HÜSEYİN AKDAĞ
huseyinakdag@anneoluncaanladim.com
Cesaret ve onur

22 Temmuz - 28 Temmuz 2019 haftası

23 Temmuz Salı Güneş Aslan Burcuna Geçiyor (05:50)


"sınav"

Kükremek! Ben buradayım demek! Kendini göstermek! İçinden geldiği gibi hareket edebilmek! Samimiyet! Ne güzel şey! Bir tehlikesi var. Fazla büyümek, bir sen oradasın zannetmek, kendinden başka kimseyi görmemek! Öyle gürültülü olmak ki başka kimseyi duymamak!

Bir arkadaşım ile tartışıyorduk: "Benim arkamda Yaradanım var!" dedi. Eh işte bizim arkamızda da... Bir sussana ya! Bir de kalbi görenler vardır. Samimiyetin farkında olanlar... Bir şeyin farkında olmak için önce o şeye sahip olmak gerekiyor. Kendinde olmayan her şeye kördür insan, bir şekilde içinden geçmediği her şeye...

Birisinin büyük burunlu olduğunu mu düşünüyorsunuz? Sizin burnunuzun da az maşallahı yoktur. Bir kere neden rahatsız etti bu kadar bu sizi? Belki içten bir merhaba ile her şey değişecekti. Korkuyordu belki, o da bir maskeydi. "Merhaba!" sihirlidir. Ha baktınız gardı düşmüyor, siz sınavı verdiniz, huzurla devam edebilirsiniz. Olduğu hal onun sınavı, sizin ona karşı duruşunuz da sizin, hatırlamak gerek!
 
25 Temmuz Perşembe Merkür- Venüs Kavuşumu (03:26)

"güç ve incelik"   

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. Yılan size de kundalini hatırlattı mı? Kundalin, içimizdeki saklı güçtür. Onu uyandırmak demek, gücümüzün farkına varmak ve onu kullanmaya başlamaktır. Bunu bir yeteneğin farkına varıp onu geliştirmek gibi düşünebiliriz. Uyuyan yılanı uyandırma da denir mesela! Eh yetenekleri sayesinde çok iyi yerlere gelip sonrasında süreci yönetemeyerek çuvallayanlar da var mesela değil mi?

Yılanın deliğinden çıkması, gücün ortaya çıkması demek olsa gerek! Güce sahip olanın zalim olması, kendisinin de maruz kalacağına işaret eder. Hayat bir duvar gibidir. Ne atarsak ona o da bize aynı şiddetle iade eder. Kendimizi kaybetmezsek, keyifli bir oyun olabilir, değilse buyurun cenaze namazına! İncelik insanın asaletindendir. İnce insanları sakın aptal sanmayın! Onlar adaleti bilir. 

28 Temmuz Pazar Venüs Aslan Burcuna Geçiyor (04:53)

"güzellik ve samimiyet"

Duygular şelale derken yaşam sevinci sarar ortalığı! İyi kiler hatırlanır! Duygular, birlikte kutlanır. Kutlama zamanıdır! Yenebildiklerimizi kutlarız, aşabildiklerimizi! Kalbimiz pır pır! Samimiyettir insanı güzelleştiren, çekici kılan, dürüstlüktür.

Burnu Kaf Dağı’nda olanların güzelliği, olsa olsa bir robotunki kadardır. İnsanı kalbinin sıcağı güzel kılar. O güzellik ölümsüzdür. Diğeri yanar ve söner. Gün gelir sütun bacakların, füze gibi göğüslerin yerini dolu dolu yaşanmış bir hayatın insanın içini titreten sıcaklığı alır.
Çirkin insan yoktur, aptal insan vardır. Aptallık kişilikle değil, karakterle ilgilidir. Görmemekte ısrarcı olana ne gösterilebilir? Kendiniz için bir şey yapın; bununla birlikte içinde ışık olmayan bir fenerin ne kadar güzel olduğunun bir anlamı olmayacağını da ıskalamayın!

22 Temmuz Pazartesi (Ay günü)
Ay: Koç (13:02 itibariyle) (11:32 boşlukta)
Güneş: Yengeç
Ateş enerjisi / Ay- Merkür üçgeni (08:58) Ay- Güneş üçgeni (11:34)

"Bana anlatma sakın
Riske girseydin eğer
Yola çıksaydın eğer
Neler yapardın neler" (Sinan- Candan Erçetin)

"cesaret ve onur"

Herkes neler yapabileceğinden bahseder. Aslında neler yapardı da, olmadı da, olurdu da, daha dur da, hele bir bıçak kemiğe dayansın da... Neden bıçak kemiğe dayansın? Neden hala vakit varken, elimizde kalan son şansı da yitirmeden değil?

Cesaret edememiş olanlar, tutsaklığa boyun eğmiş olanlardır. İnandıkları şey için savaşamayanlar; yaşam boyu, yenilmiş olmanın yükünü taşırlar. Ne hayatları hayattır ne de gerçekleri gerçek...

Cesaret etmiş olanların bir kısmı savaşırken canlarından olurlar. Onlar yenik değillerdir. Şehit düşmüşlerdir. Kalbin, tutkunun, aşkın şehrine yükselirler. Orada yanan ateş, nesillerinin yangınlarını söndüren yağmur olur.

Korkuyor musun? Korkacak ne var ki? Ne kaybedersin ki? Sahip olduğun ne, neyden korur seni? Korunduğuna inandığın o delikte, yaşıyor musun sanki? Hayat dışarıda, sense kabuklarının ardında...

Cesaret, insanın onurudur. Onursuz bir yaşam, eksik olur. Bugün ne için iyi ki diyerek dalacaksın uykuya? Hatırlayarak yarın uyanamama olasılığını da! Vicdanın yanı başında, buna değer diyorsa ona kulaklarını kapama!  

23 Temmuz Salı (Mars günü)
Ay: Koç
Güneş: Aslan (05:50 itibariyle)
Ateş Enerjisi / Ay- Mars üçgeni (16:33) Ay- Jüpiter üçgeni (19:13) Ay- Satürn karesi (21:30)

"Mevsimler bensiz kalacak
Sonbahar üzülür, dosttuk
İlkbahar belli etmez, eminim
Diğerleriyle sadece arkadaştık
Sıcak demeden, soğuk demeden" (Candan Erçetin)

"sözünü tutmak"

Ya geride kalacaklar? Nasıl bırakırım! Bensiz ne yaparlar? Üzerlerine düşeni! Ve sen buna izin vermiş olursun. Akacak suyun önünde durduğunu düşündün mü hiç? Ve engel olduğun sadece kendi köklerini ıslatacak olan değil!

Korkma gitmekten! Uzaktaysa aradığın, bundan eminsen, uzaklaş! Yakınında olanın ne olduğunu belki sadece böyle anlayabilirsin. O kadar alışmışsındır ki onun varlığına, varlığının ne kadar değerli olduğunu unutmuşsundur. Savaşman gerekenin ne olduğunu şaşırmış ve onunla savaşırken bulmuşsundur kendini! O düşman değil ki! Siz düşman değilsiniz ki! Olsa olsa yorgunsunuz biraz, dinlenmek için ne bekliyorsun?

Ya gittiğimde dönecek bir yer kalmazsa? Öyleyse şu an neredesin? Olmayan bir yerde! Git, belki sen dönmeyeceksin! Bilemezsin! Bununla birlikte yaşayıp görebilirsin. Bu yolculuğa çıkmanın bir tek sebebi var, her şeyin yerini bulması...

Yersiz yurtsuz kalmaktan korkma, belki eksik olan, ait olduğun toprakları bulamamış olmandır. Öyle sanırsın. Aslında orada olsam... Bir kaçıştır bu! Nerede olursan ol, sen kendinlesin! Bunu ancak kendine geldiğinde fark edebilirsin. Öyleyse seni kendine getirecek olan için yola çıkabilmesin. Dönersin, dönmezsin. Birine değil, kendine verdiğin söz için dönersen gerçeksin! 

24 Temmuz Çarşamba (Merkür Günü)
Ay: Koç (17:46 boşlukta)
Güneş: Aslan
Ateş enerjisi / Ay- Pluto karesi (08:20) Ay- Venüs karesi (16:12) Ay- Merkür karesi (17:47)

"Ne aradığını bilmez bir derviş gibi
Yüründükçe bitmez yollarda gezdim
Ne aradığını bilmez her derviş gibi
Yüründükçe bitmez yollarda gezdim" (Aylin Atalay- Candan Erçetin)

"hayatın ta kendisi"

Neden yaptık bunca şeyi? Neden sevdik? Neden seviştik? Neden savaştık? Neden durmadık? Neden yıktık köprüleri? Neden kırmadan, kırılmadan o limandan ayrılamadık? Neden bunca yükü sırtladık? İşe yarar hiçbir şey yoktu içinde... Taşıdık, taşıdık, taşıdık. Hâlbuki bir bıraksaydık, hepimiz rahatlayacaktık!

Öfkeliydik. Canımız yanmıştı ve canının yanmasını istedik. Ancak o zaman anlayabilirdi bizi! Anlaması gerekli miydi? Tüm bunlar onun anlaması için miydi yoksa bizim anlamamız için mi? Biz birisinin başrol oynadığı bir sahnede kötü kahraman olmak için mi dünyaya gelmiştik yoksa kendi başrolümüzle dünya tarihine imzamızı atmak için mi?

Kalbimize dokunan kim varsa bize ilham vermek içindi. Bazen ters motivasyon olabilirdi; bununla birlikte her şey sevgiydi. İyi ya da kötü diye nitelendirebileceğimiz her şey aslında iyi bir şeye hizmet etmekteydi. Acılı, tuzlu, ekşili, tatlı bir çeşni vardı ortada ve bunun adı "hayatın ta kendisi"ydi. Maeve Binchy’nin "Hayatın Ta Kendisi Lokantası" kitabını hatırlatmadı mı size de? Okumadım demeyin! Herkesin bir hikâyesi var ve her hikâyenin bir diğerininkiyle bir kesişmesi... Peşine düştüklerimiz, kendi sırlarımıza açılan kapı değil de neydi? 

25 Temmuz Perşembe (Jüpiter günü)
Ay: Boğa (00:42 itibariyle)
Güneş: Aslan
Toprak enerjisi / Ay- Güneş karesi (04:17) Ay- Uranüs kavuşumu (13:16)

"Ne yaptım biliyor musun?
Daha çok şarkı söyledim
Sigaraya yeniden başladım
Alışveriş yaptım gereksiz" (Sinan- Candan Erçetin)

"uyumlanmak"

Güven duymak... Ne çok kilitler bizi bu duygu değil mi? Sorarken buluruz kendimizi: Ona güvenebilir miyim? Sana güvenebilir miyim? Kendime güveniyor muyum? O güveni hak ediyor mu? Sen bu güveni hak ediyor musun? Ben bu güveni hak ediyor muyum?

Ne zaman güveniriz? Emin olduğumuz zaman! Nasıl emin oluruz? Yaşayarak! Güvenmeden nasıl yaşayabilirim? İnanarak! Neye inanarak? Bu deneyimin bana birçok şeye çok daha farklı bakma şansı kazandıracağına, zenginliğin bu olduğuna...

Bereket, insanın Tanrıya duyduğu güvendir. Tanrı, yaratıcı demektir. Öyleyse güvenmemiz gereken, bizi kendini içimize saklayarak dünyaya getirendir. Bir yolunu buluruz, hele bir yola çıkalım! Yoksa oturur dururuz. Tavuk değiliz ki oturduğumuz yerden iş görelim!

Uyum, yaşamın sihridir. Uyumlanmak ile uymak aynı şey değildir. Uyumlanmak, yerini bulmak ve bir şeylerin de hayatımızda yerini bulmasına izin vermektir. Uymaksa, tabi olmaktır. Orada iki kişi yoktur, bir kişi vardır. Halbuki biz hayata, çokluğun içindeki tekliği yaşamaya geldik. Uyumlanalım! Varoluşa, sonsuzluğa, doğaya, gökyüzüne...  

26 Temmuz Cuma (Venüs günü)
Ay: Boğa
Güneş: Aslan
Toprak enerjisi / Ay- Mars karesi (06:11) Ay- Satürn üçgeni (07:29) Ay- Neptün sekstili (11:58) Ay- Pluto üçgeni (17:57)

"Üzgünüm, acı sözlerim için
Üzgünüm, seni kırdığım için
Haklısın bana darılsan bile,
Beni terk etsen bile,
Ne yapayım, ben böyleyim..." (Armando Manzanero- Ümit Aksu)

"gelişim"

Hepimizin öfkeyle kalkıp zararla oturduğu zamanlar vardır. Zarar ziyan, bir şekilde gelinir hayatta üstesinden, yeter ki öylece örtülmemiş olsun üstü... Değişmek, çok da kolay değildir. Değişen insanın doğası değil, o doğayı dışa vurma şeklidir. Burada ustalık, incelik devreye girecektir.

Paldır küldür konuşmak, samimiyet değil, kabalıktır. Yine de düşünmek gerekir. Ne zaman acı sözler sarf ederken bulur kendini insan? Duydukları incittiği zaman! Ne zaman kırar döker? Kırıldığı zaman! Bana bunu nasıl dersin demeden önce ne sana bunu dedirtiyor demek olgunlaşmış olmak olabilir mi?

Terk edip gittikleriniz oldu mu sizin hiç? Benim çok oldu. Geriye dönüp bakmayanlardan mısınız yoksa bakmıyor gibi yapıp aslında aklı orada olanlardan mı? Pek farkı yok aslında! Geriye dönüp bakmayanlar önlerine baktığında benzer insanlarla karşılaşırlar; çünkü eksik bıraktığın tamamlanmak için kapını çalıp duracaktır.

Bir de bakmıyor gibi yapanlar! Size sesleniyorum! Hiçbir birliktelik böyle bir bitişi hak etmiyor! Özür dilemek için geç değil! Bir şey kaybetmiş olmazsınız; bununla birlikte kazanacağınız bir şey var ki paha biçilmez!

Haklı haksızı koyun kenara! Biz böyleyiz, hepsi bu! Ve bunu kabul ettiğimizde değişmeyiz de gelişiriz. Gelişim, doğanı reddetmek değil onu kabul ederek onu bilinçli bir şekilde yaşayabilmektir. İnsanı öldüren hastalık değil, hastalığa duyarsız kalarak ilerlemesine izin verilmesidir. Bilmem anlatabildim mi? 

27 Temmuz Cumartesi (Satürn günü)
Ay: İkizler (09:28 itibariyle) (07:26 boşlukta)
Güneş: Aslan
Hava enerjisi / Ay- Merkür sekstili (00:43) Ay- Venüs sekstili (07:27) Ay- Güneş sekstili (17:16)

"Korkarım tanışacağız sizinle
Birkaç film seyredeceğiz belki de
Ellerim tanışacak ellerinizle
Seveceksiniz beni uzun uzun
İçimde telaş olacak aşkınız
Bir başka bakacağım günlere
Dünler dahi değişecek gözümde
Seveceğim sizi hem de çok" (Aylin Atalay- Candan Erçetin)

"anılar"

Ya hiç tanışmasaydık? Dokunmasaydı nefesimiz nefesine? Ellerimiz ellerini bulmasaydı sessizliğin içinde, gözlerimiz gözlerini... Ürkek bakışlarımız buluşmasaydı kızaran yüzümüzün eşlik ettiği gülümsememizde?

Ya hiç başlamamış olsaydık? Devamını getiremeyeceğimizi de bilemezdik! Hiç mi eksik bıraktığımız, tamamlayamadığımız bir şey olmadı hayatta? Belki tamamlanması da gerekmiyordu. Bizim eksik kaldığını düşündüğümüz hali, belki onun tamamlanmış haliydi.

Bir eve taşınırken hayalleriniz vardır. Ekseri güzel hayallerdir bunlar... Penceresinde bir şey düşlersiniz, mutfağında bir şey, salonunda bir şey, girişinde bir şey... Bir çiçeğiniz olur, sevdiğiniz bir eşyanız, oradan oraya koşarak evi tanımaya çalışan evcil hayvan(lar)ınız, çocuklarınız! Belki bu evi sizinle paylaşacak biri! Bir gün birlikte ayrılırsınız bu evden belki! Yeni düşlere yol almak üzere demir alır geminiz...

O evi unutmazsınız. Acı tatlı bir sürü anınız vardır orada ve bu ev değerlidir sizin için, ne olursa olsun! İnsan yaş aldıkça geçmişini daha çok özlüyor. Umursamadığı bir sürü şey daha bir değerli oluyor. Duvarlarında kokunuzu bıraktığınız, üzerinize kokusu sinen her şeyi sevin, hep sevin, çok sevin... Yaşam bu histe saklıdır. 

28 Temmuz Pazar (Güneş günü)
Ay: İkizler (18:22 boşlukta)
Güneş: Aslan
Hava enerjisi / Ay- Jüpiter karşıtlığı (12:08) Ay- Mars sekstili (15:45) Ay- Neptün karesi (18:23)

"Herkesin bir isi var
Herkes kararlı
Herkesin acelesi var
Zaman sınırlı" (Candan Erçetin)

"yolun sonundaki ışık"

Herkes bir koşturmadır gidiyor. İşler bitmek bilmiyor, ne yapsan kimseyi tatmin etmiyor, herkes hep daha fazlasını istiyor, kimse doymak bilmiyor. Sahip olan daha fazlasının peşinde, sahip olmayan sahip olmanın...

İnanıyorum, başaracaksın, ha gayret! Ben de inanıyorum, peki ne zaman duracaksın? Durmak zorunda kalınca mı? Durup düşünmek! Ne için yola çıktığını hatırlamak! Ne için yola çıkmışken kendini nerede bulduğunu... Sahip olduklarının tadını çıkaramıyorsan onlara sahip olmanın ne anlamı var ki?

Sahip olduğun neler var? Kalbin var mesela! Sevdiklerin var! Sevemediklerin de var. Olsun, onların da başka bir tadı var. Sen varsın sonra! Ellerin, ayakların var. Yeteneklerin var! İlişkilerin var! Sevmelerin kadar sevişmelerin de var. Gizemli sularda attığın kulaçlar... Kalbine dokunmak, ruhuna dokunmak... Çıplak kalmak, çıplaklığına dokunmak...

Bugün dur biraz! Her gün yaptığın şeyleri yapıyorsan, yapacaksan da dur biraz! Acelen varsa da hatta! Ne yapıyorsun? Ne sana bunu yaptıran? Bu eylemin içindeki güzel şey ne? Bunu bilerek yap! Ne aceleye getir ne uyuşuk olarak ruhunu yitir! Ki vakit kalsın başka bir şeylere de! Bugünün armağanını vermeyecek misin kendine? Hadi öyleyse, yolun sonundaki ışığa, birlikte!

Dosta selam olsun,

Hüseyin Akdağ

Kaynak: www.anneoluncaanladim.com

Bireysel Doğum Haritası Analiziniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz:

0212 274 08 47 / 0544 798 52 07
www.heraakademi.com

Doğum haritası analizimiz ile kim olduğunuzu, dışarıdaki kişinin sizi nasıl gördüğünü, neyin size iyi geldiğini, bunların bir araya geldiklerinde birbirlerini nasıl etkilediğini, sahip olduğunuz potansiyelleri, yakın çevrenizi, ailenizi, iç dünyanızı, aşkın sizin için ne olduğunu, yaşama nasıl hizmet edebileceğinizi, partnerinizden aslında ne beklediğinizi, onunla olmanın size sağladığı fırsatları ve bu durumun sizi karşı karşıya bıraktığı sınavları, yaşamda sizi neye çağırdığını, neyin sizin ufkunuzu genişletebileceğini, iş ve kariyer hayatınızın önemli sırlarını, arkadaşlık ilişkilerinizi, neye teslim olmanız gerektiğini ve ruhsal olarak nereden nereye ilerlemenin önemini bulabilirsiniz.

Yazarın Diğer Yazıları
- Peri tozu attım zamana
- Kanatlarımı seviyorum
- Tarih yeniye açılan kapıdır
- Bir kepçe daldır kalbine, şifa niyetine
- Hesap kapanıyor
- Dökülen yapraklar baharın ışığıdır
- Dünya sınavım
- Hatırlama zamanı
- Göklerin sırları
- Duyguların ötesindeki şehir
- Sırrı bilmek
- "Hayaller kurardık biz yıllar önce"
- Kendini anlamak
- Karanlık sokakların aydınlığı
- Nereye gidiyoruz?
- Güç kazanmak için
- Değişimin matematiği
- Büyümek istemiyorum anne
- Cesaret ve onur
- Yol almak
- Adalet, Karanlık ve Aydınlık
- Kaplumbağanın kazandığı bir yarış
- Kalbine dokunmak yaşamın
- El ele kutlanır hayat
- Bilinçaltı okyanusu
- Karanlıktan aydınlanmaya
- Sorumluluğunu almak düşlerin
- Mülkün temeli olan adalet
- Kalan sağlar
- Kafada çakan şimşek
- Aklın yolu
- Özgürlüğün basamakları
- Yol seni çağırıyor
- Yıldızlar yeryüzene iniyor
- Dünyada olmak
- Masallarda buluşuruz
- Aklın kervanı
- Güneşi hatırlatan
- Kalbin bereketi
- Yolun sırrı
- Sevgi ve sadakat
- Yılanın dansı
- Gümüş anahtar, altın anahtar
- Yeni yollar yeni zamanlar
- Hayalleri kadar zengindir insan
- Eskiden yeniye
- Kader programı
- Kalbin yolu
- Ben seni seçtim
- Savaşlar ve barışlar
- Sapla samanı ayırmak
- Ruhların rehberi
- Kanat çırpmak
- Aşk ve sevgi
- Özgürlük ve canlılık
- Doğan günün sırrı
- Düşler gerçeklere yürürler
- Kutsal ateşi yakma
- Gücün sırrı
- Hayaller ve gerçekler
- Zamanın ruhu
- Ruhun derin sularına doğru
- Tanrının kalemi
- Yaşamın büyüten yokuşları
- Kadersel bir eşik
- Ruhun saf ışığı
- Geleceğin ruhu
- Bugünde atılan tohumlar
- Eskinin değeri yeniye açtırdığı kanatta saklıdır
- Hakikate uyanmak
- Büyük Dönüşüm
- Tanrının tartısı
- Kalbin zaferi
- Zamana karşı kazandığımız zafer
- Suç yok, suçlu yok
- Arınma zamanı
- Yarının şarkıları
- Özgürlük seçim hakkıdır
- İnsanın en büyük keşfi aşktır
- Çocuk yarındır
- Sessizliğin çığlığı
- Yenilenen döngüler
- Gökyüzü ve yeryüzü
- Zamanı aşan öz
- Yeni zamanın yeni yolcuları
- Bilgeliğin kalbine doğru
- Savaşçı uyanıyor
- Sorular ve cevaplar
- Derin sulardan geniş ufuklara
- Sırrın berrak ışığı
- Aklımız biraz "düzenbaz ve yalancı"
- Karanlıktan doğan ışık
- Bir ben var bende, benden içeri...
- Derin suların sessizliği
- Şarkı söylemek lazım
- Yol ve değişim
- Çözülme ve saflaşma
- Akıl ve idrak
- Yol açılıyor
- Yolculuk başlasın
- Bir gün bir de bakmışsın... Hayat!
- Canlı olmak
- Fırtına sonrası doğan güneş
- Büyümenin sancısı
- Canlılık
- Yeni zamanın sırrıdır
- Ruh ve zaman
- Zamanın sırrı
- Ölüden diriye
- İçsel uyanış
- Asılı kalmak
- Savaşın anlamı
- Barışa doğru
- Yeni bir bilinç
- Sorumluluk, özgürlük ve teslimiyet
- Kalbin zaferi
- Kalpten akıla
- Söz büyüdür
- Yolun sırrı
- Yeninin doğumu
- Duygusal arınma
- Barışın yolu
- Baharın şarkısı
- Arınma ve yeniye hazırlık
- Büyük değişime hoşgeldiniz!
- Su akar, yatağını bulur!
- Ruhun diliyle konuşmak
- Yürümeye devam
- Biraz oyun zamanı
- İpleri ele almak
- Sevgiyi anlamak...
- Biraz esneyin!
- Yeni yılın ilk Dolunay’ı...
- Yeni yılın ilk haftası içimize dönmek isteyebiliriz!..
anneoluncaanladim.com'u ziyaret etmek için tıklayın
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE