Ardından…
İnsan uzun zamandır beklediği, yapacağı diğer işler için adeta bir sınır taşı olarak nitelediği konular gelip geçtikten sonra garip bir boşluk duygusuna kapılıyor. Oysa akılda, masada, sümende çoktandır sırasını bekleyen ne çok şey var. Ama gel gör ki, o çoktandır beklenen sınır noktasını aşmış olmayı da hazmetmeye ihtiyaç hissediliyor bir süre…
Şimdi kızım ve ben de bu durumdayız işte. Sınav hazırlıkları dedik, iki yıldır dersti kurstu, maddi manevi koşturup yorulduk. Okul bitti. ÖSS bitti. Her şey gibi bunlar da geldi geçti işte. Bu hafta mezuniyet balosu var. Astrolojik olarak emeklerinin hasadını alacağı bir Dolunay akşamında gerçekleşmesi bir başka hoşluk. Sonrasında ise, yürek dolusu ağırlıkla sonuçları beklemek ve kendi isteğine, hedeflerine en uygun alan ve üniversitede geleceğini inşa etmesini izlemek… Ne diyelim, “Haklarında hayırlısı olsun”dan başka… Bunca yıllık yaşam deneyiminden sonra hiç bir konuda tutturmamak gerektiğini öğrendim. Artık herhangi bir şey dilerken bile adını koymaktan çekiniyorum. O kadar arzu ettiğimiz bir şeyin bizim için hayırlara neden olacağını nereden bilebiliriz ki? O yüzden hayırlısını diliyorum hep Allah’tan.
Bir de garip bir duygusallık çöktü üstüme. Daha dün gibi sanki Ececiğim’in elinden tutup yuvaya bıraktığım günler. Lüleli saçlarını sallayarak hoplaya zıplaya çok sevdiği yuvası Pırıltı’ya hevesle koşmaları. “Makas kullanabiliyor, tuvalet ihtiyaçlarını tek başına giderebiliyor” türünden yuvanın verdiği raporlar. Yuva mezuniyetindeki ilk kepli töreni… Tüm öğrenim yaşamı takdir ve teşekkürlerle geçti kızımın. Bir gün bile “Dersine çalış” dedirtmemiş olduğu için ben de kendisine izninizle bu sütunlarda takdir ve teşekkürlerimi sunuyorum. Sanmayın ki, dersten başka bir şey düşünmeyen bir insan olarak bugünlere geldi! Okuyan, sorgulayan, merak eden, sanat ve müzikle ilgilenen, kültürün gereğinde yere çöp atmamak olduğunu bilen biri olarak yetişti o. Yeri geldi inandıkları için bizlere kafa tuttu. Yeri geldi kendi kişisel zaaflarını korkusuzca ortaya döküp karşımızda öylece apaçık bir şekilde durabildi. Ona teşekkürüm yalnızca iyi bir öğrenci olduğu, bizleri zorlamadığı için değil. Kendini inşa ederken bunca cesur, bunca özgün olabildiği için. Yakınlarda yaş günü var. İyi ki doğdun, dünyaya, aramıza, canımıza hoşgeldin diyorum şimdiden. Bu hafta biraz duygusal bir yazı oldu; mazur görün. Kimbilir belki de yaşlanıyorumdur!
BU HAFTA İÇİMİZDEKİ GÖKYÜZÜ NE ALEMDE? 16 Haziran Pazartesi günü ateş gruplarından Yay’da ilerlemekte olan Ay ile giriyoruz. Önümüzdeki yaklaşık üç gün boyunca neşeli, girgin, iyimser ve hoşgörülüyüz. 18 Haziran Çarşamba oldukça yoğun enerjilerle dolu bir gün. İkizler’deki Venüs Yay’daki Plüto’ya karşıt açı verdikten sonraYengeç burcunda yolculuğuna devam edecek. Sabah saatlerinde sevgi ve ilişkilerde bizi bir süredir zorlayan konularda dönüştürücü yüzleşmelere açığız. Yüzeysel ve artık bize engel olan ilişkiler elenebileceği gibi, dürüstçe meseleler ortaya konup arıtılmak suretiyle geçerliliğini koruyabilecek kıvama gelebilir. Yine aynı gün İkizler’deki Güneş ile Yay’daki Ay birbirlerine karşıt açı vererek Dolunay fazını oluşturacaklar. Yeniay’da başlatmış olduğumuz projelerin meyvelerini toplayabileceğiz.
Venüs 13 Temmuz’a kadar Yengeç burcunda ilerlerken ilişkilerde hassasiyet ve kırılganlık artacak, duygusal güvenlik konuları, ailemizle ilişkilerimiz önem kazanacak. Bu süreçte evimiz, yuvamızla ilgilenmemiz gerekebilir.
19 Haziran duygularımız ve duygusal reaksiyonlarımızın Oğlak karakterinde kendini hissettireceği ve Merkür’ün İkizler’de direkt harekete geçmek üzere durağanlaştığı bir gün. Yaklaşık bir hafta kadar daha gölgelerinin süreceğini hatırlayacak olursak yeni bir şeylere başlamak, girişimlerde bulunmak için pek de uygun bir zaman olmadığını bir kez daha görürüz. Bu süreçte üzerinde çalıştığımız konuları ne kadar tamamladık, iletişimimizde ne kadar gerçekçi ve tarafsız kalabildik gibi konuları sorgulamakta yarar var.
20 Haziran’da Güneş ile Plüto birbirlerine gerilimli açı veriyor. Otorite konumundaki kişilerle manipülasyon, güç savaşları yaşayabilir veya görmezden geldiğimiz bazı konuları görünür kılacak durumlarla karşılaşabiliriz. Bunu iyi ya da kötü diye nitelemek yerine hayatımızda artık aksayan taraflarda kökten değişiklikler yaratmak için bir fırsat olarak görmek gerekir. Maddesel düzeyde bakacak olursak, bazı mekanik aletlerin bozulduğunu, tamir edilmeleri gerektiği gerçeğiyle karşılaşabiliriz.
Hafta sonu boyunca Ay Kova burcunda ilerleyecek. Sevdiklerimiz ve yakınlarımızla olmak isteyeceğiz.
21 Haziran’da Güneş artık Yengeç burcunda. Kuzey Yarı Kürede Güneş göksel ekvatorun üzerindeki en uzak noktaya ulaşacak. Yaz solstistine (gündönümüne) gireceğiz. Yengeç burcu ile ilgili genel bilgileri Haziran ayı yorum yazımda bulabilirsiniz.
Sevgiyle ve sevdiklerinizle, esen kalın. Güzel bir yaz geçirmeniz dileğiyle…
|