimyasallar üreme fonksiyonlarını bozma yanında toksik, kanserojenik ve bebeklerde teratojenik etki gösterebilirler. Laboratuvar şartlarında yapılan ve canlı denekler üzerinde gerçekleştirilen deneyler, çok küçük dozların bile üreme fonksiyonlarını olumsuz etkileyebileceğini göstermiştir.

Çocukluk dönemi yenidoğandan başlayarak, ergenlik çağına giriş yaşı olan kızlarda 10 erkeklerde 12 yaşına kadar olan süredir. Bu dönemin özelliği, seks hormonları dediğimiz erkeklerde androjen kızlarda östrojenin laboratuvar şartlarında ölçülemeyecek kadar düşük olmasıdır. Dolayısıyla, vücutlarında bu hormonlar hiç bulunmayan çocuklarda dışarıdan bu hormonların alınması, bu hormonları vücudunda bulunduran erişkinlerden daha fazla olumsuz etkilemektedir. Yani çocuklarımız, erişkinlerden daha çok risk altındadırlar.


ASIL ZARARLI ETKİ HANGİ HORMONDAN KAYNAKLANMAKTADIR?
Özellikle dikkat çekilen östrojen hormonudur. Bildiğiniz gibi, östrojen kadınlık hormonudur. Doğumdan sonra, plasenta yoluyla anneden geçen östrojen hormonu kanda giderek düşmeye başlar ve 6 aylıktan sonra hemen hemen hiç yokdur. Kızlarda 10 yaş civarında, yumurtalıklardan (over) östrojen salgılanmaya başlar ve giderek kan seviyesi artar. Bu memelerde büyümeye sebep olarak, kız çocuklarının ergenliğe girmesine yol açar.  Erkeklerde ise 12 yaş civarında erkeklik hormonu dediğimiz testosteron salgılanmaya başlar ve bu testosteronun bir kısmı östrojene dönüşür. Ancak, tabii ki erkeklerdeki östrojen seviyesi çok düşüktür  ama yine de ergenlik çağındaki bazı erkek çocuklarda jinekomasti dediğimiz meme gelişimine yol açabilir.

Östrojen su tutulumuna yol açar, kemiklerin uç kısımlarındaki kıkırdakları etkileyerek önce hızlı büyüme sonra da kıkırdakların kemikleşmesini sağlayıp büyümenin durmasına yol açar. Kan tablosunda değişiklik ve benlerin büyümesi gibi etkileri de vardır.  Bazı kimyasallar östrojenik etki göstererek erkeklerde infertiliteye (kısırlık) sebep olabilirler. Örneğin; fungisid (mantar zehiri) olarak kullanılan “vinclozin” isimli madde hayvan deneylerinde, inmemiş testis, peypamber sünneti gibi dış genital organda yetersiz gelişmeye sebep olabilmektedir. “Vinclozin” imalatında çalışan işçilerde normale göre 5-6 misli artmış yumurtalık (testis) bozuklukları ve yüksek hormon seviyeleri saptanmıştır.

Tanım olarak hormon bozucu çevresel maddeler, dışarıdan alınan ve alan kişide kendi hormonal dengesini bozan maddelerdir. En sık rastlanılan örneği, fitalat ve bisfenol A maddeleridir. Fitalat, testis gelişim bozukluklarına yol açar, bisfenol A ise prostat büyümesi oluşturur. Bunlar bazı plastik kapların yapımında kullanılır, bisfenol A aynı zamanda diş hekimliğinde dolgu materyallerinde de bulunabilir. Avrupa Birliği ülkeleri ve ülkemizde çok yumuşak, çocuklar tarafından ağza alınan ve fitalat ihtiva eden bazı Uzak Doğu kaynaklı oyuncakların ithalatı yasaklandı. Bunlar ağızdan emildikleri zaman östrojenik etki yapıp çocuğun gelişimine zararlı olabiliyorlar. Ancak yerine konan maddelerin yeteri kadar test edilip edilmediği de soru işareti. Fitalat adlı kimyasal madde, plastiğe yumuşatıcı vasfı nedeniyle ilave ediliyor; birçok kozmetik, boya, ev temizlik maddelerinde bulunabiliyor. Ağız yoluyla, cilt yoluyla ve havadan solunum yoluyla alınabiliyor. Özellikle genç kadınların idrarında bu maddenin çok olduğuna dair çalışmalar var, bunun nedeni de kozmetikler olarak açıklanıyor. Hamilelikte amnion sıvısına karışıp, fetüsü etkileme riski de mevcut.

Dışarıdan alınan bu kimyasal maddeler sadece östrojenik etki yapmazlar, aynı zamanda insandaki hormon sentezi ve salınımını da bozarak etki gösterebilirler. Örneğin; bazıları tiroid fonksiyon bozukluğuna sebep olabilirler.

BU ZARARLI KİMYASALLARIN ÖLÇÜMLERİ YAPILMIYOR MU?
Kimyasallarda , direkt toksik etkilerinin saptanması ve insanlar için toksik seviyenin tesbiti için test ediliyorlar. Ayrıca, hayvan çalışmalarında, yavrularda toksik etkinin gözlenip gözlenmediği araştırılıyor. Ancak bu her kimyasal madde için uygulanamıyor, çünkü analizler hem çok pahalı hem de zaman alıyor. Ayrıca vücuda alınan bazı kimyasallarda zararlı etki hemen gözlenmiyor ve zamanla ortaya çıkıyor. Son yıllarda çevresel faktörlerin hormonal etkileri gündeme geldiğinden, laboratuvar ölçüm metodları geliştirilmeye çalışılıyor, ancak bu da maddenin hücresel seviyeye kadar etkisini inceleyebilmeyi gerektirdiğinden kolay bir iş değil.

HORMONLARIMIZI BOZAN ÇEVRESEL FAKTÖRLER NELERDİR?
Sayıları her gün artmaktadır, ancak bulunanlar buzdağının ancak görünen yüzüdür. Tarımda kullanılan pestisidler yani böcek ilaçları, fitoöstrojen yani doğal östrojenler, gıda koruyucu maddeler (prezervatifler), antioksidanlar, endüstride plastik yapımında veya bazı endüstriyel sıvılarda kullanılan bazı kimyasallar sayılabilir. Kozmetikte ve bazı tedavi edici özelliği olan maddelerdeki paraben maddesini de bu listeye dahil edebiliriz. Bu zararlı maddelerin bir kısmı Batı dünyasında yasaklansa da çevreden tamamen kaybolmaları zaman almaktadır, örneğin bir kısmı soluduğumuz hava da mevcuttur.

Tarımda kullanılan bazı pestisidler (metiloksiklor, dieldrin, lindan ve endosulfan)  östrojenik etki yaparlar veya meyve ve sebzelerdeki östrojenik etkiyi arttırırlar. Haitili göçmenlerde parazit tedavisi için kullanılan lindan maddesi, bu kişilerde östrojen seviyesinde artışa sebep olup, erkeklerin büyük çoğunluğunda memelerde büyümeye (jinekomasti) yol açmıştır.

Sentetik östrojen ihtiva eden dietilstilbestrol (DES), gebelerde düşük tedavisinde dünyada milyonlarca kadında kullanılmıştır. Düşük tedavisinde başarısızlığı gösterilmiş, ancak bebeklerde üreme organlarında ciddi bozukluklara yol açmıştır. Etki doza ve gebelik süresine bağlıdır. Kızlarda vajen küçüklüğü, kanser, kısırlık, dış gebelik, prematüre veya ölü doğum; erkeklerde inmemiş testis, testis küçüklüğü, mikropenis gibi bozukluklar saptanmıştır. Testis kanser olasılığı 2 misli artmıştır.

SEBZE VE MEYVEDEKİ HORMONLAFR NELERDİR?
Sebze ve meyvelerde bulunan doğal östrojenlere, fitoöstrojen denmektedir. En çok soyada olmak üzere bütün sebze ve meyvelerde değişik oranlarda bulunurlar. Erişkinlerde fitoöstrojenlerin sayısız faydaları vardır. Menopoz belirtilerini yatıştırır, osteoporoza faydalıdır, kolesterol seviyesini düşürür, kalp-damar hastalık riskini azaltır. Fitoöstrojenler meme, prostat ve rahim kanseri gibi östrojene bağlı kanserlere karşı erişkin bireyleri korurlar.

En fazla soya sütünde bulunurlar. Çocuklarda ergenlik yaşına kadar östrojen kanda pratik olarak bulunmadığından, dışarıdan alınmaları östrojene bağlı bazı belirtilerin ortaya çıkmasına sebep olur. Porto Riko’da 1986 yılında soya sütüne bağlı küçük kızlarda meme gelişimi rapor edilmiştir. 2000 yılında vejeteryen annelerden doğan erkek çocuklarda, hipospadias (peygamber sünneti) sık görülmesi, bu annelerin sebze ve meyvelerden aldığı fitoöstrojenlere bağlanmıştır. Aslında faydalı olan fitoöstrojenlerin, çocuklarda fazla miktarda tüketilmeleri, kan östrojen seviyesinde yüksekliğe sebep olmakta ve östrojene bağlı belirtiler ortaya çıkmaktadır. Özellikle üretim sırasında bilinçsizce kullanılan pestisidler ve bitki büyüme faktörleri (bir nevi gübre) bunlarda normal seviyelerde olan fitoöstrojen seviyelerinde artışa sebep olmaktadır.

ET VE SÜTÜN DURUMU NEDİR?
Özellikle ABD ''''de büyükbaş hayvanlarda östrojenik etki yapan maddelerin kullanımı serbesttir. Dolayısıyla, aşırı dozda kullanıldığı zaman  bu hayvanların et ve sütlerini tüketen çocuklarda erken meme büyümeleri gözlendiğine dair bilimsel yayınlar mevcuttur. Yine İtalya’da aynı kantinden tavuklu sandöviç yiyen çocuklarda benzer şikayetler saptanmıştır.

O HALDE TÜKETİCİLER NE YAPMALIDIR?
Dikkat edilirse belirli zamanlarda, belirli tarım ürünleri ihracında zorluk çıkıyor ve bazı ülkeler “limit dışı zararlı madde var” diye bu maddeleri almıyorlar. Aslında üretim aşamasında kontrolun sağlanması, üreticilerin eğitimi gerekli. Yani en önemli iş devlete ve ilgili bakanlıklara düşüyor. Bu konu bütün dünyada güncel bir konu. Bizler de tüketirken alacağımız gıda maddelerinin daha çok mevsimsel olanlarını tercih etmeli, normal olması gerekenden şekil olarak bozuk  olanlarını almamalıyız.

Amerikan Kalp Akademisi, tüketilecek sebze ,meyve ve tahılın makul bir miktarda ve değişik çeşitler olmasını önermektedir. Yani aynı cinsden çok fazla, aynı anda tüketilmesi önerilmemektedir.

Et , süt ve tavukçuluk  konusunda ise yeterli denetimin yapıldığını ve bilinen markalar ve bilinen yerlerden alınan bu gıda maddelerinde bir sorun yaşamayacağımızı düşünüyor ve umuyorum.

Yazarın Diğer Yazıları
- Diyabet toplum sağlığını nasıl etkiliyor?
- Çocukluk çağı obezitesi ile ilgili sıkça sorulan sorular
- Her meme gelişimi ergenlik değildir!
- Okullarda dersler saat kaçta başlamalı?
- Çocuklar ve ergenlerde kemik sağlığı
- Ekmeğin formasyonu değişiyor!
- Ergenlikte en sık karşılaşılan sağlık problemleri
- Turner Sendromu nedir?
- Okul çağı çocuğuna dikkat!
- Ergenlik çağında hormonal değişimler
- Çocuk evlilikler ve ergen gebeler
- Erken ergenliğin nedenleri
- Diyabet kalıcı bir hastalık mıdır? Geçmez mi?
- Niçin sporcularda doping maddelerine sık rastlanıyor?
- Çocuklar en hızlı ne zaman büyür?
- Ergenlerde sağlıklı hormonal değişimler için
- Ergenlerde Testosteron 2
- Ergenlerde Testosteron 1
- Çocukta büyüme sorunu var mı?
- Hekimlere fazla yüklenmeyelim!
- 14 Kasım Diyabet Günü
- Medya Gülleri’ne dikkat!
- Organik ürünler ne kadar güvenilir?
- Genital bölge veya koltuk altı tüylenmesi
- Süt içelim, yoğurt yiyelim...
- Ergenlik çağında çocukların vücut yapılarında ne gibi değişiklikler olur?
- Büyüme hormonunun bilinçsiz kullanımına dikkat!
- Donmuş gıdalar bir kez çözüldükten sonra tekrar dondurulmalı mıdır?
- Türk usulü "Hollywood Sendromu"
- Şişman çocuğa dikkat!
- Ergende kalsiyum ihtiyacı
- Ergenlerde testosteronun önemi
- Diyabetin oluşma sebepleri nelerdir?
- Erişkinlik boyunun ne kadar olacağı, çocuklukta tahmin edilebilir mi?
- Çocukluk çağı diyabeti, erişkin diyabetinden farklı mıdır?
- Kemik yaşı nedir, nasıl hesaplanır?
- Çocukluk çağı obezitesi ile ilgili sıkça sorulan sorular
- Erken ergenlik konusunda ailelere uyarılar
- Erkek çocuklarda meme büyümesi
- Hormanların düzenli salgılanması için vitamin ve mineraller gerekli mi?
- Ailelerin kafası haklı olarak çok karışık!
- Boy uzattığı iddia edilen maddeler?!.
- Hipoglisemi nedir?
- Çocuklar ve ergenlerde kemik sağlığı
- İyot gerekli mi?
- Obezite sağlık harcamalarını arttırıyor
- Hipofizer cücelik
- Erken ergenlik
- Diyabet tedavisinde egzersizin rolü
- Kaç tip diyabet vardır?
- Şişman çocuğa dikkat!
- İnsülin pompası
- Çocukluk çağı diyabeti genetik midir?
- Hayatın ilk yılında ölçümler
- Gecikmiş ergenlik
- Kahvaltının önemi
- Düşük doğum ağırlığına bağlı boy kısalığı
- Boy uzattığı iddia edilen maddeler?!.
- Genetik bir hastalık: Turner sendromu
- Psikolojik durum ile boy uzaması arasındaki ilişki
- Her meme gelişimi ergenlik değildir!
- Kronik hastalıklarda kullanılan ilaçların boy uzamasına etkileri
- Boy uzaması ne zaman durur?
- Çocuklarda erişkin diyabeti görülüyor!
- Ergenliğin süresi boy uzamasını nasıl etkiler?
- Hayatımızı etkileyen çevresel faktörler
- Guatr deyince...
- Kızlar adet gördükten sonra, boyları ne kadar uzar?
- Boy kısalığına etki eden faktörler
- Prematür ve düşük doğum ağırlıklı bebeklerde boy uzaması
- Erkeklerle, kızlar aynı zamanda mı uzarlar?
- Çocuklarda şişmanlığın tetiklediği diyabette artış var!
- Kemik yaşı ile boy uzaması arasındaki ilişki nedir?
- Kemik yaşı ne demektir?
- Boy uzunluğu nasıl değerlendirilir?
- Ergenlikte normal boy artışı hangi faktörlere bağlıdır?
- Ergenlik döneminde boy ne kadar uzar?
- Ergenlik gecikmesi nedir?
- Ergenlik öncesi genital bölge tüylenmesi normal midir?
- Çocukluk çağı diyabeti
- Ergenlik çağında çocuklar...
- Erkek çocuklarının ergenliğe girdiği nasıl anlaşılır?
- Kız çocuklarının ergenliğe girdiği nasıl anlaşılır?
- Çocuklarda boy kısalığı
- Ergenliğe girilmesinin nedeni nedir?
- Ergenliğe girme yaşını neler etkiler?
- Ergenliğe girmek ne demektir?
- Ergenlik nedir?
- Çocuğunuzun boyu kısa kalmasın!
- Doğumsal Hipotiroidi
- Merhaba...
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE