KADİR TUĞCU
kadir@anneoluncaanladim.com
Kulak ağrıları ve akıntıları

Kulak ağrıları çocukluk çağında çok sık rastlanılan bir rahatsızlıktır. Aniden ve genellikle gece gelen kulak ağrıları aileleri çok tedirgin eder.

Orta kulak iltihapları başlangıçta asla mikrobik değillerdir. Bunlara; "Seröz Otit" veya "Efüzyonlu Otit" gibi isimler verilir. Böyle bir hastaya, Antibiyotik verilmesi fayda yerine zarar sağlar.  

Kafamızdaki, sinüs ve orta kulak boşluklarında ortamı nemli tutmaya yarayan, gözyaşı yapısında bir sıvı salgılanır. Bu sıvı, bu boşlukları çevreleyen duvarları kaplayan zar tabakasından salgılanır. Bu sıvının fazlası da sinüs kanalları veya öztaki borusu sayesinde boğaza boşalır. Bilhassa gripleri takip eden süreçte oluşan ödem nedeni ile öztaki borusunun kapanması ile bu sıvı akamaz ve içeride birikerek kulak zarına baskı ve ağrıya sebep olur. Bu mekanizmanın oluşmasında bir diğer etken de boğaz yapısının kafa sekline bağımlı olarak öztaki borusunun dar veya eğri olmasıdır. Bu gibi çocuklarda, kulak ağrılarına daha sık rastlanır.

Orta kulakta oluşan bu basınç artması ile bazen ödem çözülür baskı yapan sıvı Őztaki borusundan boşalır ve her şey kendiliğinden iyileşir. Çözülme olmazsa şiddetli bir ağrı oluşur.

Bu durumda yapılacak tek şey; öztaki borusundaki ödemin çözülmesini sağlayan, oksimetazolinHCL veya ksilometazolin ihtiva eden ilaçların kullanımıdır. Bu ilaçların damla seklinde olanlarının tercih edilmeleri kullanım kolaylığı nedeniyledir. Uygulama için; hasta sırt ustu yatar ve her bir tarafa, 2 damla ilaç damlatıldıktan sonra, baş o tarafa çevrilip, 1-2 dakika bekletilir. Spreylerin bu şekilde kullanımları zordur. Gerektiğinde bu spreyler damlalıklı şişelere boşaltılabilirler. Bu uygulamaya 3 ila 5 gün arası devam edilir. Sonrasında serum fizyolojik damlalarının kullanılması, daha az ilaçlı damla kullanılmasını sağlar. Bu tür ilaçlar bazılarının iddia ettikleri gibi kortizon değillerdir. Sadece burun boşluğunu kaplayan tabakadaki mikroskobik filamanların hareketlerini azaltır ve zamanla yok olmalarına sebep olabilirler. Bu sebeple, söylenenden daha uzun sürelerde kullanımı mahsurludur. Ağrının tekrarlama durumlarında, 1-2 gün ara verilmiş olması ikinci kullanım için yeterlidir.

Şiddetli ağrı durumlarında, ağrı kesici olarak; ödem çözücü etkilerinden dolayı, ibuprofen grubu ilaçlar tercih edilirler.

Sülfametoksazol/trimetoprim grubu ilaçlar; hem orta kulak boşluğuna nüfuz edebilen yegâne ilaç olmaları hem immunomodülatör etkileri nedeni ile ateşli kulak ağrılarında tercihen ek olarak kullanılabilir.
 
Bazen bu basınç artması sonucu, kulak zarı delinebilir ve içeride baskı yapan sıvı dışarı akar. Bu durumda, kesinlikle kulağa hiçbir şey damlatılmamalıdır, sadece akıntının nemli bir kâğıt veya gazlı bez ile silinmesi yeterlidir. Bu durumda, ağrı hemen geçtiği için, eski zamanlarda kulağın çabuk delinerek ağrının geçmesini sağlamak için kulak damlaları kullanılırdı. Günümüzde kulak ağrılarında kulak damlalarının kullanılmaları son derecede zararlı olup kulak zarının delinmesine ve eğer zaten delik oluşmuş ise dış kulak yolundaki akıntı ve mikropların orta kulak boşluğuna taşınmasına, bunun sonucunda da pürülan otitlere sebep olabilmektedirler.

Maalesef günümüzde hala kulak ağrılarında, kulağa; gazyağı, zeytinyağı, sirke, çamaşır suyu, idrar gibi aklınıza gelebilecek her turlu sıvı bilinçsizce damlatılmaktadır.

Bu uygulamalar sonucunda, oluşan pürülan otit sonucunda, orta kulak boşluğundaki kemikler, zamanla da etraf kemik dokusu erimekte, iltihap beyin dokusuna sirayet ederek "Otojen Beyin Apsesine" sebep olabilmektedir.

Kulak zarındaki deliğin  kendini tamir edemeyecek boyutta olduğu durumlarda, "Mikro-cerrahi" yöntemleri ile suni kulak zarı yapılabilmekte ve geç kalınmış durumlarda oluşan, otojen beyin apsesi durumlarında, KBB ve Beyin Cerrahisinin müşterek ameliyatı ile olabilecek hayati tehlike atlatılabilmektedir.

 
 

Yazarın Diğer Yazıları
- İshaller ve tedavileri
- Hamilelikte zararlı olan antibiyotikler
- Tifo hastalıkları
- Kuduz hastalığı ve tedavileri
- Streptokok cahilliği ve yapılan saçmalıklar
- Düşük lökosit ve nötrofil sahtekarlığı
- Görüntüleme cihazları
- "Kulağında sıvı var"
- Kulak ağrıları ve akıntıları
- Korona ve interferon
- Covid 19 Aşısı (BioNTech ve Pfizer aşısı)
- 2020-2021 grip aşıları
- Koronavirüs (Covid-19) testleri
- Ateş hakkında uydurmalar ve gerçekler
- Alice in wonderland sendromu
- Döküntülü-Ateşli Hastalıklar
- Bactrim: Nedir, ne değildir?
- Virüslerle kanser tedavisi
- Ateşin yan bulguları ve sebepleri
- Yenidoğan bebekte cilt lekeleri
- 2016-2017 Grip aşıları
- MR ve zararları
- Bitkisel toksinler, hücre direnci ve yararları
- İlk intiba
- Hemofili ve tarihte hemofili
- Bal, mikroplar ve enfeksiyonlar
- D vitamini yapımı ve tedavileri
- Barsak cidarı, bakteriler ve ishaller
- Ebola virüsü
- Geleceğin tedavileri
- Ateşin bakteriler ve virüsler üzerine etkileri
- Alerjiler
- Yemeklerin tarihi
- Yenidoğan bebeğinin özellikleri
- Yemek pişirmenin kimyası
- Çocuklarda risk değerlendirmesi
- 2013-2014 Grip Aşıları
- Coronavirusler
- Bebeklerde beslenme sayısı ve miktarları
- Terkedilen çocuğun ıstırabı
- Bağışıklık sistemimiz
- Sağlıkta kalite kimleri ilgilendirir?
- Meningokok aşıları
- Çocuk felci aşılarının yapımı ve farkları
- Mikroplar ve bağışıklık sistemi
- Ateşin yan bulguları ve sebepleri
- Evdeki klimalar tehlikeli midir?
- İlk antibiyotik ve...
- Yuttuğumuz sakızlar nereye gidiyor?
- Kurşun zehirlenmeleri ve tedavileri
- İdrar yolu enfeksiyonları
- Demir eksikliği anemisi
- Gaz yapıcı gıdalar
- Pastörizasyon!..
- Gıdaların raf ömrü uzayınca, insanların raf ömrü kısalır mı?
- Yoğurt yapmak için maya yerine toprak kullanmak
- 2010-2011 dönemi grip aşıları
- Patojen E.coli İshalleri
- Çocuklu ailelerin tatile çıkması
- Bebeklere çiğneme nasıl öğretilir?
- Hava değişimleri ve çocuklar
- Kızamık ve Suçiçeği aşıları: 1 doz? 2 doz?
- Yenidoğan Tetanisi ve Tetanosu
- Prevenar13 aşısı kimlere kaç doz yapılacak?
- Hipotermi ve kanguru tedavisi
- Kanguru aparatının kullanımı
- Bitlenme ve tedavisi
- Çocuk yetiştirme anlayışı
- 2010-2011'de grip aşısı kimlere, kaç doz yapılmalı?
- Yenidoğan sarılığı ve tedavisi
- Yeni doğanın kan değerleri
- Türk Porfiriası
- Adjuvant
- Genetiği değiştirilmiş gıdalar
- Domuz gribi: A/(H1N1) 2009
- Araçlarda çocuk koltukları şart!
- Ateşli hastalıklar
- Yaz ishalleri
- Gripler, salgınlar ve pandemiler
- BCG Aşısı
- Kanında mikrop var!
- Süt alerjisi, bağırsak kanaması ve yalanlar
- Virüslerin çoğalması
- Çocuklarda konuşma bozuklukları
- C vitamini efsaneleri
- Yağlar, Yağ asitleri ve Omega 3
- Cıva ve Tıb
- Grip aşısı zamanı geldi, kafalar yine karıştırıldı!
- Lejyoner hastalığı ve yanlış bilgiler
- Down Sendromu, Mongolizm, doğrular ve aldatmacalar
- D vitamini ve bilinmeyen yönleri
- Anne sütü ve rakipleri
- Bebek bakımında hurafeler
- Çocukların hava yolculuğu
- Bir beyaz yalan uğruna…
- Demir eksikliği anemisi
- Aşı kartları ve kayıtları
- Kenelerle bulaşan hastalıklar
- Öksürük ve nezlenin tedavisi…
- Döküntülü hastalıkların tarihi sınıflandırılması
- Rotavirüs aşıları
- Bebeklerin gaz problemi
- Beta diye bir virüs!
- Ateş ve tedavisi
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE