KADİR TUĞCU
kadir@anneoluncaanladim.com
D vitamini ve bilinmeyen yönleri

 

20. yüzyılın başlarında, antibiyotiklerin keşfinden evvel “Güneş ışığı” tedavisi tüberkülozun tek tedavi yöntemi idi. Güneş ışınlarının Tüberküloz tedavisine nasıl iyi geldiği ise bilinmiyordu. Aynı tedavi, 1822’de başka bir tarihi hastalığın Raşitizm’in tedavisine de iyi geldiği gösterilmişti. Şehirleşme ile Avrupa’nın güneşi az olan bölgelerinde bu hastalık pek çok çocukta hasar bırakıyordu. En sonunda 1922’de buradaki etken maddenin D vitamini olduğu gösterildi. O zamanlar “vitaminler” çok revaçta olan bir konu idi.

Güneş ışınları deride, 7-dehidrokolesterolden  D3 vitamini yaparlar. D2 vitamini bazı gıdalardan alınır. Gerek ciltte yapılan, gerek gıdalarla alınan D3 ve D2 vitaminleri kan yolu ile gittikleri karaciğerde 25-dehidroksivitamin D (25D)  halini alırlar ve tekrar dolaşım yolu ile gittikleri böbreklerde bu sefer 1,25-dehidroksivitamin D (1,25D) halini alırlar. Esas aktif olan şekil bu şekildir.

Epidemiyolojik çalışmalar D vitamininin, kanserlerin görülme sıklığını azalttığını göstermiştir. Bu etki en fazla kolon ve kolorektal kanserlerde gösterilmiştir. Ayrıca otoimmun diyabet,”Multipl Skleroz” (MS) ve iltihaplı bağırsak hastalığının görülme sıklığını da azaltmıştır.

  - Serumda 25D seviyeleri 20ng/ml ve altında olduğunda meme, prostat ve kolon kanserleri yüzde  30-50 daha fazla görülüyor.
  - Norveç ve İzlanda gibi, kuzey ülkelerindeki kadınlarda, güneşli ülkelerdeki kadınlara oranla over kanseri 5 misli fazla görülmektedir.
  - 55 yaş ve üzeri kadınlardan günde 1.100 IU (international unit) D3 alanlarda, almayanlara oranla bütün kanserler yüzde 77 daha az görülmüştür.
  - Serum 25D seviyeleri 40 ng/ml ve üzeri olanlarda, 25 ng/ml ve daha az olanlara oranla MS yüzde 62 daha az görülür.
  - Hayatın ilk bir yılında, günde 2.000 IU D3 verilen çocuklarda hayat boyu otoimmun (tip1) diabet riski yüzde 80 daha az olmuştur.

GÜNEŞ KREMLERİ VE...
Beyaz ciltlilerde, esmerlere oranla D vitamini sentezi 6 kat hızlıdır. Esmerlerdeki fazla olan “melanin” ultraviyole (UV) ışınlarını bloke eder.

Günümüzde D vitamini eksikliğine yol açan faktörlerden biri de, güneş ışınlarının zararlı olduğu hakkında halk arasında oluşmuş olan yargıdır. UV filtreli güneş kremleri cildin D vitamini yapmasını yüzde 98 oranında önler. Kuzey Amerika’da günlük yeterli D vitamini, saat 10:00 ile 15:00 arasında, bikini veya mayo ile 5-15 dakikada sağlanabilir. Güneş kremlerinin, “Güneş koruma faktörü”  (SPF)  8 ve üzeri olanları D vitamini yapımını önlerler.
Amerikan Pediatri Akademisi’nin tavsiyesi olan günlük 200 IU D vitamini arzulanan seviyeleri teminde yetersizdir, hatta Raşitizm’i önlemeye bile yetmez.

Geçen sene “Harvard School of Public Health” araştırmacıları ve diğerleri bu dozun yeterli olmadığı ve günde en az 1000 IU D vitamini ile istenen serum seviyesi olan  30 ng/ml karşılanabileceğini öne sürmüşlerdir. Ayrıca serumdaki yeterli seviyeyi sağlamada D2’nin D3‘e oranla daha az etkili olduğu gösterilmiştir.

Aşırı D vitamini ile toksik seviyelere ulaşmak mümkündür. Uzun bir süre günde 40.000 IU ve üzerinde alındığında görülebilir. Bu da haftada 1 ampul (=300.000 IU) D vitaminin 1-2 yıl alınması ile olur. Güneş ışınları ile doz aşımı olmamaktadır, zira güneş ışınları D vitamininin fazlasını parçalar. “The Food and Nutrition Board of the Institude of Medicine” tolere edilen en yüksek sınırı; 1-12 aylık bebeklerde 1000 IU, çocuklarda, erişkinlerde, gebelerde ve süt veren annelerde 2000 IU olarak belirlemiştir.

50 yaş ve sonrasında D vitamini eksikliği riski daha fazla artar. Hem cilt eskisi kadar etkili D vitamini sentezi yapamaz, hem böbreklerde D vitamininin etkili şekle dönüşü azalır. İleri yaşlardaki kalça kırıkları D vitamini eksikliği ile olur. Ayrıca devamlı evde oturan ve her yeri kapalı olarak dışarı çıkanlarda D vitamini eksikliği daha fazla olur.

Fazla “kafein” alınması da kemik dokusunda kayıplara sebep olur. Kafein, D vitamini emilimini azaltarak kemiklerin mineral yoğunluğunu azaltır. Bu etki ancak günde 300 mg.’dan fazla kafein alınması ile olur. Bu da 532 cc. eder.

Bu çalışmalar göstermiştir ki, gerek güneş ile gerek gıdalardan yeterli D vitamininin alınmasında halkın bilgilendirilmesi gereklidir.

 

Yazarın Diğer Yazıları
- İshaller ve tedavileri
- Hamilelikte zararlı olan antibiyotikler
- Tifo hastalıkları
- Kuduz hastalığı ve tedavileri
- Streptokok cahilliği ve yapılan saçmalıklar
- Düşük lökosit ve nötrofil sahtekarlığı
- Görüntüleme cihazları
- "Kulağında sıvı var"
- Kulak ağrıları ve akıntıları
- Korona ve interferon
- Covid 19 Aşısı (BioNTech ve Pfizer aşısı)
- 2020-2021 grip aşıları
- Koronavirüs (Covid-19) testleri
- Ateş hakkında uydurmalar ve gerçekler
- Alice in wonderland sendromu
- Döküntülü-Ateşli Hastalıklar
- Bactrim: Nedir, ne değildir?
- Virüslerle kanser tedavisi
- Ateşin yan bulguları ve sebepleri
- Yenidoğan bebekte cilt lekeleri
- 2016-2017 Grip aşıları
- MR ve zararları
- Bitkisel toksinler, hücre direnci ve yararları
- İlk intiba
- Hemofili ve tarihte hemofili
- Bal, mikroplar ve enfeksiyonlar
- D vitamini yapımı ve tedavileri
- Barsak cidarı, bakteriler ve ishaller
- Ebola virüsü
- Geleceğin tedavileri
- Ateşin bakteriler ve virüsler üzerine etkileri
- Alerjiler
- Yemeklerin tarihi
- Yenidoğan bebeğinin özellikleri
- Yemek pişirmenin kimyası
- Çocuklarda risk değerlendirmesi
- 2013-2014 Grip Aşıları
- Coronavirusler
- Bebeklerde beslenme sayısı ve miktarları
- Terkedilen çocuğun ıstırabı
- Bağışıklık sistemimiz
- Sağlıkta kalite kimleri ilgilendirir?
- Meningokok aşıları
- Çocuk felci aşılarının yapımı ve farkları
- Mikroplar ve bağışıklık sistemi
- Ateşin yan bulguları ve sebepleri
- Evdeki klimalar tehlikeli midir?
- İlk antibiyotik ve...
- Yuttuğumuz sakızlar nereye gidiyor?
- Kurşun zehirlenmeleri ve tedavileri
- İdrar yolu enfeksiyonları
- Demir eksikliği anemisi
- Gaz yapıcı gıdalar
- Pastörizasyon!..
- Gıdaların raf ömrü uzayınca, insanların raf ömrü kısalır mı?
- Yoğurt yapmak için maya yerine toprak kullanmak
- 2010-2011 dönemi grip aşıları
- Patojen E.coli İshalleri
- Çocuklu ailelerin tatile çıkması
- Bebeklere çiğneme nasıl öğretilir?
- Hava değişimleri ve çocuklar
- Kızamık ve Suçiçeği aşıları: 1 doz? 2 doz?
- Yenidoğan Tetanisi ve Tetanosu
- Prevenar13 aşısı kimlere kaç doz yapılacak?
- Hipotermi ve kanguru tedavisi
- Kanguru aparatının kullanımı
- Bitlenme ve tedavisi
- Çocuk yetiştirme anlayışı
- 2010-2011'de grip aşısı kimlere, kaç doz yapılmalı?
- Yenidoğan sarılığı ve tedavisi
- Yeni doğanın kan değerleri
- Türk Porfiriası
- Adjuvant
- Genetiği değiştirilmiş gıdalar
- Domuz gribi: A/(H1N1) 2009
- Araçlarda çocuk koltukları şart!
- Ateşli hastalıklar
- Yaz ishalleri
- Gripler, salgınlar ve pandemiler
- BCG Aşısı
- Kanında mikrop var!
- Süt alerjisi, bağırsak kanaması ve yalanlar
- Virüslerin çoğalması
- Çocuklarda konuşma bozuklukları
- C vitamini efsaneleri
- Yağlar, Yağ asitleri ve Omega 3
- Cıva ve Tıb
- Grip aşısı zamanı geldi, kafalar yine karıştırıldı!
- Lejyoner hastalığı ve yanlış bilgiler
- Down Sendromu, Mongolizm, doğrular ve aldatmacalar
- D vitamini ve bilinmeyen yönleri
- Anne sütü ve rakipleri
- Bebek bakımında hurafeler
- Çocukların hava yolculuğu
- Bir beyaz yalan uğruna…
- Demir eksikliği anemisi
- Aşı kartları ve kayıtları
- Kenelerle bulaşan hastalıklar
- Öksürük ve nezlenin tedavisi…
- Döküntülü hastalıkların tarihi sınıflandırılması
- Rotavirüs aşıları
- Bebeklerin gaz problemi
- Beta diye bir virüs!
- Ateş ve tedavisi
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE