BENAL BÜYÜKGEBİZ
benal@anneoluncaanladim.com
Bu mektup hepinize...

Sevgili okurlar, merhaba.
Size bu mektubu hem dertleşmek, hem de mutlu olduğum bir konuyu sizlere iletmek için yazıyorum. Günümüzde obezitenin her yaş grubunda olduğu gibi çocuklarda da "tedavisi güç, komplikasyonları yoğun bir hastalık" olduğunu artık çok iyi biliyoruz. Sizler de sanırım her ortamda sık sık obez çocuklarla karşılaşıyorsunuz.

İnanın obezite adeta salgın bir hastalık gibi tüm dünyada her geçen gün daha sık görülüyor. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde artık bir halk sağlığı sorunu haline gelmiş durumda. Ve ne yazık ki biz doktorlar bir şey yapamıyoruz. Sadece seyirci kalıyoruz. Okul öncesi yaş grubundan itibaren görülme sıklığı çok arttı. Gelişmiş ülkelerde eğitim düzeyi arttıkça obezite görülme sıklığı azalır. Gelişmekte olan ülkelerde ise eğitim düzeyi arttıkça obezite görülme sıklığı da artıyor. İşte bu nedenle İstanbul''da özel okullarda yapılan çalışmalar özellikle 10-12 yaş grubunda 3 erkek çocuktan birinin obez olduğunu gösteriyor. Ve bu çocuklar ne yazık ki ergenlik yaş grubuna da obez olarak giriyorlar. Ve yine ne yazık ki bu ergenlerin yüzde 80''i de hayatlarını obez olarak sürdürüyorlar.

Obezite sadece estetik bir sorun olsa “Bize ne” diyebiliriz. “Bu bir tercih” der, geçeriz. Ama bunu yapamıyoruz. Çünkü ne yazık ki obezite bir hastalık. Hem de ciddi komplikasyonları olan bir hastalık.  O kadar ki, bu komplikayonlar erişkinlerde ciddi olarak hayatı tehdit ediyor, süresini kısaltıyor ve hayat kalitesini bozuyor. Bu komplikasyonların çocukluk yaş grubunda gelişmiş olması, düşünün, ne acı... Ama maalesef durum bu...

OBEZİTE TEDAVİSİ
Obezite tedavisi her yaşta zordur. Özellikle de çocuklarda daha zor. Erişkinler için söz konusu olabilecek ilaç desteğini çocuklarda kullanamıyoruz. Silahımız yok yani. Doktor reçetesi ile tedavi eder. Bu hastalıkta reçete yazamıyoruz. Yemek başta olmak üzere davranışı değiştirmek reçete yazmakla olmuyor. Çevre şartlarını da reçete ile düzeltemiyoruz. Bunlar bizim sıkıntılarımız...
Diğer taraftan obezite bu kadar yaygınlaşmasına rağmen, ülkemizde özellikle çocukluk yaş grubu obezitesinde özelleşerek hizmet sunan, sorumluluk alan sağlık kurumu yoktur. Ve anne-babalar nereden destek alacaklarını bilemezler. Sıklıkla çocuk doktorları ve diyet uzmanlarından destek almaya çalışılır. Ama başarı ne yazık ki çok düşüktür. Hayal kırıklıkları her denemede biraz daha artar. Çocuğun özgüveni zedelenir. Oysa obez çocuklar ve gençler için yürütülecek tedavide, multi-disipliner yaklaşımın gerekir. Bu nedenle de gelişmiş ülkeler obezitenin önlenmesi, tedavisi ve izlenmesi amacıyla sadece doktor veya diyetisyenle sınırlı kalmayan, psikolog ve ilgili tüm disiplinlerin katılımıyla zenginleştirilmiş kadrolarla özel yapılanmaya gitmiş, özelleşmiş, özgün merkezler olarak bu hastaları kucaklamaktalar... Bizde yok, daha doğrusu yoktu.

Obez çocuğa tedavi çok katmanlı olarak sürdürülmelidir. Obezite tedavisindeki başarısızlığın altında yatan da budur. Obez çocuk sadece evde sürdürülmesi amaçlanan diyet önerileriyle tedavi edilemez. Çocuk-genç yaşamındaki her katmanda desteklenmeli, çok yakından izlenmelidir. Özelleşmiş kurum yapılanması bunu sağlayacak ve/veya destekleyecek şekilde organize olmalıdır. 

Obezite tedavisinde başarılı olunması sadece hastanın kilo vermesinin sağlanması da değildir. Verilen kilonun alınmaması da bir diğer başarı kriteridir. Ancak bu tedavinin en zor kısmıdır. Obezite konusunda özelleşmiş merkezlerde bu yönde de hizmetler olmalıdır.

OBEZİTE ENSTİTÜSÜ
Bütün bunları bilip daha fazla seyirci kalmak istemedim. Taksim Alman Hastanesi''nde böyle bir yapılanmanın gerçekleşmesi için aylardır çalışıyorum. Ama artık tamam mıdır, tamamdır. İçime sinen bir kurumsal yapılanma gerçekleşti. Obezite Enstitüsü...  0-18 yaş grubundaki obez çocuk ve ergenler için organize olmuş ayaktan tedavi ve takip kurumu. Her hastayı hem çocuk doktoru, hem diyetisyen hem de psikolog görüyor. Çocuk her yönden hem “Neden obez?” diye araştırılıyor, hem de tedavide bu üç disiplin birlikte hareket ediyoruz. Çocuk tedavi ve kilo verme sürecinde yalnız kalmıyor. Açıkça ben memnunum. Bu hizmetlerimize "Obezite Klinik" hizmetler adını verdik. Önceliği ve hedef kitlesi obez çocuk ve ergenler.

"Obezite Klinik"te gürbüz ve obez çocuk ve gençlerimizin tedavisini sürdürüyoruz. Tedavi uygulamalarımız da bireysel farklılıklar, özellikler ve öncelikler dikkate alınıyor. Adeta her obez çocuk için özelleştirilmiş tedavi programı geliştiryoruz. Dedim ya, olması gereken buydu, ben memnunum.

"Obezite Enstitüsü" yapılanmasında bir de "Obezite Akademi"miz var. "Obezite Akademi" davranış değişiklikliklerini hedef alan hizmetlerin bütününü kapsıyor. Tıpkı gelişmiş toplumların seçilmiş kurumlarında olduğu gibi... Seçilmiş diyorum çünkü özel merkezlerde var bu bütünleşmiş hizmet. Eğitim yapıyoruz. Evet, değişik gelecek size ama, sağlık kurumu olarak biz organize olduk, çok yönlü eğitim yapıyoruz. Bu böyle olmak zorunda çünkü tedavinin bir parçası da eğitim. Ama öyle tahta başı eğitim değil. Katılımcı ve içe bakışı derinleştiriyor. Sorunlarla başa çıkmayı öğretiyor. Bu eğitim programı ile çocuklarda başarılı, kalıcı davranış değişiklikleri oluşturmayı amaçlıyoruz. Eğitim sürecine ebeveynler de katılıyor. Diğer taraftan, harcanan enerjinin arttırılması, fizik aktivitenin desteklenmesi amacıyla obez ve gürbüz çocuklarımızın kullanımına sunulan spor ve egzersiz olanağı da var. 

Hani bir zaman önce “Tatlı telaşlarla çoook çalışıyorum, sizinle paylaştığımda sizler de memnun olacaksınız” demiştim ya, işte buydu...

Her hastalık gibi obezitede de hastalık önce önlenmeli. Kısaca gürbüzlüğün önüne geçmeliyiz. İkinci aşama ise gürbüzlerin tedavisi. İşte bunun için varız açıkcası. Ve bu konuyu çok önemsiyorum. Dünya önemsiyor. Obezitenin önlenmesi için hedef kitle gürbüzler, tombullar... Üçüncü aşama ise obezlerin tedavisi...  Her üç aşama için de organize oldu Obezite Enstitüsü.
Ben kuruluşuna önce önererek sonra da yapılanmanın ve organizasyonun her aşamasında bilgimle ve emeğimle var olarak destek olmaktan çok mutluyum... 

Lütfen hem obezite hem de bu hizmetle ilgili bu bilgileri, gördüğünüz her yerde ihtiyacı olana ulaştırın ki, çocuklar obez olmasın, obez kalmasın...

Sağlıklı yarınlar diliyorum çocuklarımıza, hepimize...

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları
- Yine iştah... Yine iştahsızlık...
- Bebekler ve çocuklarda sıvı tüketimi
- Reçetenizin değiştirilmesine izin vermeyin!
- Bebek ek gıdaları istemezse ve öğürürse?
- Obezitenin önlenmesinde önemli bir boyut: Su
- Şişmanlık ve Probiyotikler
- Yaz ishalleri ve kusmalar
- Anne sütü ve inek sütü alerjisi
- Mide tembelliği
- Obezitenin önlenmesinde okulların sorumluluğu
- Obezitenin önlenmesinde okulların sorumluluğu
- Emzirirken kilo vermek yanlış mı?
- Annenin diyeti ne kadar sonra bebekte gaz yapar?
- Kahıramanlar
- Anne sütünü arttıran yiyecekler
- Yemek yemeyen çocuğa ne yapılmalı?
- Anne sütünü arttıran içecekler
- Bebeğim, su içmelisin!
- İştahsız çocuklarda kemik sağlığı
- Bedeni ve ruhu beslemek
- Şişmanlığın tedavisinde geç kalıyoruz!
- İştah krizi
- Çocuklarda uykusuzluk!
- Bu mektup hepinize...
- Çocukların daha sağlıklı olmaları için...
- Doğumdan önce emzirmeye nasıl hazırlanmalı?
- İskender döner ve bıldırcın yumurtası efsanesi
- Okul başarısızlığında hastalıkların etkisi
- İrritabl bağırsak sendromu
- İştahsız çocuk mutfağı
- Kabızlık sorun olmasın…
- Çocuğunuz kusuyorsa…
- Ergenlik yaş grubunda kalsiyum neden çok önemli?
- Hastalıklar büyümeyi etkiler mi?
- Bebeğin kilo artışı yavaşlarsa ne olur?
- Genetik özellikler büyümeyi etkiler mi?
- Çocuğunuz sebze yemiyorsa…
- Mide tembelliği (gastroparez ) nedir?
- Çocuklarda dispepsi
- Bebek ilk 1 ay ne kadar büyür?
- Emziren anneye sakıncalı besinler hangileri?
- Bebeğin su ihtiyacı...
- İkinci 6 ay bebek neler yapabilir?
- İlk 6 ay bebek neler yapabilir?
- Hangi durumda kabızlıktan söz edilir?
- Büyüme geriliği
- Çocuklarımızı nasıl beslersek okul başarıları artar?
- Aynı öğünde karışık beslenme nedir?
- 1 yaşından önce süt ürünleri verilebilir mi?
- Ek besine başlarken anne-bebek ilişkisi
- Emziren annenin beslenmesi
- 3-6 yaş döneminde beslenme sorunları...
- Ispanak ve efsaneleri...
- Pekmez efsanesi
- Balık yağı şişmanlatmaz!
- Çocuklara diyet yaptırmak doğru mu?
- Mineral eksikliği ve kemik sağlığı
- Yoksa, çocuğum obez mi?
- Bildiğimiz yoğurt hakkında bilmediklerimiz…
- Gözünüz aydın!..
- Annelerin 3 sorusuna cevap
- İnfantil kolik nedir, nasıl başa çıkılır?
- Bebeğiniz kabızlık çekiyorsa...
- Zayıflık nedir?
- Reflü nedir?
- İnek sütü alerjisi
- Çocuklarda beslenme önerileri nasıl belirlenir?
- Bebek biberona alışırsa, emzirmek mümkün müdür?
- Biberon maması anne sütünden iyi midir?
- Anne sütünün rengi ve besleyici değeri arasında ilgi var mıdır?
- Zayıf çocuğun beslenme programı
- Öğün atlamak
- İştahsızlığa neden olan “mide-bağırsak hastalıkları”
- Kahvaltı etmek neden önemlidir?
- Doğru beslenme davranış modelleri
- İştah krizi
- İştahsız çocuğu bekleyen tehlikeler!
- İştahsız olmasın!
- Anne sütü bebek için neden önemlidir ?
- Şişmanlığın teşhisinde geç kalıyoruz!
- Anne sütü nasıl üretilir ?
- Bebek ek gıdaları istemezse ne yapılabilir?
- Okul öncesi yaş grubunun özellikleri ve iştahsızlık
- Çocuklarda beslenme önerileri nasıl belirlenir?
- Ek besinlere geçerken...
- İştahsızlık nedir?
- Dostluk üzerine...
- Elimi Tut, Beni Bırak...
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE