NUR EDA KASAP
nureda@anneoluncaanladim.com
Başarmak...

Okullar kapandı, sınavlar bitti. Yaz dönemi benim için de tazelenme, yenilenme zamanı. Geçtiğimiz gün yıl içinde çalışma yaptığım, öğrenci-yetişkin çalışma dosyalarını kaldırdım. Kendi çapımda minicik bir arşivim var.

Dosyaları kaldırırken bazılarına tekrar baktım, okudum. Yüzümde tebessüm oldu veya garip bir üzüntü. Birçok kişiye uygulattığım bir çalışma var. O güne kadar yapmadığı bir şeyi yaptırmak. Şöyle ki, hiç yapmadığı ve yapamayacağını düşündüğü bir eylemi onlara gerçekleştirmek!

Burada amacım, asla olmaz, yapamam dedikleri bir eylemi yaparak, aslında bunun kendine ait algısal bir durum olduğunu kendilerini göstermek. Tabii ilk söylediğimde yüzlerinin aldığı şekli ve tepkilerini görmek gerek. Kimi;

“Aslaa Nur ablaa yaa lütfen başka bir şey olsun.”

“Neeee mümkün değil yapamam.”

“Beeen bunu yapacağım öyle mi? Hiç sanmıyorum.”

“Hayatta olmaz.”

Sonra ne mi oluyor? Çok büyük bir kısmı gerçekten yapıyor bazıları da tıpkı söyledikleri gibi asla yapmıyor.

Bu eylemler kişiden kişiye değiştiği gibi, aslında kendilerinin inançlarıyla ilgili oluyor çoğu kez. Neden yaptıklarını da tüm detaylarıyla açıklıyorum. “Yapamam” dediği şey aslında sadece zihinsel bir algı. Yapamam dediği şeyi eyleme döküp, yapabildiğini gördüğünde aslında bir engeli kendi kendine kaldırabildiğini de görmüş oluyor. Sonra ne oluyor? “Sınavda matematikten asla 20 net çıkaramam.” sözünün aslında kendi kendine koyduğu zihinsel engel olduğunu görüyor. Kimi kişi de bu çok etkili olurken, kimi aynı yerde takılıp kalıyor yazık ki.

Tabi bu eylemleri yaparken önemli bir ayrıntı var. Eğlenmek! Bunu zorunlu bir ödev gibi değil de gerçekten bir oyun gibi algılayarak yapmaya özen göstermek. Eğlenmekte amaç, kendini gergin hissetmemek. Zaten yapacağı eylem, o güne kadar hiç yapmadığı ve yapamayacağını inandığı bir iş. Bir de üstüne gerginlik olursa çekilmez bir hal alacağından eğlenmek olmazsa olmaz bir koşul.

Gerçekten çok büyük merak ve en az onlar kadar heyecanla bir sonraki çalışmayı bekliyorum. Ne oldu? Neler yaşandı? Nasıl bir yol izledi? Bazısına üç-dört gülen yüz, bazısına yıldızlar koymuşum.
 
Mesela, “asla tanımadığım bir kişi ile sohbet edemem” diyen genç arkadaşa, “Bir kafeye gidiyorsun, asla yanında arkadaş, kardeş vb. olmayacak. Kendine bir şeyler söylüyor ve sana servis yapan kişiyle kısa sohbet ediyorsun. Bana adını, okuyorsa hangi okul, kaçıncı sınıf, hem okumak, hem çalışmak ona zor geliyor mu? Gibi gibi soruların yanıtlarını getiriyorsun.” demişim. Yanıt; “Ablaa yaptım ama nasıl terledim, nasıl utandım. Bir ara sanki yüzümün kıpkırmızı olduğunu hissettim.” demiş. Sonra da eklemiş. “Ama sonra hiç yapmadığım bir şey yaptım. Annemin bankaya kredi kartı borcunu gidip yalnız başıma ödedim. Ve bankacı beyle de kısacık konuştum.”

Yine başka bir genç bana, “Okul Müdür’ümüzün odasına girip konuşamam.” demiş. Tabii ki yapacağı eylem gidip kısacık olsa da konuşmak. İlk söylediğimde tepkisi “Ne söyleyeceğim ben şimdi?” Elbette kendisi bulacak. Okulun kütüphanesi ile ilgili bir fikri varmış.  Kütüphaneden alınan kitabın içine kitabı okuyan kişi, üç-beş cümlelik fikrini yazıp bıraksa, sonradan okuyacak kişi için güzel olabilir. Ve utana sıkıla içeri girip bunu iletmiş. “Önce kızacak diye düşündüm. Beni bunun için mi meşgul ettin diye. Ama Müdür Bey, ne güzel düşünmüşsün. Bunu en kısa zamanda uygulayalım.” diyerek yolcu etmiş. Ve odasından çıkarken Müdür Bey omuzuna elini koyarak gülümsemiş. “Kendimi çok iyi hissettim. Sanki büyük bir iş başarmışım gibi.” Ben de eklemişim; “Gerçekten kendin için büyük bir iş başardın!”

Hep kendimize aşina olan işleri yapmaya özen gösteriyoruz. Bu da bizi farkına varmadan sınırlıyor. Oğluşuma da yavaş yavaş bunları yaptırıyorum. İlk kez bu yaz tatilinde bir markete tek başına girerek su aldı. Aman ne var bunda demeyin? Sözünü ettiğim market bir hipermarket. Vee 4,5 yaşında bir çocuk. Raftan suyunu aldı, kasada sıraya girdi, bekledi, parayı ödedi ve üstünü alarak yanıma geldi. Tabii uzaktan da olsa izledim. Yanıma gelince kendisini tebrik ettim. “Bence sen de kendini tebrik et, güzel bir iş başardın” dedim. Yerinde bol bol zıpladı, yüzünde kocaman gülücükler oldu.

Mutluluğumuz, başarılarımız daim olsun.

Yazarın Diğer Yazıları
- Çocuk ve oyun
- Başarmak...
- Öğrendim ki...
- Bişnev
- 23 Nisan
- Dört mevsim
- Günler ağır
- Yaş almak, yaşamak...
- Ağzını kilitleyen bebek ile inatlaşmayın!
- Vaatlerimizi yaşamalıyız!
- Çocuğa farklı olanı öğretmek!
- Sorumluluk mu? Zorunluluk mu?
- Sancılı doğum
- Zihni çalıştırma alıştırmaları
- Etamin işi ve çocukluğumuz
- Kendine bir bak!
- Kerem’ce...
- Acımız var!
- 23 Nisan geldi!
- Çocuklar için sözler
- Bebek bakıcısı (3)
- Bebek bakıcısı (2)
- Bebek bakıcısı (1)
- Beynini Tanı*
- Anaokulu nedir?
- Ölüm
- Dolmuş şoförü ile biletçi
- Çocuğu sıkıntıdan kurtaran tatil önerileri
- Okul serüveni - 2
- Okul serüveni - 1
- İki yaşında olmak - 2
- İki yaşında olmak!
- Tiyatro aşkı
- Anne-baba davranış modelleri
- Özel bir kadın
- İletişim nedir?
- Halil İbrahim bereketi
- Bebek meme emmeyi nasıl bırakır?
- Üstün yetenekli çocuklar
- Oyun parklarının gerçek sahibi kim?
- Çocukla tatil mi?!
- Acil durum!
- Fotoğraf albümü
- İlk vukuatımız!
- İlişkinizde mutsuz musunuz?
- Çocukta zihinsel gelişimin durması
- Geleceğin liderlerini yetiştirmek
- Annelere yaz önerileri...
- Kıyamet senaryosu
- M vitamini*
- Anneye Özlem
- Çocuğum kitap okumuyor!
- Fobiler
- Çocukların soruları ve yaratıcı yanıtları
- Çocuğunuzu yanlış eğitiyorsunuz!
- Hepimiz aynıyız
- Gerçekler…
- Yeni yıl, yeni kararlar
- Sihirli kurabiye
- Çocuk gözüyle görebilmek...
- Ayna ayna söyle bana!
- Dikkat edin! Hayalleriniz gerçekleşebilir!
- Sevmek dokunma-ma-ktır!
- Anne karnından dış dünyaya mesajlar
- İyi baba, kötü baba…
- Benimle oynar mısın?
- Farklı çözümler
- Divine annesi olmak
- Hayat düşlerden yaratılır!
- “Yeni sen”
- Uykusuz her gece
- Kolik bebek
- Karanlıktan aydınlığa
- Bakış açısı...
- Kimlik, delilik, annelik...
- 14 cm.lik bir bebek size ne öğretebilir?
- Merhaba
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE