KADİR TUĞCU
kadir@anneoluncaanladim.com
Görüntüleme cihazları

Günümüzde sağlık alanında pek çok farklı görüntüleme cihazları vardır. Bu cihazların farklı çalışma mekanizmaları ve yan etkileri vardır.

RÖNTGEN:
Wilhelm Conrad Röntgen tarafından bulunmuştur. O zamanların moda araştırması olan, Crooks tüpleri ile yapılan araştırmalar esnasında bulunmuştur.

Crooks tüpleri (Cathode tube) kısmi boşluk ortamında iki elektrot (+ ve -) arasından düz elektrik akımının geçirilmesi sonucu elde edilen ışınların metal bir yüzeye çarpmaları sonucu, yayılan ışınlar; yoğunluğu düşük maddelerin içinden geçebiliyor ve yoğunluğu yüksek olanlar bu isini tutuyordu. Röntgen, yapısını bilmediği bu ışına, matematikte bilinmeyenler için kullanılan “X” adını verdi. Röntgen, bu X-ışınları ile ilk defa, eşinin el kemiklerinin resmini çekti. Bu buluş kısa surede sağlık alanında büyük rağbet gördü ve hemen çeşitli alanlarda kullanılmaya başlandı ve cihaz daha da geliştirildi. Katot ışınlarının çarptığı yüzeyin platin ile en iyi sonucu verdiği gösterildi. Bu seneleri takip eden yıllarda, çeşitli harplerde, bilhassa mermi ve şarapnel parçaların vücutta tespit edilmelerinde büyük yararlar sağladı.

Zaman içinde Röntgen cihazlarının pek çok çeşitli kullanım şekilleri bulunmuştur. İçi boş organların incelenmesi için, “kontrastlı madde” (X-ışınlarını tutan madde) kullanımı (mide, bağırsaklar, mesane gibi) kalp çapı ölçümü için, “Telemetre”, kalp damarlarının tetkiki için “Anjiyografi” bunların önde gelenleridir.

Röntgen cihazlarında oluşturulan X-ışınlarının radyoaktif özellikleri yoktur. Vücutta birikmezler, radyoaktif ışın saçmazlar.

Röntgende kullanılan, X-ışınları her ne kadar radyoaktif bir birikim yapmasalarda, hücrelerde yaptığı harabiyet zamanla çok sayıda röntgen çekilmesi ile, kansere kadar varan değişiklere sebep olabilmektedir.

TOMOGRAFİ: CT (Computed Tomography)
Röntgen isinlari ile çalışan bu cihazlarda, X-isin kaynağı bir hat üstünde hareket ederek, 1-10 milimetrelik, ışın hüzmeleri ile çekimler yapar. Bir hattın çekimi tamamlanınca ışın kaynağı hastanın etrafında bir miktar dönerek farklı açıdan aynı taramayı yapar. Cihaz bu şekilde farklı açılardan pek çok görüntü alarak bu bilgileri bir bilgisayar yardımı ile resim haline getirir.

Bir Akciğer Röntgeninde alınan şua; 0.1 mSv iken, Tomografi ile alınan şua miktarı, çekilen bölgenin büyüklüğüne göre; 10-20 mSv arasında olmaktadır.

İçi boş organların tomografik tetkiklerinde de kontrast madde kullanılır.

Bu tetkik esnasında da röntgende olduğu gibi, bir radyoaktif birikim söz konusu değildir. Aynı hücre harabiyeti burada da geçerlidir.

Bu sebeple, sırf ticari nedenlerle, gereksiz yere röntgen ve tomografi çekimlerinden kaçınmak hasta açısından çok önemlidir. Her öksürene akciğer röntgeni, her kafasını çarpan çocuğa tomografi çekilmesi (abisi kafasına erik attı diye, tomografi çekilen bebek hasta biliyorum) zamanla bu hastalarda kotu sonuçlara sebep olabilir.

SİNTİGRAFİ: (Gamma Scan)
Bu tetkik için, X-ışını değil, radyoaktif izotoplar kullanılır. Her doku için farklı izotoplar vardır. (İzotoplar çekirdeğinde aynı sayıda proton olup, farklı sayıda nötronların olduğu atomlardır ve radyoaktif özeliklere sahiptirler.)

Bu izotoplar damardan verildikten sonra bir “ışın detektörü” o dokuyu tarayarak dokuya yerleşen izotopların yoğunluklarına göre bir görüntü elde eder. Bu tetkikte, ışın kaynağı vücuda verilen izotoplardır. Bu izotopların parçalanma “yarı ömürleri” çok kısa olup, vücuda verildikten sonra, 1 gün içinde parçalanarak özelliklerini kaybederler. Hasta, bu zaman zarfında, ortama radyoaktif ışın saçar.

Burada verilen izotopların vücutta bir birikimi söz konusu değildir.

MR: (Magnetic Resonance)
Son senelerde bulunan bu tetkik için, X-ışını veya izotoplar kullanılmaz. Cihaz dev bir elektro-mıknatıstır.

Vücudumuzda bulunan farklı yoğunluktaki su molekülleri, birer ufak mıknatıs gibi davranırlar. H2O : Hidrojen ucu (-), Oksijen ucu (+) olan bir “di-pole” dir.

Vücudumuzda dağınık yönlerde olan bu su molekülleri, kuvvetli bir mıknatıs alan içinde, hepsi aynı yöne dönecek şekilde yönlendirilirler. Bu mıknatıs alanın kalkması ile her bir su molekülü (di-pole) eski yönüne döner. Bu dönüşlerin yarattığı manyetik alanlar gene ayni cihaz tarafından tespit edilirler ve bir bilgisayar yardımı ile bir görüntü elde edilir.

PET: (Positron Emission Tomography)
Elektronların anti-maddesi olan "pozitronlar" damardan verilen “radionuclide” maddenin parçalanması ile elde edilirler. Kan akımı ve beyin fonksiyonları ile farklı metabolik işlemler incelenir. Bu işlem sırasında, pozitronları tespit eden bir detektör cihaz kullanılır. Diğer tetkiklere göre çok daha hassas bir işlemdir.

CT ve MR ile birlikte de kullanılabilir.

SPECT: (Single-Photon Emission Computerized Tomography)
Kan akımını izleyerek, beyin fonksiyonlarının incelendiği bir tetkiktir. Bu tetkikte de sintigrafide olduğu gibi vücuda radyoaktif madde verilir. Tomografi ile sintigrafinin müşterek kullanıldığı bir sistemdir.

EBT: (Electron Beam Tomography)
Bilgisayarlı Tomografinin özel bir cinsi olup, X-ışını kaynağı sabittir. Kalp gibi durmadan çalışan organların tetkikinde kullanılır. Kalp damarlarındaki kalsiyum birikmelerini hakkında bilgi verir. Tetkik suresi çok kısadır. Koroner anjiyografiden daha az radyasyon verir.

US: (Ultrasound)
Ultrasound makinesi 1-5 megahertz sınırındaki ses dalgaları ile çalışır. İnsanlardaki ses işitme sınırı ise 20 KHz ve üstüdür. Bir ses kaynağı (probe) ile verilen ses dalgaları farklı dokulardan farklı yansımalar yaparak, görüntü elde edilir. X-isini, izotop veya herhangi bir radyoaktif madde kullanılmaz. Bazı özel tetkiklerde, kontrast madde kullanılabilir.

Probe denilen bu ses kaynağı, sadece ciltten değil, çeşitli organ veya damar içine sokularak da görüntü elde edilebilir.

Hücrelerde, herhangi bir hasar, söz konusu değildir.

Yazarın Diğer Yazıları
- İshaller ve tedavileri
- Hamilelikte zararlı olan antibiyotikler
- Tifo hastalıkları
- Kuduz hastalığı ve tedavileri
- Streptokok cahilliği ve yapılan saçmalıklar
- Düşük lökosit ve nötrofil sahtekarlığı
- Görüntüleme cihazları
- "Kulağında sıvı var"
- Kulak ağrıları ve akıntıları
- Korona ve interferon
- Covid 19 Aşısı (BioNTech ve Pfizer aşısı)
- 2020-2021 grip aşıları
- Koronavirüs (Covid-19) testleri
- Ateş hakkında uydurmalar ve gerçekler
- Alice in wonderland sendromu
- Döküntülü-Ateşli Hastalıklar
- Bactrim: Nedir, ne değildir?
- Virüslerle kanser tedavisi
- Ateşin yan bulguları ve sebepleri
- Yenidoğan bebekte cilt lekeleri
- 2016-2017 Grip aşıları
- MR ve zararları
- Bitkisel toksinler, hücre direnci ve yararları
- İlk intiba
- Hemofili ve tarihte hemofili
- Bal, mikroplar ve enfeksiyonlar
- D vitamini yapımı ve tedavileri
- Barsak cidarı, bakteriler ve ishaller
- Ebola virüsü
- Geleceğin tedavileri
- Ateşin bakteriler ve virüsler üzerine etkileri
- Alerjiler
- Yemeklerin tarihi
- Yenidoğan bebeğinin özellikleri
- Yemek pişirmenin kimyası
- Çocuklarda risk değerlendirmesi
- 2013-2014 Grip Aşıları
- Coronavirusler
- Bebeklerde beslenme sayısı ve miktarları
- Terkedilen çocuğun ıstırabı
- Bağışıklık sistemimiz
- Sağlıkta kalite kimleri ilgilendirir?
- Meningokok aşıları
- Çocuk felci aşılarının yapımı ve farkları
- Mikroplar ve bağışıklık sistemi
- Ateşin yan bulguları ve sebepleri
- Evdeki klimalar tehlikeli midir?
- İlk antibiyotik ve...
- Yuttuğumuz sakızlar nereye gidiyor?
- Kurşun zehirlenmeleri ve tedavileri
- İdrar yolu enfeksiyonları
- Demir eksikliği anemisi
- Gaz yapıcı gıdalar
- Pastörizasyon!..
- Gıdaların raf ömrü uzayınca, insanların raf ömrü kısalır mı?
- Yoğurt yapmak için maya yerine toprak kullanmak
- 2010-2011 dönemi grip aşıları
- Patojen E.coli İshalleri
- Çocuklu ailelerin tatile çıkması
- Bebeklere çiğneme nasıl öğretilir?
- Hava değişimleri ve çocuklar
- Kızamık ve Suçiçeği aşıları: 1 doz? 2 doz?
- Yenidoğan Tetanisi ve Tetanosu
- Prevenar13 aşısı kimlere kaç doz yapılacak?
- Hipotermi ve kanguru tedavisi
- Kanguru aparatının kullanımı
- Bitlenme ve tedavisi
- Çocuk yetiştirme anlayışı
- 2010-2011'de grip aşısı kimlere, kaç doz yapılmalı?
- Yenidoğan sarılığı ve tedavisi
- Yeni doğanın kan değerleri
- Türk Porfiriası
- Adjuvant
- Genetiği değiştirilmiş gıdalar
- Domuz gribi: A/(H1N1) 2009
- Araçlarda çocuk koltukları şart!
- Ateşli hastalıklar
- Yaz ishalleri
- Gripler, salgınlar ve pandemiler
- BCG Aşısı
- Kanında mikrop var!
- Süt alerjisi, bağırsak kanaması ve yalanlar
- Virüslerin çoğalması
- Çocuklarda konuşma bozuklukları
- C vitamini efsaneleri
- Yağlar, Yağ asitleri ve Omega 3
- Cıva ve Tıb
- Grip aşısı zamanı geldi, kafalar yine karıştırıldı!
- Lejyoner hastalığı ve yanlış bilgiler
- Down Sendromu, Mongolizm, doğrular ve aldatmacalar
- D vitamini ve bilinmeyen yönleri
- Anne sütü ve rakipleri
- Bebek bakımında hurafeler
- Çocukların hava yolculuğu
- Bir beyaz yalan uğruna…
- Demir eksikliği anemisi
- Aşı kartları ve kayıtları
- Kenelerle bulaşan hastalıklar
- Öksürük ve nezlenin tedavisi…
- Döküntülü hastalıkların tarihi sınıflandırılması
- Rotavirüs aşıları
- Bebeklerin gaz problemi
- Beta diye bir virüs!
- Ateş ve tedavisi
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE