NUR EDA KASAP
nureda@anneoluncaanladim.com
Sorumluluk mu? Zorunluluk mu?

Kasım ayı ile birlikte özellikle TEOG sınavlarına girecek öğrencilerin yaşadığı stres arttı. Hele ki kendisini hazır hissetmeyen ya da eksiklerini tamamlayamamış öğrenciler iyiden iyiye sıkıntı yaşıyor.

Geçtiğimiz günlerde TEOG sınavına girecek yeni bir öğrenci ile çalışmaya başladım. Öğrenci Koçluğu çalışmalarımda, öğrencinin bilgileri uzun süreli hafızasına kayıt etme yöntemlerine ve kendi öğrenme modeline göre verimli ders çalışmasını sağlamaya özen gösteririm. Bu yeni öğrencimizle de aynı şekilde başladık. Bir öğrenci ile çalışabilmem için ilk baktığım, öğrencinin kendisinin bu çalışmayı isteyip, istemediğidir. Annesinin ve kendisinin bana söylediği bu çalışmaya “çok istekli” olduğu yönündeydi.

İlk çalışma testler ve öğrenciyi tanımaya yönelik olduğundan sadece kayıt üzerindeki yanıtlardan tanıyabilirsiniz. Sonraki çalışmalarda ise işte bu kağıtlar üzerindeki yanıtlar mı yoksa farklı biri mi anlayabilirsiniz.

Bu öğrencimizin verdiği yanıtlar hedefini bilen, istekli, yönünü çizmiş, azimli ancak doğru ders çalışma yöntemine sahip olmayan bir öğrenciyi göstermekteydi. Sevindim. Çünkü hedefini bilen bir öğrenci bilgilerine ve kendine inandığında çok iyi yol alıyor.

Çalışmalarımız başladı. Verdiğim hiçbir ödev-görev adına ne derseniz yok. Sürekli olarak bahaneler var. “Dershane ödevim çok, okulda sınavlar başladı, vaktim olmuyor, bunları yapmam şart mı?” vb…Testlerde bana verdiği yanıtlara bakıyorum. Bu öğrenci, o öğrenci olamaz.

Yeni çalışmamız başlayacaktı. Daha ben hiçbir şey sormadan, “Nur abla hemen söyleyeyim, şu verdiğin bıla bılayı yapamadım. Çünkü geçen hafta sonum çok yoğundu. Doğru dürüst okul derslerime bile vakit ayıramadım.” “Canım benim zaten bugün çalışma yapmayacağız. Bugün seninle kelime oyunu oynayacağız dedim.” Yüzünde şaşkın ve mutlu bir tebessüm belirdi.

Ardı ardına kelimeler sormaya başladım. Bu kelimelerin kendisine ilk çağrıştırdığı yeni bir kelimeyi bana söylemesini rica ettim. Ama hızlıca, uzun uzun düşünme olmadan hemen aklına ilk gelen kelime.

Verdiği yanıtların bazıları oldukça ilginçti. Sorumluluk dediğim an hiç düşünmeden “zorunluluk” dedi. Sorumluluk kavramı onun için zorunlu olduğu için yapmak durumda kaldığı işleri çağrıştırıyordu. Tabii zorunluluk ifadesinin içinde keyif yoktu, eğlence yoktu. Zorunluluk, zoru çağrıştırıyordu. Sorumlulukta suçlu yoktu, bahaneler yoktu. Oysa zorunlulukta suçlular vardı, bahaneler vardı, zorluklar vardı. Yani benim düşüncem böyleydi.

“Annen yemek yapmak, çamaşırları yıkamak, ütü yapmak ve üstüne çalışmak zorunda. Baban ise çalışmak zorunda. Sen ve kardeşin ders çalışmak zorundasınız. Off çok keyifsiz. Baban bu zorunluluktan kurtulsun 4-5 ay ücretsiz izin alıp evde otursun. Annen de yeterince yorulmuş ve sıkılmıştır o da 15-20 gün hiçbir işe elini sürmesin, haber bile vermeden işe gitmesin. Siz de bu kadar yıl okullardasınız, ders, sınav, stres off  biraz mola verin. Sence ne olur?”

“Olur mu öyle şey Nur abla? Babam ve annem çalışmazsa bize kim bakar? Nasıl geçiniriz?”
“Sen de ileride bir gün belki anne olacaksın. Anneni düşün ne kadar sıkıcı bir durum. Birçok yapmak zorunda olduğun iş. Ayrıca kazancı büyük ölçüde sizin isteklerinize gidiyor. Gitsin istediği her şeyi alsın. Gezsin. Kendi kazancı rahat rahat dışarıda yemek yemeye, istediği giysi, takı, ayakkabı almaya yeter. Aynı şekilde baban da.”

“Peki biz?”

“Siz? Herkes kendinden sorumlu. İş verenine karşı sorumluluğunu yerine getirip hak ettiği kazancını alıyorsa o kazancı nasıl harcayacağına kim karışır?”

“Olur mu bize karşı sorumlulukları?”

“Senin ailene karşı sorumlulukların?”

Baktı kaldı. Ben de o anda “Tüm bu konuştuklarımızı düşün. Sorumluluklarını yerine getirirsen haftaya bekliyorum. Yok olamayacaksa çalışmamız burada sonlanacak. Tercih senin canım.” dedim.

Annesi aradım gelip kızını aldı. Doğal olarak anne çalışmanın normalden erken bitmesine şaşırdı. “Sonra konuşuruz.” dedim. O hafta ses seda çıkmadı. Gelmeyeceğini düşünüyordum. 10-12 gün sonra kendisi beni aradı. “Nur abla tüm ödevler tamam” dedi.
“Sistem böyle olmasaydı her şey daha kolaydı”

“Sınavlar olmasaydı rahat olurdu”

“Müdür’üm böyle olmasaydı daha başarılı olurdum”

“Koşullar daha iyi olsaydı başka olurdu”

Bahaneler, suçlular hep var.

Peki sizce tüm bunların sorumlusu kim?

Yazarın Diğer Yazıları
- Çocuk ve oyun
- Başarmak...
- Öğrendim ki...
- Bişnev
- 23 Nisan
- Dört mevsim
- Günler ağır
- Yaş almak, yaşamak...
- Ağzını kilitleyen bebek ile inatlaşmayın!
- Vaatlerimizi yaşamalıyız!
- Çocuğa farklı olanı öğretmek!
- Sorumluluk mu? Zorunluluk mu?
- Sancılı doğum
- Zihni çalıştırma alıştırmaları
- Etamin işi ve çocukluğumuz
- Kendine bir bak!
- Kerem’ce...
- Acımız var!
- 23 Nisan geldi!
- Çocuklar için sözler
- Bebek bakıcısı (3)
- Bebek bakıcısı (2)
- Bebek bakıcısı (1)
- Beynini Tanı*
- Anaokulu nedir?
- Ölüm
- Dolmuş şoförü ile biletçi
- Çocuğu sıkıntıdan kurtaran tatil önerileri
- Okul serüveni - 2
- Okul serüveni - 1
- İki yaşında olmak - 2
- İki yaşında olmak!
- Tiyatro aşkı
- Anne-baba davranış modelleri
- Özel bir kadın
- İletişim nedir?
- Halil İbrahim bereketi
- Bebek meme emmeyi nasıl bırakır?
- Üstün yetenekli çocuklar
- Oyun parklarının gerçek sahibi kim?
- Çocukla tatil mi?!
- Acil durum!
- Fotoğraf albümü
- İlk vukuatımız!
- İlişkinizde mutsuz musunuz?
- Çocukta zihinsel gelişimin durması
- Geleceğin liderlerini yetiştirmek
- Annelere yaz önerileri...
- Kıyamet senaryosu
- M vitamini*
- Anneye Özlem
- Çocuğum kitap okumuyor!
- Fobiler
- Çocukların soruları ve yaratıcı yanıtları
- Çocuğunuzu yanlış eğitiyorsunuz!
- Hepimiz aynıyız
- Gerçekler…
- Yeni yıl, yeni kararlar
- Sihirli kurabiye
- Çocuk gözüyle görebilmek...
- Ayna ayna söyle bana!
- Dikkat edin! Hayalleriniz gerçekleşebilir!
- Sevmek dokunma-ma-ktır!
- Anne karnından dış dünyaya mesajlar
- İyi baba, kötü baba…
- Benimle oynar mısın?
- Farklı çözümler
- Divine annesi olmak
- Hayat düşlerden yaratılır!
- “Yeni sen”
- Uykusuz her gece
- Kolik bebek
- Karanlıktan aydınlığa
- Bakış açısı...
- Kimlik, delilik, annelik...
- 14 cm.lik bir bebek size ne öğretebilir?
- Merhaba
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE