Çocuk yetiştirme anlayışı
Çocuk yetiştirme anlayışının çağlara göre değiştiği bir gerçek. Her çağda değişik bir yaklaşım moda olmuştur. Amerika’da bir oyuncakçının camına asılmış olan şu, “Ana-babalara öğütler” yazısı, son 60 yıldaki değişmeyi alaylı bir dille sergiliyor...
1910- Çocukları döverek eğitin! 1920- Çocukları yoksun bırakarak eğitin! 1930- Çocukların yaramazlıklarını görmezden gelin! 1940- Çocukları inandırarak eğitin! 1950- Çocukları sevin! 1960- Çocukları severek dövün! 1970- Çocuklar mı? Hepsinin canı cehenneme!
Hiç kuşkusuz bu sonuncu öğüt, Amerikan toplumunun çocuk eğitimindeki şaşkınlığını ve düş kırıklığını yansıtıyor. Gerçekten çocuklara daha hoşgörülü davranmakla, daha çok ilgi ve anlayış göstermekle eğitimden beklenen sonucun alınmayışı, pek çok ana-babayı umutsuzluğa sürüklemiştir. İlerici eğitim yöntemlerine bel bağlamış, sorunsuz ve dengeli bir kuşak yetiştirmek umulmuştu. Oysa ortaya uyuşturucu ilaçlara tutkun, topluma başkaldıran, bunalımlı bir kuşak çıkmıştı. Bunun suçu da, ilerici yöntemleri savunan eğitimcilere, çocuk eğitiminde çok etkili olmuş Dr. Spock gibi ruh hekimlerine yüklenmek istenmişti. Oysa umulan sonucun alınmayışı, çağdaş eğitimin yanlışlarından değil, yanlış yorumlanmasından ileri geliyordu. Ayrıca çağdaş eğitimi gerçek anlamıyla uygulayan ailelerden nice sağlıklı ve dengeli kişilikler çıktığı da unutuluyordu. Bu eğitimciler hoşgörüyü, sevgiyi öne alırlarken hiçbir zaman disiplinin önemsiz olduğunu söylememişlerdi. Ama katı disiplinin, baskı yöntemlerinin çocuğun gelişmesini engellediğini, kişilik oluşumunu bozduğunu anlatmaya çalışmışlardı.
Bu yazıyı çok sevdiğim hocam, rahmetli Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu’nun, bir kitabından aldım. Bulabilirseniz, okunması yararlı olacaktır.
Kitabın adı: Çocuk Ruh Sağlığı. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
1970’den sonra ne oldu?
Bunu da en iyi yine Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı arkadaşlar söyleyebilir.
|