KADİR TUĞCU
kadir@anneoluncaanladim.com
Pastörizasyon!..

Pastörizasyon, bir kimyager olan Louis Pasteur tarafından şarapların bozulmasına sebep olan organizmaların, şarabın kaynama noktasının altında bir dereceye ısıtılması ile tesirsiz hale getirilmeleri işlemidir. İlk “pastörizasyon testi”, Louis Pasteur ve Claude Bernard tarafından Nisan 1862’de tamamlanmıştır. Sütün pastorize edilmesini ilk defa 1886’da Franz Von Soxhlet önermiştir.

Sütün pastörize edilmesinin 2 önemli gayesi vardır:
1- Halk sağlığı yönünden: Süt ve süt ürünlerini, içindeki sağlığa zararlı bütün bakterileri öldürerek insanların kullanımı iҫin emniyetli hale getirmek.
2- Kaliteyi muhafaza etmek: Pastörizasyon ile arzu edilmeyen bazı enzimleri ve bakterileri yok ederek sütün raf ömrünü; 7, 10, 14 veya 16 güne ҫıkarmak.

Pastörizasyonda; mikroorganizmaların etkisizleştirilmeleri için gerekli ısı derecesi ve süresinin tayini için, sütte bulunabilen ve ısıya en dayanıklı olan Coxiella Burnetti bakterisinin inaktive olduğu derece ve süre esas alınmıştır. (Bazı doktorların sandığının aksine her bakteri aynı ısıda inaktive olmaz.) Buna “Thermal Lethality Determination” (öldürücü ısı tayini) denir. Aşağıdaki şemada da görüleceği gibi, çizgilerin üstünde kalan bölümde mikroplar olurken, çizgi altındaki alanlarda vitaminler muhafaza edilebilmektedir.


Taramalı alanda, patojen bakteriler öldürülürken, vitaminler korunmaktadır. Gerek pastörizasyon, gerek UHT yöntemlerinde, bu alan içinde uygulama yapılmaktadır. Yani bu işlemlerde sütün saatlerce kaynatıldığı, vitaminlerinin öldüğü iddiası sadece cahilliktir.

Sütün istenilen seviyede mikropsuz hale gelip gelmediğini anlamak için mikrobiyolojik tetkikler (1 gün sonra sonuç vereceği için) uygun olmadıklarından, sütte tabii olarak bulunan ve ısıya sütteki bakteriler kadar dirençli olan “Alkalen fosfataz” tayini yapılır. Pastörizasyondan sonra bakılan Alkalen fosfotaz enzimi aktif bulunursa, süt yeteri kadar ısıtılmadığı veya sonradan bulaşma olduğu anlamına gelir, bu durumda,  süt tekrar işlemden geçirilir.


 

 

PASTÖRİZASYON METODLARI:
1- Batch metodu: İki cidarlı ve içinde karıştırıcısı olan bir kazan kullanılır. Isı kaynağı iki cidar arasından geçirilen kaynar su veya buhar ile sağlanır. Bu metod az miktarda sütün pastorizasyonu için ve daha ziyade çikolata ve dondurma sanayilerinde kullanılır.

2- Sürekli metod: Bu sistem, kazan sitemine göre zaman ve enerji tasarrufu yönünden daha üstündür. Bu sistemde; “High Temperature Short Time” (HTST), (Yüksek ısı, kısa süre) kullanılır. Isı kaynağı olarak buhar veya sıcak su kullanılır. Yeteri kadar ısınmamış süt tekrar sistem içine gönderilir ve tekrar ısıtılır.

3 -Ultra Pastörizasyon: Bütün dünyada en çok tercih edilen bu metod sıklıkla “Ultra high temparature” veya UHT pastörizasyonu olarak anılır. Bu sistemde süt; 137.8˚C de 2 saniye tutulur. Bu yönü ile HTST’den daha üstündür. Bu süt steril şartlarda paketlenirse, raf ömrü 70 gün olabilmektedir.  Aynı süt, yine steril ortamda “Tetrapak” kutulara konulursa, süre 6-9 aya ҫıkabilmektedir.

GELELİM SÜTTEKİ “TABİİ VE FAYDALI BAKTERİLER” SAҪMALIĞINA...
Saglıklı bir ineğin memesi içindeki süt sterildir, yararlı bakteri filan ihtiva etmez. Süt ineğin memesini terkettiği andan itibaren, mikrobik kirlenme başlar. Bu mikroplar ineğin gübresindeki bakterilerdir ve sağlıklı oldukları iddia edilemez. Sütte bulunabilecek hastalık yapıcı bakteriler; campylobacter’ler, stafilokok’lar, patojenik e.koli ve listeria monocytogenes’lerdir.

Eğer inekte “Bovine tipi Verem” hastalığı varsa, inek memesindeki süte ve bu sütün ҫiğ olarak içilmesi durumunda insanlara geçerek “Bağırsak Veremi”ne sebep olurlar. Pastorizasyon ve UHT, bu hastalığı da önler. 

Bu işlemlerin, sütteki yağ ve proteinler üzerine belirgin bir etkileri yoktur. Sütteki en önemli vitamin olan “Riboflavin” bu işlemlerden etkilenmez, sadece A, C ve B vitaminleri ve folik asit seviyelerinde cüzi bir azalma olabilmektedir.


 

Bazı kimseler çiğ sütteki enzimlerin sütün hazmı için yararlı olduğunu zannederler. Oysa, sağlık aҫısından bunun hiçbir değeri yoktur. Zararlarının yanında, çiğ süt içmenin faydası cok cüzidir.

Ayrıca pastörizasyon veya benzer işlemlerin zararlı olduğunu iddia eden doktorların, bebek mamaları konu olunca susmaları çok manidardır.

Eğer pastörizasyon süte zarar veriyorsa, en uzun ömürlü süt ürünü olan mamaların çok daha fazla ve uzun olan işlemlerden daha fazla zarar görmesi gerekmez miydi?

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları
- İshaller ve tedavileri
- Hamilelikte zararlı olan antibiyotikler
- Tifo hastalıkları
- Kuduz hastalığı ve tedavileri
- Streptokok cahilliği ve yapılan saçmalıklar
- Düşük lökosit ve nötrofil sahtekarlığı
- Görüntüleme cihazları
- "Kulağında sıvı var"
- Kulak ağrıları ve akıntıları
- Korona ve interferon
- Covid 19 Aşısı (BioNTech ve Pfizer aşısı)
- 2020-2021 grip aşıları
- Koronavirüs (Covid-19) testleri
- Ateş hakkında uydurmalar ve gerçekler
- Alice in wonderland sendromu
- Döküntülü-Ateşli Hastalıklar
- Bactrim: Nedir, ne değildir?
- Virüslerle kanser tedavisi
- Ateşin yan bulguları ve sebepleri
- Yenidoğan bebekte cilt lekeleri
- 2016-2017 Grip aşıları
- MR ve zararları
- Bitkisel toksinler, hücre direnci ve yararları
- İlk intiba
- Hemofili ve tarihte hemofili
- Bal, mikroplar ve enfeksiyonlar
- D vitamini yapımı ve tedavileri
- Barsak cidarı, bakteriler ve ishaller
- Ebola virüsü
- Geleceğin tedavileri
- Ateşin bakteriler ve virüsler üzerine etkileri
- Alerjiler
- Yemeklerin tarihi
- Yenidoğan bebeğinin özellikleri
- Yemek pişirmenin kimyası
- Çocuklarda risk değerlendirmesi
- 2013-2014 Grip Aşıları
- Coronavirusler
- Bebeklerde beslenme sayısı ve miktarları
- Terkedilen çocuğun ıstırabı
- Bağışıklık sistemimiz
- Sağlıkta kalite kimleri ilgilendirir?
- Meningokok aşıları
- Çocuk felci aşılarının yapımı ve farkları
- Mikroplar ve bağışıklık sistemi
- Ateşin yan bulguları ve sebepleri
- Evdeki klimalar tehlikeli midir?
- İlk antibiyotik ve...
- Yuttuğumuz sakızlar nereye gidiyor?
- Kurşun zehirlenmeleri ve tedavileri
- İdrar yolu enfeksiyonları
- Demir eksikliği anemisi
- Gaz yapıcı gıdalar
- Pastörizasyon!..
- Gıdaların raf ömrü uzayınca, insanların raf ömrü kısalır mı?
- Yoğurt yapmak için maya yerine toprak kullanmak
- 2010-2011 dönemi grip aşıları
- Patojen E.coli İshalleri
- Çocuklu ailelerin tatile çıkması
- Bebeklere çiğneme nasıl öğretilir?
- Hava değişimleri ve çocuklar
- Kızamık ve Suçiçeği aşıları: 1 doz? 2 doz?
- Yenidoğan Tetanisi ve Tetanosu
- Prevenar13 aşısı kimlere kaç doz yapılacak?
- Hipotermi ve kanguru tedavisi
- Kanguru aparatının kullanımı
- Bitlenme ve tedavisi
- Çocuk yetiştirme anlayışı
- 2010-2011'de grip aşısı kimlere, kaç doz yapılmalı?
- Yenidoğan sarılığı ve tedavisi
- Yeni doğanın kan değerleri
- Türk Porfiriası
- Adjuvant
- Genetiği değiştirilmiş gıdalar
- Domuz gribi: A/(H1N1) 2009
- Araçlarda çocuk koltukları şart!
- Ateşli hastalıklar
- Yaz ishalleri
- Gripler, salgınlar ve pandemiler
- BCG Aşısı
- Kanında mikrop var!
- Süt alerjisi, bağırsak kanaması ve yalanlar
- Virüslerin çoğalması
- Çocuklarda konuşma bozuklukları
- C vitamini efsaneleri
- Yağlar, Yağ asitleri ve Omega 3
- Cıva ve Tıb
- Grip aşısı zamanı geldi, kafalar yine karıştırıldı!
- Lejyoner hastalığı ve yanlış bilgiler
- Down Sendromu, Mongolizm, doğrular ve aldatmacalar
- D vitamini ve bilinmeyen yönleri
- Anne sütü ve rakipleri
- Bebek bakımında hurafeler
- Çocukların hava yolculuğu
- Bir beyaz yalan uğruna…
- Demir eksikliği anemisi
- Aşı kartları ve kayıtları
- Kenelerle bulaşan hastalıklar
- Öksürük ve nezlenin tedavisi…
- Döküntülü hastalıkların tarihi sınıflandırılması
- Rotavirüs aşıları
- Bebeklerin gaz problemi
- Beta diye bir virüs!
- Ateş ve tedavisi
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE