HALUK BAYLAN
haluk@anneoluncaanladim.com
Hepsini isterim...

Hep bir şeyler isteyeceksin. Para, iktidar, güzellik, sağlık, popülerlik, falan... İsteklerinin hiçbiri olmayacak. Ta ki sen istemeyi öğrenene kadar... Daha da önemlisi ne isteyeceğini öğrenene kadar...

**********

Hep isteyeceksin, özellikle de para, iktidar, güzellik, sağlık, şöhret... Bunlardan birisi hep eksik olacak, hiç tam olamayacak. Ne kadar toplarsan o kadar mutlu olacağını düşüneceksin ve yolunun seni bunların sahibi olmaya doğru ilerlettiğini düşüneceksin. Ama ne kadarına sahip olursan ol, sahip olduğunun ihtiyacının altında olduğunu farkedeceksin.

İstediğin kadar paran, iktidarın, güzelliğin ve sağlığın olmayacak. Aşkın ne olduğu hakkında fikrin bile olmadığı için, istediğin büyük aşk da sadece hayallerinde olacak.

**********

Gelecekten korktuğumuz için para; önemsenmemekten korktuğumuz için popülarite; güçsüzlükten korktuğumuz için iktidar ve güç; yalnızlıktan, yaşlanmaktan korktuğumuz için güzellik ve sağlık isteyeceğiz. Ve bunlara sahip olunca mutlu olacağımıza inanacağız, en azından ne kadar olabiliyorsa o kadarına sahip olmaya çalışacağız...

Trilyonlar olmasa da milyonlar; bir pop star kadar olmasa da kendi ortamımızda hatırı sayılır bir popülarite; bir başbakan kadar olamasa da en azından aile içinde veya arkadaş çevresinde bir iktidar; bir model kıvamında olmasa da eline yüzüne bakılır bir güzellik bize yeter diye düşüneceğiz. Ama hep elimizde olanların bir üstüne ihtiyacımız olduğunu da kafamızdan atamayacağız.

Ömrün boyunca bunlardan toplamaya çalışacaksın, bir süre sonra neden olduğunu bile hatırlayamadan... Mutluluğun bunlarla bağlantılı sanacaksın...

**********

Bunlara bol bol sahip insanların ne kadar şanslı olduklarını düşüneceksin. Hem güzel, hem paralı, hem popüler, hem de güç sahibi insanlara imreneceksin...

Sonra o imrendiğin insanların intihar, şiddet, mutsuzluk, depresyon, cinayet gibi haberlerini bir gazetede üçüncü sayfada okuduğunda şaşıracaksın, neden diye?

Şaşırma; çünkü hepimiz yanılıyoruz. Bu bahsedilenlerin mutlulukla bir ilgisi olmadığını anlamak için hayatını bunlara harcamana gerek yok aslında...

Bunlar sadece korkularımızın ızdırabını dindirmek için ihtiyaç duyduğumuzu sandıklarımız...

Bir üstad bir zamanlar bana şöyle demişti: “Izdırabın umudumuza değdiği hayatlar yaşıyoruz, değişmeliyiz.”

**********

Korkma!..

Kendinden özgürleş...

Korkularının umutlarına egemenliğinden kurtul, gerçekten iste...

İstemekten korkma...

Senin umutlarına, isteklerine, sana dayatılan ve doğru olmayan ızdırapların değmesine izin verme...

Başka bir açıdan daha bak, değiş...

Dünya hemen değişir, hiç korkma...


Yazarın Diğer Yazıları
- Bebek
- Güven bana...
- Unutmayacaksın
- Bir varmış...
- Alacak-verecek...
- Sınav...
- Pencere
- Değiştir...
- Öğle yemeği…
- Bak, yine yaptın...
- İyi ki...
- Beni bul!
- Yamuk
- Yeni...
- Lunapark…
- Anlamı var...
- Biliyor musun?
- Gün...
- Yaşamın…
- Pofu, Pamuk, Nejat, Mişa...
- Gitmek...
- Yalnız!..
- Ve top ağlarda...
- Bana...
- Gücüne güç katmaya geldik...
- Can Cin Cun...
- İyi ya da kötü...
- Kendine gel...
- Ben kumralım di’mi anne?
- Belirsiz...
- Hiç sormadım ki!..
- Hayatının tamamı...
- Oyuna devam...
- Devam et...
- Korkuyor musun?
- Ben ağladım, o gitti...
- Al senin olsun...
- Sadece yap...
- Korkma...
- Hepsini isterim...
- Sen gideli...
- Hepsi senin...
- Güzel bir hayat seç kendine...
- Sen büyü, ben bekliyorum...
- Aşık olacaksın...
- Babamdın!..
- Büyüyorsun işte!..
- An...
- Ben küçükken...
- Umut, Tanrı’nın lütfuyla yaşayamayanlar içindir...
- Sen de kendi hikayelerini yaşayacaksın kızım...
- Evet, hâlâ yaşıyorum!..
- Ne yapacak şimdi yavrucak?
- Aç gözlerini!..
- Pinokyo ve ben (2)
- Pinokyo ve ben (1)
- "Erkek adamı kurtarmak"
- Uyan yakışıklı, sabah oldu...
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE