KADİR TUĞCU
kadir@anneoluncaanladim.com
İshaller ve tedavileri

Bakteriler ile oluşan ishaller ülkemizde hala önemli bir yer tutmaktadırlar. Bakteriler bağırsaklarda iki çeşit hastalık yaparlar.

İrinli ishaller: Daha ziyade kalın bağırsakta yerleşen bakteriler ile olur ve “Enteroinvasive” denilen doku istilası ve harabiyeti söz konusudur. Bu sebeple, bu bakterilerin damarlı dokularda hastalık yapması sebebi ile antibiyotikler bu dokularda etkili olurlar, zira antibiyotikler sadece, damar dokusu olan yerlerde bakterilere temas edebilirler.

İrinsiz ishaller: Virüslerle, toksin salgılayan (kolera gibi) organizmalarla, parazitlere olur ve ince bağırsak tutulumu vardır. Bağırsak boşluğu içinde kan dolaşımı olmadığı için de, bu tip ishallerde antibiyotik kullanımı söz konusu değildir.

İrinli ishallerde sik, az miktarlarda, ikintili, sümüksü akıntılı gaitalar vardır. Ateş ve toksinlere bağlı sistemik rahatsızlıklar ön plandadır. Bu tip ishallerde dehidratasyon (susuz kalma) söz konusu değildir. Kusma, bu tip ishallerde nadiren olur. Serum gereksizdir.

İrinsiz ishallerde ise, gaita fazla miktarlarda, ağrısız ve bol suludur. Dehidratasyon (su kaybı) oluşabilir. Bu tip ishallerde ajan bakteri ise; önce kusma olur, kusma geçer ishal başlar ve bir daha kusma görülmez. Serum nadiren gerekir.

Eğer; ajan virüsler ise, önce kusma baslar, ishal başlayınca kusma devam eder, sıklıkla Serum gerekir.

İSHALE SEBEP OLAN BAKTERILER:

Shigella:
4 tipi olan bu bakteriler “fekal-oral” yani gaita ile kirlenmiş gıdaların ağız yolu ile alınması ile oluşurlar. Hastalarda ateş, karin ağrısı, sık ve sulu-kanlı gaita vardır. Karın cidarı hassastır. Hemolitik-Üremik Sendrom, Toksik mega kolon ve Reiter Sendromuna yol açabilir. Antibiyotik tedavisi ile iyileşme olur.

Salmonella Typhi:
Tifo Hastalığının amilidir. 4 hafta kadar süren bu hastalık, ateş ve nezle gibi başlar. Hiçbir hastalıkta olmayan bradikardi (nabız yavaşlaması) vardır. Ateşin yükselmesi ile nabız sayısı yükselmez (buna diskordans denir). Ayrıca karaciğer ve dalakta büyüme, on-üst gövdede gül rengi döküntüler (Rose spots) görülebilir. Hastalık ilerledikçe şuur bulanır, hastalığın adını aldığı Tifo-Tifus hali oluşur. (Bu araz nedeni ile Tifo ve Tifüs hastalığı uzun sure ayırt edilememiş, ancak 20. Asır başlarında ayırım yapılabilmiştir.)
Tifüs kelimesi eski Fransızcaya, Vulgar Latince’den gelmiş olup, “extufare” kökünün isim sekli olan “tufus” yani sıcak buhar ve buna maruz kalmış kişi anlamındadır.

Salmonella hastalığı:
Salmonellosiz, klasik Tifodan farklı olup, ‘Tifomsu’ ve ‘Tifomsu olmayan’ iki tipi vardır.
Tifomsu olmayan tip, kirli su ve yiyeceklerle (kümes hayvanları, yumurtalar, et ve süt mamulleri) bulaşır. Akut gastroenterit yanında, baş ağrısı, ateş, halsizlik, bulantı, kusma ve karin ağrısı vardır. Gaita bazen kanlıdır. Antibiyotiklere gerek yoktur, verildiğinde şahıs uzun sure taşıyıcı olarak kalır. Antibiyotikler sadece, “AIDS” ve “Orak Hücreli Anemisi” olan hastalara verilir.

Campylobacter (Helicobacter): En sık görülen bakteridir. Kirli su veya gıdalarla bulaşır. Antibiyotik tedavisine gerek yoktur, etki edemezler.

E. coli (Escherichia Coli): Burada bahsi gecen Koli basili, barsaklarda bulunan ve normal barsak florasına ait olan basilden farklıdır.
Burada konu olan E. coli’ler, “Patojen E. Coli” olarak adlandırılırlar.
1-    Enteropatojenik E.Coli (EPEC)
2-    Enterotoksijenik E.Coli (ETEC)
3-    Enteroinvasive E.Coli  (EIEC)
4-    Enterohemorajik E.Coli (EHEC)
5-    Enteroadhesive E.Coli (EAEC) tipleri vardir.
Patojen E.coli’lerden Enterohemorajik E.coli olan  O157:H7  tipi, pek çok salgının amilidir. Kanlı gaita, hiç ateşin yükselmemesi, karında hassasiyet ve Lökositlerde artma önemli bulgulardır. Hemolitik-Üremik Sendrom, Purpuralar ve toksik megakolon’a sebep olur. Antibiyotikler, fayda yerine zararlı olurlar.

Buna mukabil, turistlerde çok görülen Enterotoksijenik E.coli ishali (travelers diarrhea, Montezuma’s curse) Antibiyotiklere çok iyi cevap verir.

Clostridium Difficile: Antibiyotik kullanımı sonucu oluşan Kolit’in amilidir. Hemen hemen her antibiyotik (bilhassa, Sefalosporinler, Ampisilin ve Klindamisin) tedavisinin sonucunda görülür. Hastalık, antibiyotik kullanılmasından 4-9 gün sonra başlar. Tedavide ilk is antibiyotiklerin kesilmesidir. Bu hastalıkta, Probiyotik ürünler bu safhada faydalı olurlar.

PROBİYOTİKLER, ANTİBIYOTİK ALIRKEN KULLANILMAZLAR! Antibiyotikler bu probiyotik bakterileri de yok ederler.

Yersinia Enterocolitica: Avrupa’da, Amerika’dan daha fazla görülür. Terminal ileum’u (kalın barsağin son kısmı) tutar, sıklıkla Apandisit ile karışır. Ateş, karin ağrısı, hassasiyet, Lökositoz vardır. Sadece; bağışıklık sistemi bozuk olanlarda Antibiyotik kullanılır.

Vibrio Parahemoliticus:
Çiğ veya az pişmiş deniz mahsullerinden bulaşır. Ağır hastalarda Antibiyotik gereklidir.

Vibrio Kolera (Asya tipi Kolera): Kirli sulardan ve gıdalardan bulaşır. Çoğunlukla içme suyuna kanalizasyon karıştığı bölgelerde görülür. Serum ve Antibiyotik (Tetrasiklinler, Eritromisin, Azitromisin, Bactrim)) kullanılır.  Antibiyotikler asla, koruyucu olarak, sağlam kimselerde kullanılmaz. Karantina uygulanır.

Para kolera (El Tor): Asya tipi koleradan daha hafif seyreder. Tedavi; öncelikle Serum uygulanmasıdır. Yukardaki antibiyotikler kullanılabilir. Sağlam kimselerin barsaklarinda uzun sure kalabildikleri için (taşıyıcılık olduğu için) Karantina uygulanamaz.
1970-1972 Sağmalcılar (şimdiki Bayrampaşa) Kolera salgınını, El Tor tipi kolera bakterisi yapmıştı.

Rotaviruslar: Çocuklarda en fazla ishale neden olan ajan, Rota virüslerdir. Dünyanın her bölgesinde görülür ve daha ziyade kış aylarında ishal yaparlar.
Rotaviruslerin 5 ana grubu vardır:

       Grup A: (1 ve 2 diye iki alt grubu vardır) Bebeklerde ve çocuklarda, bazen erişkinlerde ishale neden olan esas gruptur.
       Grup B: Memeli hayvanlarda, bazen insanlarda hastalık yapar.
       Grup C: Genellikle memelilerde, nadiren insanlarda hastalık yapar.
       Grup D: Kuşlarda hastalık yapar, insanlarda görülmez.
       Grup E: Domuzlarda hastalık yapar, insanlarda görülmez.

Rotaviruslardan, Grup A’nin her iki tipine karşı ağızdan verilen (RotaRix ve RotaTeq) aşıları vardır. Bu aşıların ilk dozunun, ilk 3.5 aydan önce başlanması ve 8 ay bitimine kadar da tamamlanma mecburiyeti vardır.

RotaRix asisi; 2 dozda, RotaTeq asisi 3 defada verilir. Her iki asinin yapıları tamamen farklı olduğundan, hangi asi ile başlandı ise, o asi ile devam edilmesi zorunluğu vardır.
Burada anlatılan ishal amillerinin hiçbiri denizlerden veya havuzlardan bulaşamazlar.

Bu bakteri ve virüslerin hastalık yapabilmeleri için belirli sayılarda alınma mecburiyetleri vardır.  (Misal: Tifo için, 100,00 basil alınmalıdır) Bu sebeple denizlerden veya havuzlardan bulaşmaları mevzu bahis değildir.

Deniz veya havuzlardaki koli basili sayıları sadece kirlilik derecesini gösterirler.

Yazarın Diğer Yazıları
- İshaller ve tedavileri
- Hamilelikte zararlı olan antibiyotikler
- Tifo hastalıkları
- Kuduz hastalığı ve tedavileri
- Streptokok cahilliği ve yapılan saçmalıklar
- Düşük lökosit ve nötrofil sahtekarlığı
- Görüntüleme cihazları
- "Kulağında sıvı var"
- Kulak ağrıları ve akıntıları
- Korona ve interferon
- Covid 19 Aşısı (BioNTech ve Pfizer aşısı)
- 2020-2021 grip aşıları
- Koronavirüs (Covid-19) testleri
- Ateş hakkında uydurmalar ve gerçekler
- Alice in wonderland sendromu
- Döküntülü-Ateşli Hastalıklar
- Bactrim: Nedir, ne değildir?
- Virüslerle kanser tedavisi
- Ateşin yan bulguları ve sebepleri
- Yenidoğan bebekte cilt lekeleri
- 2016-2017 Grip aşıları
- MR ve zararları
- Bitkisel toksinler, hücre direnci ve yararları
- İlk intiba
- Hemofili ve tarihte hemofili
- Bal, mikroplar ve enfeksiyonlar
- D vitamini yapımı ve tedavileri
- Barsak cidarı, bakteriler ve ishaller
- Ebola virüsü
- Geleceğin tedavileri
- Ateşin bakteriler ve virüsler üzerine etkileri
- Alerjiler
- Yemeklerin tarihi
- Yenidoğan bebeğinin özellikleri
- Yemek pişirmenin kimyası
- Çocuklarda risk değerlendirmesi
- 2013-2014 Grip Aşıları
- Coronavirusler
- Bebeklerde beslenme sayısı ve miktarları
- Terkedilen çocuğun ıstırabı
- Bağışıklık sistemimiz
- Sağlıkta kalite kimleri ilgilendirir?
- Meningokok aşıları
- Çocuk felci aşılarının yapımı ve farkları
- Mikroplar ve bağışıklık sistemi
- Ateşin yan bulguları ve sebepleri
- Evdeki klimalar tehlikeli midir?
- İlk antibiyotik ve...
- Yuttuğumuz sakızlar nereye gidiyor?
- Kurşun zehirlenmeleri ve tedavileri
- İdrar yolu enfeksiyonları
- Demir eksikliği anemisi
- Gaz yapıcı gıdalar
- Pastörizasyon!..
- Gıdaların raf ömrü uzayınca, insanların raf ömrü kısalır mı?
- Yoğurt yapmak için maya yerine toprak kullanmak
- 2010-2011 dönemi grip aşıları
- Patojen E.coli İshalleri
- Çocuklu ailelerin tatile çıkması
- Bebeklere çiğneme nasıl öğretilir?
- Hava değişimleri ve çocuklar
- Kızamık ve Suçiçeği aşıları: 1 doz? 2 doz?
- Yenidoğan Tetanisi ve Tetanosu
- Prevenar13 aşısı kimlere kaç doz yapılacak?
- Hipotermi ve kanguru tedavisi
- Kanguru aparatının kullanımı
- Bitlenme ve tedavisi
- Çocuk yetiştirme anlayışı
- 2010-2011'de grip aşısı kimlere, kaç doz yapılmalı?
- Yenidoğan sarılığı ve tedavisi
- Yeni doğanın kan değerleri
- Türk Porfiriası
- Adjuvant
- Genetiği değiştirilmiş gıdalar
- Domuz gribi: A/(H1N1) 2009
- Araçlarda çocuk koltukları şart!
- Ateşli hastalıklar
- Yaz ishalleri
- Gripler, salgınlar ve pandemiler
- BCG Aşısı
- Kanında mikrop var!
- Süt alerjisi, bağırsak kanaması ve yalanlar
- Virüslerin çoğalması
- Çocuklarda konuşma bozuklukları
- C vitamini efsaneleri
- Yağlar, Yağ asitleri ve Omega 3
- Cıva ve Tıb
- Grip aşısı zamanı geldi, kafalar yine karıştırıldı!
- Lejyoner hastalığı ve yanlış bilgiler
- Down Sendromu, Mongolizm, doğrular ve aldatmacalar
- D vitamini ve bilinmeyen yönleri
- Anne sütü ve rakipleri
- Bebek bakımında hurafeler
- Çocukların hava yolculuğu
- Bir beyaz yalan uğruna…
- Demir eksikliği anemisi
- Aşı kartları ve kayıtları
- Kenelerle bulaşan hastalıklar
- Öksürük ve nezlenin tedavisi…
- Döküntülü hastalıkların tarihi sınıflandırılması
- Rotavirüs aşıları
- Bebeklerin gaz problemi
- Beta diye bir virüs!
- Ateş ve tedavisi
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE