YILDIZ ÇAKAR
yildiz@anneoluncaanladim.com
Çocuklar neden öykü ve masallara bayılırlar?

Masallar ve öykülerde neler olmaz ki? İyiler, kötüler, sevenler, kızanlar, saldıranlar, savaşanlar, büyüler ve büyücüler… Ve bu masallar çoğunlukla  mutlu son bulurlar…  Bazı anlatılar geleneksel olarak ailelerde sürer gider. Kendi annelerinden duydukları öyküleri anneler çocuklarına iletir. Çoğunlukla öğretici, avutucu ve öykünmeye zemin hazırlayan öykülerdir.

 

Bu tür masallar ve öykülerle çocuklar ilk kez fantezi dünyası ile tanışırlar. Tüm dinledikleri artık akılda kalır ve içsel resimler oluşmaya başlar. Çocuk işleyebileceği veya katlanabileceği kadarını anlar ve hayalinde canlandırır. Bu durumu rüyalara benzetebiliriz. Ünlü psikolog C.G. Jung masallarda tüm insanlığa ilişkin bilinçaltının yattığına inanır. İnsanlığın tüm bilinçli ve bilinçsiz deneyimlerinin biriktiğini ve iç resimlerimizin bu birikimlerle ilintisi olduğunu söyler. Bilinçaltının ise bilinçli durumların çözümünde aktif bir rol oynadığını ve yeni yollar ve çözümler bulmada bir dayanak oluşturduğunu ileri sürer.

 

MASALLARDA KENDİLERİNİ BULURLAR

Çocuklar birçok öykü ve masalda kendilerini -kendi korkularını, yoksunluklarını, huzursuzluklarını- bulurlar. Bu hayal dünyasının imgelerini ve çözümlerini kendi sorunları ile bağdaştırır ve çözümleme yolunda bir adım atmış olurlar.  Erken çocukluk döneminde çeşitli duyguları aynı anda yaşayabilen ve duyguları aşırı uçlarda gidip gelen çocuklar masallardaki mutlak iyiler ve mutlak kötülere içsel olarak bağlanırlar. İyiler kazanır kötüler kaybeder. Bu keskin durum onların ruhsal durumuna uygundur; onların adalet ve ahlak anlayışı henüz yetişkinler gibi değildir. Bu durumları tekrar canlandırmak ve oyuna dökmek başa çıkma mekanizmalarını daha aktif kılar.

Bu masallardan alınan bir başka ders daha vardır:  İşlerin iyi gitmediği olağan üstü hallerde çatışmalarda ve kriz durumlarında da sağlam kalabilmek ve her yeni durumda kendi varlığının anlamını korumak. Tüm masallar bir bakıma uydurulmuş gerçeklerdir ve bir şekilde hayatla bağlantılıdırlar. Somut iletileri vardır.

Okul öncesi çocukların soyut düşünme yeteneği henüz gelişmediği için okunan öykü ve masalların bol resimli ve gündelik yaşamları ile ilişkili olması çok önemlidir. Bu erken evrede temsil etme yetisi yeni gelişmeye başladığından masal anlatma yerine somut elle tutulur ve bol resimli kitaplarla başlamak çok yararlıdır.

 Çocuğun ilgilendiği konularda dramatize etmek ses ve mimik hatta oyuncakla okunan metni desteklemek; çocuk isterse aktif olarak okunan masala katılımına izin vermek; okuma zamanını aceleye getirmemek ve aynı masalı tekrar tekrar okumak dikkat edilmesi gereken okuma davranışlarıdır.

 

ÇOCUK MASALLARLA DİNLEMEYİ ÖĞRENİR

Böylelikle çocuk dinlemeyi öğrenme fırsatı bulur. Dinlerken dille yazı arasındaki bağlantının farkına varır.  Dinlemek çok boyutlu bir olgu olup yoğunlaşma, süreklilik ve sosyalizasyonu kapsar. Bu unsurlar çocuk gelişiminde çok önemli rol oynarlar.

Kendisine çok okunan çocuk zaman içinde kendi öykülerini de uydurabilir ve ilerde iyi bir okuyucu olur. Dil bilimci Robert Thorndike, 5 ülkede araştırma yapmış ve erken yaştan başlayarak kendisine masallar okunan çocukların ileriki yaşamlarında çok iyi okuyucular olduklarını bulmuştur. Aynı araştırmayı dilbilimci Gordon Wells de yapmış ve aynı sonucu bulmuştur. Ayrıca çok öykü dinlemiş çocukların ileride okuma-yazma testinden de çok daha yüksek puanlar aldığını görmüştür. (1986)

Özetleyecek olursak; masal okumak ve anlatmakla geçirilen zaman çok değerli olup çocuk ruhu için koruyucu ve geliştirici bir işlevi vardır.  Ayrıca anlatılar ve masallar yani edebiyat ve dil tüm insanlar için mutluluk ve eğlence kaynağıdır.

Öykü ve masal okumayı düzenli olarak günün bir parçası haline getirebilirseniz, çocuklarınızda okuma alışkanlığı yerleşecek; ilerdeki akademik hayatları ve edebiyat zevkleri gelişecektir.


Yazarın Diğer Yazıları
- Babanın çocuk için önemi ve değeri!
- Çocuğun yaratıcı düşünmesi ve davranması nasıl desteklenir?
- Çocuğun benlik gelişimi
- Özgürce oynayan çocuğun farkı
- Anne karnından itibaren müzik
- Hareket etme özgürlüğü olan çocuklar
- Büyükanne ve dedelerin önemi
- Erken çocukluk çağında sosyal ilişkiler
- Çocuk duygusal kriz yaşadığında ne yapmalı?
- Dil gelişimi ve okuryazarlığa geçiş
- Etkin öğrenmenin önemi
- Okul öncesi çocuklarda düşünme
- Etkin öğrenme üzerine temel düşünceler
- Tüm duyularla öğrenmenin önemi
- Bebeklerde Aktif Öğrenme
- Mutlu olmak için ne gerekir?
- Bebek beyninin yapısı
- Stresin bebek gelişimi üzerindeki etkileri
- Beyinde değişim nasıl sağlanabilir?
- Öğrenme kolaylaştırılabilir mi? “Değişmez olan tek şey değişimdir”
- Öğrenme aceleye getirilemez!
- Çocukları yuvaya nasıl hazırlayalım?
- Anaokulu nasıl olmalıdır?
- Çocuklar zor durumlarla nasıl baş edebilir?
- Babalar çok önemlidir!
- Anne giyinmek istemiyorum!
- Çocuklar neden öykü ve masallara bayılırlar?
- Küçük çocuklar ve televizyon
- Çocuklar ve çizgi kahramanlar…
- Çocuklarda sembolik düşünce ve hayali oyun
- Çocuğum yuvada nasıl oyun oynuyor?
- Çocuklar ve oyun
- İlk yıllar: Bebeğiniz gelişiyor
- Küçük çocuklarda bağlanma süreci:
- Erken çocukluk çağı karakterimizi ne kadar belirliyor?
- “Anne Olunca Anladım” ailesine merhaba!
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE