Geçen haftaki yazımda da belirttiğim gibi, bu hafta ilişkiler, değer duygumuz ve değer verdiklerimiz gibi konular mercek altında. Hazır konu ilişkilerin sorgulanma zamanına gelmişken, bu hafta ilişkilerin de çeşitli süreçlerden geçebileceklerinden söz edelim istiyorum.

Bir ilişki tıpkı tüm canlılar gibi doğar, büyür ve gelişirken hastalanır. İyileşmek için çaba gösterebilir veya pes eder, sonuçta sürecini tamamlar ve ölür. Hepimiz bir sistemin parçasıyız ve bir ilişkiye girdiğimizde çocukluk koşullanmışlıklarımız, aile yapımız, eğitimimiz, kültürümüz, sosyal konumumuz gibi sırtımızdaki bagajlar ve tüm kişiliğimizi birlikte getiririz. Bu kadar çok faktörle iki kişinin bir araya gelmesindeki zorluğu görebiliyor musunuz?

Ama asıl mucize karşılaşılan andan itibaren her iki kişinin de kendi enerjilerini ortaya koyarak beraberce kendilerine özgü, yepyeni bir model ve sistem yaratabilmesidir. İşte o nedenle kimseyle ilişkimiz bir diğerine benzemez. Her ilişki biricik ve kendine özgüdür. Bunu  yemek yaparken malzemelerin karıştırılması gibi düşünebiliriz. Yoğurt ile sarımsak hoş bir karışımken, sarımsak ile vanilya garip bir bileşim olarak ortaya çıkar.  O nedenle herkesle farklı deneyimler yaşar,  farklı lezzetler alırız ilişki sırasında… Ne zaman birileriyle tanışsak, karşılaşsak birşeyler olur, bir şeyler tetiklenir kişisel doğum haritalarımızda. Ya bize benzeyen insanları çekeriz kendimize. Ya da tam tersi bizi kışkırtan, içimizdeki farklı yönleri çıkarmamıza neden olanları. Aynılık birbirinin içinde erime getireceğinden ilişki bir süre sonra yavanlaşmaya başlayabilir. Farklılık, herkesin kendine özgü bir alanı ve hobileri olması ise ilişkiyi besler, diri tutar. Bir ilişki içerisinde partneri tanımaya çalışırken, kendimizi de daha iyi tanırız. Kişiliğimizin ihtiyaçlarını, egomuzla ilgili durumları, neyi isteyip neyi istemediğimizi anlarız. Bazen iyi başlayan ve iyi giden ilişkilerde bile tıkandığımız noktalar olabilir. Transit veya progresyonlarla bir şeyleri anlama, düzeltme, dönüştürme zamanı gelmiş olabilir. Burada önemli olan niyetimizin ne olduğudur; sorunu tarafsızca algılayıp, “Burada neler oluyor, ben niçin böyle hissediyorum?” diye sorgulamaya başladığımızda arkası çorap söküğü gibi gelir. Kendi gölgelerimizle, tutku, saplantı ve direnme mekanizmalarımızla meşgul olup, hele bir de yaşananlardan salt karşı tarafı sorumlu tutmaya, suçlamaya başladığımızda adeta ilişkiye ateş etmiş oluruz. İlişki yara alır, hatta ölür. Oysa merceği kendimize, davranış şekillerimiz ve ihtiyaçlarımıza yöneltip, kendimizi sorguladığımızda tam tersi kabuk değiştirip adeta küllerimizden yeniden doğacak gücü buluruz. Biz bakış açımızı değiştirdikçe herşey değişir, emin olun.

BU HAFTA VENÜSYEN KONULAR GÜNDEMDE
28 Temmuz Pazartesi günü duygusal reaksiyonlarımız ve anlık tepkilerimiz İkizler karakterinde olacak. Öğrenmek, bildiklerimizi aktarmak, iletişim kurmak ihtiyacında olacağız. Venüs’ün Chiron ile etkileşimi dikkatimizi ilişkilerimize, değer sistemimize, kendimizi değerli bulmakla ilgili düşüncelerimize yöneltmemizi sağlıyor. Bu konulardaki duygularımızı anlama ve onlarla başa çıkma zamanı.

29 Temmuz Salı oldukça yoğun enerjilerle dolu bir gün. Ay ile Plüto arasındaki gerilim, bilinçdışından kaynaklanan pek çok duygusal çelişkiyi de beraberinde getiriyor. Akşam saatlerinde Ay, yöneticisi olduğu Yengeç burcuna giriyor. Ev, aile, duygusal güvenlik konuları önem kazanıyor. Daha hassas ve kırılgan olabiliriz. Güneş ile Merkür’ün kavuşum halinde olması bizi huzursuz kılabilir. Konuşulan konular ve aktarılan bilgiler, bizim için neyin önemli olduğu ve egosal ihtiyaçlarımızla ilgili konulara ışık tutabilir.

30 Temmuz Çarşamba Ay halen Yengeç’teki yolculuğuna devam ediyor olacak. Öte yandan, beklenmeyeni beklememizi ifade eden, özgürlük, bireylik, eşitlik ve başkaldırının temsilcisi Uranüs, iki gün boyunca  hızlı giden gezegenler tarafından tetikleniyor olacak. Merkür ile Uranüs arasındaki gerilimli açı, içimizdeki huzursuzluğun ve kabına sığamama durumumuzun devam ettiğine işaret ediyor. Venüs ise, Uranüs ile ilişkiler arenasında da yine gerilimi ve huzursuzluk duygusunu arttıracak bir açı oluşumu içerisinde bulunuyor. Ekonomik durum da stres yaratabilecek konulardan. Gerilimlerin kaynağı aniden görünür olup bilince çıkabilir.

31 Temmuz Perşembe günü bu kez Ay, Uranüs’ü tetikliyor olacak. Günlük yaşamın akışında hızlanma, heyecan, farklılık arama ve özgürlük  ihtiyacıyla biraz daha tepkisel, telaşlı olabiliriz. Beklenmedik gelişmeler programımızı değiştirmemize neden olabilir. Aynı gün Aslan’daki Venüs, Kova’daki Neptün’e karşıt açı vererek bizi ilişkilerde ve  finansal konularda gerçekçi olmaya çağıracak. Aşırı özverili ve idealist davranmaya veya kendi kendimizi kandırmaya, aldanmaya, aldatılmaya müsait olduğumuz bir gündeyiz.

TAM GÜNEŞ TUTULMASI
1 Ağustos Cuma günü 9 derece 32 dakika ile 13:22’de Aslan burcunda Yeniay ile birlikte Tam Güneş Tutulması gerçekleşecek. Tutulma, Aslan burcundaki Merkür ile de kavuşum halinde olacak. Bu enerji çocukluğumuzdan getirdiğimiz çözülmemiş sorunları yeni bir bakış açısıyla tekrar değerlendirmemiz için bir fırsat. İçimizdeki çocuk ile ilgili iyileştirilmesi gereken temalar gündeme otururken, belki de artık büyüme ve özgürleşme zamanı gelmiş olabilir.

2 Ağustos Cumartesi akşama doğru Ay hafta sonu boyunca kalacağı Başak burcuna geçecek. Günlük yaşantımızda daha planlı programlı davranabilmenin sonucunda daha verimli ve doyumlu olabiliriz. Gereksiz ayrıntılarla dağılıp vakit kaybetmeden, asıl önemli olan ve yapılması gerekenlere konsantre olabiliriz.

3 Ağustos Pazar günü ise, duygusal açıdan olgunlaşmamız gereken, kendi duygularımızın sorumluluğunu aldığımız bir gün geçireceğiz. Kendimizi bir parça karamsar, mutsuz veya ev yaşantımızda istediklerini elde edememiş, tatmin olamamış gibi hissetmemiz de mümkün. Kendimizi nasıl gördüğümüz ile, nasıl olmamız gerektiğine ilişkin görüşlerimiz çatışma halinde olabilir. Kadınlarla (annelerimiz dahil) sorunlar yaşamamız söz konusu olabilir.

Mutlu ve esen kalın…