Havada elektrik var!
Gökyüzünde Kova enerjileri hakimiyetini sürdürüyor. Hepimiz elektrik yüklendik bir bakıma. Kova’nın yönetici gezegenlerinden Uranüs bireysellik, özgürlük dürtüsü, ani değişimler, sıra dışılık, elektrik, elektronik, yeniliklere açık olma, başkaldırılar ve sezgisel bilgiyle ilgilidir.
Beynimizin sol tarafındaki depoda neler biriktirdiğimizi anlatır. Bizi geçmişe bağladığı gibi, gelecekle de ilgili vizyonlar verir. Onları görür, hisseder, izleriz yaşam yolculuğumuzda. Bilinçdışından gelen tekrarlayan mesajlar hangi alana yoğunlaşmamız gerektiği konusunda ciddi kıvılcımlar yaratır, bizleri uyandırır. Artık harekete geçme zamanının geldiğini anlarız, ruhumuzun en derinlerindeki sezgisel bilgiyle. Zaten olaylar da dikkatimizi çekecek şekilde gelişmeye başlar. Bastırdığımız arzularımız ve ihtiyaçlarımız karşımıza çıkan mesajlarla görünür olur. Belki korkudan, belki de şu anki durumumuzla bağdaşmadığını sandığımızdan bir şekilde onları görmezden gelir ya da düpedüz bastırma yoluna gidebiliriz. Gelecek ay bizi bilincimizin katmanlarında bir yolculuğa çıkarabilecek, ruhumuzu büyümeye çağıran bir enerjiyle karşı karşıya olacağız. Kova burcundaki Güneş, Neptün ve Chiron ile etkileşim içinde olacak. Bu süreçte yüzeye çıkıp görünür olan bir acımıza, hüznümüze çok dikkat edelim. En çok yatışıp, dinmesi gereken yaramız bu olabilir. Artık bunları aşıp özgürleşme zamanı geliyor.
BU HAFTANIN TEMASI Etkin olabilmek için çok çaba göstermemiz gereken bir haftadayız. Günlerimiz beklediğimizden karışık geçebilir. Bunca sıkışıklık ve karmaşanın içinde sağ duyulu ve dikkatli olmanın büyük yararını göreceğiz. Yüreğimizin sesini ise asla ihmal etmeyelim. Gözardı edilen istek ve ihtiyaçların büyük patlamalar halinde önümüze dağ gibi yığılabileceği bir sürecin eli kulağında!
Bu hafta özellikle son dönemindeki gerilimli enerjileriyle bizi biraz zorlayacağa benziyor.
BU HAFTA İÇİMİZDEKİ GÖKYÜZÜ NASIL? 25 Ocak Pazartesi: Sabah erken saatlerden itibaren Ay boşlukta olacak. 13:13’te İkizler burcuna girene dek organize olmakta zorlanabiliriz. Yeni bir haftaya biraz karışık, dağınık bir ruh hali ile giriyoruz. Öğleden sonraya kadar istesek de bir türlü toparlanamayabiliriz. Daha sonra kolları sıvayıp haftanın programını gözden geçirdikten sonra işe koyulabilecek durumda olacağız. Aramamız gerekenleri, bakmamız gereken elektronik postaları ve ajandamızda yapılmayı bekleyen işleri sıraya koyabileceğiz.
19:10’da Kova’daki Venüs ile Balık’taki Uranüs’ün gerilimli etkileşimleri sevgi, ilişkiler, para ve sosyallik ile ilgili beklenmedik tansiyonlu durumlar ortaya çıkarabilir. Günlük düzenimizi allak bullak edici olaylarla karşılaşabiliriz. Aslında hem heyecan verici hem de gerilim yaratan bir durum bu. Yeniliklere açık olmak, değişen koşulları kendi gerçeklikleri içinde değerlendirip ayak uydurabilmek iyi olur.
26 Ocak Salı: Ay İkizler’deki yolculuğunu sürdürüyor. İletişimin ve hareketin yoğun olduğu bir gündeyiz. Dürtülerimiz bizi aynı anda değişik yönlere çekebilir. Eğer ciddi bir proje üzerinde çalışıyorsak, bu durum odaklanmamızı engelleyip bizi sinirli ve gergin yapabilir. En iyisi İkizlerin neşeli ve şakacı yönlerini parlatmak, olayları gülümseten taraflarıyla ele almak!
27 Ocak Çarşamba: Yine çabuk dağılıp toparlanmakta zorlanabileceğimiz, ancak renkli de sayılabilecek bir başka gündeyiz. Sabah saatlerinde romantik düşünceler ve duygular, aşk ve tutku var. Bu enerji aynı zamanda ilişkilerde süregelen sorunlarla yüzleşmeyi, uzlaşma için çatışmayı göze almayı gerektiren cesareti teşvik edici nitelikte. Savaşma ve birleşme arzusunun dengeli bir şekilde harmanlanıp entelektüel boyutlarıyla da ortaya konması halinde ilişkilerde oldukça hoş, tazelenen, canlandıran bir etki yaratabilir. Kova’daki Venüs ile Aslan’daki geri giden Mars etkileşim içindeler.
08:34 itibariyle Ay boşluğa düşüyor. 16:02 de ise bu kez duygusal güvenlik ihtiyacı yüksek, kırılgan, alıngan ve hassas Yengeç burcuna giriyor.
28 Ocak Perşembe: Duygusal salınımlara açık bir gündeyiz. Kendi içdünyamız ile temasa geçip kendi duygusal ihtiyaçlarımızın farkına varıp onları doyurmak durumundayız. Kendimizi ancak böylece duygusal olarak güvende hissedebileceğiz. Bilinçdışı tepkiler verebiliriz.
Birşeyleri değiştirme arzumuz yüksek. Mevcut durumumuzu koruyarak kendimizi emniyete aldığımızı sanmak mı, yoksa ne zaman gerçek anlamıyla özgür olacağımızı sorgulamak mı bizim için daha önemli? En öncelikli konu özgürlükten ne anladığımızın yanıtını bulmak galiba. Venüs, Plüto ve Güneş ile Uranüs gerilimli açı içerisindeler.
29 Ocak Cuma: 06:50’de Ay boşlukta. 16:12’de ise Aslan burcuna giriyor. Duygusal havamızdan sıyrılıp gülüp eğlenmek, neşelenmek ihtiyacındayız. Keyfimize bakarken kendi duygusal ihtiyaçlarımızı da açıkça göstermekten geri durmamalı, daha dışa vurumcu ve açık olmalıyız. Ego sorunları, gurur, kibir, hiddet, talepkarlık, her yaptığımızın farkedilmesini beklemek, kontrol dışı duygusal patlamalar gibi gölgeler saklandıkları köşelerden her an çıkabilirler.
İçsel gerilimimiz dış dünyada da yansımalarını bulacaktır. 21:43’te Kova’daki Güneş ile Aslan’da geri gitmekte olan Mars gerilimli açıdalar.
30 Ocak Cumartesi: Dünkü gerilimli hava devam ediyor. Boğa, Aslan, Akrep ve Kovalar (yükselen burçları dahil ) için özellikle zorlayıcı bir hafta sonu var. 08:18’de Aslan-Kova aksında 10 derece ile Dolunay gerçekleşecek. Kendi egosal çıkarlarımızla bir grubun -insanlığın çıkarları arasında dengeyi bulmamız gerekli. Bizden beklenenler ile yüreğimizden geçenler arasında ölçüyü tutturmamız büyük önem taşıyor. İçimizdeki yaratıcı ve coşkun yönleri, yaşama sevincini ortaya çıkarabildiğimiz ölçüde iyi geçireceğiz bu Dolunay’ı.
31 Ocak Pazar: Zor bir günle haftayı kapatıyoruz. Mars ile Uranüs geriliminin yanı sıra, Terazi’deki Satürn ile Oğlak’taki Plüto kare açı içindeler. Bu gergin enerjiler önümüzdeki aylarda da kendini hissettirerek sınırlarımızı zorlayacak. İşe yaramayan, bize uygun olmayan ilişki modellerini “dönüştürme”, olmuyorsa da onlara “gönüllü olarak veda etme” zamanımız geldi. Hayat bize tuttuğumuz yolun ne kadar doğru ve bizim gerçeğimize uygun olduğunu gösterecek türden deneyimler getirecek önümüze. Bir çeşit arınma, gereksiz yüklerden kurtulma dönemine girdik. Öfke ve kızgınlıkların esiri olmadan önce kendi içimizde kendimizle barış ve huzuru, uzlaşıyı sağlamanın yollarını bulmalı, sonra bunun dış dünyada vücut bulmasını sağlamaya bakmalıyız.
Dünya değişiyor. Korkularımıza yenilmemenin yolu, korkuya rağmen korkunun içinden geçebilmeyi göze almaktan geçiyor. Tedbiri ve sağ duyuyu unutmadan elbette…
Hepinize mutlu, huzurlu, güzel bir hafta diliyorum. Esen kalın.
|