Sevgili Hülya ile biraraya gelerek “Anne Olunca Anladım” projesi hakkında konuşmamız daha dün gibi. Oysa, şöyle bir dönüp baktığımda ne çok şeyler yapmışız, ne kadar uğraşıp emek vermişiz… Her zaman için parçası olmaktan gurur duyduğum ve koşullar ne olursa olsun burada sizlerle o güçlü sinerjiyi, samimiyeti ve sıcaklığı hissettiğim oluşumun içinde olmak beni çok mutlu ediyor.

Geçtiğimiz günlerde ikinci doğum yılımızı kutlayacağımızı öğrenince “anne olunca anlamama” neden olan, dünyalar güzeli kızım, gurur kaynağım Ece ile birlikte Taksim’e, Tangojean’e koşturdum. Orada yazar dostlar ve siz ebeveynler ile neşe ve coşku içinde sohbet ederken kendimi bir büyük ailenin içinde hissettim. Annelik milat gibi bir şey sevgili dostlar. İnsan bir süre sonra çocuğu olmazdan önceki dönem neler yaptığını, nasıl vakit geçirdiğini hatırlayamıyor bile. Şu anda 20 yaşında, üniversite öğrencisi bir evlat sahibi olarak içim gurur ve mutlulukla doluyor. Boyumca evlat yetiştirmiş olmama karşın ben de tıpkı sizler gibi sitemizdeki uzman yazar arkadaşların görüşlerine baş vuruyor, onları izliyorum. Çünkü biliyorum ki gerçekten de ebeveyn-çocuk ilişkisinde doğru bilgi en güvenilir ve tarafsız şekilde burada bizlere sunuluyor. Birlikte daha nice paylaşım dolu yıllara diyorum.

GEÇTİĞİMİZ HAFTA
Geçtiğimiz hafta 20 Ocak’ta Güneş’in 00:41 derece ile Kova burcuna girmesiyle birlikte toplumsal ve evrensel temalar, özgürlük, eşitlik gibi kavramlar bir ay boyunca gündemimizi meşgul etmeye başlayacak. Kendi içimizdeki farklılıkları, kendimize özgü yönlerimizi yanlış anlaşılacağımızdan korkmadan, ortaya koyma zamanı şimdi. Burada önemli olan herkesin özel ve biricik olduğunu unutmadan onları olduğu gibi, yargılamadan kabul edebilmek ve en önemlisi tepeden bakan bir tavırla yaklaşmamak. Kova insanlarını anlamak bazen zor gelebilir. Onlar zamanın ilerisinde, bilinene herkesten daha farklı bakabilen, ilginç, sıra dışı kişilerdir. Özgürlüğüne düşkün, hatta başkaldıran, değişime açık bir tavırları olmasına karşın (Uranüs), oldukça tutucu (Satürn) bir tarafları da vardır. Toplumun her kesiminden kişilerle arkadaşlık edebilir ama daima mesafeyi korurlar. Kova demek mesafeli yakınlıklar, arkadaşlık kapasitesi, ortak hedefler için gruplar içerisinde yer alabilmek, en yakın ilişkilerde bile bireyliğini koruyabilmek demektir. Hem insancıl amaçlar için hareket eden bir barış severdir, hem de isyankandır. Hem inatçıdır, hem de değişime açıktır. Hem üstten bakan bir hali vardır, hem de bencil değildir! Ne olursa olsun, Kova insanı bütün renkleriyle çağın ilerisinde olan, zeki, yaratıcı, serinkanlı, sıra dışı ve ilginç biridir.

Geçtiğimiz haftanın bir diğer önemli dinamiği ise, 21 Ocak 07:37 itibariyle yazılı ve sözlü iletişimin, mantık ve muhakemenin temsilcisi Merkür’ün geri gidişi sırasında tekrar Oğlak burcuna girmesiydi. Bu konum bazı kararlarımızı tekrar ciddi ve gerçekçi bir şekilde ele almamızı sağlayabilir. Artan zihinsel disiplinimiz, uygulanabilir düşüncelere açık olmayı getirecektir.

24 Ocak oldukça yoğun enerjilerin açığa çıktığı bir gün olarak yaşandı. Arka arkaya oluşan Mars-Satürn üçgeni ve  Venüs-Satürn karşıtlığı hafta sonuna damgasını vurdu. Zorluklara karşın yolumuzdan, hedefimizden sapmamak, duygularımızı kontrol edebilmek, bir ilişkide ciddi şekilde bağlanmanın getireceği sonuçlarla yüz yüzelenmek gibi bizi olgunlaştıracak deneyimlerden geçmiş olabiliriz.

BU HAFTA İÇİMİZDEKİ GÖKYÜZÜ NASIL?
Bu hafta bir hayli önemli bir gökyüzü olayıyla başlıyor. Bu yılın ilk Güneş Tutulması 26 Ocak Pazartesi günü Yeniay ile birlikte 06 derece 30 dakika ile Kova burcunda, saat 09:59’da gerçekleşecek. Bu kez Güneş Halkalı olarak tutulacak. Yani Ay Güneş’in tümünü birden kaplamayarak, dışarıda daire şeklinde bir kısmı kalacak. Tutulma kuşkusuz hepimizin kişisel haritalarında Kova-Aslan aksını tetikleyecektir. Kova ya da Aslan’da 6 derece civarında kişisel gezegenleri veya önemli noktaları (Yükselen, Alçalan, Gökyüzü Tepe Noktası, Ayakucu Noktası gibi ) bulunanlar ile Boğa ve Akrep burçlarının daha çok etkileneceklerini söyleyebiliriz. Tutulma Jüpiter’in hemen yanıbaşında gerçekleşecek. Daha iyimser ve ümit dolu olmamızı sağlayacak önemli ve beklenmedik olaylar yaşamaya açığız.

27 Ocak Salı günü saat 08:12’de Oğlak burcunda Merkür ile Mars kavuşum yapacaklar. Düşüncelerimizi cesur bir şekilde ortaya koyabilecek durumdayız. Ancak Merkür’ün hala geri gidişini sürdürdüğünü unutmayarak önemli girişimleri 9/10 Şubat’tan sonraya bırakalım.

28 Ocak’ta Ay, 08:13 itibariyle Balık burcuna giriyor. Daha hassas, romantik, idealist ve içsel süreçlerimizle ilgiliyiz. Yaklaşık 2,5 gün boyunca ilişkilerde sınırlarımızı korumaya ve kendi kendimizi aldatmamaya, gerçekçi olmaya çalışalım.

29 Ocak’ta inişli çıkışlı değişken duygularımız olabilir. Ruh halimizdeki dalgalanmalar iletişimde bizi daha da zorlayabilir. Ay, Uranüs ile kavuşum halinde olacak.

30 Ocak Cuma bir başka yoğun enerjili gün. İçimizdeki denge ayarı Ay oldukça hareketli. Satürn, Merkür, Mars, Venüs ile açı yaptıktan sonra 11:25 itibariyle boşluğa düşecek. 17:26’da Koç burcuna girene kadar gün içinde belirsizliklerle boğuşabiliriz. O nedenle önemli işlerimizi sabahtan halletmekte yarar var. Ay hafta sonu boyunca Koç burcunda ilerleyecek. Sabırsız ve tahammülsüz olabiliriz. Yeni girişimler konusunda acele etmemeli, düşünerek adım adım ilerlemeliyiz.

1 Şubat Cumartesi bir başka önemli tarih. Saat 09:12’den itibaren 21 derece 45 dakika ile Merkür artık Oğlak burcunda ileri gitmeye başlayacak. Ancak en koyu gölgelerinin görüleceği günler kapıda! Şubat’ın 9/10’una kadar önemli planlarınızı ertelemekte yarar var. Aksi taktirde tekrar tekrar gözden geçirmek ve düzeltmek zorunda kalacağımız pek çok konuyla uğraşmak durumunda kalabiliriz.

Hepinize sevgi ve paylaşım dolu, mutlu, huzurlu, olumlu gelişmelere açık bir hafta diliyorum. Esen kalın.