NUR EDA KASAP
nureda@anneoluncaanladim.com
Çocuğa farklı olanı öğretmek!

Bildiğiniz üzere Teog sınavı vardı. Bende öğrencilerime söz verdiğim üzere sabah sabah okullarının yolunu tuttum. Onlara biraz moral olsun istedim. Öğrenciler sınava girince, tanıdığım birkaç anne ve diğer annelerle kahve içmeye geçtik.

Böylesi bir günde elbette sohbet konusu, TEOG sınavı,  ailelerin yaşadıkları sıkıntı, sevinç, kaygı ve komik olaylardı. Ancak neredeyse tüm anneler bir bayanın yanına gidip ayrı konuşuyorlardı. En sonunda tanıdığım anne açıklamayı yaptı. “Ayça Hanım’ın küçük oğlu lösemi ve tedavisi devam ediyor. Ancak gittiği okulda bazı sıkıntıları var” dedi. Geçmiş olsun dileklerimi sunduktan sonra Ayça Hanım olayı anlattı.

“Küçük oğlum Onurkan ilkokul 2.sınıf öğrencisi. Yaklaşık 2,5 yıldır tedavi görüyor. Uzun süre Ege Üniversitesi Tülay Aktaş Onkoloji servisinde kaldık. Gördüğü tedavi aldığı ilaçlar nedeniyle yüzü ve bedeni şişmiş durumda. Zaten de yaşıtlarına oranla iri. Bağışıklık sistemine çok özen gösterdiğimiz için de beslenmesine ayrı titizleniyoruz. Şükür ki iştah sorunu yok. Tabii şişlikler arkadaşlarına oranla iri oluşu nedeniyle fiziksel olarak dikkat çekiyor. Hastalığı nedeniyle arkadaşları gibi değil haliyle. Çok küçük yaşta bir yetişkinin bile dayanmasının güç olduğu şeyler yaşadı. Gerçekten inanılmaz ağır bir deneyim oldu bizim için. Şükür biraz biraz iyiyiz ve oğlum okula gidip eğitim alabiliyor. Hastalığı nedeniyle Bayraklı semtinde bulunan özel okula yazdırdık. Okul yönetimi, öğretmenleri, okulun PDR servisi durumu bildikleri için bize çok yardımcı oldular. Ancak hiç düşünmediğimiz bir olay yaşıyoruz. Oğlumun sınıfında bir arkadaşı Onurkan’ın fiziksel görüntüsünden çok korkuyormuş. Bu nedenle de öğretmen olduğunu öğrendiğim annesi okula gelerek, ”O çocuk bu okuldan gidecek. Oğlumun psikolojisini bozuyor” diye şikayetçi olmuş. Sordum soruşturdum, oğlum arkadaşına karşı ne fiziksel, ne sözel, ne de başka hiçbir zarar vermemiş. Zaten anne de böyle bir şey olmadığını açık açık söylemiş. Oğlu, oğlumun fiziksel görüntüsünden korktuğu için, ya beni döverse, diyerek her gün ağlıyormuş. PDR servisindeki Pedagog anne ile görüşmüş. Anne çok kararlı ve ısrarlı, o çocuk bu okuldan gidecek diyor. Bunu çocuğuma nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Benim oğlum sadece hasta hepsi bu. Gangster değil. Kimseye bugüne kadar zarar vermediği gibi zaten yaşının gerektiği gibi yaşayamıyor. Her şeyi kontrol altında. Terlememesi, yorulmaması gerektiğini bildiğinden her şeyine çok özen gösteriyoruz. Böyle olmak zorunda, en azından şimdilik.”
Ayça Hanım bunları anlatırken ağlamaya başladı. Gerçekten yaşadıkları inanılmaz tatsız. Kendisi anlatırken benim içim daraldı. Boğazım düğümlendi. “O da bir anne. Kendisini benim yerime koysun. Allah evladına sağlık versin de aynı durumda olsa, böyle bir tepki alsa ne yapardı?”

Diğer anne de kendince evladını korumak istiyor kabul! Kendince haklıdır. Ancak okuldan gitsin, demek çok ağır. Yani farklı olanı, üstelik bu fark hastalık, göndermek çözüm. Çocuğuna hayatta farklılıklar olabileceğini bunlarla yaşamaya çalışmamız gerektiğini anlatmak falan gereksiz. O çocuk gitsin, benim çocuğum rahat etsin. Bugün bu hasta çocuğu belki okuldan atabilirsiniz de peki sonra? Askerde mesela? O asker bu taburdan gitsin. O kişi bu iş yerinden gitsin. O kadın oğlumdan gitsin. Bu çocuk oğluma göre olmadı istemiyoruz, bunu da al git. Ütopik ama böyle…Oğlunun hoşuna gitmeyeni, farklı olanı gönder gitsin!

Sevgili anneler, gerçekten hepimiz annelik içgüdüsüyle evlatlarımızı korumak, kollamak istiyoruz. İnanın bu duyguya sonsuz saygım var. Hak veriyorum. Amaa bazı durumlarda da elimizi vicdanımıza koymak gerekiyor. Karşımızdakini anlamaya çalışmak ortak paydada nasıl buluşabiliriz bakmak gerekiyor. Evlatlarımızın hayatına yön vermek bizlerin görevi tamam da. Onları korumak uğruna başka bir anne kuzusuna ne yapıyoruz düşünmek de gerekli. Yani böyle olduğunu düşünüyorum. Allah kimseyi evladının hastalığı ile sınamasın. Allah çocuklarımıza ömür boyu sağlık, afiyet nasip etsin. Biz annelere de birazcık daha empati yapabilme gücü…

Yazarın Diğer Yazıları
- Çocuk ve oyun
- Başarmak...
- Öğrendim ki...
- Bişnev
- 23 Nisan
- Dört mevsim
- Günler ağır
- Yaş almak, yaşamak...
- Ağzını kilitleyen bebek ile inatlaşmayın!
- Vaatlerimizi yaşamalıyız!
- Çocuğa farklı olanı öğretmek!
- Sorumluluk mu? Zorunluluk mu?
- Sancılı doğum
- Zihni çalıştırma alıştırmaları
- Etamin işi ve çocukluğumuz
- Kendine bir bak!
- Kerem’ce...
- Acımız var!
- 23 Nisan geldi!
- Çocuklar için sözler
- Bebek bakıcısı (3)
- Bebek bakıcısı (2)
- Bebek bakıcısı (1)
- Beynini Tanı*
- Anaokulu nedir?
- Ölüm
- Dolmuş şoförü ile biletçi
- Çocuğu sıkıntıdan kurtaran tatil önerileri
- Okul serüveni - 2
- Okul serüveni - 1
- İki yaşında olmak - 2
- İki yaşında olmak!
- Tiyatro aşkı
- Anne-baba davranış modelleri
- Özel bir kadın
- İletişim nedir?
- Halil İbrahim bereketi
- Bebek meme emmeyi nasıl bırakır?
- Üstün yetenekli çocuklar
- Oyun parklarının gerçek sahibi kim?
- Çocukla tatil mi?!
- Acil durum!
- Fotoğraf albümü
- İlk vukuatımız!
- İlişkinizde mutsuz musunuz?
- Çocukta zihinsel gelişimin durması
- Geleceğin liderlerini yetiştirmek
- Annelere yaz önerileri...
- Kıyamet senaryosu
- M vitamini*
- Anneye Özlem
- Çocuğum kitap okumuyor!
- Fobiler
- Çocukların soruları ve yaratıcı yanıtları
- Çocuğunuzu yanlış eğitiyorsunuz!
- Hepimiz aynıyız
- Gerçekler…
- Yeni yıl, yeni kararlar
- Sihirli kurabiye
- Çocuk gözüyle görebilmek...
- Ayna ayna söyle bana!
- Dikkat edin! Hayalleriniz gerçekleşebilir!
- Sevmek dokunma-ma-ktır!
- Anne karnından dış dünyaya mesajlar
- İyi baba, kötü baba…
- Benimle oynar mısın?
- Farklı çözümler
- Divine annesi olmak
- Hayat düşlerden yaratılır!
- “Yeni sen”
- Uykusuz her gece
- Kolik bebek
- Karanlıktan aydınlığa
- Bakış açısı...
- Kimlik, delilik, annelik...
- 14 cm.lik bir bebek size ne öğretebilir?
- Merhaba
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE