HALUK BAYLAN
haluk@anneoluncaanladim.com
Hiç sormadım ki!..

Gelmiyorsun... Artık anladım, hiç gelmeyeceksin de. Olsun, ben yine de bekleyeceğim seni. Etrafıma bakınmaya devam edeceğim, oralarda mısın diye. Var mısın sen, hâlâ bilmiyorum, ama bekliyorum, bekliyorum, bekliyorum... Artık acelem de yok, sen bilirsin...



Ben ağlamıştım, o gitmişti. Üzerinden dört ay geçmişti ki, onunla tanışmıştım.

Mavi gözlüydü. Çok güzeldi... Benden neden hoşlanmıştı hâlâ bilmem...

“Nasılsa bana bakmaz bu kız” diye düşünüp, ona yanaşmayan tek erkek olmamdan mı, yoksa evde salonun ortasında onu motorsikletle dolaştırmamdan mı etkilenmişti, bilmiyorum.

“Beni neden seçtin” diye hiç sormadım ki...

İstanbul’un bana göre diğer ucundaki evine bırakırdım onu. Dönüşte minibüse binecek param olmazdı bazen, evime kadar Duran Duran’dan şarkılar söyleyerek yürürdüm, üç dört saat, ama mutlu mutlu... Sonraki günler  yine evine bırakırdım.

O çalışırdı, ben aylak. İşten çıkışında beklerdim onu kapının önünde hafif utanarak...

Buz gibi soğuk havalarda birlikte minibüs beklerken, aldığım kaçamak öpücüklerden aklımda kalan, dudaklarımdaki ıslak ve sıcak tat... Bir çok kişi onu isterdi, o ise beni... Gurur duyardım, hem onunla hem kendimle... Şiirlerim yeşil ama gözleri maviydi.

           ***************


Sonra bir gün “Ne vadediyorum ki ben” diye düşündüm. Düşündüm. Ve onu haketmediğime karar verdim. Ayrılmak isteyip, bahane arayan kişi olmam nedeniyle değil, seven ve sevdiğine dünyayı verme isteğinde olmam nedeniyle... Vadedecek bir şey bulamamıştım. Çocuktum daha... Seviyordum, o halde ayrılmalıydım, başka yolu yoktu. O daha iyilerine layıktı ve ben eski Türk filmlerinden etkilenen bir kuşaktandım...

“Beni neden sevdin” diye hiç sormadım ki...

Ben gittim. Ve arkamda kalan sadece o değildi.

Yıl 90...

***************


Şimdi bakıyorum da, aslında birisi diğerine ne vadedebilir ki an’dan başka... Hangi gelecek senin vadettiklerinin arasına sığabilir, ya da hangi geçmiş. “Seni seviyorum”dan büyük bir vaat var mı ki aslında?

***************


Bazen bir yerlere gider, bir kaç cümle alır gelirim. Cümleleri alırken, o an’ların hisleri de gelir beraberinde, içim değişir, gelişir. İyi ki derim hep, iyi ki yaşamışım...

Sanma ki yaşadığın bazı anlardaki karamsarlık hayatını kapsayacak, sanma ki hayatın hep benzer şekilde geçecek, sanma ki hayatın en önemli gerçeği hüzün veya acı...

Bunları yazıyorum diye, geçmişle uğraştığımı sanma, aksine tam da şu an’dayım. Acı çekiyorum da sanma, çünkü mutluyum. Biraz hüzün var tabii, ama her aşk aslında hüzünle bezenmez mi?

Her aşk... Her aşk...

***************


Sonra anlayacağım:

Aradığım ben, kaçan ben, kovalayan ben...
Hedef ben, kurşun ben, menzil ben...

Tekrar bakacağım, ben, sen, hepten ben olmuşum...

Ağlayacağım...


 

Yazarın Diğer Yazıları
- Bebek
- Güven bana...
- Unutmayacaksın
- Bir varmış...
- Alacak-verecek...
- Sınav...
- Pencere
- Değiştir...
- Öğle yemeği…
- Bak, yine yaptın...
- İyi ki...
- Beni bul!
- Yamuk
- Yeni...
- Lunapark…
- Anlamı var...
- Biliyor musun?
- Gün...
- Yaşamın…
- Pofu, Pamuk, Nejat, Mişa...
- Gitmek...
- Yalnız!..
- Ve top ağlarda...
- Bana...
- Gücüne güç katmaya geldik...
- Can Cin Cun...
- İyi ya da kötü...
- Kendine gel...
- Ben kumralım di’mi anne?
- Belirsiz...
- Hiç sormadım ki!..
- Hayatının tamamı...
- Oyuna devam...
- Devam et...
- Korkuyor musun?
- Ben ağladım, o gitti...
- Al senin olsun...
- Sadece yap...
- Korkma...
- Hepsini isterim...
- Sen gideli...
- Hepsi senin...
- Güzel bir hayat seç kendine...
- Sen büyü, ben bekliyorum...
- Aşık olacaksın...
- Babamdın!..
- Büyüyorsun işte!..
- An...
- Ben küçükken...
- Umut, Tanrı’nın lütfuyla yaşayamayanlar içindir...
- Sen de kendi hikayelerini yaşayacaksın kızım...
- Evet, hâlâ yaşıyorum!..
- Ne yapacak şimdi yavrucak?
- Aç gözlerini!..
- Pinokyo ve ben (2)
- Pinokyo ve ben (1)
- "Erkek adamı kurtarmak"
- Uyan yakışıklı, sabah oldu...
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE