Ne kadar farkındayız?
(12-18 Aralık 2011 Haftası)
2012’nin temalarını belirgin bir şekilde hissettirecek bir haftaya başlıyoruz. Dünyada ciddi anlamda karmaşa, kargaşa yaşanırken kişisel yaşamlarımızda, kendi küçük dünyamızdaki sorunlar önemsiz gözükebilir. Ancak yine de kendimizi ailevi sorunlar, iç hesaplaşmalar, duygusal ihtiyaçlardan pek uzaklaştırabildiğimiz söylenemez.
Geçen hafta İkizler burcunda gerçekleşen Ay tutulması bilinçaltının karanlıklarına saklanmış konuları bir bir çıkarmaya başladı ortaya. Bizim için sorun oluşturan konuları yeni bir bakış açısı ve yaklaşım tarzıyla ele almak, süregelen bir sistemin sorgulanarak sonlanması veya form değiştirmesi anlamına geliyor. Yaşanan gerilimler ise bitişlerin ve yeninin sancıları… Ay tutulmaları duygusal yoğunluğun en hissedilir yaşandığı zamanlardır. İç dünyamızla temasa geçmekten ve herhangi bir nedenle gerçek ihtiyaçlarımıza dokunmaktan kaçtığımız oranda şiddeli ve sarsıcı duygusal patlamalar yaşarız. Ay’ın mide, bedenimizdeki sıvılar, hormonlar ve otonom sinir sistemini temsil ettiğini düşünecek olursak bu süreçte sindirim sistemi, ödem, şişkinlik, hormonal düzensizlikler ve gaz şikayetleri yaşayanları daha iyi anlayabiliriz.
Şu anda duygusal sükunete, kendimizi iyi ve duygusal anlamda ihtiyaçları giderilmiş hissetmeye her zamankinden çok ihtiyacımız var. Bol su içelim, her gece yatmadan önce günün olumsuz enerjilerini banyo yaparak atalım, mümkünse deniz kenarında dolaşalım. Su arındıran, temizleyen tek elementtir. Lavanta, bergamut ya da sandal ağacı kokusu bizi yatıştırıp rahatlatacaktır. Dumanlı kuartz veya siyah obsidyen, topaz, sitrin veya kaplan gözü gibi doğal taşların da bu anlamda yaratacağı olumlu etkilerden yararlanmaya bakalım.
BU HAFTA İÇİMİZDEKİ GÖKYÜZÜ NASIL? 12 Aralık Pazartesi: Ay’ın yönetiminde olan Pazartesi gününe yine Ay’ın hakimiyetiyle giriyoruz; duygusallık, hassasiyet, aidiyet duygumuz, bilinçaltının karanlıklarına ittiğimiz geçmişe ait konular, anılar, ailevi meseleler veya evde yapılacak tamirat tadilat işleri ön plana çıkabilir. Güneş dışa dönük, özgür ve maceraperest ruhlu Yay’da yol alırken, Yengeç’te ilerlemesini sürdüren Ay ile bizi duygusal salınımlara savuracak iç yolculuklarımız yoğun.
Öğleden sonra saatlerinden itibaren ise, tepkisellik, anlık öfkeli reaksiyonlar iyice kendini hissettirmeye başlıyor. Başak’taki Mars ile Yay’da bulunan Kuzey Ay Düğümü gerilimli açı içinde olacaklar.
MED-CEZİR… 13 Aralık Salı: Dünkü duyarlılığımız ve sezgiselliğimiz gün boyunca devam edecek. Ruh halimiz dalgalanmalara açık. Diğerlerinin elektriğini fazlaca hissedebileceğimizden bizi gerecek ortamlardan uzak kalmanın yoluna bakmaya çalışalım.
18.06 itibariyle Ay, 6 saate yakın bir süre açısız kalıyor. O nedenle 23.50’de Aslan burcuna girene dek önemli kararlar almaktan kaçınmamız iyi olur. Zaten hayatın pek de bizim planladığımız şekilde gitmeme olasılığı yüksek olduğundan, sinirlenip öfkelenmeden akşam saatlerini geçirmenin bir yoluna bakmalıyız. Gece yarısına doğru Aslan’ın parlak dünyasını içselleştirdiğimizde enerjimiz, neşemiz ve yaşama coşkumuzun yanı sıra, kendimizi cesurca ifade etme, ortaya koyma kapasitemiz artmaya başlayacak.
14 Aralık Çarşamba: 2 Aralık’tan bu yana Yay burcunda geri gitmekte olan “Tanrıların Habercisi Merkür”, 03.43 itibariyle direkt harekete geçiyor. Ancak “gölge” dediğimiz olumsuz etkisini yaklaşık bir hafta süreyle, üstelik daha güçlü bir şekilde hissettirmeye devam edeceğini tekrar hatırlatmak istiyorum. Bu süreçte atılacak imzalara, bağlayıcı kararlara, iyi planlanmamış yolculuklara dikkat etmemiz gerekiyor. Öte yandan, ruh halimiz daha coşkun, ışıklı ve sıcak duygularla dolu. Ancak her şeyi kişiselleştirmeye yatkın olmak bizi ilişkilerimizde egosal sorunlar yaşamaya götüreceği gibi, yüreğimizden geçenleri ortaya koymaktan, kendimizi nasılsak öyle ifade etmenin lüksünden ve mutluluğundan alıkoyacaktır. Hayatı keyifle, neşeyle yaşamaya çalışalım. Aksi taktirde, değer verilmediğimizi önemsenmediğimizi hissederek kendi ışığımızı yine bizzat biz soldurabiliriz.
15 Aralık Perşembe: Yükselen enerjimiz bedenimizden taşıyor. Neşeli, keyifli, güleryüzlü, yaratıcı ve oyuncu bir çocuksu ruh hali içindeyiz. Gösterişli ortamlarda olmak, dikkat çekmek, beğenilmek, takdir görmek ihtiyacındayız. Beklentilerimizin dolmadığını gördüğümüzde abartılı reaksiyonlar, hiddetli ve gürültücü tavırlar sergileyebiliriz. Geri bildirimlere ve eleştirilere açık değiliz.
16 Aralık Cuma: 03.21 itibariyle Ay boşluğa düştükten sonra 05.59’da Başak burcuna giriyor. Haftanın son bülümünü çalışkan, ayrıntıcı ve titiz Başak özelliklerini içselleştirerek işe yarar bir şekilde organize edebileceğiz. Her şeyi doğru, dikkatli ve pratik bir şekilde yapmaya, verimli olmaya çalışacağız. Gözlemci yönlerimiz keskinleşirken, endişeli ve kuruntulu taraflarımız da iyice belirginleşecek.
17 Aralık Cumartesi: Her şeyi tam olması gerektiği gibi, mükemmel bir şekilde yapma saplantısı bizi zorlayabilir. Kendimize ve diğerlerine karşı eleştirinin dozunu kaçırmayıp, daha esnek ve hoşgörülü olmak ruh ve beden sağlığımızı olumlu etkileyecektir. Planlarımız ve düzenimiz bozulduğunda paniğe veya öfkeye kapılmayalım. Hayatta kontrolümüz dışında olan pek çok şey var. Gerekli olanı kabullenip ilerleyelim.
BOYUMUZU AŞAN İŞLER… 18 Aralık Pazar: Sabah erken saatlerde Ay tekrar açısız kalıyor. Bu zaman aralığının uykuda veya dinlenerek geçirilecek saatlere denk düşmesi çok iyi. Fazla zorlanmadan akışa ayak uydurabileceğiz.
10.07 itibariyle Ay Terazi’ye giriyor. Sevme, sevilme, paylaşma, denge, huzur, kendi içimizde ve çevremizde güzellik ve uyum arayışımızın yanı sıra, sanatsal ve yaratıcı yönlerimiz artıyor. Sevdiklerimizle olumlu ilişkiler içinde, güzel ortamlarda paylaşım içinde olmak bize kendimizi iyi hissettirecektir. Ancak öğleden sonra saatlerinde bu konuda sıkıştıran, baskı yaratan bir etkiyle karşı karşıyayız. 16.18’de gerçekleşecek Venüs-Satürn gerilimi bazı ilişkilerin bize yük gibi gelebileceği durumlarla karşılaşabileceğimize dikkat çekiyor. Otorite konumundaki kişilerle sıkıntı yaşayabilir veya sınır ya da sorumluluklar konusunda anlaşmazlıklara düşebiliriz. Huzurumuz bozulmasın diye sorunları görmezden gelen, barışçıl ama yüzeysel ve gerçeklerden kaçan bir tavır sergilemek, meseleleri halının altına süpürüp ertelemekten başka bir işe yaramayacaktır. Sorunların dile getirilmediği, dışarıdan sakin, huzurlu gibi gözüken pek çok birlikteliğin gerçeklikten uzak ve yüzeysel olduğunu söylemek gerekir. Çatışmaların ilişkimizi sağlamlaştırıp büyüten, birbirimizi doğru anlayıp bir noktada buluşabilmemizi sağlayan yönünü görmezden gelmemek lazım. Burada önemli olan niyetimiz. Üzüm mü yiyeceğiz, yoksa bağcıyı mı dövmek istiyoruz? Bu açının getirebileceği bir başka durum ise yanlış yatırımlar veya gereksiz alışverişler olabilir. Mali açıdan boyumuzu aşan işlere girişmemekte yarar var.
Hepinize güzel ve verimli bir hafta, iyilikler diliyorum. Esen kalın.
|