NUR EDA KASAP
nureda@anneoluncaanladim.com
Günler ağır

Günler ağır.
Günler ölüm haberleriyle geliyor.
En güzel dünyaları yaktık ellerimizle
ve gözümüzde kaybettik ağlamayı:
bizi bir parça hazin ve dimdik bırakıp gözyaşlarımız gittiler
ve bundan dolayı biz unuttuk bağışlamayı...


Kaç gündür Nazım Hikmet’in yazdığı bu dizeler kafamda dönüp duruyor. Daha kaç genç insan vahşice katledilecek. “Sevgi” yi anlatmaya çalıştıkça, sanki giderek daha da sevgiden uzaklaşıyoruz.
 
Herkes birbirine yabancılaşıyor. Çok acı ama çocuklarımıza artık, “yabancılarla konuşma, sana yaklaşırlarsa hemen kaç.” diye tembihler olduk. Eee hani ilişki ağı gelişirse sosyal çevresi olacaktı? Tanımadığımız, bizim gibi olmayan-davranmayan, aşina olmadığımız farklı kişilere potansiyel suçlu gözüyle bakar olduk. İçimizde hep bir kuşku, şüphe. Bu duyguyla nasıl yaşarız? Hani biz güvendeydik?
 
İlginç bir ruh hali, hem içimiz acıyor, çok üzgünüz, tüm anaçlık duygularımız kabardı. Amaa bir o kadar da içimizdeki tüm şiddet duyuları açılmış durumda. Vahşi senaryolar üretiyoruz. “Acı çekerek ölsün, hatta ölmesin o yalvarsın, beni öldürün diye.”
 
“Dişe diş, kana kan! Şimdi sıra bizde, onlardan da bir can gidecek!” Gencecik bir insanın cenazesinde söylenen sözler bunlar mı olmalı? İçimizde insanlık giderek kayboluyor mu?
 
Ölümden, öldürmekten, işkenceden, idamdan çok kolay söz eder olduk. Üstelik onaylar olduk yavaş yavaş. Eee bunların kalkması için, değişmesi için yıllarını, emeklerini verenlere yazık değil mi? Başlanılan noktaya geri döndük bir anda…
 
Ateş düştüğü yeri yakıyor elbette. Allah kimseye böyle acılar yaşatmasın. Hiç birimizi evlatlarımızla sınamasın. Düşüncesi bile insanın tüylerini kaldırıyor. Duyuyorum, dinliyorum. “Allah korusun evladıma olacak, kimseleri dinlemem, kendi ellerimle öldürürüm. Beklemem adaleti falan.” Bu sözleri çocuklarımız da duyuyor. Eee hani bizler örnektik?
 
Ne güzel demişsin üstat, gerçekten günler ağır, ağır geliyor…
 
İçimizde kalan sevginin, çocuklar gibi şen olarak büyümesi dileğiyle.

Yazarın Diğer Yazıları
- Çocuk ve oyun
- Başarmak...
- Öğrendim ki...
- Bişnev
- 23 Nisan
- Dört mevsim
- Günler ağır
- Yaş almak, yaşamak...
- Ağzını kilitleyen bebek ile inatlaşmayın!
- Vaatlerimizi yaşamalıyız!
- Çocuğa farklı olanı öğretmek!
- Sorumluluk mu? Zorunluluk mu?
- Sancılı doğum
- Zihni çalıştırma alıştırmaları
- Etamin işi ve çocukluğumuz
- Kendine bir bak!
- Kerem’ce...
- Acımız var!
- 23 Nisan geldi!
- Çocuklar için sözler
- Bebek bakıcısı (3)
- Bebek bakıcısı (2)
- Bebek bakıcısı (1)
- Beynini Tanı*
- Anaokulu nedir?
- Ölüm
- Dolmuş şoförü ile biletçi
- Çocuğu sıkıntıdan kurtaran tatil önerileri
- Okul serüveni - 2
- Okul serüveni - 1
- İki yaşında olmak - 2
- İki yaşında olmak!
- Tiyatro aşkı
- Anne-baba davranış modelleri
- Özel bir kadın
- İletişim nedir?
- Halil İbrahim bereketi
- Bebek meme emmeyi nasıl bırakır?
- Üstün yetenekli çocuklar
- Oyun parklarının gerçek sahibi kim?
- Çocukla tatil mi?!
- Acil durum!
- Fotoğraf albümü
- İlk vukuatımız!
- İlişkinizde mutsuz musunuz?
- Çocukta zihinsel gelişimin durması
- Geleceğin liderlerini yetiştirmek
- Annelere yaz önerileri...
- Kıyamet senaryosu
- M vitamini*
- Anneye Özlem
- Çocuğum kitap okumuyor!
- Fobiler
- Çocukların soruları ve yaratıcı yanıtları
- Çocuğunuzu yanlış eğitiyorsunuz!
- Hepimiz aynıyız
- Gerçekler…
- Yeni yıl, yeni kararlar
- Sihirli kurabiye
- Çocuk gözüyle görebilmek...
- Ayna ayna söyle bana!
- Dikkat edin! Hayalleriniz gerçekleşebilir!
- Sevmek dokunma-ma-ktır!
- Anne karnından dış dünyaya mesajlar
- İyi baba, kötü baba…
- Benimle oynar mısın?
- Farklı çözümler
- Divine annesi olmak
- Hayat düşlerden yaratılır!
- “Yeni sen”
- Uykusuz her gece
- Kolik bebek
- Karanlıktan aydınlığa
- Bakış açısı...
- Kimlik, delilik, annelik...
- 14 cm.lik bir bebek size ne öğretebilir?
- Merhaba
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE