KADİR TUĞCU
kadir@anneoluncaanladim.com
Barsak cidarı, bakteriler ve ishaller

Barsaklarımızın iç cidarı, yoğun bir bakteri topluluğu ile kaplı vaziyettedir. “Probiyotik” denilen bu bakteriler; hem yediğimiz gıdalardaki uzun zincirli karbonhidratları parçalayarak kolay hazmedilmelerini sağlarlar, hem yaptıkları sentezler ile vücuda gerekli vitamin ve amino asitleri sağlarlar, hem de oluşturdukları yoğun nüfus ile hastalık yapıcı yabancı bakterilerin yerleşmelerini önlerler.

Antibiyotik kullanımı ile bu bakterilerin yok olması sonucu, hastalık (ishal) yapıcı bakterilerin bu satıhlara yerleşebilmeleri kolaylaşır ve inatçı ishaller başlar...

Hem zararlı, hem yararlı bakterilerin bu barsak cidarına olan düşkünlükleri boşuna değildir. Barsağin iç yüzünde, bir sıra özel çıkıntıları olan ve “Epitel” denilen bir tabaka vardır. Bu tabakanın, vücudun damar sistemi ile bir bağlantısı yoktur. Gerekli olan enerjiyi, barsak boşluğundan emilen maddelerle karşılar.

Barsaklar, devamlı gıdalarla dolu olmazlar. Barsak boşluğunda gıda olmadığında bu probiyotik bakteriler nasıl yaşayabilmektedirler? Barsaklar boş olduklarında, cidardaki bakterilerin uyarıları ile, “Tip 3, innate Lenfoid hucreleri” Interlokin-22(IL22) salgılarlar ve barsak epitelindeki IL-22R denilen reseptörleri uyarırlar. Bu uyarı ile Epitel hücrelerinde, “fucosyl transferase” (FUT-2) imalatı ve epitelden uzanan, kısa zincirli karbonhidratların imali artar. Bu kısa zincirli karbonhidratlar, uçlarındaki “fucose” molekülü sayesinde,  bakteriler tarafından özümlenerek, bakterilerin enerji ihtiyaçları karşılanır. Bu şekilde, barsak içinde gıda olmadığında da bu bakteriler hayatiyetlerini devam ettirebilirler. Bakterilerin bu satıha olan düşkünlüklerinin sebebi de budur. Epitel hücreleri, bu kısa zincirli karbonhidratlari, daha evvelce emilen karbonhidratlardan imal ederler. Saf protein ile beslenenlerde, bu mekanizma zorlanır, bu karbonhidratları imal edecek, kompleks karbonhidratlar da barsak boşluğunda olmadığından kısa zincirli karbonhidrat imalatı durur, probiyotik bakterilerin sayısı azalır. Bunun sonucunda, hastalık yapıcı bakterilerin, bilhassa Clostridium Difficile gibi bakterilerin yerleşmeleri ile hastalıklar baş gösterir. Bu şekildeki hastalara, antibiyotik verilmesi ile de, probiyotik bakterilerin yok olmalarına ve C. Difficile bakterilerine daha fazla yer açılmış olur.

Bilhassa; zayıflamak gayesi ile; Atkins veya Ducan diyeti gibi, karbonhidratsız diyetlerde, diyetleri uygulayanlarda, bir müddet sonra, bu ishallere sık rastlanılmaktadır. Barsaklarda, az da olsa mutlaka, karbonhidratlı gıdaların bulunması, sağlık açısından son derecede önemlidir.

Yazarın Diğer Yazıları
- İshaller ve tedavileri
- Hamilelikte zararlı olan antibiyotikler
- Tifo hastalıkları
- Kuduz hastalığı ve tedavileri
- Streptokok cahilliği ve yapılan saçmalıklar
- Düşük lökosit ve nötrofil sahtekarlığı
- Görüntüleme cihazları
- "Kulağında sıvı var"
- Kulak ağrıları ve akıntıları
- Korona ve interferon
- Covid 19 Aşısı (BioNTech ve Pfizer aşısı)
- 2020-2021 grip aşıları
- Koronavirüs (Covid-19) testleri
- Ateş hakkında uydurmalar ve gerçekler
- Alice in wonderland sendromu
- Döküntülü-Ateşli Hastalıklar
- Bactrim: Nedir, ne değildir?
- Virüslerle kanser tedavisi
- Ateşin yan bulguları ve sebepleri
- Yenidoğan bebekte cilt lekeleri
- 2016-2017 Grip aşıları
- MR ve zararları
- Bitkisel toksinler, hücre direnci ve yararları
- İlk intiba
- Hemofili ve tarihte hemofili
- Bal, mikroplar ve enfeksiyonlar
- D vitamini yapımı ve tedavileri
- Barsak cidarı, bakteriler ve ishaller
- Ebola virüsü
- Geleceğin tedavileri
- Ateşin bakteriler ve virüsler üzerine etkileri
- Alerjiler
- Yemeklerin tarihi
- Yenidoğan bebeğinin özellikleri
- Yemek pişirmenin kimyası
- Çocuklarda risk değerlendirmesi
- 2013-2014 Grip Aşıları
- Coronavirusler
- Bebeklerde beslenme sayısı ve miktarları
- Terkedilen çocuğun ıstırabı
- Bağışıklık sistemimiz
- Sağlıkta kalite kimleri ilgilendirir?
- Meningokok aşıları
- Çocuk felci aşılarının yapımı ve farkları
- Mikroplar ve bağışıklık sistemi
- Ateşin yan bulguları ve sebepleri
- Evdeki klimalar tehlikeli midir?
- İlk antibiyotik ve...
- Yuttuğumuz sakızlar nereye gidiyor?
- Kurşun zehirlenmeleri ve tedavileri
- İdrar yolu enfeksiyonları
- Demir eksikliği anemisi
- Gaz yapıcı gıdalar
- Pastörizasyon!..
- Gıdaların raf ömrü uzayınca, insanların raf ömrü kısalır mı?
- Yoğurt yapmak için maya yerine toprak kullanmak
- 2010-2011 dönemi grip aşıları
- Patojen E.coli İshalleri
- Çocuklu ailelerin tatile çıkması
- Bebeklere çiğneme nasıl öğretilir?
- Hava değişimleri ve çocuklar
- Kızamık ve Suçiçeği aşıları: 1 doz? 2 doz?
- Yenidoğan Tetanisi ve Tetanosu
- Prevenar13 aşısı kimlere kaç doz yapılacak?
- Hipotermi ve kanguru tedavisi
- Kanguru aparatının kullanımı
- Bitlenme ve tedavisi
- Çocuk yetiştirme anlayışı
- 2010-2011'de grip aşısı kimlere, kaç doz yapılmalı?
- Yenidoğan sarılığı ve tedavisi
- Yeni doğanın kan değerleri
- Türk Porfiriası
- Adjuvant
- Genetiği değiştirilmiş gıdalar
- Domuz gribi: A/(H1N1) 2009
- Araçlarda çocuk koltukları şart!
- Ateşli hastalıklar
- Yaz ishalleri
- Gripler, salgınlar ve pandemiler
- BCG Aşısı
- Kanında mikrop var!
- Süt alerjisi, bağırsak kanaması ve yalanlar
- Virüslerin çoğalması
- Çocuklarda konuşma bozuklukları
- C vitamini efsaneleri
- Yağlar, Yağ asitleri ve Omega 3
- Cıva ve Tıb
- Grip aşısı zamanı geldi, kafalar yine karıştırıldı!
- Lejyoner hastalığı ve yanlış bilgiler
- Down Sendromu, Mongolizm, doğrular ve aldatmacalar
- D vitamini ve bilinmeyen yönleri
- Anne sütü ve rakipleri
- Bebek bakımında hurafeler
- Çocukların hava yolculuğu
- Bir beyaz yalan uğruna…
- Demir eksikliği anemisi
- Aşı kartları ve kayıtları
- Kenelerle bulaşan hastalıklar
- Öksürük ve nezlenin tedavisi…
- Döküntülü hastalıkların tarihi sınıflandırılması
- Rotavirüs aşıları
- Bebeklerin gaz problemi
- Beta diye bir virüs!
- Ateş ve tedavisi
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE