Çocuklarda en sık görülen enfeksiyon hastalıklarının başında grup A Streptokokların (GAS) ( beta mikrobu) oluşturduğu tonsilofarenjit gelmektedir.

Bu enfeksiyonların tedavisinde 1950 yıllarından beri önerilen klasik tedavi, penisilin tedavisidir. Penisilin tedavisi ağızdan penisilin veya enjeksiyon şeklinde uygulanan benzatin penisilin veya prokain penisilin şeklindedir. Enjeksiyon şeklinde uygulanan tedavinin uygulama zorluğu ve uygulama sırasında ve sonrasındaki ağrılar, enjeksiyon uygulaması yerine ağızdan antibiyotik verilmesine yol açmaktadır. Ağızdan verilen penisilin tedavisinde, tedavinin uzun olması ve ilacın günde 2 ile 3 kez alınma zorunluluğu tedavide uyum sorununu yaratmaktadır. Tedavide esas sorun 10 günlük tedavinin süre tamamlanmadan aile tarafından çocuğun durumunun iyi olduğu sanılarak kesilebilmesidir. Diğer taraftan penisilin tedavisindeki başarısızlık oranı her geçen gün artmıştır. 1970 yıllarında tedavideki başarısızlık yüzde 2-10 oranındayken günümüzde bu oran yüzde 30’lar düzeyine yükselmiştir.

Diğer taraftan penisilin tedavisindeki önemli bir sorun penisilin alerjisidir. Penisilin alerjisi olan hastalara makrolid grubu antibiotikler önerilmektedir. Makrolidlere karşı gittikçe artan direnç sorunu bu hastaların tedavisinde başarısızlığa neden olmaktadır. Makrolidlere karşı direncin gün geçtikçe artması bu konuda yeni tedavi rejimlerinin araştırılmasına neden olmuştur. Tedavide diğer bir alternatif sefalosporin grubu antibiyotiklerle oluşturmaktadır. Özellikle son yıllarda yapılan çalışmalarda 10 gün sefalosporin ve 10 gün penisilin verilen hastalar incelenmiş, sefalosporin grubu ilaçlarla yapılan tedavinin daha başarılı olduğu görülmüştür. Bu çalışmaların sonunda diğer bir tedavi yaklaşımının uygulanabilirliği tartışılmaya başlanmıştır. On günlük sefalosporin tedavisi yerine kısa süreli sefalosporin tedavisinin uygulanabilirliği gündeme gelmiştir. Son 10 yılda yapılan çalışmalarda çocuklardaki grup A streptokoka bağlı tonsillofarenjit vakalarında 4 ile 5 gün uygulanan sefalosporinlerin etkili olduğu görülmüştür.

Çocuklardaki GAS bağlı boğaz enfeksiyonlarında 5 günlük sefalosporin uygulamasının penisiline kıyasla daha etkili olduğu vurgulanmaktadır. Bu uygulama ile birlikte hasta uyumunun daha iyi olacağı ve ilaca bağlı bazı yan etkilerin ortadan kalkacağı görülmektedir. Penisilin ve sefalosporinlerin aynı etki spektrumuna sahip olduğu bilinmektedir.

Çocuklardaki GAS bağlı boğaz enfeksiyonlarında kısa süreli antibiotik (sefalosporin) tedavisi kullanabilir görülmektedir. Bununla birlikte kısa süreli antibiotik tedavisinin tekrarlayan GAS enfeksiyonlarındaki etkili olup olmadığı bilinmemektedir. Bu konuda yapılacak çalışmalara ihtiyaç olduğu şüphesizdir. Diğer taraftan penisilin tedavisinin üstünlüğünün bir süre daha devam edeceği ve kısa süreli antibiyotik tedavisinin ciddi seyreden vakalarda uygulanabilirliğinin sorun yaratabileceği unutulmamalıdır.